WARCRAFT TARİHÇELERİ – BÖLÜM 14: GURUBASHI SİVİL SAVAŞI, ELDRE’THALAS VE ARATHOR’UN DAĞILIŞI

Endre’thalas’ta tüm bu katliam gerçekleşirken insan imparatorluğu Arathor’da da işler pek iyi gitmiyordu. Önceki yıllarda pek çok insan Strom’dan ayrılmış, farklı şehir devletleri kurmuşlar ve zaman geçtikçe Arathor’un hakimiyetinden uzaklaşmaya başlamışlardı. Bunlardan biri Dalaran‘dı ve büyü kullanımı sebebiyle hâlihazırda oldukça gelişmiş bir şehir devletiydi.

Yıllar önce büyük bir adaya yerleşerek bir şehir devleti hâline gelmiş olan Kul Tiras, Azeroth’taki en büyük donanmaya sahip olmaya adım adım yaklaşıyordu. Doğu Krallıkları sahilleri boyunca keşifler yapan Kul Tiras kaptanları, birçok farklı bölgeye ait bilgiler ve eşyalar getirerek şehrin ticari yönünü kısa sürede geliştirdiler. Kul Tiras’ın denizcilik konusunda bu kadar kısa sürede ciddi şekilde ilerlemiş olması, aynı şekilde deniz ticaretine yoğunlaşmış olan Gilneas’ın farklı yönlere eğilmesine sebep oldu.

Gilneas, zaman içerisinde kara ordularına ve ticaretine yönelmeye başladı. Bir süre sonra ordusu öylesine büyüdü ki bir diğer şehir devleti olan Alterac ile yarışır hâle geldi. İki şehir devleti, zaman zaman güçlerini birleştirerek kıtanın iç topraklarını keşfe de çıkıyorlardı. Bu keşiflerden birinde Khaz Modan topraklarına ulaşan Gilneas ve Alterac birlikleri, böylelikle cüceler ve gnomlarla temasa geçen ilk insanlar oldular. Bu iki ırkla, özellikle de kültürlerini benzer gördükleri cücelerle sıkı ilişkiler içerisine giren insanlar, onlarla maden ve değerli taş işçiliği, mühendislik ve büyü kullanımı konularında bilgi alışverişi yaptılar.

Tüm bunlar olup biterken Strom ise gücünü kaybetmeye devam ediyordu. Dağlarla çevrili ve yeterince bereketli topraklara sahip olmayan bu şehir, muazzam bir hızla büyüyen şehir devletleri ile yarışamayacak kadar geride kalmıştı. Durumu fark eden birçok soylu aile Strom’u terk ederek kuzeye doğru yol aldı. Vardıkları bölge ise daha önce birçok insanın yerleşip çiftlikler kurduğu, efsanevi general Lordain’in yaptığı muazzam fedakârlığın anısına Lordaeron olarak adlandırılmış olan topraklardı. Burada bir şehir devleti kuran soylular, var olan çiftlikleri satın alarak kendilerine bağlarken şehrin isminin de bölgeyle aynı olmasına ve Lordaeron olarak kalmasına karar verdiler.

lorekeeper-warcraft-tarihceleri-14-05

Lordaeron aynı zamanda Işık’a gönülden bağlı bir gruba da ev sahipliği yapıyordu. Trol Savaşları sonrasında bir grup insan rahibi ve rahibesi, kendileri bundan henüz haberdar olmasalar da rüyalar ve görüler üzerinden naarular tarafından ziyaret edilmişler, böylece Işık’ın iyileştirici gücünü nasıl daha iyi kullanabileceklerini öğrenmişlerdi. Bu sebepten ötürü birçok hasta ve yaşlı Lordaeron’a akın ederek bu rahip ve rahibelerden yardım ister oldular. Zaman içerisinde sadece dertlerine deva arayanlar değil, aynı zamanda daha fazla bilgiye ve ilme sahip olmak isteyenler de Işık’ın takipçilerini ziyaret etmek için Lordaeron’a gelmeye başladılar. Ticari anlamda da güç sahibi olan Lordaeron, kısa süre içerisinde büyüyerek oldukça güçlü bir devlet hâline geldi.

Soylular şehirden ayrıldıktan sonra kraliyet ailesinden olan son insanlar da Strom’u terk etmeye karar verdiler. Bu kolay bir karar değildi ve nereye gideceklerini bilmiyorlardı; ancak söylentilere göre güneyde oldukça bereketli topraklar vardı. Thoradin’in soyundan gelen Faldir’i takip eden asilzadeler, böylece güneye doğru yelken açtılar ve bir süre sonra söylentilerin ne kadar doğru olduğunu kendi gözleriyle gördüler. Vardıkları ormanlık arazinin deniz kıyısında bir şehir kuran bu soylular, ilk adımını attıkları krallıklarına da Stormwind ismini verdiler.

Yalnızca Arathor’un eski günlerini hatırlayan ve şehri terk etmek istemeyen bir grup aile Strom’da kalmıştı. Bunlar arasında Ignaeus Trollbane’in soyundan gelen insanlar da bulunuyordu. Bu insanlar zaman içerisinde şehri restore ederek ona yeni bir isim verdiler: Stromgarde. Ancak ilk insan imparatorluğu olan ve tüm insan kabilelerinin bir araya gelerek yaşadığı bu şehir bir daha asla eski görkemine kavuşamayacaktı. İlk kral Thoradin’in tüm insanların birlik ve beraberlik içerisinde yaşaması hayali ise krallıkların birbirlerinden uzaklaşmaları, hatta yeri geldiğinde düşmanca tavırlar sergilemeleri sayesinde yok olup gidecekti.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)