KİMDİR, NEDİR: THRALL

Orda’yı Kalimdor sahilinin doğu kısmındaki kızıl topraklara yönelten Thrall, yaşam koşullarının zor olacağını bile bile buraya yerleşmeye karar verdi ve toprakları yaşanabilir hâle getirmenin İlk Orda’nın işlediği suçları telafi edecek bir kefaret olduğunu umdu. Bölgeye Thrall’ın kahraman babası adına Durotar, kurdukları şehre de efsanevi Savaşşefi’ni onurlandırmak için Orgrimmar adını verdiler. Her ne kadar bu şehir Orda’nın başkenti sayılsa da Orda’yı oluşturan diğer ırklar Orgrimmar’ın civarındaki yerlere kendi şehirlerini kurmayı tercih ettiler. Karamızrak trolleri Yankı Adaları’na yerleşirken taurenler ise Mulgore’da Thunder Bluff adında yeni bir şehir kurdu.

Durotar’daki bütün bu canlılık ilk Orda ile birlikte Azeroth’u işgal etmiş ancak o yoldan dönmüş eski bir savaşçının dikkatini çekti. Yıllardır izole bir şekilde yaşamakta olan Rexxar, Thrall’ın bu yeni Orda’sının onur ve gurur gibi erdemleri yücelttiğini görünce onlara katılmaya karar verdi.

Durotar’ın Kuruluşu sırasında Rexxar

Üçüncü Savaş’taki İttifak güçlerinin de Orda’nın yeni yuvasının çok da uzağında olmayan yeni bir yerleşkesi bulunuyordu. Jaina’nın yönetiği bu şehrin ismi Theramore‘du. Thrall ile olan iletişimini devam ettiren Jaina, her geçen gün orkun anlatılan hikâyelerden ne kadar farklı olduğunu düşünmeye başladı ve ikili oldukça güzel bir dostluk kurarak karşılıklı saygıya ulaştılar. Yine de herkes bu yeni ve barışçıl Orda’ya hak ettiği ikinci şansı vermeye niyetli değildi. Jaina’nın babası Amiral Daelin Proudmoore tarafından kumanda edilen bir İttifak donanması, Thrall’ın bütün barış çağrılarına kulak tıkayarak orklara savaş açtı. İki taraf arasındaki tansiyon iyice kırılma noktasına geldiğinde Thrall haberciler yollayarak Jaina’dan müthiş bir fedakârlık yapmasını istedi: Orda’nın Theramore’a girmesine izin vererek babasını öldürmesine göz yummasını. Böylece iki taraf arasındaki kırılgan barış bozulmadan, mantığın sesini dinlemeyi reddeden sadece tek bir kişinin kanıyla bu savaş sona erebilirdi. Babasının aksine bu yeni Orda’nın gerçekten de öncekinden farklı olduğuna inanan ve Thrall’a güvenen Jaina, içi kan ağlayarak da olsa kenara çekilerek Orda’ya istediğini verdi. Bizzat Rexxar’ın baltasının ucunda can veren Daelin Proudmoore’un ardından Orda güçleri geri çekildi ve Daelin’in donanmasından sağ kalanlar da Kul Tiras’a geri döndüler. Yine de bu hareket Rexxar’ın Orda’ya olan inancını sarsmıştı; bu yüzden de sessizce yine başkalarından uzaktaki yalnız yaşantısına döndü.

Bu sırada kıtanın karşı tarafında Kraliçe Sylvanas Windrunner, Liç Kral’ın hükmünden kurtulmuş ve iradelerini geri almış olan Terkedilmişler için bir müttefik arayışındaydı. İlk tercihi eski halkı asil elfler olmasına rağmen Quel’Thalas halkı, diriölüleri canavar olarak gördüğünden bu teklifi reddetmişti. Bunun üzerine Sylvanas hem İttifak hem de Orda’ya elçiler yolladı. İttifak’a yolladığı elçilerden bir daha haber bile alamazken Orda içindeki taurenler bu canavarımsı, grotesk görünüşlerinin altında aslında Orda’yı oluşturan diğer ırklar gibi dışlanmış ve kendilerine yuva arayan bir halk olduğunu savundu. Bilhassa Cairne Bloodhoof ve Hamuul Runetotem’in bastırdığı bu fikir yavaş yavaş Thrall’ın da aklına yatmaya başladı; ne de olsa bir zamanlar orklar da canavar olarak görülmüştü ve o yüzden Terkedilmişler ile empati kurabiliyordu. Böylelikle Sylvanas resmî olarak Orgrimmar’a davet edildi ve Lordaeron harabelerinde yaşamakta olan Terkedilmişler Orda’nın bir parçası oldu.

Orda Savaşşefi Thrall

Sonraki yıllarda İttifak ile Orda arasındaki ilişkiler ufak tefek müsademelerle sıklıkla test edilse de iki taraf da açık bir savaşa yanaşmadı. Bu iki tarafın da işine geldi; böylece Orgrimmar gelişip büyüdü ve Orda katılan yeni ırkların da katkısıyla iyice güçlendi. Bu sırada Orda içerisinden çeşitli maceracılar ve kahramanlar ortaya çıkıp hem Azeroth’u hem de Orda’yı tehdit eden birçok tehlikeye karşı da savaştılar. Ancak Orda’nın daha çok kahramana ve askere ihtiyacı vardı, bu yüzden Quel’Thalas elfleri hayatta kalabilmek için müttefik arayışına çıktıklarında Sylvanas, elflerin Orda’nın elini güçlendirebileceğini savundu. Thrall ve Cairne bunun üzerine artık kendilerine kan elfi adını vermiş olan bu elflerle buluşarak müzakerelere başladılar. Aralarındaki tatsız geçmişe rağmen iki taraf da güçlerini birleştirmenin birbirlerine yarar sağlayacağına inanıyordu. Lor’themar Orda’ya katıldıkları gibi Thrall’ı Lejyon’un Ötediyar üzerindeki planlarından haberdar etti ve kayıp prensleri Kael’thas’ı bulmak istediklerini belirtti. Ancak Kael’thas’ın aslında Lejyon’un bir kuklası olduğundan hepsi habersizdi…

Çarpık Düzlem’den suya attığı taşın yarattığı halkaları izleyen Kil’jaeden, hem İttifak hem de Orda’yı daha çok karmaşaya sürüklemek için Kara Geçit’in bir kez daha açılmasını sağladı ve iblis ordusunu hem Stormwind hem de Orgrimmar’a saldırmak üzere gönderdi. İki fraksiyon da ordularını Lejyon’la savaşmak adına geçidin diğer tarafına yolladı. Geçidin tekrar açılmış olması bir yandan Thrall’a daha önce hiç sahip olmadığı büyük bir fırsat sunmuştu: Orkların asıl dünyasını ilk defa görme imkânı. Üstelik Azeroth’lu savaşçılardan gelen raporlara göre iblis kanının etkisine hiç girmemiş, hâlâ saf bir ork topluluğu varlığını sürdürmekteydi ve aralarında Thrall’ın bazı akrabaları da vardı. Bunun üzerine Thrall, akıl hocası Drek’Thar ile birlikte Ötediyar’a geçti ve “Mag’har” yani “kirlenmemiş” orklarla tanışmak için Nagrand’a geldi. Burada büyükannesi Geyah ve Grommash’ın oğlu Garrosh Hellscream ile tanıştı. Geyah’dan ailesine ve kendisine dair bilmediği birçok şey öğrendi; bunların başında anne ve babasının kendine verdiği isim olan “Go’el” de vardı. Kendisi de Mag’har’lara Azeroth ile ilgili şeyler öğretmeyi ihmal etmedi. Babasının iblis kanı etkisinde yaptıklarına dair duyduğu hikâyelerin utancıyla yaşamak zorunda kalan Garrosh’a onun orkları özgür bırakarak bir kahraman gibi öldüğünü anlattı. Thrall’ın hikâyesiyle babasına olan inancını geri kazanan Garrosh, Savaşşefi’nin danışmanlarından birisi olarak onunla birlikte Azeroth’a döndü.

Thrall, Garrosh’a babası hakkındaki hikâyeler anlatırken…

Ötediyar’da Lejyon’a karşı beraber savaşan İttifak ve Orda, aslında birlik olduklarında ne kadar etkili olabildiklerini de kanıtlamışlardı. İki taraf arasındaki buzlar büyük ölçüde erimişti ve Jaina da bunu fırsat bilerek bir barış zirvesi düzenlemeyi teklif etti. Herkes bu fikre çok sıcak bakmasa da Thrall ve Stormwind kralı Varian Wrynn teklifi fraksiyonları adına kabul ettiler. Gerçekten de Azeroth tarihini değiştirebilecek bu etkinlik ne yazık ki Alacakaranlık Çekici tarikatının sabotajı yüzünden başarıya ulaşamadı. Ogre büyücü Cho’gall tarafından kontrol edilen Garona, Varian’a suikast düzenlemeye çalıştı ve orkların elinde aylarca bir köle olarak arenalarda dövüşmek zorunda kalmış olan Varian bunu bir Orda saldırısı olarak yorumladı. Thrall’ı suçlayan Varian, iki taraf arasında tekrar savaş ilan etmek üzereyken kimsenin göz ardı edemeyeceği bir başka düşman belirdi: Liç Kral. Hem Orgrimmar hem de Stormwind’e saldıran diriölüler diğer bütün problemlerin önüne geçti ve böylece Varian da Thrall da şehirlerini savunmak için geri çekilmek zorunda kaldılar.

Thrall şehre vardığında Liç Kral’ın orduları Orgrimmar’a ölümcül bir vebayı çoktan salmıştı; neyse ki Yüksek Eczacı Putress hiç vakit kaybetmeden bir tedavi geliştirmeyi başardı. Bütün danışmanları ve diğer ırkların liderleriyle görüşen Thrall, Jaina’dan İttifak’ın da Liç Kral’a bir karşılık vermeyi planladığını öğrendikten sonra Kuzeyyarı’na bir sefer düzenlemeye karar verdi. Garrosh bu karara karşı çıkarak önce Kuzeyyarı’na çıkartma yapan İttifak ordularını ezip sonra Liç Kral’la ilgilenmeleri gerektiğini söyledi. Garrosh’un her fırsatta savaş çıkartmayı teşvik eden yorumlarından ve emirlerini sorgulamasından sıkılan Thrall, ona haddini bildirmek için mak’gora adındaki kutsal bir düelloda meydan okudu. Gençliğinin verdiği ateşle yanan Garrosh saf kas gücü açısından Thrall’a karşı üstünlük sağladı fakat Liç Kral’ın orduları bu sefer öncekinden de büyük bir saldırıya başlayınca Thrall elementlerin çağrısını kullanarak Garrosh’u saf dışı bıraktı ve bu meseleyi daha sonra çözeceklerini söyledi. Thrall, Garrosh, Saurfang, Sylvanas, Rehgar ve şehrin diğer koruyucuları ellerindeki her şeyle Liç Kral’ın ordusunu geri püskürtmeye uğraştılar. Saldırıyı durdurdukları gibi Garrosh, Kuzeyyarı’na yapacakları saldırıyı yönetmeyi talep etti; Thrall bu teklifi kabul etti ancak ona göz kulak olması için kıdemli ve deneyimli savaşçı Varok Saurfang’i de yanına atadı.

Kuzeyyarı’nda Borean Tundrası’na çıkartma yapan Orda, bölgedeki çeşitli tehditlere karşı savaşarak konumlarını sağlamlaştırdı ve adım adım Buztacı Hisarı’na doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada İttifak ile birlikte Gazapkapısı Angrathar’a ortak saldırı düzenledikleri sırada Terkedilmişler içerisinde bir ayaklanma yaşandı ve Yüksek Eczacı Putress’in başlattığı saldırıda Varok Saurfang’in oğlu Dranosh da dâhil olmak üzere dört bin sadık Orda askeri ve Bolvar Fordragon’ı da içeren beş bin İttifak askeri telef oldu.

Dranosh Saurfang ve Bolvar Fordragon, Gazapkapısı Angrathar’da Orda ve İttifak güçlerini yönetirken…

Thrall bu kayıpların hesabını sormak için Sylvanas’ı çağırdığında bunun Varimathras ve Putress’in ondan habersiz yaptığı bir saldırı olduğunu söyledi ve isyan sırasında neredeyse kendisini de öldürdüklerini dile getirerek yardım etmeyi teklif etti. Thrall ve Sylvanas, birlikte Terkedilmiş başkenti Undercity’yi geri almanın planını yaparken Jaina belirdi ve Varian’ın Gazapkapısı’nda yaşananlar yüzünden Orda’ya direkt savaş açma niyetinin olduğu konusunda Thrall’ı uyardı. Thrall, Sylvanas ve Vol’jin şehri Varimathras’ın pençelerinden geri almaya çalışırken Varian ve İttifak ordusu da başka bir koldan şehre girerek Putress’in icabına bakmıştı. İki taraf karşı karşıya geldiğinde Undercity’de keşfettikleri deneyler ve kâbuslar üzerine daha da sinirlenmiş olan Varian, Orda mensuplarına saldırmaya çalıştı fakat Jaina araya girerek kralı ve askerlerini dondurup Stormwind’e geri ışınladı. Daha büyük bir felaketin önüne geçmiş olsalar da uğruna çabaladıkları barış belki de hiç düzelmeyecek bir darbe almıştı. Sylvanas Gazapkapısı’ndaki vebayla bir ilgisi olmadığını iddia etse de Thrall buna benzer bir olayın tekrarlanmaması için özel Kor’kron birliklerini Undercity’yi gözetlemeleri için konuşlandırdı.

Herkesin dikkati Undercity’ye dönmüşken cüce Brann Bronzebeard, Kuzeyyarı’nda büyük bir keşif yapmıştı. Kadim titan şehri Ulduar’ın altında yatan Eski Tanrı Yogg-Saron’ı hapis tutan zincirler zayıflamaktaydı. Derhâl Dalaran’a dönerek herkesi ilgilendiren bu tehdidi Rhonin’e anlatan Brann, bu konuda bir şeyler yapmalarını önerdi. Rhonin iki tarafın da liderleri olan Thrall ve Varian’ı acil görüşme için şehre çağırdı. Görüşmeye Varian’ın da geleceğinden haberi olmayan Thrall, yanında Garrosh’u getirince zaten gergin olan ortamda öfkesini kontrol edemeyen iki savaşçı doğrudan silahlarına davrandılar; Putress’in ektiği nifak tohumları çoktan meyve vermeye başlamıştı. Bu sefer araya giren Rhonin oldu ve Varian ile Garrosh’u sakinleştirmeye çalışıp birlikte çalışmalarını rica etti. Gazapkapısı’nda olanlardan sonra bir daha asla Orda ile birlikte çalışmayacağını söyleyen Varian görüşmeyi terk etti. Garrosh ise gerçek bir Savaşşefi’nin asla korkaklarla iş birliği yapmaya çalışmayacağını mırıldandı; öte yandan Thrall, Garrosh’un bu inatçı ve siyah-beyaz bakış açısından dolayı duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

İttifak ve Orda birlikte çalışmasalar da ayrı ayrı ilerleyerek Ulduar’ın gizemlerini aydınlatmaktan geri kalmadılar. İttifak, Taş Salonları ve Ulduar’daki gizemlerin perdesini aralarken Orda ise Yıldırım Salonları’na girerek Bekçi Loken ile dövüştü ve nihayetinde iki taraf da Ulduar’daki Yogg-Saron tehdidinin sonlanmasında rol oynadı. Gerçek tehdit olarak geriye bir tek Liç Kral kalmıştı lakin tarafsız bir organizasyon olan Gümüş Sefer bu seferki savaşın ayrı gayrı kazanılamayacak kadar büyük ve önemli olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden de iki tarafı bir kez daha bir araya getirmeye çalışacak son bir koz oynadılar: Gümüş Turnuva. Turnuvanın fikri ve teklifinin iki tarafın da güvenip saygı duyduğu paladin Tirion Fordring’den gelmesi, ortak zeminde buluşulmasında büyük rol oynadı. Üstelik Azeroth’lu kahramanlar bu turnuvada yarışmaya oldukça heveslilerdi; bu yüzden liderler de fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak Seferîler Kolezyumu’nda bir araya geldiler.

Seferîler Kolezyumu

Turnuva sırasında taraflar arasındaki gerginlik yer yer yükselse ve Liç Kral, Gümüş Sefer’in birlik olma çabalarını yine engellemeye çalışsa da Buztacı Hisarı’na yapılacak saldırıya katılacak olan kahramanlar seçildi. Seçilen kahramanların ve Gümüş Sefer’in başını çektiği Buztacı Hisarı kuşatması uzun, zorlu ve bolca kayıplı olmasına rağmen yaşayanların zaferiyle sona erdi; Liç Kral nihayet yenilmişti.

Orda tarafında kahramanca savaşan askerler Orgrimmar’a döndüğünde Thrall onları büyük bir şölenle karşıladı. Bilhassa Garrosh Hellscream’in cesaretini ve savaştaki yeteneğini öven Thrall, genç orkun daha çok sorumluluk ve bilgelik kazanmasını umarak ona babasının silahı olan Gorehowl’ı takdim etti.

Thrall ve Garrosh

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)