KİMDİR, NEDİR: SYLVANAS WINDRUNNER

Orda güçleri yaralarını sarıp da tekrar Parçalanmış Adalar’a döndüğünde Sylvanas da kendi Terkedilmişler donanmasını alarak bizzat Stormheim’a geldi. Orda güçlerine bu bölgedeki Aggramar’ın Kalkanı adındaki Yaratılış Sütunu’nu aramaya yolladıktan sonra gizemli başka bir artefaktın peşine koyuldu; ancak bu sırada Genn Greymane yönetimindeki İttifak gemisi Gökateşi tarafından saldırıya uğradı. Bu saldırıyla ilgilenmesi için Nathanos’u geride bırakan Sylvanas, diğer amaçlarını gerçekleştirebilmek adına gizlice Helheim’a giderek ölüler diyarına geçti. Burada Helheim’ın kraliçesi, aynı zamanda ilk val’kyr’lerin de yaratıcısı olan Helya ile bir anlaşma yaparak “Ruhkapanı” adındaki büyülü feneri ele geçirdi. Yanında bir grup Kara Korucu ile birlikte Skold-Ashil’deki vrykul şehrini ele geçirmeye çalıştı ancak Eyir’in Mahzeni’ni korumakta olan Valkyra’lar tarafından geri püskürtüldüler. Mahzeni kaba güç kullanarak açamayacağını anlayan Sylvanas, farklı bir yaklaşım deneyerek güvendiği bir Orda şampiyonunu mahzene yolladı ve bu şampiyonun yükseliş seremonisine katılarak mahzeni açmasını sağladı. Mahzen açıldıktan sonra asıl planını devreye soktu ve Ruhkapanı’nı kullanarak Valarjar val’kyr’lerinin lideri Eyir’i kendi iradesine bağlamaya çalıştı; bu sayede elinde kalmış sınırlı sayıda val’kyr’in sayısını arttırarak daha çok Terkedilmiş diriltmeyi umuyordu. Stormheim’dan beri Sylvanas’ın ensesinde olan Genn Greymane bu noktada ona yetişti ve gölgelerden ani şekilde saldırarak Sylvanas’ın fenerini kırmayı başardı. Böylece Eyir serbest kaldı ve hem Sylvanas hem de Genn dövüşlerini tamamlayamadan kaçmak durumunda kaldılar.

Orda ve İttifak kahramanları Sargeras’ın Kabri’ne saldırıp Argus’a geçidi açtıklarında Sylvanas, Savaşşefi olarak onların operasyonlarını desteklese de ne Argus’taki çatışmalara ne de Antorus Savaşı’na kendisi bizzat katılmadı. Başarıya bu kadar yaklaşmışken alt üst olan planları nedeniyle kendini toparlamaya çalıştı. Argus seferi tamamlanıp da ordular Azeroth’a geri döndüğünde Alleria’nın da artık geri dönmüş olmasıyla aralarında yarım kalmış olan meseleleri tamamlamak için kız kardeşleriyle görüşmeyi kabul etti. Windrunner Kulesi’nde buluşan üç kız kardeş küçükken oynadıkları “biri yalan” oyununu oynadılar. Bu oyuna göre her biri üçer beyanda bulunacak ve buluşma sonunda bu üç beyandan hangisinin yalan olduğunu açıklayacaktı. Sylvanas’ın beyanları “Bazen hâlâ hayatta olmayı diliyorum,” “Orda’nın Savaşşefi olmaktan gurur duyuyorum” ve “Kız kardeşlerime asla ihanet etmem,” idi. Sylvanas ve Vereesa arasında Garrosh’un mahkemesi sırasında son anda yaşadıkları anlaşmazlık gündeme geldiğinde üç kardeşin arası iyice gerildiyse de Vereesa özür diledi ve beyanlarını açıklamanın vaktinin geldiğini söyleyerek ortamı yumuşatmaya çalıştı. Vereesa ve Alleria kendi yalanlarını açıklarken Sylvanas kendi beyanlarından hangisinin yalan olduğunu söylemeyi reddetti ve kardeşleriyle olan görüşmesini sonlandırdı. Alleria ve Vereesa gittikten sonraysa Sylvanas’ın aslında kız kardeşlerini öldürtmek için bir grup Kara Korucu’yu hazır beklettiği ortaya çıktı; ne var ki Vereesa’nın özür dileyişi, Sylvanas’ın kız kardeşleri için kalbinde hâlâ zayıf olan noktayı ortaya çıkartıp emri vermesini engellemişti. Yine de Kara Korucu ekibine bir gün nasıl olsa kardeşlerinin de ona hizmet edeceğini ve acelesi olmadığını söyledi.

Windrunner Kulesi’nde çok uzun bir aradan sonra tekrar bir araya gelen üç kız kardeş: Sylvanas, Alleria ve Vereesa.

Yakan Lejyon’un yenilişi Azeroth halkları için büyük bir zafer olsa da bedeli çok ağır olmuştu. Sargeras’ın son bir hamleyle kılıcını Azeroth’a saplaması gezegenin hayat özünün kanamaya başlamasına sebep olmuştu. Bu hayat özü, havayla temas ettiğinde “azerit” adında yeni bir materyal olarak ortaya çıkmıştı. Sintinesuyu Karteli bu gizemli materyali Silithus’ta yaptıkları kazılar sırasında keşfetmiş, goblinlerin lideri olan Jastor Gallywix de Orgrimmar’daki kutlamalar sırasında bu azeriti Sylvanas’a göstermişti. Azerite dokunduğunda zekâsı ve kurnazlığı katlanarak artan, enerjiyle dolan Sylvanas bu materyalin hem muazzam şeyler inşa etmekte hem de dehşet verici yıkımlar gerçekleştirmekte kullanılabileceğini fark etti ve Gallywix’i İttifak bu materyalden haberdar olmadan önce toplayabildiği kadar çok azerit toplaması için görevlendirdi. Bu sırada Azeroth’un Sözcüsü olan Magni Bronzebeard, Baine aracılığıyla Sylvanas’la görüşmek istediğini ulaştırmıştı; böylece Baine ve Sylvanas Thunder Bluff’ta Magni ile buluştular. Magni onlara Azeroth’un çektiği acıyı anlatıp goblinleri Silithus’tan çekmeleri ve gezegeni iyileştirmeye odaklanmaları gerektiğini söyledi. Sylvanas, Azeroth’u iyileştirme çabaları için Baine’i görevlendirdi ancak bir yandan da Baine’in Stormwind kralı Anduin’le olan arkadaşlığından haberdar olduğunu ve eğer aralarındaki mektuplaşmayı bir an önce kesmezse yaptığı şeyi Orda’ya ihanet sayacağını belirtti; Baine’in ise kabul etmekten başka çaresi yoktu. Her ne kadar Magni’nin gözünü boyamış olsa da Orda’nın Silithus üzerindeki kazı faaliyetlerini durdurmak için bir çaba göstermedi, tam aksine Gallywix’i çalışmalarını hızlandırması için teşvik etti; zira azeritin sağladığı öngörü Sylvanas’ın çok uzun süredir arzuladığı bir hedefi bir kez daha gözünün önüne getirmişti: Stormwind.

Orda’nın liderliğini yapmak, Sylvanas’ı uzun süre Undercity’den uzak tutmuştu ve halkı da bunun farkındaydı. Sylvanas’ın yokluğunda şehrin idaresinde aksayan kısımları düzeltmek ve yoluna koymak için gönüllü halk tarafından Issız Konsey adında bir oluşum kurulmuştu. Sylvanas bu konseyin haberini ilk aldığında konseyin kendi gücüne bir tehdit oluşturduğunu düşünse de konsey üyeleri ve liderleriyle görüşmüş olan Nathanos, onu bu oluşumun zararsız olduğu konusunda ikna etti. Konseyin lideri konumundaki Vellcinda, Sylvanas’ın büyük bir hayranıydı ve Sylvanas geri döndüğünde bütün gücü ve yönetimi seve seve ona geri bırakmaya hevesliydi; yalnızca liderlerinin yokluğunda şehrin yönetimini ayakta tutmayı planlıyordu.

Sylvanas bir yandan Undercity’deki konumunu korumaya, diğer yandan da İttifak’a karşı kozları eline geçirmeye çalışırken Stormwind Kralı Anduin Wrynn’den beklenmedik bir teklif aldı. Bu teklifte Anduin, Sylvanas’ın halkı arasında aile bireyleri hâlâ Stormwind’de yaşayanlar varsa onları bir araya getirip görüştürmeyi teklif ediyordu; ancak bunun sürekli bir ateşkes ya da barış teklifi olmadığının da altını çizmişti. Sylvanas başta bu teklifi saçma ve gülünç bulsa da Nathanos’un yönlendirmesiyle üzerine biraz daha düşündükten sonra bu buluşmayı kendi lehine kullanabileceğini fark ederek kabul etti. Stormwind’de yaşayan halk, diriölü yakınlarını ilk gördükleri anda önyargıyla aşırı tepkiler vereceklerdi; aynen kendi kız kardeşleriyle yaşadığı buluşmada olduğu gibi. Sylvanas da onların bu tepkisini kullanarak halkını yaşayan akrabalarına karşı dolduracak ve diriölülerin şu anki hâllerinden memnun olmaları gerektiğini ve kendilerinden başka dostları olmadığını kafalarına kazıyacaktı. Bu durum aynı zamanda Issız Konsey’in yaşayan akrabalara karşı olan iyimser yaklaşımını da haksız çıkartacak, Sylvanas’a olası bir güç mücadelesinde üstünlük kazandıracaktı. Banşi Kraliçe kafasında bunların planını yaparken Anduin’le yazışmaya devam ederek buluşmanın belli başlı kurallarını ve şartlarını belirledi.

Anduin’in Sylvanas’a yazdığı mektup.

Buluşma günü gelip çattığında Sylvanas ve Anduin, Stromgarde’ın dışındaki açıklıkta buluştular. Anduin açıkça Parçalanmış Sahil’deki savaş sırasında babasına ihanet edip etmediğini sorarak Sylvanas’ı şaşırttı. Genç kralın açık sözlülüğünden etkilenen Sylvanas, dürüst bir cevap vererek Yakan Lejyon’un takviye güçlerinin sayısının Sylvanas’ın yaptığı seçimden bağımsız olarak Varian’ın kaderini mühürlediğini söyledi. İki lider geri çekilirken Stormwind ve Undercity’nin halkları da anlaşmada kararlaştırıldığı üzere alanda toplanmaya başladı. Gerçekten de Sylvanas’ın umduğu gibi birçok Stormwind’li, diriölü akrabalarını görünce aşırı tepki verdi; bazıları doğrudan görüşmekten bile vazgeçti. Sylvanas bu fırsatı sonuna kadar kullanarak bu buluşmaya başta karşı çıkmış olmasının sebebinin onları bu hayal kırıklığından korumak olduğunu söyledi.

Banşi Kraliçe, Thoradin Duvarı’nın tepesinde buluşmayı izlemeye devam ederken bir noktada İttifak tarafına doğru harekete geçen bir grubu fark etti. Bu grubun İttifak tarafına kaçmaya çalıştığını anlayınca geri çekilme çağrısını yaptı fakat diriölü grubu bu çağrı üzerine İttifak tarafına doğru koşmaya başlayınca Kara Korucularını sahaya saldı. Sylvanas’ın rahibelerinden birisi, kaçmaya çalışanları organize edenin bizzat Arthas’ın ablası olan Calia Menethil olduğunu fark etti ve bunun üzerine Sylvanas kendisi de bizzat sahaya inerek Calia’ya doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada Kara Korucular geri dönen veya hâlâ kaçmaya çalışanları ayırt etmeksizin bütün diriölüleri öldürüyorlardı. Sylvanas’ın Calia’ya doğru gittiğini gören Anduin müdahale etmek için ileri atıldıysa da yetişemedi; Sylvanas Windrunner, Arthas’tan intikamını alamamış olsa da Menethil hanedanlığından birini öldürmenin tadına nihayet bakmıştı. Anduin hayal kırıklığına uğramış bir şekilde Calia’nın cesedine sarılarak Sylvanas’ın aralarındaki anlaşmayı bozduğunu iddia ettiyse de Sylvanas kurnaz bir şekilde hiçbir İttifak üyesine dokunmadıklarını, kendi halkına ne yaptığının genç kralı ilgilendirmediğini söyledi. Calia’nın İttifak’la bağını kabul etmenin savaş demek olacağının bilincinde olan Anduin, Sylvanas’ın blöfüne karşılık veremedi ve Calia’nın bedenini alarak savaş alanını terk etti. Sylvanas ise işlerin bu şekilde gerçekleşmiş olmasından gayet memnundu: Tek bir hamleyle hem Issız Konsey’i yok etmiş hem de Lordaeron’da hak iddia edebilecek olan Calia’yı bizzat öldürme şansı yakalamıştı.

İttifak ile aralarındaki ilişkinin iyice gerilişi, Sylvanas’ı Orda için yeni müttefikler aramaya itti. Danışmanlarını etrafına toplayan Sylvanas, onların tavsiyeleri üzerine Lejyon’la savaştıkları sırada iyi ilişkiler kurdukları Gecedoğanlar ve Yücedağ taurenlerini böylece Orda’ya kabul etti.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)