WARCRAFT TARİHÇELERİ – BÖLÜM 24: AUCHINDOUN YIKIMI VE DRAENOR IRKLARININ KADERİ

Orda’nın Shattrath üzerinde gerçekleştirdiği saldırı sırasında Sargeras ile görüşen Kil’jaeden, Kara Titan’dan yeni emirler almıştı. Yakan Lejyon’un lideri tüm gelişmelerden oldukça memnun olmuş ve yeni bir plan yapmıştı: Kil’jaeden’ın Gul’dan ile olan iletişimini tamamen koparmasını istiyordu; böylece kazandıkları zaferlerle sarhoş olan ve iyice küstahlaşan Orda yavaş yavaş kendi içinde çatlayacak, korkunç bir ümitsizliğe kapılacak ve nihayetinde kendilerinden ne istenirse istensin yapmaya razı olacak duruma düşecekti.

Lejyon’un planlarından haberdar olmayan Orda, Draeor’un neredeyse tamamını ele geçirmişti ancak fel enerjisi yüzünden gezegen gittikçe bozuluyor ve kaynaklar yok oluyordu. Tanaan Ormanı bu durumun en göze çarpan şekilde yaşandığı yerdi. Balta girmemiş ormanlar kuruyup yok olmuş, toprak çatlayıp çoraklaşmıştı ve böylece bölge artık Cehennemateşi Yarımadası adıyla anılmaya başlanmıştı; Orda yönetiminin yürütüldüğü Hisar adındaki kale de Cehennemateşi Hisarı olarak yeniden isimlendirilmişti.

Cehennemateşi Hisarı (Hellfire Citadel)

Savaşşefi Blackhand, yakın zaman içerisinde yiyecek ve su kaynaklarının tamamen kaybedileceğinin bilincindeydi; bu yüzden Gul’dan’ı çağırmış ve neler olup bittiğini öğrenmeye çalışmıştı. Ancak Gul’dan da büyük bir çıkmaz içerisindeydi zira Kil’jaeden hiçbir iz bırakmadan bütün iletişimini kesmişti. Kimseye belli etmemeye çalışsa da fel büyücüsü telaşa kapılmıştı. Kil’jaeden kendisine büyük vaatlerde bulunmuş, zamanı geldiğinde eşi benzeri görülmemiş bir güce kavuşacağını söylemişti.

Kullanılıp bir kenara atıldığını hisseden Gul’dan nefret ve öfkeyle dolduysa da olan biteni Blackhand’den gizlemeyi başardı. Eğer Savaşşefi durumun farkına varırsa gözünü kırpmadan Gul’dan’ı öldürürdü ve bunun yaşanmasını engellemek isteyen fel büyücüsü, Savaşşefi’ni yeni emirlerin gelmesini beklemeye ikna etti.

Kil’jaeden’ın iletişimini kesmesinin ardından gelen yıl boyunca Draenor’daki kaynaklar gittikçe tükenmeye başladı. Açlık ve kıtlık baş gösterdi; orklar Draenor’daki vahşi yaşamın neredeyse tamamını avlayarak tüketmişlerdi. Öyle ki Ejderboğazı klanı üyeleri eğittikleri rylakları, Savaşnarası klanı ise aynı şekilde kurtlarını birer yiyecek kaynağı olarak kullanmaya başlamışlardı.

Cehennemateşi Yarımadası (Hellfire Peninsula)

Açlıktan ölmenin sınırına gelen orklar gittikçe daha saldırgan, daha dengesiz hâle geliyorlardı. İblis kanı hâlâ damarlarında akıyor ve onları savaş isteğiyle dolduruyordu ancak savaşacak düşman kalmamıştı; bu yüzden bir süre sonra birbirlerine saldırmaya başladılar. Sayısız orkun can verdiği bu çatışmalar sonucunda Şimşek Yalımı, Akpençe ve Kızılgezer klanları ağır kayıplar vererek neredeyse yok olmanın eşiğine geldiler.

Akıl sağlıklarını iyice kaybetmeye başlayan orklar arasında bazı klanlar tam anlamıyla deliliğin pençesine düşmüşlerdi. Savaşnarası, Kemikkemiren, Gülen Kurukafa, Parçalanmış El ve Gümbürbey klanlarının üyeleri iyiden iyiye kontrolden çıkmışlardı. Durumun vehametinin farkında olan ve diğer orkları da aynı deliliğin pençesinde kaybetmeyi göze alamayan Blackhand, bu klanları Cehennemateşi Hisarı’ndan kovdu ve Cehennemateşi Yarımadası’nın uç noktalarına sürdü. Böylece diğer orklardan uzakta diledikleri kadar çatışabilir, kendi kendilerini bitirebilirlerdi.

Tüm bu çabalara rağmen hem Blackhand hem de Gul’dan, atılan adımların geçici çözümler olduğunun farkındalardı. Bir şeylerin çok acil olarak değişmesi, Orda’nın yeni bir amaç edinmesi ve dikkatini bu amaca yönlendirmesi gerekiyordu; yoksa ork ırkı kendi kendini yok etmenin eşiğindeydi.

Deliliğin pençesindeki orklar

Sargeras orkların durumunu uzaktan büyük keyifle izledi. Azeroth’u zayıflatacak gücü nihayet bulmuş, onu dilediğince şekillendirmiş ve en nihayetinde kendi planlarına muhtaç hâle getirmişti. Azeroth üzerinde çoktan yozlaştırdığı güçlü bir birey vardı ve bir süre sonra orkları da gezegeni işgal edecek şekilde yönlendirecekti. Yalnızca biraz daha bekleyecekti.

Bu sırada ise dikkatini Azeroth’taki piyonu Medivh’e çevirecekti.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)