ZİNDAN GÜNCELERİ #14 – ANTORUS, THE BURNING THRONE

Fel büyüsü bronzdan derisini eritmeden önce, Yakan Lejyon’un yaratılışı yakarak temizleme amacından çok çok daha önce Sargeras, Panteon’un kudretli ve asil savaşçısıydı. Kendisi gibi kozmik varlıklar olan diğer titanlarla birlikte Büyük Karanlık’ta dolaşarak dünya-özü barındıran gezegenleri arıyor, kabuklarından çıkıp titan olacak yetişkinliğe ulaşmalarında onlara yardım ediyorlardı.

Kendisi gibi güçlü bir titan olan Aggramar’la birlikte meşum yaratıklar olan ve evrende kaos yaratmak için ellerinden geleni yapan iblislerle yaradılışın her köşesinde çarpışan Sargeras, sayısız çağ boyunca savaşmaya devam etti ve savunmasız dünyaları korudu. Lakin yendiği iblislerin sürekli bir şekilde geri geldiğini fark etti ve en sonunda buna kökten bir çözüm bulmak için Mardum adındaki gezegeni yaratarak yendiği iblislerin ruhlarını bu gezegen içerisine hapsetti. Çok geçmeden evrenin bilinmezliği içerisinde iblislerden çok daha kudretli ve korkunç bazı güçlerin var olduğunu keşfedecekti…

Büyük Karanlık’ın dipsiz boşluğunda dünya-özlerinden, iblislerden ve titanlardan oldukça farklı ve karanlık başka bir güç daha vardı: Hiçlik Efendileri. Titanlar farkına bile varmadan onları etkileri altına almaya çalışan bu varlıklar, yetişkin titanları kontrol edemediklerini fark ettiklerinde henüz doğmamış titanlar olan dünya-özlerine yöneldiler. Ancak bir sorun vardı; tüm kudretlerine rağmen fiziksel evrende varlıklarını gösteremiyorlardı. Bu yüzden de emirlerindeki şeytani hizmetkârları kullanarak evrendeki düzeni bozmaya, yaradılışı çarpıtmaya çalıştılar. Karanlık güçlerini toplayarak yarattıkları bu canlılar aslında birer parazitti ve bulabildikleri tüm gezegenlere yapışıp, eğer gezegen bir dünya-özü içeriyorsa onu yozlaştırıp bozmayı amaçlıyorlardı. Daha sonraları “Eski Tanrılar” olarak da bilinecek bu parazitleri keşfetmek Sargeras’ın dehşete düşmesine sebep oldu. Henüz doğmamış bir titanın özünü nasıl çarpıttıklarını gördüğünde titanın yozlaşmış bir şekilde doğmasındansa ölümünün daha iyi olacağına karar verdi ve kılıcı Gorshalach’ı kullanarak bu gezegeni ortadan ikiye parçaladı. Ancak Sargeras’ın bu hareketi Panteon tarafından iyi karşılanmadı. Panteon içinde uyumsuzluğun başlangıcı olan bu olay, Sargeras’ın Hiçlik’i saplantı hâline getirmesiyle zaman geçtikçe daha da büyüyecekti.

Hiçlik’i durdurmak için Panteon’dan umduğu desteği alamayan Sargeras, böylece hapsettiği iblislere döndü. Onlara kendisine katılıp yaratılışı yakarak arındırmak ya da tamamen yok olmak arasında bir seçim sunduğunda iblisler için karar basitti. Böylece Sargeras Mardum’u parçaladı; fakat iblislerin fel gücüyle yıkanmış olan gezegenden yayılan enerji bronz titanın asil çehresini de sonsuza kadar değiştirdi. Emrindeki iblislerle parazitlerin bulaştığı dünyaları yok etmeye başlayan Sargeras, yolu tekrar Panteon ile kesiştiğinde aralarındaki uyumsuzluk doğrudan bir çatışmaya döndü. Fel büyüsü kullanarak Panteon’un tamamını yok etmeyi başaran Sargeras, eski dostlarının ruhlarını zaman içerisinde tek tek avladı ve Eonar hariç hepsini ele geçirmeyi başararak gerekirse kendisine zorla katılmaları için ikna etmek adına emrindeki iblislere verdi.

Bir yandan Büyük Karanlık’ı dolaşmaya devam eden Sargeras, Hiçlik’in parazitlerinin ulaşamamış olduğu ve bir dünya-özüne sahip yeni bir gezegen keşfetti: Argus. Gezegeni uzaktan izleyen Sargeras, üzerinde akıllı yaşam formları olduğunu fark etti ve güç ile bilgelik vaatleriyle bu gezegende yaşayan eredar isimli ırkın liderlerine yaklaştı. Çok geçmeden akıllarını çelmeyi başarıp artık Yakan Lejyon adını almış olan ordusuna general olarak eredar liderlerini getiren Karanlık Titan, aynı zamanda gezegenin dünya-özünü de kendi amaçları için kullanma niyetindeydi. Böylece Argus, Yakan Lejyon’un ana üssü haline geldi ve Sargeras Argus’un kalbinde güç makamını inşa etti: Yanan Taht Antorus.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)