Yaştoprakların oldukça kuzeyinde, Lordaeron’da Yedi Ulus Konseyi hâlâ birlik olmanın iyi bir hareket olup olmayacağını tartışıyordu. Bu tartışmalar devam ederken Khaz Modan’dan gelen cüce ve gnomelar, bölgenin düştüğüne dair karanlık haberleri iletmişlerdi. Orda, kuzey topraklarına doğru ilerliyordu.
Bu meşum haberlere rağmen Gilneas kralı Greymane ile Alterac kralı Perenolde, hâlâ inatla bir ittifakın kurulmasına gerek olmadığını savunuyorlardı. Bir araya geldiklerinde çeşitli bölgeler üzerindeki haklarını kaybedeceklerinden korkuyor, bu yüzden konseyi terk etmeyi düşünüyorlardı. Ancak konseydeki bir isim tüm bu konuşmalardan ve bir adım atılmamasından usanmıştı. Lordaeron’un en saygı duyulan rahiplerinden bir olan Turalyon, nihayet sessizliğini bozarak harekete geçti. Stormwind prensi Varian’ı yanına çağıran rahip, onu örnek göstererek birlik olmazlarsa orkların neler yapabileceğini herkese hatırlattı. Şehirleri yakılıp yıkılabilir, birçok çocuk Varian gibi öksüz kalabilirdi. Politikanın veya güç gösterisinin bu noktada hiçbir önemi yoktu zira hayatta kalabilmek için bunları bir kenara bırakıp bir araya gelmelilerdi. Sözleri öylesine duygu yüklüydü ki Greymane ile Perenolde bile oldukça etkilenmişlerdi. Nitekim toplantının sonunda Lordaeron İttifakı resmen hayata geçirildi.
İttifak ordusunu kimin yöneteceği bir sonraki sorundu ancak bir karara varılması uzun sürmedi. Oy birliğiyle seçilen Anduin Lothar, ordunun başına getirildi zira Stormwind’den olması sebebiyle kuzeydeki krallıklar ile politik bir bağı yoktu ve emri altındakilere adil bir şekilde liderlik ediyordu. Vakit kaybetmeden orduyu yönlendirmeye girişen Lothar, askerlere Yaştopraklar’ın hemen kuzeyinde yer alan Hillsbrad Bayırları’na konuşlanmalarını emretti.
Lordaeron İttifakı kurulmuş olsa bile ona bağlı olan insan krallıkları hâlâ bir bütün değildi. Lothar’ın krallıklar arasındaki anlaşmazlıkları ve düşmanlığı bir kenara atacak, insanları tam anlamıyla bir araya getirecek bir çözüm yolu bulması gerekiyordu. Gözlerini karartıp takip edebilecekleri güçlü savaşçılar bulmalıydı. Öncelikle herkesin saygı duyduğu rahipleri düşündü ancak savaş meydanında yaraları iyileştirmekten daha ötesini yapabilecek bireylere ihtiyacı vardı. Aradığı cevap ise Kutsal Işık Kilisesi’nin başpiskoposu Alonsus Faol’dan geldi.
Lothar ile bir araya gelen Faol, yeni bir birlik oluşturma konusunda teklifini sundu. Bu yeni askerler, insanlığın en güçlü yanlarını sergileyecek şekilde eğitileceklerdi ve hem Işık’ı etkili bir biçimde kullanma hem de adil bir şekilde liderlik etme yetilerine sahip olacaklardı. Lothar’ın izniyle harekete geçen Faol, Işık’a bir şekilde yatkınlığı olan savaşçıları bir araya getirerek onları eğitmeye başladı. Böylece Gümüş El Yoldaşlığı kurulmuş oldu.
Bu yoldaşlıkta oldukça saygıdeğer isimler yer alıyordu. Yedi Ulus Konseyi’nde yaptığı konuşmayla krallıkları bütünlüğe çağıran Turalyon, fiziksel anlamda oldukça büyük güce sahip olan Saidan Dathrohan, himmeti ve direnciyle bilinen şövalye Tirion Fordring, Kutsal Işık’a inancı oldukça güçlü olan ve birkaç yıldır Faol’un altında eğitim gören Uther ile Lothar’ın şövalyelerinden biri olan Gavinrad, ilk paladinler olarak tarihe isimlerini yazdırdılar.
Stratholme şehri, paladinlerin merkezi olarak atandı. Burada Faol’un verdiği eğitime tabi tutulan beş isim, Işık’ı hem müttefiklerini iyileştirmek hem de düşmanlarını yaralamak için nasıl kullanabileceklerini öğrendiler. Lothar ise onları her daim gözetim altında tutuyor, ana İttifak ordusuna yakın yerlere konuşlandırıyordu.
Faol, paladinlere sade hayatlar sürmeleri gerektiği nasihatini verdi. Savaşta zenginlik aramayacaklar, son nefeslerini verene kadar başkalarının ihtiyaçlarını kendilerinden önde tutacaklardı. Böylece İttifak’ın umudunun ışığı olacaklardı.
Eğitimleri ilerlediğinde Faol, onlara “libram” adı verilen efsunlu kitaplar verdi. Bu libramlar, Kutsal Işık Kilisesi’nin en kadim emanetlerindendi ve her bir paladinin sahip olduğu en büyük karakter özelliğini yansıtıyordu. Turalyon’a Himaye Libramı, Uther’e Adalet Libramı, Tirion’a Ceza Libramı, Saidan’a Kutsallık Libramı ve Gavinrad’a da Merhamet Libramı verildi.
Lothar, eğitimi yakından takip ediyordu ve paladinlerin gelişiminden oldukça hoşnuttu. Gördüklerinden öylesine etkilenmişti ki Turalyon ile Uther’e direkt kendisine rapor veren teğmenleri olmak isteyip istemeyeceklerini bile sordu. Ancak Faol onları bırakmaya henüz niyetli değildi zira savaş meydanına inebilecek yetiye ulaşmaları için daha haftalarca eğitim almaları gerekiyordu.
Savaş çanlarının çalması ise uzun sürmeyecekti.