“On bin yıl boyunca höyük hapishanelerinde Gardiyan olarak hizmet ettim. Bu süre içerisinde yalnızca bir mahkum kaçabildi; senin ikinci olmana izin vermeyeceğim! Umudunu bir kenara bırak çünkü ben Maiev Shadowsong’um ve hiç kimse elimden kurtulamaz!”
Maiev Shadowsong, bir gece elfi olarak Azeroth’un henüz tek bir kıtadan oluştuğu o kadim zamanda dünyaya geldi. Kendisine bir yol çizmeye başlayacağı yaşa geldiğindeyse Elune’un Kızkardeşliği’ne katılarak bir Elune rahibesi olmaya karar verdi. Erkek kardeşi Jarod ise Suramar muhafızları arasında kendisine bir yer bulmaya çalışıyordu. Shadowsong ailesi soylu değildi, bu yüzden hem Maiev hem de Jarod kişisel maharetlerini ortaya koyarak kendilerini göstermek durumundalardı. Nitekim iki kardeş de oldukça yetenekli olduklarından yükselmeye başlamaları uzun sürmedi.
Kalimdor kıtasının batısında yer alan Hajiri Tapınağı’nda görevli olan Maiev, Kraliçe Azshara ve asildoğanların Yakan Lejyon ile yaptıkları anlaşma sonucunda başlayan Kadimler Savaşı sırasında Elune Kızkardeşliği ile birlikte Kaldorei Direnişi’nde yer almak için yola çıktı. Maiev, rahibeler arasında kıdemli bir mevkiye sahipti ve Yüce Ay Rahibesi Dejahna öldüğünde onun yerine geçeceğini düşünmüştü; ancak Dejahna son nefesini verirken kendisine varis olarak genç ve Maiev’e göre daha deneyimsiz olan Tyrande Whisperwind’i seçti. Dejahna’nın Tyrande’yı seçmesinin ardındaki en büyük sebep genç elfin Elune’un güçlerini büyük rahatlıkla ve bilgelikle kullanıyor olmasıydı. Maiev bu durumdan rahatsız olsa ve Tyrande’nın özellikle savaş konusunda tecrübesi olduğuna inansa da kabullenmesi gerektiğini biliyordu.
Tyrande Lejyon tarafından kaçırıldığında ve geçici olarak yerine geçen Rahibe Marinda da öldürüldüğünde Maiev, bir süreliğine Yüce Ay Rahibesi olarak atandı. Bu sırada kardeşi Jarod ile de bir araya gelme fırsatı yakalayan Maiev, Kur’talos Ravencrest’in kaybıyla elflerin askerî gücünün komutasına getirilen Desdel Stareye’dan rahatsızlık duyuyordu. Desdel oldukça ırkçı tavırlar sergiliyor, gece elfleri dışındaki diğer ırklardan yardım almayı reddediyordu. Yaptığı taktiksel hatalar sebebiyle Lejyon tarafından katledilen Desdel’in yerine kardeşi Jarod geçtiğinde Maiev şaşkınlığını gizleyemedi. Tyrande’nın kurtarılışı ve geri dönüşünü takiben isteksizce de olsa Yüce Ay Rahibeliği yetkisini bırakmak zorunda kalan Maiev, Kadimler Savaşı boyunca aktif rol oynamaya devam etti.
Savaş sonuçlanıp Büyük Bölünme yaşandığında ve Kalimdor toprakları birçok kıtaya ayrıldığında Külvadi bölgesine yerleşen gece elfleri arasından Illidan Stormrage, Ebediyet Pınarı’nın kaybının ağırlığıyla baş etmeye çalışıyordu. Savaş bitmeden kısa süre önce ilk Ebediyet Pınarı’ndan birkaç şişe su almış olan Illidan, Hyjal Dağı’na giderek burada bulduğu bir göle şişelerden birkaç tanesini boşalttı ve ikinci Pınar’ı yarattı. Ancak o sırada bir keşif ekibiyle birlikte Hyjal’da olan Jarod Shadowsong durumu fark etti ve elften yaptığı bu hareket karşısında teslim olmasını istedi. Illidan’ın ise teslim olmak gibi bir niyeti yoktu; büyü gücünü kullanarak orada bulunan elflerin bir kısmını öldürdü, Dath’Remar Sunstrider ve Jarod gibi isimlerin de aralarında bulunduğu bir kısmını ise ağır bir komaya soktu. Bu sırada olay yerine gelen Malfurion, kendi güçlerini kullanarak ikiz kardeşini yakalarken Tyrande, evlatlık edindiği Shandris Feathermoon ve Maiev de komaya giren elfleri iyileştirdiler. Maiev her ne kadar Illidan’ı orada öldürmek istediyse de Jarod’un farklı bir fikri vardı: Kararı Malfurion vermeliydi. Böylece Illidan, hapsedilmek üzere Höyük Mağaraları’na götürüldü.
Maiev, Malfurion’a derin bir saygı beslese de aldığı karardan hiç memnun değildi, Illidan’ın saldırısı yüzünden neredeyse kardeşini kaybediyordu; bu yüzden gece elfinin gardiyanlığını bizzat yapmayı teklif etti. Malfurion da Illidan’ın tehlikeli olduğunu düşünüyor ve gözetim altında tutulması gerektiğine inanıyordu; böylece Maiev’in teklifini kabul etti ve Elune Kızkardeşliği arasından gönüllü olacaklarla birlikte seçkin bir birlik kurmasını istedi. Harekete geçen Maiev, kendisine katılan diğer dişi gece elfleri ile birlikte Gardiyanlar birliğini oluşturdular ve Illidan’ı gözetme görevine başladılar.
Bu dönemde Jarod, tek kelime etmeden kayıplara karıştığında Maiev, kardeşinin kendisine haber vermemiş olmasından ötürü büyük üzüntü duydu.