KISA HİKÂYE – WARCRAFT: KAYAN KUMLAR SAVAŞI

Kayan Kumlar Savaşı uzun, acı verici aylar boyunca devam etti. Shiromar bitmek bilmeyen çatışmalar boyunca hayatta kalmayı başarabilmişti ancak gece elfleri hep savunmadalardı, hep sayıca azlardı ve durmadan geri püskürtülüyorlardı.

Çaresizliğin pençesine düşmüş olan Fandral, anlaşmaya varması oldukça zor olan bronz ejdersürüsünden yardım istedi. Ejdersürüsü ilk başta müdahale etmeyi reddetmiş olsa da Qirajilerin, Sonsuz Vahit Nozdormu’nun evi ve bölgesi olan Zaman Mağaraları’na yaptıkları küstahça saldırı sonucunda fikirleri değişti.

Nozdormu’nun varisi Anachronos, yağmacı Qirajilere karşı bronz ejdersürüsünün desteğini sağlamayı kabul etti. Sağlığı yerinde olan tüm gece elfleri birleşti ve Silithus’u geri almak için beraber mücadele etme kararı alındı.

Ejderhaların gücü de bu davaya katılmış olsa da Qiraji ve silithidlerin sayıları ezici derecede fazlaydı. Bu yüzden Anachronos, diğer ejdersürülerinin çocuklarından yardım istedi: Yeşil ejdersürüsü lideri Ysera’nın kızı Merithra, kırmızı ejdersürüsü lideri Alexstrasza’nın oğlu Caelestrasz ve mavi ejdersürüsü lideri Malygos’un oğlu Arygos.

Kalimdorlu gece elfi kuvvetleri, Silithus’un kumları üzerinde akınlarına başlarken ejderhalar da bulutsuz gökyüzünde kanatlı Qirajiler ile çatıştılar. Yine de Qiraji ve silithid birliklerinin sonu gelmiyordu.

Qirajilerin ortaya çıktıkları kadim şehrin üzerinden uçan ejderhaların tedirgin edici bir şeyin varlığını fark ettiklerine dair söylentiler Shiromar’ın kulağına çalındı; böceğimsi ırkın saldırılarının arkasında daha kadim ve korkunç bir varlığın olduğunu işaret eden söylentiler…

Belki de Fandral ve ejdersürülerini tehlikeli planlarını gerçekleştirmeye teşvik eden de bu durumun ortaya çıkmasının bir sonucuydu: Qirajileri şehrin içine hapsedecekler ve daha iyimser bir plan bulana kadar düşmanlarının ortaya çıkmalarını engelleyecek bir bariyerle onları içeride tutacaklardı.

Kadim şehre doğru son saldırı, dört ejdersürüsünün yardımıyla başladı. Kanatlı Qairajilerin cesetleri gökyüzünden yağarken Shiromar, Fandral’ın hemen arkasında ilerliyordu. Yükseklerde uçan ejderhalar, böcek kuvvetlerini çabucak alt ediyorlardı. Gece elfleri ve ejderhalar etten bir duvar halinde ilerleyerek Qirajileri, Ahn’Qiraj’a geri püskürtmeye başladılar.

Şehrin kapılarına geldiklerine ise savaşın seyri değişti ve birleşmiş Kalimdor kuvvetleri, hatlarını korumak için ellerindeki tüm gücü kullanmak zorunda kaldı. Daha ileriye gitmek imkansız gibi gözüküyordu. Anachronos, Fandral ve hayatta kalmış olan druidler ile rahibelerin büyülü bariyeri yaratmaları için gereken zamanı sağlamak isteyen Merithra, Caelestrasz ve Arygos, şehre saldırmaya karar verdiler.

…ve böylece bu üç ejderha, fedakarlıklarının boşa gitmeyeceği umuduyla yoldaşları ile birlikte pervasızca Qiraji ordusunun içine, şehrin kalbine daldılar.

Kapıların dışında Anachronos büyülü barikatı oluştururken Fandral da druidlere enerjilerini odaklamaları talimatını verdi. Kapıların ardındaki üç ejder çocuğu ise akın eden Qiraji birliklerinin ezici gücüne karşı koyamayıp yenik düştüler.

Kaya, taş ve köklerden oluşan geçilmez bir duvar kumların altından çıkıp gözleri önünde yükselirken Shiromar, tüm gücünü toplayıp Elune’un kutsamasını üzerlerine çağırdı. Bariyerin üzerinden geçmek isteyen kanatlı askerler bile görünmez bir engel ile karşılaştılar.

Duvarın dışında kalan Qirajiler hızla katledildi. Qiraji, gece elfi ve ejderha cesetleri, kanlı kumlara saçılmışlardı.

Anachronos, ayaklarının altında dolanan bir skarabeyi işaret etti. Yaratık Shiromar’ın gözleri önünde önce dondu, daha sonra şekil değiştirerek metalik bir gonga dönüştü. Duvarın yakınındaki taşlar ise yer değiştirerek gongun üzerine yerleştirileceği bir platform oluşturdu.

Sonrasında ulu ejderha, ölmüş olan yoldaşlarından birinden kopmuş olan bir parçaya doğru yöneldi. Uzvu eline alan Anachronos’un fısıldadığı birçok büyülü söz sonrası şekil değiştiren organ, bir asaya dönüştü.

Fandral’a yaklaşan ejderha, eğer bir gün herhangi bir ölümlü kurdukları büyülü bariyeri aşıp kadim şehre ulaşmak isterse asayı kullanarak gonga vurmaları gerekeceğini ve böylece şehrin kapılarının açılacağını söyledikten sonra asayı Başdruid’e teslim etti.

Fandral, yüzünde hor gören bir ifadeyle asaya baktı. “Bir daha ne Silithus’la, ne Qirajilerle ne de lanet olası ejderhalarla işim olmaz!” diyen Fandral, asayı büyülü kapılara doğru fırlatıp parçalara ayrılmasına sebep olduktan sonra uzaklaşmaya başladı.

“Gururun adına aramızdaki bağı bozacak mısın?” diye sordu ejderha.

Fandral döndü. “Oğlumun ruhu bu yalan zaferle rahat bulmayacak, ejderha. Onu geri alacağım. Bin yıl dahi de sürse oğlumu geri alacağım!” dedi ve Shiromar’ın yanından geçip gitti…

…öyle ki olanlar, aradan bin yıl geçmemiş de sanki dün yaşanmış gibi hafızasında canlanmıştı.

Kalimdor’un birlemiş kuvvetleri bir bir dönüp dişi elfe baktılar. İnsanların ve taurenlerin, gnomların ve cücelerin, hatta sayısız kere çarpıştıkları trollerin, kısacası Qiraji tehdidini sonsuza dek ortadan kaldırmak için birlik olmuş ırkların kahramanlarının arasından geçen gece elfi, hızla platforma doğru ilerledi.

Önündeki merdivenlerin altında duran Shiromar derin bir nefes aldı. Platforma çıktığında ise yalnızca bir anlığına duraksadı. Ardından tüm gücüyle elindeki asayı doğrultup gonga vurdu.

 

 

Kaynak: War of the Shifting Sands

Yazan: Micky Neilson

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)