WARLOCK
“Herhangi bir ricaya, yalvarışa veya minnete dayalı olmayan bir güç… Yalnızca onu emrimiz altında almayı isteyecek kadar kudretli olduğumuz için sahip olduğumuz bir güç. Dilediğimiz gibi kontrol edebildiğimiz, biat etmeye zorlayabildiğimiz, irademizin buyruğuna alabildiğimiz bir güç. Bu güce sahip olanlara ve onu ustalıkla kullanabilenlere dikkat edin!”
Bu dünyanın gördüğü en karanlık varlıklardan birinin, Gul’dan’ın dile getirdiği bu sözlerin aslında ne kadar doğru olduğunu görmezden gelemeyiz. İblisleri kontrol edebilmenin, onları boyun eğmeye zorlayabilmenin hele ki böyle bir zamanda bizim için ne kadar değerli olduğunu anlatmama gerek yok sanırım. Senden büyük adımlar atman bekleniyor ancak asla unutma ki karanlığın yolu her zaman daha çekicidir; albenisine kapılıp bizi yarı yolda bırakma.
[well]
AFFLICTION – Ulthalesh, the Deadwind Harvester
Yakan Lejyon saflarına katabileceği güçlü müttefikler arayışında olan Sargeras, Argus gezegenini bulduğunda burada yaşayan ve muazzam büyü gücüne sahip olan eredar ırkına kudretli bir gelecek vadetmiş ve sonucunda büyük bir kısmını kendi tarafına çekmişti. Bu eredarlar arasında yer alan Satiel, Azeroth topraklarına gelen ilk nekrolayttı. Nekrolaytlar, ruhlar üzerinde hakimiyet kurmaları ve onları kendi istekleri doğrultusunda kullanarak sahip oldukları güçleri besledikleri bilinen karanlık ve meşum büyücülerdi; gerektiği takdirde bu ruhların gücünü kullanarak ölmüş savaşçıları diriölü olarak kaldırıyor ve kontrol edebiliyorlardı.
Satiel’in Azeroth’a gelmesiyle ona yardımcı olacak bir silah sağlamak isteyen Sargeras, eredara tırpan görünümüne sahip bir asa verdi. Ölüyel Geçidi sakinlerinin ölümüne sebep olan ve bu süreçte hayat özlerini emen asa, yaşamına son verdiği kişilerin ruhlarını da içinde hapsetti. Öncülük ettiği yıkım ve karanlık sebebiyle bölgede güçlü büyü enerjilerinin toplanmasına sebep olan Satiel ise kısa sürede Tirisfal Gardiyanı’nın hedefi haline geldi. Gardiyan tarafından öldürülen Satiel’in ruhu, kendisine karşı kullanılan tırpanın içine çekilerek hapsedildi. Bu dönemde silaha ne olduğu bilinmese de daha sonraları Medivh’e sahte artefaktlar satmaya çalıştıkları için lanetlenen ve büyücüye sonsuza dek hizmet etmek zorunda kalan bir grup tüccarın oluşturduğu Kara Atlılar lakaplı biniciler tarafından bulunarak Karazhan’daki yeraltı mezarlığına saklandı.
[/well]
[well]
DEMONOLOGY – Skull of the Man’ari
Argus gezegeninde karşılaştığı eredar ırkının gücünden etkilenen Sargeras, onları Yakan Lejyon saflarına katmak için çeşitli tekliflerde bulunmadan önceki dönemlerde bile bu ırkın büyü kullanımı üzerindeki ustalıkları muazzamdı. Öyle ki Thal’kiel adındaki bir eredar, dünya dışı varlıkları çağırmak ve onları kendi iradesine bağlamak konusunda eşi benzeri görülmemiş bir güce sahipti. Hırsına yenik düşen Thal’kiel, zaman içerisinde daha tehlikeli çalışmalar yaptı ve saf karanlığın merkezi olan Hiçlik düzlemine ulaşarak daha önce hiçbir eredarın karşılaşmadığı uğursuz canlıların varlıklarını keşfetti; onları çağırmayı ve kontrol altına almayı öğrenmesi ise uzun sürmedi.
Bu dönemde eredar ırkıyla temas kuran Sargeras ise yönetimdeki üç büyük isim arasından Kil’jaeden ve Archimonde’u kısa sürede kendi saflarına katmayı başarmıştı. Thal’kiel’in gücünü ve bu gücü nasıl bir küstahlıkla sergilediğini fark eden Archimonde, oldukça öfkelendi ve eredarı öldürdü; çeşitli kaplamalarda donattığı kafatasını ibret alınması için sergilemekten de geri kalmadı. Yakan Lejyon’un en büyük müttefiklerinden biri olan kurnaz nathrezim ırkının en güçlü üyelerinden biri olan Mephistroth, bu kafatasında hâlâ var olan muazzam enerjiyi fark etmekte gecikmedi. Günümüzde bile Lejyon istilalarını zaferle sonuçlandırmak için iblis orduları çağıran ve onları yöneten Mephistroth, kullandığı gücü arttırabilmek için kafatasını ve beraberinde bir diğer dehşetengiz artefakt haline gelmiş olan Thal’kiel’in Omurgası‘nı kullanmaktan çekinmedi.
[/well]
[well]
DESTRUCTION – Scepter of Sargeras
İblislerin kontrolü altındaki orklar tarafından oluşturulan Orda, Kara Geçit’ten geçerek Azeroth’a varıp istilaya başlamadan çok önceleri bile büyük bir güce sahip olan bilge ork şaman Ner’zhul, Gölgeay Klanı’nın lideriydi. Ruhlarla oldukça derin bağları olduğu bilinen Ner’zhul, halkı tarafından hayranlık ve saygıyla karşılanıyordu. Uzun süre önce ölmüş olan eşi Rulkan’ın ruhunun bir gün kendisiyle temasa geçmesi ve draeneilerin orkları yok etmeyi planladıklarını söylemesiyle farkında olmadan karanlık bir yola saptı. Yakan Lejyon’un iblis lordlarından biri olan Kil’jaeden tarafından yönlendirilmeye başlanan Ner’zhul, birçok draenei yerleşkesine saldırılar düzenledi. Ancak diğer ruhlarla olan bağının kopmaya başladığını fark eden şaman, kimliğini henüz bilmediği Kil’jaeden’in bir iblis lordu olduğunu ve kendisiyle ilk iletişime geçen ruhun da aslında eşi Rulkan’a ait olmadığını acı içinde öğrendi. Kil’jaeden tarafından güçleri alınan şamanın yapabildiği tek şey, orklar iblis Mannoroth’un kanını içerek Lejyon’un piyonları haline gelmeden önce Ayazkurdu Klanı’nın şefi Durotan’ı uyarmak oldu.
Orklar Orda’yı oluşturup Azeroth’a akın etmişler ancak İkinci Savaş sırasında Gul’dan’ın ihanetiyle birlikte ağır kayıplar vererek esaret altına alınmışlardı. Kara Geçit ise İttifak kuvvetlerinin çalışmaları sonucu Azeroth tarafından kapatılmış ancak etkileri Draenor’a kadar ulaşmıştı; öyle ki Ner’zhul’un ağır yaralanmasına sebep oldu. Gul’dan’ın yarattığı ilk ölüm şövalyesi olan Teron Gorefiend, iki yıl içerisinde iyileşen Ner’zhul’a giderek istila edecekleri başka dünyalar bulmak adına yeni boyut kapıları açmak amaçlı planını anlattı. Planı kabul eden Ner’zhul’un bu işi gerçekleştirebilmesi için Azeroth’ta bulunan birçok değerli eşyayı edinmesi gerekiyordu: Gul’dan’ın Kafatası, Medivh’in Kitabı, Dalaran’ın Gözü ile Sargeras’ın Kabri‘nde bulunan, geçmişte Kara Titan’ın emri altındaki yüzlerce kulu ve kölesinin büyük uğraşlar sonucu tamamladığı ve dünyalar arasında boyut kapısı açabilme kudretine sahip olan asası. Bu parçalara sahip olduktan sonra Draenor üzerinden geçitler açmaya başlayan Ner’zhul için Orda’nın artık hiçbir önemi yoktu. Sadık takipçileriyle birlikte açılan ilk geçitten geçen Ner’zhul’un kullandığı büyünün enerjisi öylesine yok edici bir güce sahipti ki Draenor gezegeni parçalandı ve günümüzde bildiğimiz Outland halini aldı.
Ner’zhul’un kullandığı dört büyülü eşyadan biri olan asa, Dalaran’ın yönetici konseyi Kirin Tor’un seçkin büyücüleri tarafından ele geçirildi. En kudretli büyücülerin bile ne kadar uğraşsalar da yok edemedikleri asayı saklamak zorunda olduklarını anlayan Kirin Tor, onu büyüyle korunan bir odaya kilitledi ve bir daha kimsenin ulaşamaması için gözetim altına aldı.
[/well]