ARTEFAKT ÖYKÜLERİ: PRIEST

Discipline – Light’s Wrath

Priest - Discipline


Işık’ın Gazabı

Sen Işık’ın Gazabı’nı eline almadan önce inancı sağlam birçok savaşçı ve rahip, bu silahı kontrol altına almaya çalıştılar.

Bırakın onların yetersizlikleri herkese bir ders ve uyarı olsun. Yüce bir niyetle yaklaşmak bu asanın müthiş gücünü kullanmak için yeterli değil. Dikkatini bir kılıç gibi keskin tutmalı, iradeni bir çelik gibi boyun eğmez kılmalısın. Zira eğer disiplinin bir anlığına dahi sarsılırsa bu silah, diğerlerine yaptığı gibi seni de yok edecektir.


Işık’ın Gazabı, Bölüm Bir

Yıllar önce bağnaz Kızıl Sefer birliği, ışığın kudretini eşi benzeri görülmemiş şekilde taşıyacak bir asa yapmaya koyuldu. Öyle bir silah ki adaletin gazabını taşıma konusunda dillere destan olan Ashbringer ile yarışacaktı.

Külgetiren gücünü Işık ile arındırılmış ve kılıca eklenmiş olan karanlık bir artefakttan alıyordu. Kızıl Sefer de asa için aynı şeyi yapmak için arayışlara başladı.

Tarikat, en sadık seferîlerini uygun bir artefakt bulabilmeleri için savaşlarla yıkılmış olan Veba Toprakları’na gönderdi. Geri dönebilen az sayıdaki kişi, beraberlerinde karanlıkla dolup taşan bir cevher getirdiler. Bazı kaynaklar bunun dünya üzerinde yürüyen ilk ölüm şövalyelerinden birinin taşıdığı matrağın bir parçası olduğunu söylüyordu. Diğerleri ise meşum lich Kel’Thuzad’ın bu cevheri kendi ölü elleriyle şekillendirdiğini anlatıyordu.

Gerçek her ne olursa olsun Kızıl Sefer, bu siyah cevheri kullanarak Işık’ın Gazabı olarak bilinecek asayı yaratacaktı.


Işık’ın Gazabı, Bölüm İki

Kızıl Sefer’in en bilge on rahibi, Işık’ın Gazabı’nı yaratmak için Yurtvadisi’nde bir araya geldiler. Haftalar boyunca karanlık cevheri arındıracak ve nihayetinde asaya bağlayacak bir ritüel üzerine çalıştılar.

Hesaba katmadıkları şey ise aralarında bulunan iblisti.

Balnazzar adındaki bir nathrezim, Kızıl Sefer’in içine sızmış ve liderleri olan Saidan Dathrohan’ın kimliğine bürünmüştü. Işık’ın Gazabı’nın yapımıyla ilgili planları öğrenen iblis, böyle bir silahın kendi aldatmacasını ortaya çıkaracağından ve Kızıl Sefer üzerindeki hakimiyetinin sonunu getireceğinden korkar olmuştu.

Balnazzar arındırma ritüelini bozunca seferîler, dikkatlica hazırladıkları büyü örgüsünün kontrolünü kaybettiler. Toplandıkları yerde patlak veren ve kutsal enerjiyle taşan bir fırtına, on rahibin de oracıkta ölmesine sebep oldu. Ancak Işık’ın Gazabı tek parça hâlinde kalmıştı. Yaşanan patlama cevheri arındırmış ve asaya bağlamıştı.

Asayı yakından inceleyen Balnazzar, onun kaotik enerjilerle titreştiğini fark etti. Onu güvenli bir şekilde kullanmak neredeyse imkânsız olacaktı. Bu yüzden silahı yok etmek yerine Kızıl Sefer tarafından el konulmasına izin verdi. Gelecek yıllarda sebep olacağı kargaşaya şahit olmak için can atıyordu.


Işık’ın Gazabı, Bölüm Üç

Kızıl Sefer’in Büyük Engizitörü Isillien’den Yüce General Abbendis’e bir mektup:

“Son mektubunuzu aldım ve endişelerinizi anlıyorum. Ancak saf güç söz konusu olduğunda Işık’ın Gazabı en olağanüstü düşlerimizin bile ötesine geçti. Tyr’in Eli’nin yakınında gerçekleşen en son savaş da bunun bir kanıtı.

Musibetler, erdemli savaşçılarımız karşısında yirmiye-bir gibi bir sayıyla üstünlerdi. Eğer Işık’ın Gazabı olmasaydı tam anlamıyla bir kıyım yaşanacaktı. Asanın yakan ışığı, tıpkı bir tırpanın buğdayı kesmesi gibi hiçbirini sağ bırakmayarak Musibetler’i biçti.

“Işık’ın Gazabı’nın onu taşıyan kişinin ve yakınındaki birçok askerin ölümüne sebep olduğu doğru. Hayatta kalan seferîlerin ise dillerinin tutulduğu, yardım almadan giyinemeyecek veya yemek yiyemeyecek duruma geldikleri de bir gerçek.

“Ancak yirmiye-bir gibi bir oran karşısında bu tarz kayıpların kabul edilebilir olduğunu düşünüyorum.”


Işık’ın Gazabı, Bölüm Dört

Dalaran’daki Kirin Tor tarafından bir araya getirilen ‘Işık’ın Gazabı Avı’ isimli derlemeden bir not:

“Veba Toprakları’nda bir kutsal enerji patlaması daha saptandı. Son yıldaki beşinci patlama. Bu en son olay da diğerleriyle aynı büyük benzerlikleri taşıyor. Suçlu, Işık’ın Gazabı’nın ta kendisi.

“Anladığım kadarıyla Kızıl Sefer, Müsibet izi aramak için küçük bir kasabaya baskın düzenlemiş. Kasaba halkının diriölü salgınından etkilenmiş olduklarını düşünerek onları ‘arındırmak’ için Işık’ın Gazabı’nı kullanmışlar.

“Bu olay bir süre devam etmiş, ta ki asayı kullanan rahip elindeki gücün kontrolünü kaybedene kadar. Kasaba meydanından geriye sadece ağzına kadar ceset dolu olan ve için için yanan bir krater kalmış.

“Daha önce de olduğu gibi olay yerine vardığımda asa çoktan ortadan kaybolmuştu. Muhtemelen başka bir budala Seferî tarafından el konmuştur.

“Bu iş için en başından gönüllü olmamalıydım.

“-Kirin Tor üyesi Israen”


Işık’ın Gazabı, Bölüm Beş

Işık’ın Gazabı’nı kullanan tüm Kızıl Seferîler arasından Engizitör Halbin, başarıya ulaşmaya en yakın kişiydi. Disiplini ve yerinde kullandığı dikkati, diğer üyelerle karşılaştırıldığında eşsizdi.

Halbin, asanın güçlerini Kızıl Manastır’da Terkedilmişler’den oluşan tutuklulara işkence etmek için kullandı. Esirlerini kutsal ateşle dağlayan Engizitör, diriölülere karşı verdikleri savaşta Sefer’in işine yarayacak bilgiler ediniyordu. Halbin, Terkedilmişler ile her temasa geçtiğinde bu lanetli yaratıklardan daha da nefret eder oldu. Bir süre sonra onlardan herhangi bir istihbarat almayı önemsemez hâle geldi. Artık tek isteği onların çığlıklarını duymak olmuştu.

Bitmek bilmeyen işkenceler ettiği bir gece, Halbin’in öfkesi düşüncelerini bastırdı. Işık’ın Gazabı üzerindeki hakimiyeti çözüldü. Engizitör’ün hükmünü mühürlemek için bu kadarı yeterliydi.

Bir patlama işkence odasını sarstı ve Halbin’i kutsal ateşle kapladı. Söylenene göre ölümü çok yavaş gelmiş ve ızdırap dolu inlemeleri sonu gelmeyen günler boyunca manastırda yankılanmıştı.


Işık’ın Gazabı, Bölüm Altı

Işık’ın Gazabı’nın ne zaman Kızıl Sefer’in elinden kayıp gittiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak en nihayetinde asa, Jakhar adındaki bir rahibenin eline geçti. Bu inançlı trol, Kuzeyyarı’ndaki Müsibet güçlerine karşı savaşması için gönderilen ve Orda Seferi olarak adlandırılan kudretli birliğin bir üyesiydi.

Savaş cephesine doğru yol alan bir zeplinde bulunan Jakhar, Işık’ın Gazabı’nı kullanabilmek için denemeler yaptı. Müsibetler’i bu silahla yok ettiğinin, diriölülerin bu zamana kadar mahvettikleri tüm hayatların intikamını aldığının hayallerini kurdu.

Kuzeyyarı üzerindeyken şiddetli bir fırtına, zeplinin gökyüzünden düşmesine ve buzlu tundraya çakılmasına sebep oldu. Her ne kadar her yolcusu sağ salim hayatta olsa da buna sevinecek zamanları yoktu. Müsibet topraklarının derinlerine düşmüşlerdi.

Jakhar’ın yoğun çalışmalarını meyvesini verdi. Işık’ın Gazabı’nı sarsılmaz bir incelikle kullandı ve Müsibet kuvvetlerini kırıp geçti. Rahibenin rehberliği altındaki Orda savaşçıları, düşman hatları boyunca yol bularak güvenli bir yere ulaştılar.


Işık’ın Gazabı, Bölüm Yedi

Kuzeyyarı’nda Jakhar, Müsibetler’in felaketi hâline geldi. Diriölülerin topraklarını Işık’ın Gazabı’nı kullanarak temizliyor ve her nereye giderse gitsin ardında kutsal ateşten oluşan bir iz bırakıyordu. Kahramanlıkları Orda kumandanları tarafından övgüyle karşılanıyordu; ancak Jakhar sade sözlerle tatmin olmuyordu.

Ne kadar Müsibet yok ederse etsin, yeterli değildi. Jakhar hep daha fazlasını istiyordu. Görevinde tek bir amaç uğruna hareket etmeye başlayan rahibe, Orda’daki müttefiklerini birçok defa tehlikeye attı.

Gittikçe daha fazla diriölüyü alt ediyordu ancak bunun bir bedeli vardı. Geçen her günle birlikte intikam ateşiyle dolu düşünceleri onu daha da tüketti…ve Işık’ın Gazabı üzerindeki sarsılmaz hakimiyeti çözülmeye başladı.


Işık’ın Gazabı, Bölüm Sekiz

Dalaran’daki Kirin Tor tarafından bir araya getirilen ‘Işık’ın Gazabı Avı’ isimli derlemeden bir not:

“Başka bir olay daha. Bu sefer Kuzeyyarı’nda.

“Jakhar adındaki bir Orda rahibesi asayı bulmuş. Elimizdeki tüm bilgilere göre Işık söz konusu olduğunda oldukça bilgiliymiş. Olay yaşanmadan önce bu silahı Müsibetler’e karşı takdire şayan bir biçimde kullanmış.

“Jakhar, Müsibet hatlarının iç kısımlarında küçük bir Orda birliğini yönetmiş. Işık’ın Gazabı üzerindeki hakimiyetini kaybetmeden önce diriölülere büyük zararlar vermiş. Ancak asadan fışkıran bir kutsal büyü mızrağı hem Orda askerlerini yaralamış hem de Jakhar’ı kalıcı olarak kör etmiş. Oradan canlarını zor kurtarmışlar.

“Trol, yaşadığı bu ‘sınamadan’ sonra oldukça mütevazı bir kişiliğe bürünmüş görünüyor. Savaşın geri kalanı boyunca güçlerini yok etmek için değil, iyileştirmek için kullanacağına dair yemin etmiş.

“Asaya gelecek olursak… Jakhar ve beraberindeki askerler Müsibetlerin bölgesinden çekilirken onu geride bırakmışlar. Eğer biraz da olsa şansım varsa silah bıraktıkları yerde, harap olmuş topraklardadır.

“İyi ki kışlık cübbelerimi yanıma almışım.

“- Kirin Tor üyesi Israen”


Işık’ın Gazabı, Bölüm Dokuz

Jakhar’ın Kuzeyyarı’nda bıraktığı asa, bir süre sonra bir şekilde Doğu Krallıkları’na geri döndü. Işık’ın Gazabı bir sahipten diğerine geçer oldu. İyi kalpli rahipler, rahibeler ve paladinler bu silahı hastaları iyileştirmek ve masumları korumak için kullandılar; ancak hiçbiri asaya uzun süre hükmedemiyordu.

Zaman içerisinde gizemli Kara Atlılar, asanın nerede olduğunu öğrendiler. Bu kukuletalı atlılar, Karazhan adındaki büyücü kulesinden geliyorlardı. Günlerini çeşitli topraklarda gezinerek geçiren bu varlıklar, büyük güçlere sahip artefaktları ve eserleri topluyorlardı.

Ariden adındaki bir Kara Atlı, aralarında Işık’ın Gazabı’nı elinde tutmaya çalışan ilk atlıydı…ve sonuncuydu da. Lanetli eli asaya dokunduğu anda silahtan bir kutsal enerji dalgası yayıldı. Ortaya çıkan büyü öylesine saftı ki Kara Atlılar’ı defetti ve onları lanetli kulelerine geri püskürttü.

Bu asa, isteyerek geride bıraktıkları nadir artefaktlardan biriydi. Hatta belki de tek artefakttı.


Işık’ın Gazabı, Bölüm On

Dalaran’daki Kirin Tor tarafından bir araya getirilen ‘Işık’ın Gazabı Avı’ isimli derlemeden bir not:

“Işık’a şükürler olsun, asa sonunda benim ellerimde.

“Işık’ın Gazabı’nı Alacakaranlığın Çekici tarikat üyelerine kadar takip ettim. Asayı ele geçirmişlerdi ve yıllar önce üzerinde uygulanan arındırma ritüelini tersine çevirmeyi planlıyorlardı. Bunu yaparak Işık’ın Gazabı’nı gerçek anlamıyla antitezine dönüştüreceklerdi: Saf karanlıktan oluşan bir silaha.

“Tarikat üyeleri ritüellerini bitirmeden hemen önce Alacakaranlığın Çekici kampına yetişebildim. Direnişleri uzun sürmedi ve onları kolayca alt ettim. Övünmek pek benim işim değil; ancak bu delice görevden sonra hakkım var diye düşünüyorum.

“Kısa süre sonra bu kahrolası asayla geleceğim, Dalaran’da bekleyin.

“- Kirin Tor üyesi Israen”


Işık’ın Gazabı, Bölüm On Bir

Kirin Tor arşivlerinden yazarı bilinmeyen isimsiz bir mektup:

“Büyük bir üzüntüyle bildirmek isterim ki Israen hayatını kaybetti.

“Işık’ın Gazabı’nı Dalaran’a taşımak için gereken hazırlıkları yaparken yanlışlıkla güçlerini açığa çıkardı. Görünen o ki asayı koruyucu bir kalkanla kaplamak için yaptığı büyü, bir kutsal enerji patlamasına yol açtı.

“Bunun büyük bir şaşkınlığa sebep olduğunu biliyorum. Israen her zaman dikkatli ve adımlarını hesaplayan bir adamdı. Asayla ilgili hepimizden daha fazla şey biliyordu. Ancak belki de bu bilgi birikimi onu umursamaz yapmıştı.

“Onun hatasını tekrar etmemek adına gereken önlemleri aldık. Yedi büyücü Işık’ın Gazabı’nı yalıtıcı rünlerle mühürledi. Asayı Nexus Mahzeni’ne kapatmak için yakında Dalaran’a varmış olacağız.”

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)