KİMDİR, NEDİR: KHADGAR

Ner’zhul’un açtığı geçitler Çarpık Düzlem ve Draenor arasındaki bariyerlerin çökmesine ve gezegenin parçalanmasına sebep olmuş olsa da Lothar’ın Evlatları’nın şansına gezegenin bazı parçaları sağlam kalmıştı. Turalyon ve Alleria çıkan karmaşada kayıplara karışmış olsalar da geriye kalanlar Cehennem Ateşi Yarımadası’nda Onur Kalesi adında yeni bir üs inşa ettiler. Artık Ötediyar olarak anılan gezegene açılmış olan sayısız geçit, Yakan Lejyon’a büyük bir fırsat tanımıştı. Bu yüzden Magtheridon’un önderliğinde birçok iblis bu dünyaya akın etti. Gezegende kalmış yerel orkların bir kısmını kendilerine katan Lejyon, bu orklara Magtheridon’un kanını içirerek “Fel Orda”nın da ilk tohumlarını atmış oldu. Lejyon’un ordusu git gide genişlerken Lothar’ın Evlatları’nın güçleri ise oldukça sınırlıydı. Khadgar, Kurdran ve Danath bu düşmanı yenemeyeceklerinin farkındaydılar ama bu savaşmayacakları anlamına gelmiyordu; bu yüzden de düşmanlarını yavaşlatmaya odaklandılar. İki zıt güç arasında yıllar içinde sayısız çatışma yaşandı ve Lothar’ın Evlatları’nın yeni müttefiklere ihtiyaçları vardı. Khadgar, Ötediyar’ı sarmalayan sayısız geçitten Büyük Karanlık’ın ötesine uzanarak kendilerine yardım edebilecek müttefikler aradı. Arayışına yanıt verenler saf ışıktan oluşan “naaru” adındaki varlıklar ve Işık’ın Ordusu oldu.

Argus’ta Lejyon’a karşı aktif şekilde savaşan naarulardan A’dal, M’uru ve O’ros, Bora Hisarı adındaki boyutsal gemiyle Ötediyar’da kendi başlarına hayatta kalmaya çalışan bu topluluğa yardım etmek için gönüllü oldular ve burada sadece Khadgar’ın topluluğunu değil, aynı zamanda Kâhin Velen’in draeneilarını da buldular. A’dal bu toplulukları bir araya getirecek güvenli bir yer arayışına çıkarken M’uru ve O’ros ise geride kaldılar. Orda’nın yakıp yıktığı bir zamanların kutsal şehri Shattrath’ı uygun bulan A’dal, iki topluluğu da burada topladı ve Lejyon’a karşı müttefik olmalarını sağladı. Shattrath artık Lejyon’un zulmünden kaçanların sığındığı, A’dal’ın ışığı ve bilgeliği sayesinde tekrar canlanmış bir şehirdi. Öyle ki yeri geldiğinde bir zamanlar düşmanı olanlara bile kucak açmaktan geri kalmıyordu: Kael’thas’ın emriyle şehre saldırmak üzere yollanan kan elfleri, yolda liderleri Voren’thal’ın tecrübe ettiği bir görü yüzünden taraf değiştirip bağlılıklarını sunduklarında A’dal onları geri çevirmedi.

Shattrath şehrinde Lejyon’un gazabından kaçan ırkları bir araya getiren A’dal…

Yine de aralarına katılan onca yeni müttefiğe rağmen Shattrath’taki askeri güçler Lejyon’un sınırsız orduları karşısında yeterli değildi. Aynı zamanda Lejyon ordularının faaliyeti yıkılmış Kara Geçit’in olduğu bölgede gitgide artıyordu. İblislerin yeni bir şeytani plan peşinde olduğundan emin olan A’dal ve Shattrath’taki ırkların liderleri, Azeroth’u uyarmak ve onlardan yardım almak için bir plan yaptılar. Hâlihazırda Kil’jaeden tarafından avlanmaya devam eden Velen bu görev için gönüllü oldu; Bora Hisarı’na dönerek geminin sadece bir kanadı olan ve O’ros’a ev sahipliği yapan Exodar’ı kan elflerinden kurtararak boyutlar arası sıçrama yapıp Azeroth’a geçti. Çok geçmeden tam da bekledikleri gibi Lejyon hamlesini yaptı ve Kara Geçit iblislerin çabasıyla bir kez daha iki dünyayı birbirine bağladı.

İttifak ve Orda orduları güçlerini Lejyon’a karşı birleştirerek Ötediyar’a geldiler ve savaşa katıldılar. Her ne kadar zamanında Azeroth’u istila eden Orda’ya karşı savaşmış da olsa açık fikirli biri olan Khadgar ön yargılarını bir kenara bırakarak Thrall’ın yönetiminde bambaşka bir topluluk hâline gelmiş olan yeni Orda’yı Shattrath’a buyur etti. İttifak ve Orda arasındaki gerginliği mümkün olduğunca azaltmaya, iki taraf arasında ticaret ve iş birliği yapılmasını sağlamaya çalıştı.

Nihayet birlikte çalışmayı öğrenen bu yeni birleşmiş güç birliği Lejyon’un Ötediyar’a yayılmış kalelerini birer birer yıkmaya başladı. En nihayetinde Lejyon’un ana güçleri geri çekilerek Kara Geçit’ten Azeroth’a, oradan da kan elflerinin ana şehrindeki Güneş Pınarı’na yöneldiler. Birleşmiş İttifak, Orda ve Shattrath güçleriyse ilgisini Ötediyar’da kalan bir diğer düşmana, kendini “Ötediyar’ın Efendisi” ilan etmiş Illidan Stormrage’in fel ordusuna çevirdi. Bilmedikleri şey ise Illidan’ın da aslında perde arkasında bu orduyu Lejyon’a karşı savaşmak için yaratmış olduğuydu; ancak Kil’jaeden tarafından akıllarına usulca yerleştirilmiş şüpheler ve ipuçları, Illidan’ın sorgulamaya fazlasıyla açık yöntemlerinin yanlış anlaşılmasına sebep oldu. Böylece üç birleşmiş ordu ve naarular Kara Tapınak’ı kuşatmaya alarak Illidan’la savaşmaya başladılar. Hem Lejyon’un görünmez saldırılarıyla hem de Shattrath ittifakının doğrudan kuşatmasıyla aynı anda baş edemeyen Illidan böylece Azeroth’lu kahramanlar karşısında düştü. Khadgar, onlarca yıl boyunca Ötediyar’da savaştıktan ve genç bir büyücü çırağı olarak gördüğü görüyü fazlasıyla yerine getirdikten sonra artık eve dönme vaktinin geldiğine karar verdi.

Azeroth’lu kahramanlar karşısında yenilgiye uğrayan Illidan Stormrage…

Hâlihazırda bir başbüyücü olan Khadgar, öğrendiği ve deneyimlediği yeni şeyler sonucunda Kirin Tor’un yönetimini üstlenen Altılı Konsey’e katıldı. Araştırmalarına büyücü şehri Dalaran’da devam eden Khadgar, bir yandan Medivh’den geriye kalan büyüler ve artefaktları da araştırmaya devam etti; Medivh’in asası Atiesh’i kullanmaya başladı. Jaina Proudmoore çok olası bir Orda tehdidine karşı Theramore’u savunmak için yardım istediğinde Altılı Konsey direkt bir yardımda bulunmayı reddetti; ancak Khadgar yine de A’dal’a ulaşarak Theramore’a destek göndermesini rica etti ve böylece General Tiras’alan ve bir grup draenei şehri savunmaya geldi. Lakin Garrosh Hellscream’in şehre attığı mana bombası A’dal’ın yolladığı yardımın, Theramore nüfusunun neredeyse tamamının ve o sırada Altılı Konsey’in liderliğini yapmakta olan Başbüyücü Rhonin’in ölümüne sebep oldu. İntikam hırsıyla dolup taşan Jaina, Orgrimmar’a saldırarak karşılık vermek ve Rhonin’in öcünü almak istedi ve bir kez daha konseyin yardımına başvurdu. Kendi aralarında durumu tartışan Altılı Konsey, sonunda tarafsız kalmaya devam etmeleri gerektiğine karar verdi. İttifak ve Orda arasındaki savaşa katılmanın arada kalan masumlara mal olacağını, daha fazla nefret ve intikam hırsıyla dolup taşan bir nesil yetiştireceğini Jaina’ya anlatmaya çalışan da bizzat Khadgar oldu. Jaina onun söylediklerine kulak asmasa da daha sonra Thrall ve Kalecgos’un çabalarıyla Orgrimmar’a saldırmaktan vazgeçti. Onun bu hareketini destekleyen Khadgar, Jaina’yı Rhonin’in mevkisi için aday gösterdi ve Jaina Proudmoore, Kirin Tor’un Altılı Konseyi’nin lideri konumuna geldi.

Kirin Tor ve Khadgar her ne kadar tarafsızlıklarını korumaya çalışmış olsalar da Garrosh Hellscream sorun yaratmaya devam ediyordu. Asi bir bronz ejderhanın yardımıyla geçmişteki Draenor’a giden bir Kara Geçit açmayı başaran Garrosh, burada gücünün doruğundaki ork şeflerini bir araya getirerek iblis kanını içmelerini önlemiş ve Azeroth’u istila etmek üzere ikna etmişti. Çarpık enerjileri kızıla dönmüş olan geçitten çıkan bu yeni ordu Mahşernöbeti Kalesi’ni yerle bir ettiğinde Khadgar da İttifak ve Orda’yı uyarmak için harekete geçti. İki tarafın birleşmiş ordularıyla birlikte Kara Geçit’e yapılan saldırıyı yöneten Khadgar tereddüt dahi etmeden bir kez daha Draenor’a, gezegenin Ner’zhul ya da Gul’dan’ın büyüleriyle parçalanıp harap olmamış dönemine adımını attı.

Maraad, Khadgar ve Thrall Demir Orda ordularına karşı Kara Geçit’te savaşırken….

Khadgar ve Azeroth kahramanları alternatif zaman çizgisinin Draenor’una geçtikleri anda ork şeflerinin saldırısıyla karşı karşıya kaldılar. Bir yandan hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da Azeroth’a hâlâ bir tehdit oluşturmakta olan Kara Geçit’i kapatmaya çalıştılar. Maceracılar geçidin olduğu tepeyi kontrol altına aldıklarında geçidin enerjisinin Gul’dan, Teron’gor ve Cho’gall’ın yaşam gücünden alındığını keşfeden Khadgar, çekinerek de olsa bağlantıyı kopartmak adına bu tehlikeli üçlüyü serbest bırakmaları gerektiğini söyledi; üçü de serbest kalır kalmaz kaçıp kurtulmayı başardılar. Özellikle Gul’dan konusunda bir hayli endişelenen Khadgar daha acil bir problem olan geçidi odaklayan taş çerçeveyi yıkmaya girişti ve maceracılarla birlikte Karakaya orklarının kuşatma silahlarının kontrolünü ele geçirerek Kara Geçit’i Draenor tarafından yok ederek Azeroth’a gidiş yolunu kapattılar. Khadgar ve maceracılar Draenor’da hapis kalmışlardı ancak Demir Orda tehdidi sürmekteydive ancak bu tehdidi ortadan kaldırdıktan sonra Azeroth’a dönmenin yolunu aramaya başlayabilirlerdi. Böylece Demir Orda’ya karşı koymak için güçlerini toparlamaya başladılar. Orda güçleri Ayazateşi Bayırı’na konuşlanırken İttifak güçleriyse Gölgeay Vadisi’ne yerleşti; Khadgar’ın kendisi ise iki taraf arasında bir nevi ara buluculuk yapmak adına Talador’a bir büyücü kulesi dikti. Bir yandan Azeroth’lu maceracılara Demir Orda’ya karşı kullanabilecekleri efsanevi güçlü ekipmanlar yaratmalarında yardım ederken diğer yandan da Gul’dan ile Gölge Konseyi’nin planlarını ortaya çıkartmak için uğraştı. Shattrath Savaşı’nda bizzat yer alarak Orgrim Doomhammer ve Blackhand’e karşı dövüştü; Blackhand maceracıları da kendisiyle birlikte havaya uçurmaya çalıştığında onları ışınlayarak oradan kurtardı.

Khadgar, Durotan ve Yrel’i Blackhand’in gemisinden sahile geri ışınlarken…

Araştırmaları sırasında alternatif gerçekliğin Draenor’una ait olan Garona’ya ulaştı; zihni hâlâ alternatif evrenin Gul’dan’ının zincirlerine vurulmuş olan yarı-orku bir kez daha özgürlüğüne kavuşturdu. Ancak bu uğurda kullandığı karanlık artefaktlardan Hüküm Küresi ona yardımcı olan gardiyan Cordana’nın etkilenmesine ve zihninin Gul’dan’ın kontrolüne geçmesine sebep oldu. Cordana’yı gizlice kontrol eden Gul’dan, tam Demir Orda’ya karşı mücadelenin en zorlu kısmı olan Cehennem Ateşi Hisarı kuşatması başladığında Cordana’nın Khadgar’a ihanet etmesini sağladı. Bu ihanet karşısında sarsılan başbüyücü, serbest kalmasından kendini sorumlu tuttuğu Gul’dan’ın ne pahasına olursa olsun durdurulması gerektiğine daha da emin oldu. Maceracıları Cehennem Ateşi Hisarı’na ışınlayan ve onlara eşlik eden başbüyücü, “Gorefiend” adını alarak grotesk bir yaratığa dönüşmüş Teron’gor’u ve Mannoroth’u durdurmaya yardım etti. Gul’dan ile yüzleşme vakti geldiğinde fel büyücünün yardım için bir kez daha Lejyon’daki müttefiklerine döndüğünü ve bizzat Archimonde’un Azeroth’lu kahramanlara karşı durmak için geçitten adım attığını gördüler. Archimonde, Azeroth’lu kahramanlar ve Draenor’lu direnişçilerle savaşırken Gul’dan fırsattan yararlanarak Azeroth’a kaçmayı başardı. Archimonde’u durdurmuş olsalar bile Gul’dan hâlâ göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir tehditti.

Azeroth’a geri döner dönmez Gul’dan’ı aramaya başlayan Khadgar’ın çok da vakit harcaması gerekmedi. Alternatif Draenor’dan gelen Gul’dan da kendinden önceki diğer Gul’dan’ın ayak izlerini takip ediyordu: Sargeras’ın Kabri’ne girerek Aegwynn’in yerleştirdiği mühürleri bozmaya ve Lejyon’un Azeroth’u bir kez daha işgal etmesini sağlayacak geçidi açmaya çalışıyordu. Gul’dan’ı durdurmak için Parçalanmış Adalar’a gelen Khadgar, burada Maiev Shadowsong’la karşılaştı. Cordana’nın karanlığa düşmesi yüzünden başbüyücüyü suçlayan Maiev ona yardım etmeye yanaşmadığı için Khadgar fel büyücüyü durdurmak amacıyla kendi başına harekete geçti. Sargeras’ın Kabri’nde gerçekten de Gul’dan’a yetişti ve iki hasım arasında büyük bir büyü düellosu gerçekleşti. Mistik ve fel büyülerin bu çetin karşılaşmasından zaferle ayrılansa Kil’jaeden’ın desteğiyle üstünlüğü ele geçiren Gul’dan oldu. Maiev fikir değiştirip Khadgar’ın mezardan sağ kaçmasına yardım etti ancak korktukları başlarına gelmişti: Yakan Lejyon’un Azeroth’a gelmesini engelleyen beş kadim mühür kırılmış ve iblislerin fethine giden yol açılmıştı. Khadgar bir kez daha meşum haberlerin elçisi oldu ve haberi Stormwind ile Orgrimmar’a taşıdı.

Khadgar ve alternatif Gul’dan’ın Sargeras’ın Kabri’ndeki kapışması…

Kral Varian ve Savaşşefi Vol’jin’i uyarmak mühim olsa da yeterli değildi. Gul’dan’ı durduramadığı için hayal kırıklığına uğramış ve inancı sarsılmış olan Khadgar’ın daha çok güce ihtiyacı vardı, bu yüzden uzun süredir gitmekten kaçındığı Karazhan’a geri döndü. Burada Lejyon’a karşı kullanabileceği herhangi bir avantaj bulmayı uman başbüyücü hiç beklemediği bir şey ile karşılaştı: Medivh’in bir yansımasıyla. Khadgar’ı ihtiyacı olan şeyin bir silah olduğuna ve Muhafız’ın gücünü kuşanması gerektiğine ikna etmeye çalışan yansıma gereğinden fazla baskı yapınca maskesi düştü: Bu ustasının bir parçası ya da hayaleti değil, aklını bulandırmaya ve onu karanlık bir yola saptırmaya çalışan bir nathrezimdi. Khadgar iblisin üstesinden kolaylıkla geldi. Aradığı cevabı bulamamıştı belki lakin başka bir yanıta ulaşmıştı: Lejyon’a tek bir kişi ya da silahla karşı koymak mümkün değildi. Eğer kazanmak istiyorlarsa birlik olmaları gerekiyordu. Bu yüzden de İttifak ve Orda’yı bir kez daha birleştirmek üzere çalışmaya başladı.

Altılı Konsey’e Orda’nın Dalaran’a girişine izin vermesi için bir oylama sundu. Theramore’da olanları hâlâ atlatamamış olan Jaina kararı veto ederek konseyden ayrıldıysa da kalan üyelerin oyuyla Dalaran bir kez daha kapılarını Orda kahramanlarına açtı. Şehri Parçalanmış Adalar’a ışınlayan Khadgar, iki fraksiyonun da ana güçlerini şehre konuşlandırdı. Parçalanmış Sahil’de Sargeras’ın Kabri’ne saldıran Azeroth’lular burada büyük bir yenilgi aldılar; Kral Varian ve Savaşşefi Vol’jin’in de kayıplar arasında yer aldığı bu savaş herkes için büyük bir darbe oldu ancak pes etmelerine sebep olacak kadar büyük değildi, aksine onları daha da kenetlemişti.

Khadgar Hain’in Mahzeni’ne giderek Maiev ve gardiyanlarına Illidari iblis avcılarını serbest bırakmalarında yardım etti. İblislere karşı savaşmak için özel olarak eğitilmiş ve nice fedakârlıklarda bulunmuş iblis avcıları da savaşa böylece katılmış oldular. Parçalanmış Sahil’in öcünü almak için ellerindeki her şeyi veren kahramanlar, Gul’dan’ın açtığı geçidi kapatmaya yardım edecek Yaratılış Sütunları’nı ele geçirmek için adaların dört bir yanına dağıldılar. Aggramar’ın Kalkanı, Golganneth’in Gelgittaşı, Khaz’goroth’un Çekici ve Elune’un Gözyaşları’nı ele geçirdilerse de geriye kalan beşinci ve son Yaratılış Sütunu Gul’dan’ın elindeydi. Khadgar bu soruna bir çözüm ararken Medivh’in zamanında Sargeras’ın kontrolündeyken Karazhan’ı ana Lejyon gezegenlerine bağlamış olduğunu ve bunun Sargeras’ın Kabri’ni kapatsalar bile kendilerine büyük bir tehdit olacağını öğrendi. Bir grup kahramanla birlikte Karazhan’a dönen Khadgar, tam da tahmin ettiği gibi Lejyon’un kuleyi kullandığını gördü. Fakat asıl şok, ustası Medivh’in ortaya çıkıp kendisine yardım etmesiyle geldi. Artık Azeroth’un en büyük koruyucularından biri hâline gelmiş olan eski çırağına yardımcı olan Medivh, kendisinin vermesi gereken başka savaşlar olduğunu söyleyerek Khadgar’ı yeni Muhafız ilan etti ve ona hâlâ umut olduğunu söyleyerek kuzgun formunda Çarpık Düzlem’in içinde kayboldu.

Khadgar “sahte” Medivh’in teklifini reddederken…

Ustasının bilgeliğine güvenen Khadgar, Kirin Tor ile birlikte Suramar’a giderek burada Geceye Düşenler’in Lejyon’a karşı isyanına yardım etti. Gece Hisarı’nı kuşatan Kirin Tor, İttifak, Orda ve Geceye Düşenler, sarayın en tepesinde Argus’a bir geçit açmaya çalışan Gul’dan’ı nihayet sıkıştırmayı başardılar. Gul’dan Aman’thul’un Gözü’nü kullanarak geçidi bir anlığına açmayı başarsa da planladığı gibi Sargeras’ı Illidan Stormrage’in cesedine aktarmayı başaramadı. Bunun yerine Khadgar ve Azeroth’lular üstünlüğü ele geçirip Illidan’ın gerçek ruhunu bedenine aktararak yeniden doğmasını ve iblis avcısının Gul’dan’ı toza çevirmesini sağladılar.

Dirildiği gibi Gul’dan’ı paramparça eden Illidan…

Lejyon’a nihayet karşı koyabilmiş ve savaşın seyrini değiştirmeyi başarmışlardı. Azeroth kahramanları daha önce büyük yenilgi aldıkları Parçalanmış Sahil’de, Sargeras’ın Kabri’nin olduğu yere çıkartma düzenlediler. Khadgar da bu saldırının bir parçası oldu ve Aegwynn’den geriye kalmış yazıtları inceleyerek Aggramar’ın Kalkanı sayesinde iblislere karşı Ebedi Gece Katedrali’nde bir karşı savunmayı tetikleyebileceklerini öğrendi. Illidan ve Maiev bu planı harekete geçirmek için katedrale girdiler ve Aegwynn’in bir yankısını buldular. Aegwynn’in yankısının da yardımıyla Khadgar başarılı olabileceklerine artık daha da emindi. Böylece Sargeras’ın Kabri’ne saldırdılar ve Yaratılış Sütunları’nı kullanarak kadim tapınağın iç kısımlarına ilerlediler.

Azeroth’lu kahramanlar Sargeras’ın düşmüş avatarıyla dövüşürken Illidan, Khadgar ve Velen ise Kil’jaeden’ın ta kendisiyle savaştılar. Kil’jaeden Argus’a doğru geri çekilmekte olan gemisine kaçtığında Khadgar, kahramanların onu takip etmesine ve yenmesine yardımcı oldu. Fakat Illidan’ın başka planları vardı: Lejyon’a karşı savunma yapma vakti bitmişti ve artık saldırıyı yapan taraf olmaları gerektiğine karar vermişti. Bu yüzden de kimse itiraz dahi edemeden Sargerit Kilittaşı’nı kullanarak Argus ile Azeroth arasında yarığı genişletti. Kil’jaeden’ın gemisi Argus’a çakılırken Khadgar bu yarığı kullanarak herkesi güvenle Azsuna’ya ışınladı. Artık Azeroth göğünde çıplak gözle görülebilen Argus’a, yani Lejyon’un son kalesine saldırmaktan başka çareleri kalmamıştı.

Azeroth göğünde yerini alan Lejyon gezegeni Argus

Vindicaar adındaki yeni bir draenei gemisiyle Argus’u istilaya başlayan kahramanlara katılan Khadgar, burada nihayet eski dostları Turalyon ve Alleria’yla buluştu. Hem hasret gideren hem de savaş planlarını konuşan üç eski dost, Argus boyunca Lejyon’a karşı yürütülen çeşitli seferlere dâhil oldular. Azeroth’lu kahramanların Yanan Taht Antorus’a kadar taşıdığı savaş, Yakan Lejyon’un efendisi Sargeras’ın Panteon’un Makamı’nda hapsedilmesiyle sona erdi. Lakin bu zaferin bedeli de büyük olmuştu: Sargeras son ve umutsuz bir çabayla kılıcını Azeroth’a saplayarak Silithus bölgesinde devasa bir yaranın oluşmasına ve Azeroth’un yaşam özünün kanamasına sebep oldu. Argus’tan geri dönen İttifak ve Orda kuvvetlerinin omuz omuza verdikleri onca mücadeleyi hiçe sayıp azerit adındaki bu yeni kaynak için birbirleriyle savaşa girmeleri Khadgar’ı büyük hayal kırıklığına uğrattı.

Savaşmak yerine üzerinde yaşadıkları dünyayı iyileştirmenin bir yolunu aramaları gerektiğini söyleyen Khadgar, kimse onun dediklerine kulak vermeyince çareyi kendi bulmak için bir kez daha Karazhan’a, kadim yazıtların arasına gömüldü…

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)