Kadimler Savaşı esnasında Ebediyet Pınarı’nın yok olmasıyla Azeroth’a adım atmış iblislerin büyük bir bölümü Çarpık Düzlem’e geri gönderilmiş olsalar da bir kısım iblis bu topraklarda varlığını sürdürmeye devam ediyordu. Bu iblisler, kendileri gibi Kalimdor’da kalmayı başarmış satirlerle ve onları bir araya getiren liderleri Xalan ile anlaşıp büyük bir ordu oluşturdular ve gece elflerinin medeniyetlerini yok etme arzusuyla saldırıya geçtiler. Gece elfleri ilk başta büyük kayıplar verseler de Tyrande’nin evlat edindiği kızı Shandris Feathermoon’un yaptığı öneriyle savaşın seyri değişecekti: Shandris, druidleri uyandırmaları ve yardım istemeleri gerektiğine inanıyordu. Nitekim Xalan’ın ormanları nasıl bozduğunu ve yozlaştırdığını bizzat gören Malfurion, Shandris’in önerisini kabul etti ve en güçlü druidleri uyandırarak savaşa çağırdı.
Satirler Savaşı olarak anılan bu olay esnasında Tyrande, Shandris ve Malfurion’un yanında savaşan Ralaar Fangfire önderliğindeki bir grup druid, yasaklandığı halde sürü formunu kullanarak yalnızca düşmanlarının değil dost elflerin de ölümüne sebebiyet verdi. Yaptığı yıkımı fark eden ve kurt bedenini bir daha asla kullanmayacağına dair yemin eden druid Arvell ise düşmanlarını kolaylıkla yenmesini sağlayacak sürü formuna geçmeyi reddederek sevgilisi Belysra Starbreeze’in gözleri önünde öldürüldü.Sürü formunu kullanan diğer druidler, dönüşümün getirdiği vahşetin pençesine bir bir düşerlerken Ralaar bir şekilde akıl sağlığını korumayı başardığını fark etti. Hiddete yenik düşmüş olan diğer druidleri alt eden Ralaar, onları nasıl hem kurt bedenine dönüşüp hem de benliklerini koruyabilecekleri konusunda eğitmeyi önerdi. Kendisine Sürü Başı olarak hitap edilmeye başlanan Ralaar, sevdiği kişinin ölümüyle yıkılan ve bu yüzden Malfurion’a sırt çeviren Belysra’nın yardımıyla sürü formunu bilinçlerini kaybetmeden ustalıkla kullanmalarını sağlayacak bir silahın yapımına girişti: Yaban Tanrı Goldrinn’in köpek dişlerinden biri ile Elune tarafından kutsanmış olan bir asa birleştirilerek yaratılan Elune’un Tırpanı.
Ralaar ve takipçileri Satirler Savaşı’nda çarpışmaya devam ederlerken yaptıkları silahın hiç de umdukları gibi bir güç bahşetmediğini fark etmeleri uzun sürmedi: Deliliğin ve vahşiliğin pençesine düşen druidler değişim geçirerek ilk worgenlara dönüştüler. Savaş devam ederken vücutlarının kurtları andıran yeni görünümünün ulaşabilecekleri en saf biçim olduğuna inanan worgenlar, düşmanlarının yanında sayısız dostu da öldürürken lanetlerini beraberlerinde savaştıkları diğer gece elflerine de bulaştırdılar ve bir kısmının kendileri gibi worgenlara dönüşmesine sebep oldular.
Satirler Savaşı devam eder ve worgen laneti gece elfleri arasında yayılırken bir Koru Muhafızı ve Cenarius’un oğlu olan Remulos ile Malfurion, Ralaar’ı takip etmeyi reddeden tüm diğer druidleri Moonglade’de gerçekleşecek bir toplantıya çağırdılar. Hâlihazırda druid olan veya gelecekte druid olabilmek için eğitim alan tüm bireylerin yollarından şaşmamaları için bir dizi ilke belirlenen bu toplantıda worgen tehdidine karşı nasıl karşı konulabileceğine dair kararlar da alındı ve Cenarion Konseyi böylece kurulmuş oldu. Toplantıyı bölen beklenmedik ziyaretçi Belysra ise yaptığı hatanın farkına vardığını itiraf ederek ele geçirdiği Elune’un Tırpanı’nı Malfurion’a teslim etti.
Worgen lanetinin yayılmasını engellemek isteyen Malfurion, hiç vakit kaybetmeden Sürü Başı Ralaar ve takipçilerinin karşısına çıktı. Yapması gereken hareketten ötürü büyük üzüntü duysa da başka bir kurtuluş yolu olmadığını bilen Malfurion, Elune’un Tırpanı’nı kullanarak Ralaar ve diğer worgenları, Zümrüt Rüya’da bir zamanlar kendisinin de geçici olarak kapatıldığı Daral’nir’e hapsetti. Malfurion, silahı daha sonra Mel’Thandris adındaki başka bir druide vermiş olsa da Tırpan’ın yeni sahibi savaş esnasında hayatını kaybetti ve birlikte gömüldüğü silahın varlığı uzun süre hafızalardan silindi. Süregelen savaş her ne kadar gece elfleri için korkunç kayıplar verdikleri bir çatışma olsa da hem satirlerin sayıca giderek azalması hem de liderleri Xalan’ın yenilgiye uğraması sonucunda bir zafere dönüştü. Satirler bu andan itibaren Azeroth’un yakın tarihine kadar asla ortak bir lider altında birleşemediler ve küçük topluluklar halinde yaşamlarını sürdürdüler.