Zayl’ın yaptığı büyü grubun izini gizlediğinden Bramwell’e kadar neredeyse sorunsuzca vardılar. Burada Borad Nahr’ı buldular ve kendisinin aslında bir demirci değil, Westmarch şövalyesi olduğunu öğrendiler. Nahr, grubun gelişine dair bazı görüler almıştı; bu yüzden onlara yardım etmekte hevesliydi. Gruba bu gizemli kanatlı varlıkları araştırmada yardım edeceğini söyledi ve onlara yakınlardaki bir Zakarum mahzenine dair bulduğu yazıtları, Westmarch’ın ikinci kralı Korsikk’in günlüğünü ve haritaları verdi. Grup, Bramwell’in ormanlık alanlarını araştırırken kadim bir nefalem tapınağı buldu ve burada bir kemik iblisiyle dövüştü. Cullen, tapınakta bulduğu garip şekilli bir hançeri yanına aldı. Hemen ardından bir kez daha tarikatçıların saldırısına uğradılar ancak Tyrael bu sefer grubun daha uyum içerisinde dövüştüğünü ve birbirlerini kolladıklarını fark etti. Derken savaşa başka güçler de katıldı; gizemli yaratıklar etraflarında bir çember oluşturup daha çok iblisi üzerlerine çekerken Balzael tarafından yollanan ve “Semavî Yokedici” olarak da bilinen Sicarai birliğine dahil bir melek doğrudan Tyrael’a saldırdı. Tyrael bu Sicarai’ın Imperius tarafından yollandığını düşünse de Imperius’un Balzael’in kendi başına aldığı bu karardan haberi yoktu. Sicarai, Tyrael’ın fâni formunu sınırlarına kadar zorladıysa da eski başmelek kendini savunmayı başardı. Derken grup bir kez daha takım çalışması gösterdi ve Sicarai’ı defansa dönmeye zorladı; hatta Gynvir, nefalem güçlerini açığa çıkartarak Sicarai’ı ağır bir şekilde yaraladı. Jacob da meleğin düşürdüğü kılıcı alarak kılıcın kutsal güçleri kendisini kavurduğu hâlde Sicarai’ın karşısında durdu ve onu kaçmaya zorladı. Tyrael geride kalan kılıcı alıp Borad’dan onu Jacob için tekrar dövmesini istedi. Ancak melek silahlarını tekrar dövmek kolay bir iş değildi; buna rağmen Borad büyük bir özveri ve çabayla kılıcın Jacob’a zarar veren güçlerini bastıracak rünler ekleyerek Tyrael’ın isteğini yerine getirdi. Dahası, Nahr aile sembolünü gruba emanet edip oğlu Lorath’ı bulmalarını tembih etti; zira Kara Ruhtaşı’nı saklayabilecekleri kadim nefalem şehri Corvus’u bulmalarına Lorath’ın yardım edebileceğini umuyordu.
Westmarch’a vardıklarında önce Tyrael, Thomas ve Cullen, Zakarum Katedrali’ni kolaçan etmeye çıktılar; kalanlarsa şehre dağılarak bilgi toplamaya koyuldular. Shanar, Jacob ve Gynvir şehirde muhafızlık yapan Lorath’ı bulup babasının mesajını ilettiler. Katedrali mesken edinmiş Templar örgütünün karanlık işler çevirdiğinden zaten şüphelenen Lorath, Horadrim’e katılmayı ve gruba yardım etmeyi kabul etti. Zayl’ın büyüsü eşliğinde kimseye fark ettirmeden katedrale baskın yaptılar ancak katedralin altındaki mağaralara ulaşmaya çalışırlarken bir arbede patlak verdi. Diğerleri dövüşürken Cullen, daha önceden bulduğu garip hançeri katedralin derinliklerine giden tünelde bulduğu yuvaya soktu ve nefalem güçlerini serbest bırakmanın yanında kayıp nefalem şehri Corvus’a giden yolu da açtı.
Corvus’un korumaları, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ ayaktaydı. Ne melek ne de insan olan Tyrael’ı temkinli bir şekilde izleyen heykellerin gölgesinde şehirden geriye kalan açıklığı incelemeye koyuldular ve sonunda Kara Ruhtaşı’nı burada saklayabileceklerine karar verip bir süre burada nefalem güçlerini uyandırmak için idman yapmaya başladılar. Bu süreçte grup kendi içindeki bazı problemlerle de yüzleşti. Jacob ve Shanar’ın arasındaki çarpık ilişki ciddileşirken Gynvir de Jacob’a karşı kendi duygularını bastırmaya çalışıyordu; barbar ile Zayl arasındaki uçurum her zamanki kadar derindi. Tyrael’ın bile kendi sorunları vardı zira aklındaki soruların cevaplarını Chalad’ar’dan almaya çalışıyordu ve kaseyi her kullandığında kendini kasenin içindeki ışık hüzmelerinin içinde daha fazla kaybetmeye başlamıştı. Düşünceleri kaseye bakarken netleşse de gerçekliğe geri döndüğünde daha da bulanık ve paranoyak hâle geliyordu; kaseye bağımlılığı da gitgide ciddi boyutlara ulaşmıştı. Mikulov ondaki bu durumu fark etmiş ve ona yardımcı olmaya çalışmış olsa da Chalad’ar’ın kararttığı düşünceler, Tyrael’ın keşişten daha çok şüphe duymasına sebep olmuştu.
Bütün bu problemlere rağmen Tyrael’ın bir araya getirip eğittiği Horadrim grubu Cennet’e yapacakları istilaya hazırlanmaya devam etti. Tyrael, ekibi gruplar hâlinde Pandemonyum’un sınırındaki çorak bir boyuta götürüp doğuştan gelen nefalem güçlerini keşfetmelerini ve test etmelerini sağladı. Herkes aynı seviyede güç artışı göstermese de her birinde ciddi bir gelişme vardı. Tyrael, özellikle de meleklerin semavî şarkısı Işıkezgisi’nin titreşimlerini duyup yansıtabilen Shanar’ın güçleri üzerinde duruyordu ve yaptığı planda büyücünün yeri büyüktü. Plan için kritik bir diğer isim olan Zayl da bir yandan Kara Ruhtaşı’nı gizleyip zapt edecek büyülü bir kese üzerinde çalışıyordu. Gea Kul’dan gelen takviye Horadrim birliklerinin de yardımıyla sayıları artan grup sonunda hazır olabilecekleri kadar hazırdı. Ancak Jacob’ın boynundaki damga sayesinde grubu yakından takip eden Balzael’in emrindeki Sicarai da bu fırsatı bekliyordu; hızlı ve efektif bir şekilde saldıran melek, Horadrim takviyelerini hasat biçer gibi biçip geçti. Tyrael diğerlerini kurtarmak için bir kez daha Sicarai ile karşı karşıya geldi; lakin Sicarai’ın öfkesi bu sefer karşı koyamayacağı kadar güçlüydü. Semavî Yokedici’nin darbesi zırhını yarıp geçti ve Chalad’ar’a takılmasaydı muhtemelen Tyrael’i ikiye bölecek kadar derine inecekti. Jacob, Horadrim’den geriye kalanları bir araya toplayıp nefalem şehrine doğru geri götürürken Zayl da Tyrael’ı almak için geri döndü. Kara Ruhtaşı için yaptığı kesenin büyüsünü kullanarak Tyrael’i öldürecek bir darbeyi engelledi ve Sicarai’ı geçici olarak saf dışı bıraktı. Kese zarar gördüyse de Tyrael kurtulmuştu; Sicarai’ın afallamasından yararlanarak Tyrael’ı da kayıp şehre doğru sürükledi. Sicarai nefalemlerin korumalarını geçemediği için güvendeydiler fakat Tyrael’ın durumu ciddi gözüküyordu. Zayl büyüsünü ve yeteneklerini kullanarak yaranın bir kısmını iyileştirmeyi başardı. Tyrael ise kendine gelir gelmez Sicarai’ın geri dönüp haber vermesine izin veremeyeceklerini söyledi ve bir an önce harekete geçmelerinde ısrar etti; böylece Horadrim’in Cennet istilası en sonunda başladı.
Tyrael’ın açtığı geçitle Bilgelik Havuzları’na varan Horadrim, Shanar’ın eşsiz yetenekleri sayesinde Işıkezgisi’ni taklit ederek bir grup Luminarei muhafızı görünümünde Kara Ruhtaşı’na doğru ilerlemeye başladılar. Tyrael’ın yaptığı plana göre Umut Bahçeleri’ne ulaşıp oradan da Adalet Salonları’na doğru ilerleyeceklerdi. Fakat bir grup muhafızdan saklanmaya çalıştıkları sırada Zayl gruptan ayrı düştü ve kendini Kader Kütüphanesi‘ne doğru gider hâlde buldu. Grubun kalanıysa planladıkları gibi Umut Bahçeleri’nden yollarına devam ediyordu. Ta ki Jacob bahçenin zihnine gönderdiği görülerin ağırlığı altında çöküp ilüzyonlarını bozana kadar… Açığa çıkan Horadrim, peşlerindeki gerçek Luminarei’lerden Adalet Salonları’na doğru kaçarak kurtulmaya çalıştılar. Bu sırada Horadrim’in ortaya çıkışını zaten beklemekte olan Sicarai, bir kez daha onlara saldırdı. Cullen nefalem hançerini kullanarak güçlerini yine açığa çıkarttı ve peşlerindeki muhafızların bir kısmını etkisiz hâle getirdi ancak Sicarai’ı durdurmayı başaramadı. Thomas kılıcıyla Cullen’ı korumak için öne çıktı ve bu yaptığı son şey oldu. Sicarai kılıcı parçaladığı gibi Thomas’ı da ikiye bölerek tek hamlede öldürdü. Tyrael ve Cullen bu dehşet verici manzara karşısında donakalmışlarken Luminarei tarafından ele geçirildiler. Adalet Salonları’na ilerlemeye devam eden Jacob, Gynvir ve Shanar’ın peşine düşmeleri de an meselesiyken Zayl ve Mikulov nefalem güçlerini kullanarak büyük bir karışıklık yaratıp dostlarına vakit kazandırdılar.
Jacob, büyücü ve barbarı Adalet Salonları’nın hemen ötesindeki Angiris Konsey odasına yönlendirirken herhangi bir direnişle karşılaşmadılar. Çok geçmeden bunun sebebi ortaya çıktı. Tyrael ve Cullen’ı esir alındıkları hapishanede ziyarete giden Balzael, Kara Ruhtaşı’nın etkisinin farkında olduğunu ve taş için başka planlar yaptığını itiraf etti. Westmarch’taki tayflar ve hatta Chalad’ar’ın Tyrael’a gösterdiği “sözde” cevaplar bile bu planın bir parçasıydı ve Imperius’un bu olan bitenden haberi dahi yoktu. Balzael’in planı Horadrim’den geriye kalanların taşı ele geçirmesine izin vermek, bütün bu çıkan karışıklık için Tyrael’ı sorumlu tutmak ve daha sonra diğer başmeleklerin ruhu bile duymadan Sığınak’a kaçmış olan Horadrim’e saldırarak taşı geri almaktı. Bu yüzden de Imperius’a istilacıların yakalandığı haberini yolladıktan sonra Tyrael ve Cullen’ı Adalet Salonları’na getirmiş, Tyrael’ın zihnini Chalad’ar’la daha da bulandırarak onu inandığı her şeyin yanlış olduğuna ikna etmeye çalışmıştı. Az kalsın başaracaktı da; Kara Ruhtaşı’nı almış ve yolda Zayl’ı da yanlarına kattıktan sonra planladıkları gibi Cennet’i terk etmek yerine Cullen ile Tyrael’ı kurtarmaya gelmiş Horadrim olmasaydı. Jacob, Shanar, Gynvir ve Zayl’ın ani saldırısı Tyrael’ı Balzael’in etkisinden kurtardı ve başmelek El’druin’i asıl düşmanıyla yüzleşmek üzere indirdi. Balzael ve Tyrael nihayet yüzleşirken nefalem güçleri sayesinde Sicarai ile dişe diş mücadele eden Gynvir ve Shanar, onu köşeye kıstırmayı başardılar. Ancak her köşeye sıkışan tehlikeli varlık gibi melek de daha tehlikeli hâle geldi; Gynvir’i yaralamayı başardı, barbarı baltasız bıraktı ve son darbeyi vurmak için kılıcını kaldırdı. Jacob son anda araya girerek Gynvir’e inmek üzere olan darbeyi kendi vücuduyla engelledi. Cullen bir kez daha nefalem hançerini kullanarak güçlerini serbest bıraktı ve Sicarai’ın silahını parçaladı. Daha da öfkelenen melek, Cullen’ı boğazından yakalayarak havaya kaldırdı fakat son darbeyi yine indiremedi, zira Jacob yere düşen nefalem hançerini Sicarai’ın göğsüne saplayarak yokedici meleğin sonunu bu sefer nihai olarak getirdi. Son gücüyle bunu yaptıktan sonra da yere yığıldı; yarası oldukça ciddi ve derindi. Shanar ve Gynvir, daha önce Tyrael’ı iyileştirmiş olan Zayl’a Jacob’ı da kurtarması için yalvardılar. Nekromans, Tyrael’dan çok daha kötü yaralanmış adamı iyileştirmek için oldukça riskli bir ayin kullandı ve iskelet elini feda etti.