KİMDİR, NEDİR: WORLD OF WARCRAFT – ARTEFAKT SİLAHLAR

DEATH KNIGHT

“Var olduğum her şeyi; öfke, acımasızlık, intikam… Hepsini sana bahşediyorum, seçilmiş şövalyem. Sana ölümsüzlüğü veriyorum ki Scourge için yeni ve karanlık bir çağın başlangıcının elçisi olabilesin.”

İlk duyduğun sözler bunlardı, değil mi? Işık’ın Umudu Şapeli Savaşı‘nda orada bulunduğun için ne kadar şanslı olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Her şeyden öte kendi benliğine kavuşabildiğin için şanslısın. Biz de… Biz de senin gibi bir kahraman yanımızda yer aldığı için şanslıyız. Seçtiğin yol her ne olursa olsun…

[well]

Lorekeeper-Death Knight-blood

BLOOD – Maw of the Damned

Bundan oldukça uzun bir zaman önce dövüldü bu balta. O kadar uzun bir zaman önce ki bu korkunç silahı kimin yaptığı, bilinmeyen bir tarihin sayfaları arasında kaybolup gitti; ancak o günden beri Lejyon’un istila ettiği dünyalar üzerinde dehşet saçmasına yardım etti. Düşmanlarının yaşam enerjisini emmesini sağlayan bir maddeden dövülen baltanın kana susamışlığı ise dillere destandı; öyle ki bir süre düşmanlarının kanında yıkanmayan silahın gözünü taşıyıcısına dikmesi uzun sürmedi ve yaratıcısını canından edip ruhunu, açlığı hiçbir şekilde dinmeyecek şekilde lanetleyerek içine hapsetti.

Tam olarak ne zaman Tenyaran Gorelix‘in eline geçtiği bilinmese de bu acımasız mo’arg, baltayı Lejyon’un düşmanlarını alt etmek, işgal ettikleri sayısız dünyaların sakinlerini öldürmek ve onların enerjisiyle kendini beslemek için kullandı. Dokunduğu her canlıyı yok edip sonu gelmeyen açlığını bastırmaya çalışan silah, onu taşıyan iblisi olağanüstü güçlü kıldı.

Lorekeeper-Artifacts-Death Knight-Maw of the Damned

[/well]

[well]

Lorekeeper-Death Knight-frost

FROST – Blades of the Fallen Prince (Icebringer & Frostreaper)

Kil’jaeden, ork şaman Ner’zhul’u ilk Lich Kral’a dönüştürdüğünde ruhunu hapsedip onu kontrol edebileceği bir yol bulmaya çalışırken bilinen en kurnaz iblis ırklarından biri olan nathrezimler, Lich Kral güçlerini açığa çıkaran ve taşıyanın Scourge üzerinde tam anlamıyla kontrol kurmasını sağlayan bir miğfer, öldürdüğü kişilerin ruhlarını içine hapsederek beslenen bir rün kılıcı ve giyen kişiye muazzam bir koruma sağlayan bir zırh yaparak iblis lordunun arayışına çare oldular. Ner’zhul’un ruhunu miğfere ve zırha hapseden Kil’jaeden, onu Kuzeyyarı‘na göndererek nathrezimlerin yaptığı tüm parçalarla birlikte Donmuş Taht‘a, tamamen buzdan oluşan bir kütlenin içine hapsetti. O rün kılıcı, Frostmourne’du.

Yakan Lejyon’un kendi üzerinde kurduğu hakimiyetten oldukça rahatsız olan ve bir şekilde bu kapandan kurtulmanın yolunu arayan Ner’zhul, öncelikle güçlerini kullanarak Frostmourne’u hapsolduğu buz kütlesinden dışarıya fırlattı ve bu sırada Lordaeron Prensi Arthas Menethil’in, aradığı çözüm yolu olduğuna da kanaat getirdi. Lordaeron’u kasıp kavuran salgınla baş etmeye çalışan Arthas, gittikçe daha kabul edilemez adımlar atmaya ve her seferinde insanlığından biraz daha kaybetmeye başladı. Stratholme şehrindeki salgını durdurmak ve orada yaşayanların birer diriölü halini alarak dehşet saçmasını engellemek için şehir sakinlerinin hepsini bizzat öldüren ve şehri ateşe veren Arthas, tüm bu yıkıma sebep olan iblis Mal’Ganis’i aramak için Kuzeyyarı’na doğru yola çıktı.

Kuzeydeki kıtaya vardığında dostu Muradin Bronzebeard ile karşılaşan Arthas, onunla beraber rün kılıcını aramaya başladı. Kılıcı bir mağarada bulan ikiliden Muradin, Frostmourne’un lanetli olduğunu ve kullanılmaması gerektiğini söylese de Arthas, yurdunu korumak için gerekirse her türlü lanetle baş etmeye razı olduğunu söylerek kılıcı ele geçirdi. Mal’ganis’i de alt eden Arthas, bu noktadan sonra insanlığını tamamen kaybetmeye başladı ve Frostmourne üzerinden kendisiyle iletişime geçen Lich Kral’ı bulabilmek için Donmuş Taht’a doğru yola çıktı. Zırh parçalarını hapseden buz kütlesini rün kılıcıyla parçalayan Arthas, Ner’zhul’un ruhunun bulunduğu miğferi giyerek Azeroth’un en korkunç ve karanlık karakterlerinden biri olma yolunda ilk adımını da atmış oldu. Kendi askerlerini öldürüp bir kısmını ölüm şövalyesi olarak dirilten Arthas, dehşet veren olaylara imza attı. Babası Kral Terenas’ı bizzat öldürdükten sonra Scourge’ü Lordaeron’a saldı. Büyücü Kel’Thuzad’ı diriltebilmek için Güneş Pınarı‘na doğru yola çıkarak elf krallığı Silvermoon’un yıkımına öncülük etti. Korucu General Sylvanas Windrunner’ı öldürüp bir banshee olarak diriltti. Dalaran’da Başbüyücü Antonidas’ın ölümüne sebep oldu. Birçok yıkıma ön ayak olmasının ardından Kuzeyyarı’na geri döndü ve kendisini Donmuş Taht ile onu saran buzun içerisinde hapsederek gücünü toplamak için uykuya daldı.

Arthas tekrar uyandığında Azeroth’u bir Scourge istilası ile ele geçirmek isterken planları bu sefer pek de umduğu gibi ilerlemedi. Orda ve İttifak’ın önde gelen kahramanları hem Dalaran büyücüleri hem de paladinlerin lideri Yüce Lord Tirion Fordring ile işbirliği yaparak Lich Kral’ın planlarını bir bir bozdular. Lich Kral ile yapılan son savaşta güçlü silahı Ashbringer’ı kullanan Tirion, Frostmourne’u parçalayarak Arthas’ın öldürülmesine öncülük etti. O günden itibaren Frostmourne’un kırık parçalarının nerede olduğu ise sır gibi saklandı… Ta ki Lejyon istilası Azeroth’u tekrar tehdit edene ve sonunda işte bu güçlü rün kılıcının parçalarından iki yeni kılıç doğana kadar.

Lorekeeper-Artifacts-Death Knight-Blades of the Fallen Prince

[/well]

[well]

Lorekeeper-Death Knight-unholy

UNHOLY – Apocalypse

Götürüldüğü her yere yıkım, vahşet ve ölüm getirmesiyle bilinen bu kılıç, iblis nathrezimler tarafından yaratıldı. Ne zaman olduğu kestirilemeyen bir dönemde ise bir Tirisgarde büyücüsünün eline geçti. Tirisfal Gardiyanı‘nın yokluğunda Tirisfal Konseyi tarafından savaşa çağırılan Tirisgarde, Dalaran’ın seçkin büyücü muhafızlarından oluşur ve güçlerini, kullandıkları kadim artefaktlardan aldıkları bilinirdi. Ancak bu kılıcı edinen büyücü o kadar da şanslı değildi ve yıkıcı gücünü kontrol edemeyerek can verdi.

Kötü ün salmış olan bu kılıç, daha sonraları Kara Atlılar olarak bilinen karanlık bir grubun eline düştü. Sargeras tarafından benliği ele geçirilmiş olan Son Gardiyan Medivh’e sahte artefaktlar satmaya çalışan tüccarlardan oluşan bu grup, yaptıkları düzenbazlığın cezasını Medivh için sonsuza dek gerçek artefaktlar arayacak şekilde lanetlenerek ödedi. Bu dehşet verici silahı bulduklarında ise onu, Karazhan kulesinin altında yer alan ve her değerli parçayı sakladıkları yeraltı mezarına götürmeleri kaçınılmazdı.

Lorekeeper-Artifacts-Death Knight-Apocalypse

[/well]

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)