WARCRAFT TARİHÇELERİ – BÖLÜM 21: GENEDAR’IN DÜŞÜŞÜ VE DRAENEI MEDENİYETİ

Geçen yıllar boyunca K’ure’nin karanlığı, beklenenin aksine orklar üzerinde çok fazla etki yaratmadı; ancak bu durum, hiç etkisi olmadığı anlamına gelmiyordu. Şaman olabilmek için Elementlerin Tahtı’na yolculuk eden ancak elementlerin ötesine geçip zihinleriyle karanlık güçlere dokunan ve klanlarından dışlanan orklar hâlâ Nagrand’ın yer altı mağaralarında yaşıyorlardı. Bu orklar, Genedar’ın düşüşüyle birlikte mağaralarını geminin altındaki topraklara varacak şekilde genişlettiler ve K’ure’den yayılan Hiçlik enerjilerini incelemeye koyuldular. Elde ettikleri yeni gücü keşfederlerken Hiçlik Efendileri ile iletişime geçmeye başlayan bu orklar, gölge büyüsünü nasıl ustalıkla kullanabileceklerini öğrendiler, yıkım ve evrenin sonuyla ilgili görüler görmeye başladılar. Kullandıkları karanlık enerjinin etkisi ile ten renkleri solmaya başlayan bu topluluk nihayetinde kendilerini “Solgunlar” olarak adlandırdılar.

Bir Solgun ork

Solgunlar dışındaki orklar, K’ure’den yayılan karanlıktan genel olarak pek etkilenmediler. Klanlar, draenei toplumundan da mümkün olduğunca uzak duruyorlardı. Kimi zaman ticaret yapmak ve meraklarına yenik düşüp draenei yerleşimlerini gözetlemek dışında onlarla iletişime geçmemeyi tercih ediyorlardı. Bazı orklara göre onlar ilahi varlıklardı, bazılarına göreyse oldukça gelişmiş bir ırktı; ancak klanların ortak noktaları bu yeni toplumu bir tehdit olarak görmüyor olmalarıydı.

Ogreler ise aynı fikirde değillerdi.

Ogreler, draenei gemisinin varışını ilk fark edenler arasındalardı. Ulutokmak’taki ogreler, draeneiların gelişlerini ve Draenor’a yerleşmelerini ilgiyle takip etmişlerdi. Shattrath’ın eski Goria İmparatorluğu’nun üzerine kurulmuş olması onları ziyadesiyle rahatsız etmişti fakat şehrin korumaları öylesine ileri düzeydeydi ki saldırmaya yeltenmemişlerdi.

Ulutokmak’ın liderliğine yeni bir isim yükseldiğinde ise bu düşünceler değişmeye başladı. İmparator Hok’lon adındaki yetenekli büyücü, draeneiların kendilerine ait olan gücü çaldıklarına inanıyordu ve bunu geri almanın tek yolunun savaştan geçtiğini düşünüyordu. Ogre halkını ayaklandıran ve aristokrasinin desteğini de arkasına alan Hok’lon, Shattrath’a saldırdı. Bu saldırı Shattrath savunmaları tarafından kolaylıkla püskürtüldü ve draeneilar karşı atağa geçtiler. Rangariler ve Savunucular, birçok farklı yönden düzenledikleri vur-kaç taktikleriyle ogre saflarını avladılar; Akama ise en büyük iki askeri olan Maraad ve Nobundo’nun yardımıyla İmparator Hok’lon’u ve generallerini öldürmeyi başardı. Ancak draenei toplumunun ogre halkını yok etmek gibi bir niyeti yoktu ve bu yüzden imparatorun ölümüyle birlikte güçlerini Shattrath’a geri çektiler. Velen, bedeni Işık’la çevrelenmiş bir şekilde şehrin surlarına çıkarak onlara evlerine geri dönmelerini ve bunu yaptıkları takdirde hiçbir zarar görmeyeceklerini söylediğinde ogreler tereddüt dahi etmediler ve Ulutokmak’a çekildiler. Bu olaydan sonra bir daha hiçbir ogre, draeneilara karşı açıkça savaş açmadı.

Kâhin Velen

Shattrath’a yapılan saldırı ogreleri geri dönmeye ikna etmiş olsa da orkların draenei toplumuna karşı savundukları bakış açışını değiştirmişti. Draeneilar zararsız bir ırk olmaktan çıkmış, sahip oldukları mistik ve kutsal büyü güçlerinin kudreti orklar arasında huzursuzluğa sebep olmuştu. Tereddütlerini takip eden Kosh’harg Festivali’nde dile getiren ork klanlarından bazıları draeneilar ile iletişimi tamamen koparmaya karar verirken bazıları ise onları açıkça tehdit olarak görmeye başladı; bir kısım ise ogreleri hayatta bırakmak için ellerinden geleni yapmış olmalarını bir zayıflık olarak gördüklerini dile getirip onların kayda değer varlıklar olmadıklarını savundu.

Ork klanları arasından Yalımyeli ise festivalin ardından ortak toprakları paylaştıkları draenei halkına karşı farklı bir yaklaşım sergilemeye başladı. Terokkar Ormanı ile Nagrand bölgeleri arasına yerleşmiş olan bu klan, draenei ticaret yollarını ve karavanların seyahat rotalarını oldukça iyi biliyordu. Bu bilgiyi lehlerine kullanmak isteyen Yalımyeli orkları, karavanlara saldırılar düzenlemeye ve draeneiları esir almaya başladılar. Saldırıyı kimin düzenlediği oldukça aşikârdı zira karavanları savunurken can veren draenei bireylerinin yanında Yalımyeli orklarının bedenler de bulunmuştu. Bu durum Shattrath’ta karmaşaya sebebiyet verdi; birçok draenei karşı saldırıya geçip öç almak istiyordu ancak Velen için bu kabul edilebilir bir öneri değildi. Yalımyeli oldukça küçük bir klandı, kolaylıkla alt edilebilirlerdi fakat bir klanı ortadan kaldırırlarsa tüm orkların nefretini üzerlerine çekmeleri işten bile değildi. Bu yüzden orkların anlayacağı dilden yaklaşmak isteyen Kâhin, karavanlara eşlik eden askerlerin sayısının arttırılmasını sağladı. Savunucular silahlarını gizlemeden sergileyerek Işık’ın gücünün kendi yanlarında olduğunu açıkça gösteriyorlar, herhangi bir saldırı olduğunda kolaylıkla püskürtüyorlardı; ancak kimi zaman zaferle ayrılan taraf orklar oluyordu ve daha fazla draenei esir alınıyordu.

Bir draenei Savunucusu

Rangari keşif kuvvetleri gizlice Yalımyeli klanına sızıp ellerinden geldiği kadar çok draenei esiri kurtarmaktan geri kalmadılarsa da kurtaramadıklarını korkunç bir gelecek bekliyordu. Efendilerine her türlü hizmeti sunmak zorunda bırakılan bu esirlerden bazıları yarı-ork, yarı-draenei çocuklar doğurdular ve bu çocuklar, iki toplum tarafından da hor görülüp dışlandılar. Ancak Velen’in taktiği genel olarak işe yaradı ve Yalımyeli klanı nihayetinde saldırılarını olabildiğince azaltıp mesafesini korumayı tercih etti.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)