İkinci Stormwind kuşatması için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyordu. Savaşşefi Orgrim, bu sefer galip gelen taraf olmayı aklına koymuştu ve bu yüzden hızlıca hareket etmesi gerektiğinin farkındaydı. Nitekim çok fazla vakit olmadığını düşünen Orgrim, Draenor’da kalan klanları savaşa çağırmaktan vazgeçti zira saldırının süresini uzatmaktan başka bir işe yaramayacaklarına inanıyordu.
Nihayet şehir ikinci kez kuşatıldı. İki taraf da bu savaşın sonucunun bir ölüm-kalım çarpışmasıyla son bulacağında hemfikirdi. Orda kuvvetleri her ne kadar tüm güçleriyle saldırıyorsa da Stormwind onları kontrol altında tutabiliyordu. En azından bir süreliğine…
Garona’nın Karazhan’dan döndüğü haberi şehirde yayılmaya başladığı sırada Kral Llane, Stormwind kumandanlarıyla bir görüşme gerçekleştiriyordu. Görüşmeyi hızlıca sonlandıran Llane, Garona ile olan biteni vakit kaybetmeden konuşmak için onu yanına çağırdı. Ancak bilmediği şey Garona’nın zihninin en son çarpışmalar sebebiyle karmakarışık olduğuydu. Gul’dan’ın Kral Llane’i öldürme emrine daha önce direnmeyi başarmış olan Garona, zihnindeki kaostan ötürü bu sefer o kadar da dirençli değildi.
Yapmak üzere olduğu şeyin ve buna karşı koyamayacağının bilinciyle ağlamaya başlayan Garona Halforcen, dostu bildiği Llane’i taht odasında, o sırada henüz on yaşında olan Prens Varian’ın gözleri önünde kalbine hançer saplayarak öldürdü.
Kralın ölümü, Stormwind Kalesi’nde karmaşanın patlak vermesine sebep oldu. Garona bu kargaşayı lehine kullanıp kaçarken askerî birliklerle şehir halkının morali altüst oldu. Savaşma arzularına hançer saplanan Stormwind’liler, şehrin dört bir yanını sarmış olan çarpışmalarda giderek daha fazla saf kaybetmeye başladılar. Lothar ve Khadgar, tam da bu karmaşanın ortasında şehre vardılar ve savaşın kaybedileceğini anladıkları anda Lothar komutaya el koydu. Ellerinden geldiğince fazla sayıda kişiyi kurtarmak artık ana hedefleriydi ve bu yüzden şehri boşaltma emri verildi. Lothar ve beraberindekiler limana ulaştıklarında Kraliçe Taria da ork kuvvetleri tarafından öldürülenler arasındaydı. Varian’ı yanına alan Lothar, Orda ordusu kendilerini takip edemesin diye limanda geriye kalan gemileri de yaktırıp Lordaeron’a doğru yelken açtı.
Orda galip gelmişti ve böylece İlk Savaş da son buldu.
Savaşşefi Orgrim’in Stormwind’den kaçanların peşinden gitmek gibi bir niyeti yoktu. Onu asıl amacı Orda’nın içerden çökmesine sebep olabilecek Gölge Konseyi’ni aradan çıkarmaktı. İlk iş olarak Draenor’a haber dönderen Orgrim, Savaşnarası, Parçalanmış El, Gülen Kafatası, Gümbürbey ve Kemikkemiren klanlarının Azeroth’a gelmelerini emretti. Onlar gelene kadar da dikkatini Gölge Konseyi’ne çevirdi. Orgrim’e göre Draenor’un ölümünün ardında bu meşum grup vardı, ayrıca Durotan ve Draka’nın intikamını almak istiyordu.
Gölge Konseyi’nin nerede olduğuna dair hiçbir bilgi yoktu ancak bu bilginin edinilmesi uzun süre almadı. Garona’yı yakalatan Orgrim, ondan Konsey’in Karakaya Kulesi’ndeki gizli merkezde saklandıklarını öğrendi ve ekibini buraya gönderdi. Ragnaros ve Eski Tanrılar kendi varlıklarını gizlerlerken hizmetkârlarına da Orda’nın önünü kesmemelerini tembih ettiler, böylece gölgelerden olan biteni izleyecek ve çarpışmanın nereye varacağını göreceklerdi.
Orda kuvvetleri karşısında hiçbir şansı olmayan Gölge Konseyi, kısa süre içerisinde mağlup edildi. Bu saldırıdan nispeten zarar görmeden kurtulan kişi ise Cho’Gall oldu. Orgrim’e Alacakaranlığın Çekici klanının kendisi olmadan deliliğin pençesine düşeceğini ve böylesine büyük bir savaş ekibinin boşa harcanmaması gerektiğini ustalıkla anlatan Cho’Gall, Gul’dan’ın piyonu olarak kullanıldığını ve artık buna daha fazla tahammül edemeyeceğini söyleyerek yeni savaşşefine bağlılık yemini etti. Her şey hayatta kalabilmesi için uydurduğu yalanlardan ibaret olsa da Orgrim’i ikna etmeyi başarmıştı.
Orgrim bu olaydan sonra Kara Demir cüceleri ile tanıştı ve Ragnaros’un gizlice aldığı kararın bir sonucu olduğundan habersiz bir şekilde Karakaya Kulesi’ni Orda’nın yeni üssü olarak atadı. Bu sırada Garona’nın hayatını bağışlayan savaşşefi, yarı-orka göz kulak olması için en güvendiği yardımcılarından Eitrigg’i görevlendirdi.
Orda için işler yolunda gidiyor gibiydi… ta ki Draenor’dan kötü haberler gelene kadar. Kaynakların tükenmesi yetmiyormuş gibi bir de iblis kanının etkisiyle iyice deliren orklar, birbirleriyle savaşmaya başlamış ve nihayetinde birkaç yetenekli isim dışında hepsi ölümün pençesine düşmüştü. Ancak Orgrim, dengeleri tekrar Orda lehine çevirecek kadim bir silahı ele geçirmek üzere olduklarından habersizdi.