KİMDİR, NEDİR: ILLIDAN STORMRAGE

Argus’a gidebilmek için bir araç inşa etmek isteyen draenei’lar, Exodar’ın tekrar havalanabilecek durumda olmadığının farkında olduklarından Vindicaar adındaki uzay aracını tasarladılar. Azeroth kahramanlarının ve Khadgar’ın da aralarına katılmasıyla birlikte bu aracı kullanarak Argus’a seyahat eden Illidan ve Velen, yolculuk esnasında tartışmaktan da geri kalmadılar. Illidan’a göre Velen, kardeş kadar yakın olduğu Kil’jaeden ve Archimonde’un Sargeras tarafından yozlaştırılmasını engelleyecek hiçbir harekette bulunmamış, halkı zor durumdayken savaşmak yerine kaçmayı tercih etmiş, tüm bunlar yaşanırken Işık’ın kendisine yol gösterdiğini düşünerek kendini kandırmıştı. Velen, halkı için neleri feda ettiğini Illidan’ın anlayamayacağını düşünüyordu; Illidan ise Işık’ın Velen’in doğru hareketleri yaparak kendi yolunu çizmesini engellediğine inanıyordu.

Argus’a vardıklarında Işık’ın Ordusu’nun gemisi olan Xenedar’ın düşüşüne şahit olan Illidan, Velen ile birlikte gemiyi vuran iblis Antaen’i yenilgiye uğrattı ve Kâhin birtakım müttefiklerle buluşmaya giderken gemiye döndü. Bu sırada Azeroth kahramanları da Xenedar’a giderek naaru Xe’ra’yı kurtarıp Vindicaar’a taşıdılar ve Işık’ın Kalbi ile bir araya getirerek naarunun tekrar bedenine kavuşmasını sağladılar.

Xe’ra en başından beri “Işık ile Gölge’nin çocuğu” olarak nitelendirdiği ve Seçilmiş Olan olduğuna inandığı Illidan’ı bulmak ve onu Işık’ın şampiyonlarından biri yapmak istiyordu. Bu amacına ulaşabilmek için Illidan’ı ikna etmeye çalıştıysa da başarılı olamadı ve en nihayetinde onu zorla “doğru yola” döndürmeye çalıştı. Kaderinin herhangi bir kehanete veya varlığa bağlı olmadığına inanan Illidan ise içindeki iblis gücünü kullanarak Xe’ra’nın henüz bir araya gelmiş ve daha yeterli kudrete ulaşamamış bedenini fel aleviyle paramparça etti. Bu hareketinden dolayı kendisine saldıran Turalyon’a, Işık’a olan inancının onu kör ettiğini söyleyerek Seçilmiş Olan diye bir şey olmadığını yüzüne vurdu.

Illidan vs Xe’ra
(Fatality!)

Illidan ve iblis avcıları, Saklı Sığınak olarak adlandırılan ve Antoran Çoraklıkları bölgesinde yer alan bir üs kurdular. Ona göre Lejyon’un ana merkezi Antorus’un kalbine saldırmak için henüz çok erkendi zira Çarpık Düzlem’de olmalarına ve sayısız iblis öldürmelerine rağmen akıl almaz bir hızla gelmeye devam ediyorlardı. Farklı bir plan belirlemeleri ve uygulamaları gerekiyordu.

Bu yüzden Azeroth kahramanları ile birlikte hareket eden ekip, Antorus’a girişi kapatan engelin ortadan kalkmasıyla beraber öncelikle Sargeras’ın geride bıraktığı zorlu düşmanlarla çarpıştılar. Antorus’un derinlerindeki Shivarra Meclisi’ne ulaştıklarında ise yok olduklarına inanılan titanların ruhlarına işkence edildiğini, güçlerinin çarpıtılarak Lejyon için kullanılmaya çalışıldığını dehşet içerisinde fark ettiler. Illidan’a göre titanların ruhları yozlaştırılırsa Sargeras başarılı olacak ve henüz doğmamış olan son titan Azeroth’u ele geçirebilecek güce erişecekti. Sargeras ayrıca yine bir titan olan Argus’un gücünü kullanarak iblis ordusunu kısa sürede yenileyebiliyordu ve Ilidan ne yapılması gerektiğinin farkındaydı: Argus’un da alt edilmesi gerekiyordu.

Azeroth kahramanları bütün engellere ve zorluklara rağmen Antorus’u temizleyip yozlaştırılmış Argus’u yenilgiye uğratmayı başardılar. Titanlar da maruz kaldıkları işkenceden kurtulmuş olmanın getirdiği güçle Sargeras’ı hapsetmek için harekete geçtiler. Velen, Khadgar, Alleria, Turalyon, kahramanlar ve diğerleri Vindicaar’ı kullanarak Azeroth’a geri dönerken Illidan titanlar ile birlikte kalmayı tercih etti. Bir zamanlar Maiev’e söylediği gibi avcı, avı olmadan bir hiçti ve hayatı boyunca aldığı kararlar onu Sargeras’ın gardiyanı olmaya yöneltmişti. Böylece Kara Titan, Azeroth’a kılıcıyla saldırarak onu yaraladıktan hemen sonra kardeşleri tarafından kontrol altına alındığında Illidan da Panteon’un Makamı’nda kaldı.

Antorus’taki zaferden sonra geride kalmayı tercih eden Illidan

Azeroth ile Argus arasındaki geçit bu olay ile birlikte kapanmış, Sargeras’ın Kılıcı adeta karanlık günlerin başlangıcı gibi Silithus’a saplı kalmıştı. Azeroth’a geri dönen kahramanlar, bu yolculuk sırasında Vindicaar’da Illidan tarafından bırakılan bir kristal keşfettiler. Malfurion, Tyrande ve kahramanlara çeşitli mesajlar bırakmak isteyen Illidan, Antorus’a saldırmadan hemen önce bu kristali yaratmış ve düşüncelerini dile getirmişti. İlk mesaj ikiz kardeşi Malfurion’a kendisinin o zamana kadar yaptıklarının güç sahibi olmak için gerçekleştirilen hareketler olmadığını ve aslında Azeroth’u kurtarmak için çabaladığını anlatıyordu; aralarındaki husumetin dinmesini diliyor ve kardeşinin Tyrande’nın bilgeliğini takip etmesini istiyordu. İkinci mesaj Tyrande’ya yöneltilmişti ve tıpkı Malfurion’a olduğu gibi aslında dünyayı kurtarabilmek için uğraştığını anlatıyordu; zor durumda kaldığında hep onu düşündüğünü ve gönlü farklı olmasını istese de onun Malfurion’ı seçerek aslında en doğrusunu yaptığını dile getiriyordu. Üçüncü mesaj ise Azeroth kahramanlarınaydı; onların Azeroth’un kurtarmak için canla başla uğraşmalarından duyduğu memnuniyeti anlatıyor ve dünyayı savunmanın artık onların yükümlülüğü olduğunu söylüyordu.

Illidan Stormrage her ne kadar sert ve çoğu zaman sorgulanabilir kararlar aldıysa da bunların hepsini Yakan Lejyon’un sonunu getirmek, Sargeras’ı alt etmek ve Azeroth’u kurtarmak için yapmıştı. O aslında sayısız yıllar boyunca anıldığı üzere bir “Hain” değil, kahramandı.

 

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)