WARCRAFT TARİHÇELERİ – BÖLÜM 22: GUL’DAN, ORDA’NIN KURULUŞU VE GÖLGE KONSEYİ

Talgath bu orkları incelerken aralarındaki farklılıklar da gözünden kaçmadı. Irkın büyük bir kısmı savaşçı ruhu taşıyor olsa da hepsi saldırgan bir yapıya sahip değildi; Gölgeay Klanı bunun en büyük örneklerinden biriydi. Daha ruhani konularla ilgilenen bu klan, nispeten barışçıl ve sakin bireylerden oluşuyordu. Liderleri olan Ner’zhul, diğer ork klanları tarafından saygı duyulan ve sözüne güvenilen biriydi; aynı zamanda tüm ork şamanların önderi kabul ediliyordu. İş karlı topraklardaki Ayazkurdu Klanı’na geldiğinde ise durum biraz daha karışıktı. Oldukça yetenekli savaşçılardan oluşan bu klan, bulundukları toprakları fethetmekle ilgilenmiyor, aksine doğayla uyum içerisinde yaşamaya çalışıyordu. Başlarında bulunan Şef Garad, ailenin ve toplumun birliğine büyük önem veriyor, bunu oğulları Ga’nar, Durotan ve Fenris’e de aşılamaya çabalıyordu. Ga’nar daha atılgan, Durotan ise daha sakin bir yapıya sahip olsa da ikisi de babalarının ideallerini kucaklamışlardı; Fenris ise kendince cesaretin ve savaşın daha önemli olduğuna inanıyordu, bu yüzden onları terk edip Gümbürbey Klanı’na katıldı ve nihayetinde liderleri konumuna yükseldi.

Ancak her ne olursa olsun iki klan da Yalımkule ogreleri ile olan çarpışmalarına devam ederken Talgath da onları dikkatle gözlemledi.

Yalımkule (Bladespire)

Nagrand’daki Ulutokmak hakimiyeti hem Savaşnarası Klanı ile yapılan çatışmalar hem de Kargath ve diğer kölelerin ayaklanması sebebiyle bir daha asla eski görkemine kavuşamayacak şekilde kırılmıştı. Bu durum kuzeydeki Ayazateşi Bayırı bölgesinde bulunan Yalımkule ogrelerini oldukça etkilemişti. Liderleri olan İmparator Kelgrok, bölgede kontrolü tam anlamıyla eline almaya niyetliydi ve bunu gerçekleştirmek için nüfuslarını kısa sürede arttırmaları gerektiğine inanıyordu. Bu yüzden Yalımkule büyücüleri birçok ritüel ve deney gerçekleştirmeye başladılar; nitekim bir süre sonra olumlu sonuçlar da aldılar.

Yalımkule ogreleri, sayısız orku hâlâ köle olarak kullanmaya devam ediyorlardı ve büyücülerin de yardımıyla yarı-ork, yarı-ogre çocuklar yaratmayı başardılar. Bu melezler mok’nathal olarak adlandırılıyorlardı ve hem bir ogrenin kuvvetine hem de bir orkun zekâsına sahiplerdi. Ogreler bu yaratımları üzerinde tam anlamıyla hakimiyet sağlamak için onları kabul edilemez koşullar altında tutuyor, en küçük isyan girişiminde bulunurlarsa ailelerini katletmekle tehdit ediyorlardı.

Ogreler en sonunda yeterince sayıya ulaştıklarına inandıkları anda bu mok’nathalları orklara karşı savaş açmak için kullandılar. Yalımkule’den çıkan birlikler Ayazateşi Bayırı bölgesinde dehşet saçarak birçok kesimi ele geçirdiler. Ayazkurdu Klanı’nın şefi Garad, karşılaştıkları durum sebebiyle bölgedeki diğer iki klana birlik çağrısında bulundu. Gümbürbey Klanı bu çağrıyı hiç düşünmeden reddetti zira tek başlarına saldırılar düzenleyerek ogreler ve köleleriyle baş edebileceklerine inanıyorlardı; nitekim birlikleri birçok ogre yerleşimine yaptıkları gece saldırılarıyla karşılarına çıkan tüm düşmanları katlettiler. Diğer klan olan Akpençeler ise Garad’ın çağrısını kabul etti zira özünde birçok ortak gelenek ve görenekleri olmasının yanı sıra yaşam biçimleri de benzer idealler çevresinde şekilleniyordu.

Ayazateşi Bayırı (Frostfire Ridge)

Garad, birleşmiş olan Ayazkurdu ve Akpençeler birliklerinin komutasına getirildi ve vakit kaybetmeden Yalımkule’ye saldırı düzenledi. Çarpışmalar herhangi bir ciddi zaferle sonuçlanmasa da Garad ve birlikleri, birçok mok’nathalı ve liderleri olan Leoroxx’u ele geçirmeyi başardılar. Leoroxx ile görüşen Garad, yapılan saldırıların ardındaki korkunç gerçeği de işte bu sırada öğrendi: Ogreler mok’nathalları korkunç koşullar altında tutuyor ve onları durmadan tehdit ediyorlardı. İkili uzun süren tartışmalardan sonra ortak bir karara vardılar: Birlikte hareket ederek Yalımkule’nin sonunu getireceklerdi.

Leoroxx ve birliği derhâl Yalımkule’ye dönerek diğer mok’nathalları ayaklandırdılar ve toplu isyan başlattılar; kule bu isyan sonucu alev alev yanarken Garad ve emrindekiler de yerleşime dışarıdan saldırarak çarpışmaya dahil oldular. En nihayetinde kazanan taraf orklar ile mok’nathallar oldu ve ogreler yerleşimden sürüldüler, Leoroxx da köle olduğu için kendisine takılmış olan zincirlerle İmparator Kelgrok’u boğarak öldürdü. Ancak çokça kayıp verilen bir çarpışma olmuş, Garad’ın oğlu Ga’nar bu savaş sırasında birçok genç mok’nathalı kurtarmak için kendisini feda etmişti. Oğlunun kaybıyla derinden sarsılan Garad, yine de barışçıl kişiliğinden ödün vermeden Leoroxx ve beraberindeki mok’nathallara Ayazateşi bölgesinde yaşayabilecekleri topraklar vermeyi önerdi; ancak mok’nathallar orkların asla melezleri aralarında görmek istemeyeceklerini biliyorlardı. Bu yüzden yapılan teklifi reddeden mok’nathallar, bir daha gerek duyulmadığı sürece asla silah kuşanmamaya yemin ederek Gorgrond bölgesine gittiler.

Kil’jaeden

Talgath orkları ve aralarındaki farklılıkları incelemeye devam ederek Kil’jaeden’a oldukça detaylı bilgiler aktarmaya devam etti. Kil’jaeden bu yolla orklar hakkında birçok detayı öğrenmeyi başarmıştı: Oldukça gururlu, güçlü ve metin canlılardı; batıl inançlara ve ruhani arayışlara meyillilerdi. Eredar liderine göre bu özellikler onları kolaylıkla kandırmaya, kontrol altına almaya ve Lejyon’un emellerine göre kullanmaya uygun hâle getiriyordu; aynı zamanda draeneilardan intikam almak için de biçilmiş kaftanlardı. Talgath ise bu karardan oldukça hoşnutsuzdu; bireysel olarak draeneiların sonunu getirmeyi hayal ediyordu ve bu işin orkların eline bırakılacağı düşüncesi bile kanını dondurmuştu. Ancak Kil’jaeden’ın kararı kesindi ve ayak bağı olmaması için Talgath’a Draenor’dan çekilmesini emretti. Artık yapması gereken tek şey orklar arasından onları yozlaştırmasına yardımcı olabilecek birisini bulmaktı ve nihayetinde Gorgrond’daki küçük bir klanda aradığı kişiyi buldu.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)