KİMDİR, NEDİR: BAINE BLOODHOOF

Thunder Bluff’a dönen Baine, bir süre sonra garip ancak bir o kadar da hoş bir rüya gördü. Rüyasında altın rengine boyanmış, çiçekler içerisinde ve huzur dolu bir vadi vardı ve uyandığında tauren paladinlerinin lideri Dezco ile klanını bu vadiyi bulmak üzere görevlendirdi. Vakit kaybetmeden denize açılan Dezco, henüz keşfedilmemiş olan Pandarya topraklarına doğru yelken açtı.

Pandarya kıtası bulunup pandaren ırkı keşfedildiğinde yola çıkan Baine, bir yandan da Garrosh’u gözlemliyordu. Pandarya’da bulunan meşum sha enerjisini kullanmaya çalışan Garrosh, askerlerini bu enerjiyle güçlendirip kontrolü kaybedince Orda kahramanının araya girip olaya bir dur demesine önayak oldu. Hemen ardından neler yaşandığını Vol’jin’e haber veren Baine, Pandarya’da kalmaya ve işlerin kontrolden çıkmasını engellemek için gözlemlerine devam etmeye karar verdi.

Garrosh ile birlikte Kun-Lai Zirvesi’ne seyahat eden tauren lideri, burada Garrosh’ar İlerleyişi adındaki yerleşimin kuruluşuna yardımcı oldu. Bu sırada bir mogu savaşlordu olan Shan Kien’den Kutsal Çan isimli artefaktın yerini öğrenmeye çalışan Savaşşefi, istediği cevabı alamayınca moguyu öldürmeye niyetlendi. Araya giren Baine, kan dökülmeden bu sorunu çözebileceklerini dile getirerek kadim bir pandaren ritüelinin yardımıyla Shan Kien’in geçmişine gidilmesini ve Kutsal Çan’ın nerede olduğunun bulunmasını sağladı.

Kutsal Çan

Garrosh, Kutsal Çan’ı bulmuş ve onu kendi amaçlarına göre kullanmak istemişti; ancak buna izin vermek istemeyen Anduin Wrynn araya girmiş ve Garrosh’un saldırısı sonrasında Çan’ın altında kalarak ağır yaralanmıştı. Arkadaş bildiği Stormwind Prensi’nin yaşadığı bu saldırı, Baine’i daha da huzursuzlandırdı. Nitekim Karamızrak Ayaklanması’nın haberini alır almaz Durotar’a gitti ve burada Ustura Tepesi adındaki yerleşimde Vol’jin ile bir araya gelerek ona desteğini sundu. Dikkatli davranması gerekiyordu zira hâlâ Orgrimmar’da yaşayan birçok tauren vardı; aynı zamanda Orgrimmar tam bir kaleye dönüştürülmüştü ve Orda dışından yardım istemeleri yapabilecekleri en mantıklı hareket gibi gözüküyordu. Bunun üzerine İttifak’a haber gönderildi ve savaş hazırlıklarına başlandı.

Doğu Krallıkları’ndan gelen Orda ve İttifak güçleri kuzey Durotar kıyılarına varıp Orgrimmar Kuşatması başladığında Baine de ön saflarda yerini aldı. Şehrin kapılarında çarpıştıktan sonra içeriye giren kuvvetlerde yer alan Baine, Garrosh mağlup edilip Vol’jin yeni Savaşşefi ilan edildiğinde bu değişimi memnuniyetle kabul eden ilk isimlerdendi.

Pandarenlerin girişimiyle Garrosh’un cezalandırılması için bir dizi mahkeme oturumu yapılmasına, bunun da Pandarya’daki Ak Kaplan Tapınağı’nda gerçekleştirilmesine karar verildiğinde Baine, Vol’jin’in kararıyla Garrosh’u savunmak için görevlendirildi. Şaşkınlık ve Garrosh’a duyduğu öfkeyle böyle bir yükün altına girmek istemeyen Baine, babasının ruhuyla görüştükten sonra nihayetinde rolünü kabul etti. Görevini oldukça etkili bir şekilde yerine getiren tauren, Orda liderlerinin hatalarını da ortaya dökmekten çekinmedi. Öyle ki Garrosh bile bir noktada Baine’in savunmasını yapmaya devam etmesini istediğini dile getirerek mahkemeye katılan herkesi şaşırttı. Baine ise Garrosh’u savunmayı neden kabul ettiğini ve buna neden önem verdiğini son oturumda açıkladı: Ona göre herkes değişebilirdi, Garrosh dâhil…

“Savaş Suçları”

Mahkeme sona yaklaştığında Baine ve diğer herkesin hiç beklemediği üzere alternatif geçmişteki bir Draenor’a geçit açan ve aynı zamanda alternatif evrenlerden mahkemede bulunan herkesin karanlık bir kopyasını çağıran Kairoz adındaki bronz ejderha, Garrosh’u da alarak kayıplara karıştı. Karmaşa sırasında ikiliyi durdurmak şöyle dursun hayatta kalabilmek için çarpışmak zorunda kalan mahkeme katılanları, karanlık kopyalarıyla yüzleştiler. Baine’in karşısında alternatif evrende Garrosh’u çıplak elleriyle öldürüp Savaşşefi olmuş olan bir Baine duruyordu; öfke ve nefretine yenik düşmüş bir taurendi. Karşılarındakileri savaşmak yerine anlayarak yenebileceklerini fark eden Baine, kopyasına babasının bilgeliğini hatırlattı ve böylece onun sakinleşip kendi evrenine geri dönmesini sağladı.

Alternatif geçmişteki Draenor’da yaşananlar sırasında Azeroth’ta bulunan Baine, Yakan Lejyon’un saldırısını takiben Parçalanmış Sahil’e gitti ve burada diğer Orda liderleriyle birlikte savaştı. Orda’nın geri çekilmesi ve Orgrimmar’a dönmesinin ardından iblislerin saldırısı sonucu son nefesini veren Vol’jin’in cenazesine katıldı ve Sylvanas Windrunner’ın yeni Savaşşefi oluşuna tanık oldu. Lejyon’a karşı verilen savaşın geri kalanında pek de ortalarda görülmeyen Baine, kazanılan zaferin ardından Orgrimmar’da düzenlenen törende yer aldı ve Orda liderlerine verilen yemekte bir konuşma yaptı. Gallywix, Sylvanas ile gizli bir konuşma yapmaya gittiğinde ise Varok Saurfang ile birlikte ona ne kadar güvenmediğini dile getirdi ve Silithus’a gün geçtikçe daha fazla goblin gönderildiği bilgisini orka iletti.

Lejyon’a karşı zafer kazanılmış olsa da bedeli ağır olmuştu. Son bir hamleyle Azeroth’a zarar vermek isteyen Sargeras, kılıcını gezegenin derinlerine saplamış, böylece yaşam enerjisinin kontrolsüzce fışkırmasına sebep olmuştu. Goblinlerin Silithus’taki kazıları da yaraya tuz basmaktan farksızdı ve Baine aracılığıyla Sylvanas ile Thunder Bluff’ta buluşan Magni Bronzebeard, ondan goblinleri geri çekmesini ve Orda şifacılarını bölgeye göndermesini rica etti. Sylvanas, şifacıların görevlendirilmesi sorumluluğunu Baine’e verdi ancak İttifak ile ortak hiçbir iş yapılmasını istemediğini açıkça dile getirdi. Baine ile Varian’ın ölümü üzerine Stormwind Kralı olmuş olan Anduin’in uzun süredir mektuplaştıklarının farkında olduğunu söyleyen Sylvanas, buna bir son vermesini emretmekten de kaçınmadı. Anduin’e son bir mektup yazan Baine, boynuzundan yonttuğu bir parçayı dostluğunun bir simgesi olarak krala gönderdi.

Lejyon ile yapılan savaşta çok fazla can kaybı yaşanmıştı ve Orda’nın yeni üyelere ihtiyacı vardı. Buna istinaden Orgrimmar Elçiliği’ne giden Baine, Yücedağ taurenlerini kendi saflarına katabilecekleri önerisinde bulundu. Savaşşefi Sylvanas’ın bu teklifi kabul etmesiyle birlikte Orda kahramanını da yanına alarak Thunder Bluff’a giden Baine, burada Mayla Highmountain ve beraberindekilere bir ziyafet vermek için hazırlıklara başladı. Fakat Mayla’nın danışmanlığını yapan ve aslen bir siyah ejderha olan Ebonhorn, Eski Tanrılar’ın hizmetkârı Uul’gyneth adındaki C’Thrax’ın güçleri tarafından yozlaştırılmaya çalışılınca Yücedağ’a geri dönmek zorunda kaldılar. Baine ve Orda kahramanı ise Thunder Bluff’a saldıran karanlık güçleri alt ettikten sonra onlara katıldılar.

Yücedağ’da bulunan ve karanlık güçlerin etkisini bastıran korumalar düşmüş, Ebonhorn da bu yüzden saldırıya açık hâle gelmişti. Orda kahramanının yardımıyla bu büyülü korumalar tekrar aktif hâle getirildi ancak Uul’gyneth fiziksel dünyaya celbedilmişti. Kahraman tekrar sorumluluğu üstlenerek bu meşum yaratıkla çarpıştı ve onu mağlup etti. Ebonhorn gerçek ejderha formu Ebyssian’a dönüştüğünde Baine oldukça şaşırsa da bunu bir sır olarak saklamayı hiç düşünmeden kabul etti. Halkını Eski Tanrı etkisine girmekten kurtaran ve kararlılıkla savaşan kuvvetlerden etkilenen Mayla, Orgrimmar’a giderek bizzat Orda’ya katılmayı kabul ettiğini dile getirdi.

Mayla gördüğüm en mükemmel çatal boynuzlara sahip… Ehem… Onları düşünüp durduğumdan demiyorum tabii… Onun boynuzları hakkında konuşmayalım.

Sylvanas’ın emriyle Varok Saurfang önderliğindeki Orda ordusu Kuzey Çoraklıkları’na vardığında (ve oradan gizlice Külvadi’ye gitmeye başlayacakları sırada) onları yakalayan Baine, yaşlı orka göreviyle ilgili sorular yöneltti. Cairne’in oğlunun gösterdiğinden çok daha zeki olduğunu bir kez daha kabullenen Saurfang, onun bir şeylerden şüphelendiğini anlamıştı ancak detay vermeden bizzat yaptığı bir planı uyguladıklarını dile getirdi.

Teldrassil’in yakılışını takiben İttifak’ın karşı saldırı düzenlemesi ve Lordaeron’u işgal etmesiyle birlikte yaşanan savaşta yer alan Baine, Sylvanas’ın Saurfang’i ölüme terk etmesinden duyduğu hayal kırıklığını bizzat Savaşşefi’nin yüzüne vurmaktan çekinmemiş olsa da halkının güvenliği için durumu kabullenmek zorunda kaldı.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)