Stormwind’li mültecilerle birlikte Lordaeron’a doğru kaçmakta olan Khadgar, Karazhan’da görmüş olduğu görünün tahmininden çok daha yakında olduğunu fark etti. Bu kaçış sırasında büyü ve yaşam gücü yavaş yavaş yerine geldiyse de görünüşü yaşlı bir adamınki gibi kalmaya devam etti. Lothar’a insan krallıklarının Orda’ya karşı birlik olması gerektiğini savunmasında yardım etti ve yeni kurulan Lordaeron İttifakı’nın önemli isimlerinden biri hâline geldi. Bu sırada Dalaran’daki Altılar Konseyi’nden bir çağrı aldı ve Medivh’in çıraklığını yaptığı dönemle ilgili rapor sunması istendi. Olanları konseye açıklayan Khadgar, Lothar’a ve yeni kurulmuş olan İttifak’a yardım etmeye niyeti olduğunu net şekilde belirtti. Khadgar’ın her hâlükârda kendi bildiği yolda ilerleyeceğini anlayan konsey de onu Lothar’la aralarındaki resmi irtibat olarak konumlandırdı.
Khadgar İlk Savaş’ın ardından gelen günleri yeni kurulan “Gümüş El” adındaki paladin tarikatıyla birlikte Lordaeron İttifağı’na ait toprakları geri almaya çalışarak geçirdi. İttifak’ın bütün beklentileri orkların Thandol Köprüsü üzerinden saldırması üzerineydi ve planlarını da buna göre kurdular. Ancak gözcüler çok geçmeden orkların kendilerine bir donanma inşa ettiğini ve saldırılarının beklediklerinden çok daha önce gerçekleşeceğini haber verdiler. Lothar İttifak ordularını derhâl Orda’nın çıkartma yapması en olası bölge olan Hillsbrad Bayırları’na yönlendirdi. Amiral Proudmoore’un donanması Orda gemilerini yavaşlatmaya çalıştıysa da orkların köleleştirdiği kırmızı ejderhalar Kul Tiras donanmasını yakarak dağıttı. Çıkartmalarını başarıyla gerçekleştiren Orda’nın hedefi Lordaeron başkentiydi. Hillsbrad’dan Lordaeron’a çıkan yolları kapatan Lothar ve orduları, burada orklarla büyük bir çatışmaya girdiler; İkinci Savaş başlamıştı. Khadgar da yanındaki diğer büyücülerle birlikte mistik güçlerini kullanarak orkları geri püskürtmeye çalıştı. Orklar doğuya dönerek dağ geçidinden Hinterlant topraklarına ilerlemeye başladılar ancak burada da Yabançekici cücelerinin grifonlarıyla karşı karşıya geldiler. Lothar ve İttifak orduları, güçlerinin yarısını kuzeye çevirip geri çekilmeye başlayan Orda’nın peşinden gittiler. Burada Amani trolleriyle ittifak kurmuş olan Orgrim Doomhammer liderliğindeki ordu sayılarını arttırmakla kalmayıp asil elflerin başkenti olan Quel’Thalas’ın dış kısmını da kuşatmaya almıştı. Lothar elf şehrini kurtarmak için Turalyon ile paladinlerini, Alleria Windrunner’ı ve Khadgar’ı şehre gönderdi. Elf büyücülerle birlikte çalışan Khadgar, ork ve trollerin şehrin iç kısımlarına girmelerini engelledi.
Bu sırada savaş iyiden iyiye kızışmıştı; birden fazla bölgede İttifak ve Orda arasında mücadeleler patlak vermiş, hatta Alterac’ın ihanetiyle beklenmedik bazı sürprizler gerçekleşmişti. En nihayetinde Savaşşefi Doomhammer’ın kuvvetleri Karakaya Kulesi’ne kadar geri çekildi; burada İttifak’ı oyalayarak Grim Batol’dan ejder binicileri ya da Draenor destek kuvvetlerinin gelmesini beklemeye başladılar. Ancak Gul’dan’ın ihaneti Orgrim’in ordularını çaresiz bırakmıştı. Bu yüzden kendilerini kurtarmaya gelecek başka kimse olmadığını anladıklarında Yanan Bozkırları kuşatmış olan İttifak ordusuna karşı pervasız bir saldırıya giriştiler. Orgrim hazırlıksız yakaladığı askerleri yararak kumandanları olan Lothar’a kadar ulaşmayı başardı ve iki savaşçı destansı bir savaşa tutuşurken etraflarını saran askerler de nefeslerini tutarak bu mücadeleyi izledi. En nihayetinde Doomhammer, Lothar’ın kılıcını kırdı ve efsanevi savaşçının kafatasını parçaladı. Azeroth’un aslanının düştüğüne şahitlik eden İttifak ordusu moral olarak çökmeye başlamıştı ki paladin Turalyon, kaptığı kırık kılıçla umudu kırılan ordunun ışığı oldu; Orgrim’i Lothar’ın kırık kılıcının kabzasıyla yere sererek esir aldı. Turalyon’un ışığının dokunduğu İttifak askerleri yenilenmiş bir güçle savaşmaya devam ettiler; Azeroth için. İttifak için. Ve Lothar için.
Dağılmaya başlayan Orda’dan geriye kalanlar Teron Gorefiend komutasında Kara Geçit’e doğru çekilmeye başlamıştı. Turalyon orkların geçitten Draenor’a kaçmasına izin verdi; ordusunu daha fazla riske atmak ya da yormak yerine Khadgar’ı çağırarak geçidi yok etmesini buyurdu. Medivh’in büyülerine aşina olan Khadgar, yanındaki diğer büyücülerle birlikte geçidi çevreleyen büyüyü inceledi ve onları yönlendirerek boyutları birbirine bağlayan uhrevi bağları tek tek koparttı. Dengesizleşen enerji ve aniden kapanan geçidin yarattığı şok dalgası geçidin taştan çerçevesini parçaladı. Kara Geçit’in yok edilişiyle birlikte İkinci Savaş da Orda’nın yenilgisiyle sona erdi.
İkinci Savaş’ta gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle “başbüyücü” ilan edilen Khadgar, tehlikenin tamamen geçmediğinin farkındaydı. Kara Geçit’in bir zamanlar durduğu noktada Orda’nın kullandığı fel enerjilerin toprağa işlediğini ve iki dünya arasındaki geçit kapanmış olsa da bağın tamamen kopmadığını keşfetti. Üstelik bu bağ, Draenor tarafında yayılmakta olan yıkımın Azeroth’u hâlâ etkilemesine de sebep oluyordu. Bulgularını İttifak’a sunan başbüyücü, uzun uğraşlar sonucunda aradığı desteği bularak Kara Geçit’in olduğu bölgeyi güvenli bir mesafeden gözetleyecek bir tepeye Mahşernöbeti Kalesi’nin kurulmasını sağladı. Geçitten geriye kalan enerjileri incelerken bir yandan da Karazhan’da yaşadığı görüyü sıklıkla düşünmeden edemedi…
Khadgar’ın Mahşernöbeti’ndeki çalışmaları bir gün eski bir dostun beklenmedik bir ziyaretiyle bölündü. Garona, Gul’dan’ın zihni üzerindeki kontrolünü büyük ölçüde aştığına emin olduğunda eski dostu Khadgar’ı buldu ve ona birlikte Medivh’e karşı savaşmalarının ardından Kral Llane’in suikasti başta olmak üzere başından geçen her şeyi dürüst bir şekilde anlattı. Garona’nın anlattıklarına inanan Khadgar, genç kadının zihninde Gölge Konseyi’nin büyüsünün izlerini hâlâ hissedebiliyordu. Bu da Gul’dan’ın işbirlikçilerinden bazılarının hâlâ Azeroth’ta ve iş üstünde olduklarını onaylıyordu. Sonraki aylarda Garona’yla gizli gizli buluşmaya devam eden Khadgar, en nihayetinde Garona’nın zihnindeki karanlık zincirleri kırmayı başardı ve yarı-ork hayatı boyunca ilk defa tamamen özgür kaldı. Minettar kalan Garona, hevesle Gölge Konseyi’nden hayatta kalanları avlayacağını söyleyerek Khadgar’ın yanından ayrıldı; başbüyücü ise Kara Geçit’ten arta kalan enerjilerin son zamanlarda iyice dengesiz hâle gelmiş olmasından endişeli bir şekilde İttifak liderlerine çağrıda bulundu.
Daha yeni savaştan çıkmış olan liderler Khadgar’ın çağrısına isteksiz bir şekilde karşılık vermiş olsalar da Mahşernöbeti Kalesi’ne geldiklerinde durumun ciddiyetini kavradılar. Khadgar ve çırakları geçitten yayılan fel enerjileri yavaşlatmış olsalar da tamamen durduramamışlardı ve bu enerjiler de bölgeyi kurak, ölü bir toprak parçasına çevirmekteydi. Kalenin garnizonu bölgenin ismini “Harap Topraklar” olarak anmaya başlamıştı ancak daha da kötüsü Khadgar’ın bulgularına göre Draenor’daki orklar iki dünya arasındaki yarığı genişleterek geçidi bir kez daha açmaya çalışıyorlardı. Böylece liderlerin tamamı Orda’nın destek kuvvetlerle bir kez daha Azeroth’u işgal etmesini önlemek için Khadgar’a tam yetki vermeyi kabul etti. Turalyon askerî taarruzu koordine edeceğini söyleyerek Danath Trollbane’i ufak bir orduyla birlikte Harap Topraklar’a konuşlandırdı; ancak ufak bir ordu, Orda’nın eli kulağındaki saldırısını durdurmak için yeterli değildi.
Nitekim birkaç hafta sonra geçit Gul’dan’ın Kafatası’na sinmiş olan karanlık enerjilerin yardımıyla tekrar açıldığında Grommash Hellscream ve Teron Gorefiend başta olmak üzere Azeroth’a tekrar ayak basan orklar, Danath’ın ordusunu darmaduman ettiler. Danath canını zor kurtararak Mahşernöbeti’ne kaçtı ve Khadgar ile büyücülerine durumu haber verdi. Bu sırada bölgeye konuşlanmış ancak kendilerini gizli tutan Kanayan Oyuk Klanı, Draenor’dan gelen orklarla bir araya geldi. Mahşernöbeti’ne saldırmak yerine dünyalar arası yarığın olduğu bölgeyi korumaya alarak taştan geçidi tekrar inşa etmeye başladılar; aralarından Teron Gorefiend ve ölüm şövalyelerini içeren ufak bir grubun bölgeyi aceleyle terk etmesineyse bir anlam veremediler. Ancak Khadgar çok geçmeden bu grubun bir arayışta olduğundan, geçidin etrafını korumaya çalışan orkların ise vakit kazanmaya çalıştığından şüphelendi. Orklar ara ara kaleye saldırıp savunmalarını test ediyormuş gibi yapsalar da gerçek bir saldırıda bulunmadıkları gayet ortadaydı. Böylece günden güne Mahşernöbeti’ndeki İttifak takviye birliklerinin sayısı arttı.
Bu sırada gözcüler kaleye saldıran orklardan birini canlı ele geçirmeyi başardılar ve sorguladıkları ork başta dirense de en nihayetinde Khadgar’ın korktuğu şeyi onayladı: Orda’nın yeni lideri olan Ner’zhul’un planı fetih yapmaktan daha fazlasıydı; ufak ork birlikleri Azeroth’ta daha büyük bir planı harekete geçirecek bazı nesnelerin peşindeydi. Ork bu nesnelerin ne olduğunu bilemeyecek kadar düşük rütbeli ve önemsizdi lakin çok uzun süre merakta kalmadılar zira Başbüyücü Antonidas, Khadgar ile iletişime geçerek orkların Dalaran’a saldırdıklarını ve Dalaran’ın Gözü adındaki artefaktı çaldıklarını haber verdi. Aşağı yukarı aynı sıralarda gözcüler bir yarı-ork kadının arkasında şüpheli mesajlar bıraktığını söylediğinde Khadgar bu mesajların Garona’dan olduğunu anladı. En başından Teron Gorefiend’in peşine takılmış olan Garona, orkların Siyah Ejdersürüsü lideri Deathwing ile olan ittifakını görmüş ve planlarının bir kısmını çözmeyi başarmıştı. Ner’zhul’un asıl planı ise ancak ele geçirdikleri bir ölüm şövalyesini sorguladıklarında başbüyücüye malum oldu: Artık önü alınamayacak hâle gelmiş olan fel enerjiler Draenor’u öldürüyordu ve orklar da başka dünyalara geçitler açıp kendilerini kurtarmak için bazı güçlü büyülü nesneleri toplamak için Azeroth’a geri gelmişlerdi. Başka bir dünyanın daha orkların Azeroth’a ettiği zulme maruz kalmasına göz yumamayacakları konusunda hemfikir olan Khadgar ve Turalyon, ork tehdidinin kaynağına inmeye karar verdiler.
Turalyon “Lothar’ın Evlatları” adında bir ordu kurduğunu ve sancağı altında toplanacak kişilerle birlikte Draenor’a sefere gideceğini duyurdu. Bu çağrıya herkes cevap vermese de İkinci Savaş’ın kıdemli kahramanlarının neredeyse tamamı güçlerini toplayarak Mahşernöbeti Kalesi’ne geldiler. Alleria Windrunner, Danath Trollbane, Kurdran Wildhammer gibi kahramanlara ek olarak Garona da bu sefere katılmak için hevesliydi fakat başbüyücünün onun için başka planları vardı. Gölge Konseyi arkalarından iş çevirmeye devam ederken Khadgar’ın gözü arkada kalamazdı; bu yüzden de Garona konseyden geriye kalan üyeleri avlamaya devam etti.
Geçidi koruyan Savaşnarası Klanı’nı kolayca dağıtan Lothar’ın Evlatları, böylece Draenor’a ilk defa ayak bastılar. Gördükleri çorak, ölü topraklar ile kızıl gökyüzü Khadgar’ın görüsündekiyle birebir aynıydı. İlk günlerde herhangi bir direnişle karşılaşmadan Cehennem Ateşi Hisarı’na ulaştılar ve kaleyi kuşatmaya aldılar. İttifak seferini bir hafta kadar oyalayabileceklerini uman Kargath ve orkları onlara yardım eden siyah ejderhalara rağmen gün bitmeden yenilgiye uğradıklarında çareyi kaçmakta buldular.
Askerler kazandıkları zaferden memnun olsalar da Khadgar eğer Kara Geçit’i tamamen yok etmek istiyorlarsa Gul’dan’ın Kafatası’na ihtiyaçları olduğunu biliyordu. Bu durumu Turalyon’la tartıştı ve güçlerini bölmeye karar verdiler. Khadgar, Turalyon ve Alleria’nın önderliğindeki grup kafatasını ele geçirmek için kuzeye giderken Danath ve Kurdran liderliğindeki ekip ise güneye inerek Ner’zhul’un peşine düştü.
Danath ve Kurdran’ın ekibi Ner’zhul ve orklarını draenei kabir şehri Auchindoun’da sıkıştırmayı başardıysa da Kilrogg ve Kanayan Oyuk Klanı’nın başarılı oyalama taktikleri sayesinde Orda’nın yeni lideri kaçarak Kara Tapınak’a ulaşmayı başardı. Bu sırada kafatasının Deathwing’de olduğunu öğrenen diğer grup ise Gorgrond’a gelmiş ve burada gronnlar ile siyah ejderhalar arasındaki amansız savaşa tanıklık etmişti. Devasa varlıklar olan gronnlar öldürdükleri siyah ejderhaların cesetlerini sivri kayalıklara saplayarak sergiliyor, adeta meydan okuyorlardı. Arada kalmamak için siyah ejderhaların kendilerinin de düşmanı olduğunu gösteren Khadgar ve Turalyon, gronnların lideri Gruul ile müttefik oldular. Deathwing’in Azeroth’tan getirdiği siyah ejderha yumurtalarına saldıran ekip, bu hareketin Deathwing’i öfkelendireceğini ve sağduyuyu bir kenara bırakarak tuzağa düşmesini sağlayacağını umuyorlardı. Bekledikleri gibi de oldu; hışımla yumurtalarını savunmaya gelen Deathwing, devasa Gruul ile kapışırken Khadgar’ın mistik büyüsüne karşı savunmasız kaldı. Deathwing’in vücudunu bir arada tutan metal plakaları büyüsüyle söken Khadgar, yaralardan sızan ateş ve magmanın Deathwing’i acıdan kudurtmasına sebep oldu. Siyah Ejdersürüsü lideri o acı içerisinde elindeki kafatasını düşürdü ve canını kurtarmak için bütün planlarını ve Orda’yla olan anlaşmasını hiçe sayarak kaçtı; ancak gücünü toplamak için saklanacağı yıllar boyunca Khadgar’dan alacağı intikamın hayali düşlerini süslemeye de devam etti. Artık “Ejderhakatili” olarak anılan Gruul, söz verdiği gibi İttifak askerlerine Gorgrond’dan barış içinde geçme izni verdi.
İttifak orduları Kara Tapınak’ın hemen dışında bir kez daha bir araya gelse de rahatlayıp dinlenmek için vakitleri yoktu. Khadgar tapınaktan yayılan kaotik enerjileri hissedebiliyordu; Ner’zhul başka dünyalara geçit açmak için büyüsüne başlamıştı ve uzun bir kuşatma için vakitleri kalmamıştı. Khadgar büyücülerini alarak Ner’zhul’un yerini saptamaya ve onu engellemeye çalışırken Lothar’ın Evlatları’nın geri kalanı da Kara Tapınak’taki Orda askerleriyle çarpıştı. Lakin bütün bu çaba bile yeterli olmadı. Dalaran’ın Gözü, Medivh’in Büyü Kitabı ve Sargeras’ın Asası’nı kullanan Ner’zhul gerçekliğin dokusunda başka dünyalara yarıklar açtı.
Bu yarıkları kontrol edebilmek, ork şamanın yeteneklerinin çok ötesindeydi. Kontrolden çıkan büyü daha fazla yarık açmaya ve Draenor’un büyü akımlarının yoğun olduğu ley yataklarını bozmaya başladı. Draenor, açılan geçitlerin etkisiyle parçalanmaya başladı; toprak yarıldı, sular Çarpık Düzlem’in boşluğuna karışıp yok oldu, fel enerjiler koca dünyayı bir harabe hâline getirdi. Khadgar ve büyücüleri Kara Tapınak’ın tepesinde yapılan ayinin olduğu yere vardığında Ner’zhul Sargeras’ın Asası’nı kullanarak çoktan kaçmıştı. Medivh’in Büyü Kitabı ve Dalaran’ın Gözü’nü ele geçirmiş olsalar da tetiklenmiş olan bu felaketi durdurmak imkânsızdı; dahası bu felaketin artçı şokları Azeroth’u da tehdit ediyordu. Bu yüzden diğerlerine durumun vahametini açıkladı ve kısa bir tartışmanın ardından Lothar’ın Evlatları, Azeroth’u korumak için Kara Geçit’in yok edilmesi gerektiğine karar verdiler.
Cehennem Ateşi Yarımadası’na ulaştıklarında burada konuşlanmış askerlerin çoğunu Azeroth’a geri gönderdiler ancak bir kısmı kalarak Khadgar, Turalyon, Alleria, Kurdran ve Danath’a geçidi kapatmak için vakit kazandırmaya çalıştı. Khadgar dört bir yanında kıyamet koparken Gul’dan’ın Kafatası’nı kullanarak devasa bir patlama yarattı ve hem taştan geçidi hem de Azeroth ile Draenor’u birbirine bağlayan yarığı kapattı. Draenor parçalanırken çaresiz bir şekilde buldukları ilk yarığa atladılar ancak çok uzun bir süre kimse Lothar’ın Evlatları’nın geride kalarak kendilerini feda eden liderlerinden haber alamadı. Kahramanca öldükleri varsayılan İttifak Seferi liderlerinin bu fedakârlığı, Stormwind şehrinin girişine dikilen heykellerle ölümsüzleştirildi.Ancak Khadgar ve diğerleri hayatta kalmayı başarmışlardı; her ne kadar Azeroth üzerindekilerin bundan 18 yıl boyunca haberleri olmayacak olsa da.