WARCRAFT TARİHÇELERİ – BÖLÜM 22: GUL’DAN, ORDA’NIN KURULUŞU VE GÖLGE KONSEYİ

Ork ile draenei halkları arasındaki dengeyi bozmak için harekete geçen Gul’dan, Yalımyeli Klanı’nı kullanmaya karar verdi. Terokkar Ormanı’nda Shattrath şehrine yakın bir yerde konumlanmış olan bu klan, yaşanan son felaketlerden en çok etkilenenler arasındaydı zira hayvanların toplu hâlde ölmesi sebebiyle yeterince yiyecek sağlanamıyordu ve kızıl çiçek salgını yüzünden nüfusu ciddi şekilde azalmıştı. Gölgeay Klanı’ndan bir sözcü olduğunu dile getiren Gul’dan, Yalımyeli halkını tüm bu felaketlere sebep olanların draeneilar olduğu konusunda kolayca ikna etti ve daha da ileriye giderek onlara draenei kanı akıtmaları gerektiğini, bunu yaparlarsa elementleri memnun edip yatıştırabileceklerini söyledi. Gölgeay’dan gelen herhangi bir söz hiçbir şekilde tartışılmadan kabul edilir olduğundan Yalımyeli Klanı da anlatılanları benimseyerek harekete geçti.

Yalımyeli savaşçıları ara sıra draenei karavanlarına saldırılar düzenliyorlardı ancak Gul’dan’ın kışkırtması sonucu daha önce görülmemiş ölçüde baskınlar yapmaya başladılar ve birçok draeneiyı öldürüp bir o kadarını da esir aldılar. Bu esirler arasında Savunucu Maraad’ın kız kardeşi Leran da bulunuyordu. Maraad olanları öğrenir öğrenmez harekete geçilmesi konusunda liderlerine yakarışta bulundu ancak Kâhin Velen sakin olunması gerektiğini savunuyordu. Genedar’ın düşüşünden beri görülerine güvenemeyen Velen, orkların üzerinde toplanan karanlığın farkındaydı ancak ne olduğunu kestiremiyor, bu sebeple de fevri bir davranışta bulunmak istemiyordu. Bu yüzden Rangari gözcülerini bilgi toplamaları için görevlendirdi. Rangariler, Yalımyeli Klanı’nın bu saldırılarının arkasında herhangi bir yönlendirme veya yozlaşma izi bulamadılar ancak korkunç haberler getirdiler: Orklar, yakaladıkları draeneiların büyük bir kısmını elementleri memnun etmek adına dehşetengiz ritüeller düzenleyerek öldürüyorlardı.

Leran’ın cansız bedenini tutan Maraad

Sıranın Leran’a geleceğinden korkan Maraad derhâl harekete geçti. Velen ve eksarhlara yakaran Maraad’ın bu çağrısı nihayet kabul edildi ve Savunucular ile Rangarilerin bir araya geldiği bir ekip Yalımyeli yerleşimini bastı. Ancak geç kalmışlardı; Leran ve diğer draeneilar da bu kurtarma çalışmasından hemen önce öldürülmüşlerdi. Yaşadıkları kaybın acısıyla intikam almak isteyen Maraad ve beraberindekiler saldırıya geçtiler. Gul’dan yarattığı kaosu uzaktan keyifle izledi; Yalımyeli orkları o kadar çaresizlerdi ki büyük bir kısmı son ana kadar çarpışıp hayatlarını kaybettiler, kaçan birkaç ork ise Gul’dan tarafından yakalandı ve öldürüldü. Yalımyeli’nden hiç kimse bu saldırının ardındaki gerçeği diğer klanlara anlatamayacaktı, yalnızca Gul’dan’ın yalandan hikâyesi bilinecek ve böylece iki ırk arasında nefret tohumları atılmış olacaktı. Vakit kaybetmeden Gölgeay Vadisi’ne dönen fel büyücüsü, Terokkar Ormanı’nda yaşananları kendi emellerine göre çarpıtarak anlattı: Draeneilar hiçbir kışkırtma olmadan ork kasabasına saldırıp genç-yaşlı demeden herkesi öldürmüşlerdi. Bu karanlık haberin ork klanları arasında yayılması uzun sürmedi.

Gul’dan bu komplo üzerinde yoğunlaşırken Kil’jaeden ise kendi planlarının peşindeydi. Ner’zhul’u rahatlıkla nasıl ele geçirebileceğini bulmaya çalışan Kil’jaeden, en sonunda onun çalkantılı duyguları üzerinde oynamaya karar verdi. Gölgeay şefinin rüyalarına kaybettiği eşi Rulkan kılığında girmeye başlayan eredar lideri, ona yakın zamanda yaşanan kızıl çiçek salgınının ve elementlerdeki huzursuzluğun hep draenei ırkının suçu olduğunu ve orkları yok etmek istediklerini anlattı. Ner’zhul ilk başlarda bu gördüklerine temkinli yaklaşmış olsa da Gul’dan’ın Yalımyeli Klanı hakkında getirdiği haberlerle fikri değişti. Rüyalarına girmeye devam eden Rulkan ise ona orkların birlik olması gerektiğini ve ancak bu şekilde savaşarak huzur bulabileceklerini söyleyip duruyordu.

Ner’zhul’un rüyalarına giren Rulkan

Gördükleri ve duyduklarıyla draeneiların saldırgan tavırlar sergilediklerine iyice ikna olan Ner’zhul, Rulkan’dan öğrendiklerini kendi klanına anlattı. Şaman liderinin sözlerine kayıtsız şartsız güvenen orklar, anlatılanları herhangi bir şüphe duymadan kabullendiler ve onu desteklediler. Diğer ork klanlarına acil çağrı gönderen Ner’zhul, Oshu’gun’da toplanmaları gerektiğini bildirdi. Gelişmelerden oldukça memnun olan Kil’jaeden, ork atalarının bu planları bozmaması için Oshu’gun’u kendi büyüsüyle sararak ruhlarla iletişime geçilmesini engelledi. Bununla da yetinmeyen Kil’jaeden, diğer klanlardaki şamanların da rüyasına atalarının kılığında girerek draeneiların sözde kötü emellerini onlara da aktardı.

Yalnızca birkaç hafta içerisinde Draenor üzerindeki tüm ork şamanlar, atalarının uyarılarıyla dolu rahatsız edici rüyalara tanık oldular. Oshu’gun’da bir araya gelen ork klanları ve liderleri, nasıl ilerlemeleri gerektiği konusunda tartışmaya başladılar. Katılanlar arasında Ayazkurdu Klanı’nın yeni şefi Durotan, eşi Draka ve şaman Drek’Thar da bulunuyordu. Durotan için bu toplantı paha biçilmezdi zira uzun süredir eski dostu Orgrim ile bir araya gelme fırsatı yakalayamamıştı. Geçen yıllar içerisinde Orgrim, uzun süre önce elementlerin büyülü ateşiyle dövülen ve zaman içerisinde aile yadigârı hâline gelen Hükümçekici isimli silahı edinerek “Doomhammer” unvanını kazanmıştı. Bir kehanete göre bu silahı kullanan kişi önce orkları gölgelerden çıkartacak, sonrasında ise büyük bir karanlığa sürükleyecekti; vakti geldiğinde ise silah Karakaya Klanı’ndan olmayan birinin eline geçecek ve orkların kurtuluşunu müjdeleyecekti.

Draka ile Durotan

İkili dostluklarını tazelerken Ner’zhul ise görülerinden bahsetti, yaşadıkları sıkıntıların ardında draeneilar olduğunu dile getirdi ve onların orkları yok etmek istediğini savundu; ork ırkı tüm farklılıklarını bir kenara bırakıp bir araya gelmeli ve bu tehdite karşı beraber savaşmalıydı. Hâlihazırda savaşa hevesli olan Grommash Hellscream, Blackhand ve Kargath, hiç düşünmeden bu öneriyi kabul ettiler ancak her klan bu kadar hevesli değildi. Akpençeler’in lideri Zagrel, draeneilar ile savaşmanın hiçbir yararı olmayacağını savunuyordu, keza Durotan da benzer düşünceler içerisindeydi. Seneler önce Orgrim ile birlikte bir ogrenin pençesinden draeneilar tarafından kurtarılmış, misafirperverlikleri ile şaşkınlığa düşmüş ve hatta Kâhin Velen ile tanışmışlardı. Kendi deneyimlerine göre hiç de saldırgan bir ırk değillerdi ancak eğer şamanları ve ataları böyle bir durum olduğunu söylüyorlarsa karşı çıkması mümkün değildi; nitekim Drek’Thar da benzer görüler aldığını anlattığında sessizliğini korumak zorunda kaldı.

Tartışmalar devam ederken Gul’dan da klanların tepkilerini gizlice izliyor, onları kışkırtıyordu. Birçok ork onun sakatlıklarını bir zayıflık olarak görüyordu ve o da bunu lehine kullanmakta gecikmedi. Ner’zhul’un birlik olma çağrısını desteklediğini açıkça dile getiren Gul’dan, kendisi gibi engelli bir birey bile savaşmaya niyetliyken karşı çıkmanın onursuzluk olacağını ima etti. Bir yandan da bu savaş düşüncesini hoş karşılamayan orkları da bir bir aklına kazıdı zira vakti geldiğinde onlardan sonsuza dek kurtulmayı planlıyordu.

Karar verme anı geldiğinde neredeyse her ork klanı Ner’zhul’un çağrısına destek vereceğini ilan etti. Birlik olan orklar o günden sonra Orda olarak anılacaklardı.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)