KİMDİR, NEDİR: DOOMFIST

Doomfist dendiğinde bugünlerde akla gelen ilk isim Akande Ogundimu olsa da bu titri bir zamanlar taşımış başka isimlerin de olduğunu ve her birinin çok farklı konumlarda bulunduğunu unutmamak gerekir. Bilinen ilk Doomfist muhtemelen Afrikalıydı, zira Swahili dilinde “Doom Fist” anlamına gelen Adhabu Ngumi ismiyle tanınmıştı. Aynı zamanda kendinden sonra gelenlerin aksine “Kurtarıcı” olarak da anılırdı.

Doomfist’i Doomfist yapan meşhur eldiveni ve unvanı devralan ikinci isim ise Akinjide Adeyemi idi. “Numbani’nin Musibeti” olarak tanınan bu ikinci Doomfist, Talon organizasyonu içerisinde savaş fırsatçılığı yapan ve Numbani’ye sıkça akınlar düzenleyen bir paralı askerdi. Talon’la bir süre çıkarları ortak giden Akinjide, bu süreçte yanına Akande Ogundimu adında genç bir Nijeryalıyı alarak ona akıl hocalığı da yaptı. Akande’yi Talon’la tanıştıran ve onu da organizasyona aldıran Akinjide’nin planlarıysa pek de umduğu gibi gitmedi. Akande’nin hırsı, zekâsı ve liderliğinden etkilenen Talon yönetimi önce gizliden gizliye, sonraysa açıkça Akande’yi desteklemeye başladı. Organizasyonun da desteğini arkasına alan Akande ise Akinjide’yi öldürerek hem Doomfist unvanını hem de akıl hocasının meşhur eldivenini devraldı.

Sırasıyla Doomfist'i ve unvanı devralan üç kişi: Adhabu Ngumi, Akinjide Adeyemi ve Akande Ogundimu.

Sırasıyla Doomfist’i ve unvanı devralan üç kişi: Adhabu Ngumi, Akinjide Adeyemi ve Akande Ogundimu.

Ancak Akande Ogundimu her zaman bir paralı asker değildi. Aslen Nijeryalı prostetik teknolojileri üzerine çalışan varlıklı bir aile şirketinin varisiydi. Hem aile mesleğini icra ediyor hem de kalan boş vakitlerinde en büyük tutkusu olan dövüş sanatlarına ilgi gösteriyordu. Dambe ve gidigbo gibi Afrika dövüş sanatlarında uzmanlaşmasının yanında güreş ve daha modern dövüş tekniklerini de repertuvarına katmıştı. Bu hünerlerini katıldığı çeşitli turnuvalarda da kanıtladı. Güçlü iç güdüleriyle rakiplerinin hamlelerini okuyup hızı ve kudretiyle hepsinin üstesinden geldi.

Akande’nin bu tutkusu ve dövüş sanatı kariyeri, sağ kolunu kaybettiği Omnik Krizi’ne kadar sürdü. Ailesinin şirketinde yapılan sibernetik kol sayesinde eskisinden bile güçlü olsa da prostetik geliştirmelere sahip olanların turnuvalarda yer almasına izin verilmediği için yarışmalardan uzaklaşmak zorunda kaldı. Dövüş sporlarına duyduğu hevesi iş hayatına kanalize etmeye çalıştıysa da kalbinde açılan o boşluğu bir türlü dolduramadı. İşte Akinjide’nin teklifi de Akande’nin aklını bu noktada çeldi. Paralı askerlik Akande’nin aradığı o heyecanı, turnuvalarda yarışmanın yarattığı adrenalini karşılamıştı.

Artık Doomfist unvanının varisi olan Akande, akıl hocasının yerini aldıktan sonra Talon hiyerarşisinde de hızla yükseldi. Talon’un üst düzey konseyine kadar girmeyi başaran Akande, bu noktada üst yönetimle çatışmaya başladı. Üst yönetimin bir kısmı kendi çıkarlarını gözetiyordu; Akande ise dünyada her daim bir çatışma olması gerektiğini, insanlığın bu çatışmaların süzgecinden geçerek güçleneceğini ve evrileceğini savunuyordu. Bu amaçla organizasyon adına düzenlediği bir çok operasyonla amaçladığı çatışmaları yaratmayı başardı. Ancak büyük planlarının başarıya ulaşmasına ramak kala Numbani’deki bir operasyonda Tracer, Winston ve Genji’den oluşan bir takımla karşı karşıya geldi. Tracer ve Genji’yi alt etmeyi başarsa da Winston’ın ilkel öfkesinden kaçamadı ve mağlup edilerek maksimum koruma altındaki bir Helix Güvenlik hapishanesinde yıllarca tutuklu kaldı.

Doomfist, dövüş sırasında Tracer'ın zamansal hızlandırıcısını sökerken...

Doomfist, dövüş sırasında Tracer’ın zamansal hızlandırıcısını sökerken…

Doomfist yenilgiye uğramış olsa da pes etmiş değildi. Tutukluluğu süresince dış dünyaya dair haberlere kulak kabartmaya, Overwatch ve Talon’ın yaptıklarını takip etmeye devam etti. Talon’ın Numbani’deki Overwatch Müzesi’nden eldivenini çalmaya çalışma konusundaki başarısız girişimini öğrendiğindeyse vaktinin geldiğine karar verdi. Talon’ın Helix Güvenlik’e ait hapishaneye düzenlediği saldırı sırasında hücresinin duvarını yumruklayarak kırdı ve eski takım arkadaşı Reaper’a katılarak bir kez daha dünyayı savaş ve çatışmayla terbiye etmek için serbest kaldı.

İlk iş olarak yarım kalmış planlarını uygulamak için ortamı hazırlamaya koyulan Doomfist, Widowmaker ve Sombra’yla birlikte Monaco’daki bir kumarhaneye giderek burada Talon’un iç konseyine üye olan Maximilien’le buluştu. Doomfist’e tekrar bağlılığını sunan Maximilien, onu aynı zamanda organizasyondaki herkesin dönüşüne memnun olmadığı konusunda da uyardı. Tam bu sırada yine üst yönetimden Vialli’nin adamları ortaya çıkarak Doomfist’e saldırdılarsa da kolayca yenildiler.

Bunun üzerine Doomfist, Reaper, Sombra ve Widowmaker Venedik’te Talon liderlerinin katıldığı bir maskeli baloya sızdılar. Vialli’nin karşısına çıkan Doomfist, canına kast etmeye çalışan adamı köprüden aşağı atarak öldürdü ve Talon’ın sadece kendi çıkarlarını kollayan bir suçlu grubu olmayacağını buyurdu. Böylece karmaşa ve savaş konusundaki planlarını tekrar rayına sokarak organizasyonun üst yönetimindeki yerini geri aldı.

Doomfist'in dönüşü.

Doomfist’in dönüşü.

Bundan kısa bir süre sonraysa eksik olan son şeyi tamamladı: Doomfist’in alamet-i farikası olan eldiveni. Doomfist sergisi için Numbani’de sergilenmekte olan eldiveni almak için harekete geçen Doomfist, Adawe Uluslararası Havalimanı’nda yeni güvenlik serisi olan OR15 robotlarıyla çarpıştı. Robotların icabına kolayca bakan Doomfist, eldivenini de geriye aldığında artık Overwatch’tan intikamını almak ve dünyayı yeni bir çağa sürüklemek için hazırdı.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)