Khadgar’ın kalbi kulaklarında atıyor, gerçekleşmekte olan kabusunu boğuyordu. “Koşmaya devam et, Maiev!” diye bağırdı soluk soluğa.
Maiev hızını korudu ancak cevap vermedi. Verecek bir cevap yoktu.
Yakan Lejyon gelmişti.
Gul’dan gözlerinin önünde kaybolmuştu, onun yerini başkaları almıştı. O kadar çoklardı ki. Khadgar ve Maiev’in kaçmaktan başka yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Lejyon şimdiden onları kovalamaya başlamıştı. Khadgar geriye bakmaya cüret edemedi. Etrafındaki duvarlar parıldayıp un ufak oluyordu.
Bir şekilde Gul’dan, Khadgar’ın burnunun dibinde beş mührü de yok etmişti ve kapalı olan geçit artık aktifti.
Mühürleri tekrar koyamam, diye düşündü Khadgar umutsuzca. Mühürleri yapmak için gereken gücü hayal dahi edemiyordu. O yüzden koştu.
İlerideki girişten gün ışığı sızıyordu. Girişe önce Maiev ulaştı ve kuzeye saptı. “Mahzene geri gidiyorum! Sen onları başka yöne çek!”
Khadgar doğuya doğru döndü. “İyi şanslar, Bekçi!”
“İyi dövüş ve öl, Başbüyücü!”
Khadgar kollarını iki yana açtı ve göz kamaştıran bir ışık ve ses gösterisiyle bir kuzgun olarak gökyüzüne yükseldi.
Numara işe yaradı. Arkasından koro halinde çığlıklar yükseldi. Geriye bakma riskini göze aldı. Toprak, her şeyi fethetmeye çalışacak bir ordunun öncü birliklerinin toplanmasıyla titremeye başlamıştı. Gökyüzü kararıyordu; adadan yayılmakta olan yeşil bir dumanın gölgesinde boğuluyordu. Tanıdık bir figüre gözü takıldı. Bütün bu cehennemin ortasında Gul’dan, havada durup serbest bıraktığı bu cehenneme kahkahalarıyla seranat yapıyordu. Khadgar’ı işaret etti. Kanatlı iblislerden bir sürü, emrine itaat etti. Khadgar daha da hızlanmak için kendini zorladı. Lejyon’un güçleri ona rahat vermeyecekti. Ancak bu Maiev ve Gardiyanlarına ihtiyaç duydukları vakti kazandırabilirdi.
Ya da kazandırmayabilirdi de.
Ama geri geldi. Böylesi bir başarısızlıkta ufak bir zaferdi; ancak yine de bir zaferdi kuşkusuz.
Bir hava akımı yakaladığında kendini daha da ileri taşımasına izin verdi. Bu Maiev’in çok ötesindeydi. Khadgar’ın da. Hatta Gul’dan’ın bile.
Lejyon’u durdurmak için bir yol olmalı.
Khadgar başarısız olmuştu. Cevaplara ihtiyacı vardı. Yardıma ihtiyacı vardı. Mezarda kalsaydı ölmek dışında yapabileceği bir şey yoktu.
O yüzden uçmaya devam etti. Parçalanmış Adalar’ı çok ardında bırakıp açık okyanusa doğru uçarken bile ardındaki iblisler herhangi bir yavaşlama belirtisi göstermediler. Kirin Tor’u uyarmalıydı. İttifak ve Orda’yı da. Herkesi. Çağrısına cevap vereceklerdi, Maiev’in de verdiği gibi.
Buna inanmalıydı.
Büyük bir kabus başlıyordu ve Azeroth üzerindeki hiç kimsenin bu kabustan tek başına uyanma ihtimali yoktu.