Kahramanlar asansörden aşağı indiklerinde karşılarına Kor’kron birliğinin lideri ve Savaşşefi’nin danışman koruması Malkorok çıktı.
Daha önce de Garrosh’un bulaşmak istemediği işleri halleden Malkorok, sadakatinin karşılığını Y’Shaarj’ın kalbinin bir parçasıyla güçlendirilerek almış, aynı Parçalanmış El klanındaki orklar gibi kolunun birini güçlü bir silahla takas etmişti. Eski Tanrılar’ın gücü damarlarında dolaşırken bu güçler yardımıyla kahramanları zorladıysa da sonunda kendinden öncekiler gibi düştü.
Malkorok ile dövüştükleri odanın ardında Garrosh’un inşa ettirdiği yeni bölgenin kalbi yer alıyordu. Buraya kamp kuran kahramanlara gnomlar ve Gnomeregan lideri Gelbin Mekkatorque eşlik ediyorlardı; Kor’kron birliklerini etkisiz hâle getirerek kahramanlara bir kez daha yolu açtılar.
Bir sonraki oda, Garrosh’un Pandarya’nın dört bir yanından topladığı artefaktlar ve yaratıklarla doluydu. Pandarya Ganimetleri‘nin yanlış ellere düşmesini engellemek için hepsinin kutusundan çıkartılıp tehlikeli olanların yok edilmesi gerekiyordu. Kahramanlar iki yana ayrılmış hangardaki kutular arasında gidip gelerek mogu ve klaxxilerle çarpıştılar. Ancak Garrosh’un sürprizleri bitmek bilmiyordu.
Orda için kullanabileceği tüm güçleri bir yerde toplamak isteyen Savaşşefi, Pandarya’dan getirttiği Kanasusamış Thok adındaki devasa dinozoru da burada tutuyordu. Kork’kron askerlerinin zorlukla zaptettiği Thok, bakıcılarının ölümüyle serbest kaldı ve kana susamışlığını gidermek için orada bulunan kahramanlara saldırdı. İttifak ve Orda’nın kahramanlarıysa onu alt etmek için ellerinden geleni yaptılar ve devasa dinozoru yendiler.
Ardından yolları Kuşatma Zanaatkarı Blackfuse ile kesişti. Garrosh için savaş makineleri üreten bu delilik ve dahilik arasında kısılmış goblin, aynı zamanda Orgrimmar kapısında dövüştükleri Demir Ezergeçer’in de mucidiydi. Blackfuse kahramanları görür görmez şunları söyledi:
“Demek benim Ezergeçerimi haklayan sizsiniz. O zaman sizi Savaşşefi’nin yeni silahı Demiryıldız ile tanıştırayım.”
Daha sonra Garrosh ile olan kavgada da kullanılacak olan bu yeni silahın ilk prototipini kahramanların üstüne saldı. Kahramanlar hem bu yeni silaha karşı savaşırken hem de Blackfuse’un üretim bandını yok ederek daha fazla silah üretmesini engellediler. Son nefesiyle efsanesinin hep yaşayacağını iddia eden Blackfuse, kısa süre içerisinde garip bir şekilde haklı çıkacaktı; Orgrimmar Kuşatması’ndan sonra ortaya çıkacak Demir Orda’nın kullanacağı silahların birçoğu kendi tasarımlarından oluşacaktı.
Derken kahramanlar Hiddetateşi Gediği’nin daha da derinlerine indiler. Yol boyunca öldürülmüş klaxxilerin arasında Saurfang belirdi. Ağır yaralıydı ve yukarıda neler olup bittiğini sordu; özellikle de Nazgrim’i. Kötü haber kendisine verilince de ağzından şu sözler döküldü:
“Ah Nazgrim… Büyük lider ve büyük savaşçı. Savaşşefi’ne karşı ettiği bağlılık yeminini kendi hayatının üzerinde tuttu. Ona anlatmaya çalıştım. Hellscream’in bizlere ihanet ettiğini, kendi halkı için bir Savaşşefi’nin sorumluluklarını kenara ittiğinden bahsettim. Fakat Nazgrim fazlasıyla bağlıydı, fazlasıyla onurluydu. Lanet olsun Hellscream! Onun hırsları Orda’yı yerle bir etti… Devam edin. Thrall’ı aşağıda bulun ve bu işi bitirin artık.”
Artık kahramanlar neredeyse Garrosh’a yetişmişlerdi. Önlerinde Savaşşefi’nden önce tek bir engel kalmıştı ve o da Klaxxi Paragonları’ydı. Bizzat kahramanlar tarafından Dehşet Toprakları‘ndaki kehribar taşlarının içinden çıkartılmış ve özgürlüklerine kavuşmuş olan bu Paragonlar, çok uzun zaman önce bağlılık yemini ettikleri Eski Tanrılar’a tekrar hizmet etmeye başlamışlardı. Ancak kahramanlara olan borçlarını onları uyararak ödediklerini varsaydılar:
“Eğer bir gün olur da Eski Olanlar yeniden gelirse o zaman onların yanında yer alırız. Sizlerden kafası çalışanlar da aynı şeyi yapacak.”
Bu sözlerin arkasında durdukları aşikârdı ve Eski Tanrı güçleri yeniden uyanırken onların yanında yer almışlardı. Kahramanlar tek tek dokuz Paragon ile çarpışıp hepsini öldürdüler. Sonraki oda artık taht odasıydı. Ve orada efsanevi lider Grommash Hellscream’in oğlu Garrosh Hellscream bekliyordu. Odaya girer girmez tavanda zincirlere asılı Y’Shaarj’ın kalbi görünüyordu. Derken kahramanlar Thrall’ın sesini duydular:
“Hâlâ geç değil Garrosh. Savaşşefliğini bırak. Bunu burada bitirebiliriz. Şimdi… kan dökülmeden.”
Garrosh’un tabii ki de geri çekilmeye niyeti yoktu. Kara şamanların etraftaki elementleri hapsetmesiyle birlikte güçsüz düşen Thrall’ı tek hamleyle etkisiz hâle getirdi ve böylece kahramanlarla arasındaki savaş başladı. Bir yandan Blackfuse’un ürettiği silahları kullanırken bir yandan da Eski Tanrı’nın kalbinden emdiği güçlerle kendini besledi. Adeta bir hilkat garibesine dönüştükten sonraysa inatçı kahramanların önünde yenik düştü ve yere yıkıldı.
Thrall ona babasının onurunu koruyamadığını ve kendisini hayal kırıklığına uğrattığını söyleyerek saldırdı; ancak araya Stormwind Kralı Varian Wrynn girdi:
“Onun cezasına karar vermek bir tek sana düşmez.”
“Bu hakkı benden almana izin veremem.”
Derken arkadan Taran Zhu çıkageldi:
“Onun gaddarlığından hepimiz çok çektik. En çok da benim halkım… Bırakın Pandarya’da yargılansın. Orada hepimiz için adalet sağlanacaktır.”
Garrosh zincirlere vurulmuş bir şekilde götürülürken Orda’nın yeni Savaşşefi, Thrall’ın önerisiyle Vol’jin oldu. Jaina’nın Orda’yı dağıtma konusundaki ısrarına kulak asmayan Kral Varian ise burada olan olayların tekrarlanmaması için Vol’jin’den garanti isteyerek Orda’ya gözdağı verdi; ancak aynı zamanda iki taraf arasında hassas bir ateşkes de sağlanmış oldu.
Kaderin, bir siyah ve bir de bronz ejderhanınsa Garrosh için çok daha farklı planları vardı…