KİMDİR, NEDİR: VAROK SAURFANG

Undercity’ye ulaşan Orda birlikleri şehrin savunmasını sağlamaya ve sivilleri nakletmeye başladılar. İttifak ordusunun ufukta belirmesi ise uzun sürmedi. Teldrassil’in yakılışı ile birlikte savaş resmi olarak başlamıştı. İttifak saldırısının başlayacağı gün doğumunun hemen öncesinde şehrin duvarlarına çıkan Saurfang, burada bir trol şaman olan Zekhan tarafından bulundu. Zekhan’a göre Saurfang onurlu bir kahramandı ve onunla ilgili hikâyeleri kaybettiği babasından duymuştu. Saurfang ise bir zamanlar oğluna ait olan kolyeyi çıkartıp yakınındaki alevlere atarak onurlu hiçbir şey kalmadığını söyledi ve ölümünü kucaklamak amacıyla şehirden çıkarak İttifak ordusuna doğru tek başına ilerlemeye başladı. Zekhan ona yetişip oğlunun kolyesini geri verdi ve bir gün daha savaşabilmek için yaşaması gerektiğini söyleyerek Saurfang’i kendine getirdi.

İttifak ordusu saldırıyı başlattığında şehre dönmüş olan Saurfang, burada Orda kahramanlarıyla birlikte ilerleyerek geride kalmış olan sivilleri ivedilikle güvenli bir yere ulaştırmak için toplamaya başladı. Bunu yaparken şehre sızmış olan İttifak askerlerini alt etmekten de çekinmedi. Siviller kurtarıldığında savaşın ön saflarına koşan Saurfang, Orda sancağını alarak şehri savunmak için çarpıştı. Savaş meydanında Anduin Wrynn ile karşı karşıya gelen Varok, baltasının kabzasıyla onu savurarak kendisinden uzaklaştırdı ve hemen ardından Genn Greymane’in saldırısına maruz kaldı. Meydandan vaktinde çekilmeyi başaran Saurfang, Undercity’ye geri döndü.

Orda’nın savaşı kaybetmekte olduğu kaçınılmaz bir gerçekti ancak Sylvanas elindeki tüm kartları oynamak istiyordu. Gazapkapısı çatışmasından beri geliştirilmeye devam edilen vebayı kullanarak dost-düşman ayırt etmeden şehir kapılarında yer alan herkesi öldürttü ve sonrasında kendi iradesine bağlı diriölüler olarak kaldırdı. Saurfang hem vebanın hem de öldürülen askerlerin bu şekilde kullanılmasından duyduğu tiksintiyi açıkça dile getirdiyse de Sylvanas ona kulak asmadı. Ona göre Saurfang dilerse onurlu bir savaşçı olarak ölebilirdi. Savaşşefi ve beraberindekiler taht odasına çekilirlerken Saurfang şehir avlusunda kalarak İttifak güçleriyle yüzleşmeyi seçti.

Anduin ve güçleri avluya vardıklarında Saurfang onları bekliyordu. Genç kral ondan teslim olmasını istediyse de Varok bunu reddetti ve çatışma patlak verdi. Saurfang bu çatışma sırasında mağlup edilse de Anduin’in emriyle öldürülmesinin önüne geçildi. Babası Varian’ın anlattıklarına göre Saurfang, Orda’nın tüm iyi yanlarının yaşayan bir simgesiydi ve kendisi de böyle hissediyordu. Her ne kadar Varok bu çarpışma sonucunda ölmeyi beklese de genç krala göre böylesine bir ölümün onurlu hiçbir yanı yoktu. Bu sözlerle birlikte Saurfang, Stormwind Cezaevi’ne yerleştirilmek üzere tutuklandı.

Undercity’nin düşüşünden sonra Sylvanas tarafından görevlendirilen trol lideri Rokhan, Gecedoğanlar’ın lideri Thalyssra ve Orda kahramanı bizzat Stormwind’e sızarak cezaevine gittiler. Burada Saurfang’i bulsalar da deneyimli ork Sylvanas lider olduğu sürece asla Orda’ya geri dönmeyeceğini açıkça dile getirdi, onur ve itaat arasındaki farkı anlamaları gerektiğini söyledi ve onlardan asıl hedefleri olan Zandalar trollerinin prensesi Talanji ile Kâhin Zul’u kurtarmaya gitmelerini istedi.

Orda ile İttifak arasındaki savaş ilerlerken iki taraf da korkunç kayıplar veriyor, askeri güçleri tükeniyordu. Durumdan gittikçe daha fazla rahatsızlık duyan ve kaybedilen hayatlar için üzülen Anduin Wrynn, nihayetinde Saurfang’i bulunduğu hücrede ziyaret etti. Ona neden fırsatı varken kendisini öldürmediğini sorsa da bir yanıt alamayan Anduin, Saurfang’in hayatını bağışlamayı tercih etmesinin ardındaki sebepleri anlattı. Ona göre kıdemli ork onurlu bir savaşçıydı ve daha fazla masumun ölmesine göz yumabileceğini düşünmüyordu. Saurfang ise Orda için her şeyi feda ettiğini haykırarak Sylvanas’ın her şeyi mahvettiğini dile getirdi. Anduin tekrar neden kendisini öldürmediğini sorduğundaysa onun Sylvanas’ı durdurabileceğini umduğunu itiraf etti. Genç kral nihayetinde Sylvanas’ı tek başına durdurmasının mümkün olmadığını söyleyerek Saurfang’in hücresinin kapısını açık bırakıp uzaklaştı.

Varok Saurfang, kanalizasyon hattını kullanarak Stormwind Cezaevi’nden kaçtı ve Elwynn Ormanı’na ulaştı. Orkun kaçışının fark edilmemesi ve rahatlıkla uzaklaşmasının sağlanması için görevlendirilen Stormwind İstihbaratı (Sİ:7) lideri Mathias Shaw, Elwynn ile Kızılbayır bölgelerindeki muhafızları ve nöbetçileri çeşitli bahanelerle görev yerlerinden uzaklaştırdı. Bir kısım muhafızın devriye rotasını değiştirirken bir kısmının da Gölköy hanında dinlenmeleri için gereken izinleri sağladı.

Kızılbayır Dağları’nın güney sınırında sürpriz bir şekilde Zekhan ile karşılaşan Saurfang, Sylvanas’ın onu öldürmek için ajanlar göndereceğinden emin olduğunu dile getirerek Kızılbayır Geçidi’nde gözcülük yapmasını ve herhangi bir hareket gördüğünde kendisine iletmesini söyledi. Arından Hüzün Bataklıkları’na giden Saurfang, burada Puslu Sazlık Çiftliği’nde gizlendi. Nitekim beklediği gibi de oldu: Sylvanas, Saurfang’i bulmak ve geri getirmek üzere Kara Korucu Lyana ve Orda kahramanını görevlendirmişti. Kahramanın Savaşşefi’nin gerçek amacından haberi yoktu ve yalnızca izleri takip ederek orkun nereye gittiğini bulmaya çalışıyordu. Kızılbayır Geçidi’ne vardıklarında durumu Sylvanas’a raporlaması gerektiğini söyleyen Lyana yanından ayrıldığında kendilerini izleyen Zekhan ile karşılaşan Orda kahramanı, neler olup bittiğini böylece öğrenmiş oldu.

Zekhan ile birlikte Saurfang’i bulmaya ve korumaya giden Orda kahramanı, hedeflerine ulaştıklarında Kara Korucu Lyana’nın aslında bir yere gitmediğini ve beraberindeki birlik ile orku öldürmek için ilerlediğini gördü. Lyana’nın iddiasına göre Saurfang, Orda’yı yüzüstü bırakmıştı ve Savaşşefi’ni ortadan kaldırmak için insanlarla komplo kuruyordu.

Orda kahramanı ile Zekhan, Saurfang’i koruyarak hem Lyana’yı hem de birliğini öldürdüler. Saurfang onlardan Orgrimmar’a geri dönmelerini ve kendisinin kaçtığı haberini Sylvanas’a ulaştırmalarını talep etti. Biraz daha inandırıcı olması için Orda kahramanını hırpalayan Saurfang, Zekhan’dan umudun yok olmadığı haberini gizlice yaymasını isteyerek uzaklaştı ve gözden kayboldu.

Varok’un nereye gittiğinden kimsenin haberi yoktu ancak onun belirli bir hedefi vardı. Sylvanas tarafından görevlendirilen iki suikastçıyı takip etmeye başlayan Saurfang’in yolu, Ötediyar’daki Nagrand topraklarına düştü. Orda iblislerin yolundan döndükten sonra onları kurtarıp diğer Azeroth ırklarıyla bir araya getiren eski Savaşşefi Thrall’ın sakin bir yaşam sürdüğü çiftlik buradaydı ancak Thrall nasıl bir tehlike altında olduğunu bilmiyordu. Saurfang sakince ona yaklaştı ve yokluğunda Sylvanas’ın neler yaptığından haberi olup olmadığını sordu. Thrall açık bir biçimde o hayatı mazide bıraktığını ve Orda’yı yönetmeyeceğini söylese de Saurfang’in anlatmaya çalıştığı bu değildi. O, Thrall’ın liderlik etmek isteyip istemediğini sormadığını ve yalnızca Orda için savaşmayı göze alabileceğini umduğunu dile getirdi.

Tam bu konuşma esnasında suikastçılar ortaya çıkarak hem Saurfang’e hem de Thrall’a saldırdılar ancak iki deneyimli savaşçı karşısında kısa sürede çatışmayı kaybettiler. Thrall, Saurfang’in takip edildiğini düşünüyordu ancak gerçekte olan ise Saurfang’in onları takip ettiğiydi. Saldırının yaşattığı darbeyle bir karara varan Thrall, gizlediği baltasını alarak ona eşlik etmeye karar verdiğinde Saurfang yalnızca memnun bir biçimde gülümsedi.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)