KİMDİR, NEDİR: MAL’GANIS

Draenor’da yaşayan ork ırkı Yakan Lejyon’un piyonları hâline geldikten sonra gezegen ölmeye başlamış, kendisine bir kurtuluş yolu ve fethedilecek başka diyarlar bulmak isteyen şaman Ner’zhul ise kurduğu büyü ağının kontrolünü kaybederek aynı anda birçok geçit açılmasına sebep olmuştu. Bu dengesizlik yüzünden Draenor parçalanarak bugün bildiğimiz hâliyle Ötediyar’a dönüşmüş, Ner’zhul ise iblis efendisi Kil’jaeden’ın eline geçmişti. Onun ruhuna çeşitli işkenceler yapan Kil’jaeden, Ner’zhul’u nihayetinde Liç Kral’a dönüştürdü ve Azeroth ırklarını zayıflatacak planlarını harekete geçirmesi için Kuzeyyarı’na gönderdi; ancak eski ork şamana güvenmeyen iblis efendisinin emriyle nathrezim ırkının önemli isimleri de ona eşlik ettiler. Bu dehşet efendileri arasında Mal’Ganis de vardı.

Üçüncü Savaş’ın henüz baş gösterdiği dönemlerde ortaya çıkan ve Lordaeron topraklarını kırıp geçen veba salgını, Lordaeron Prensi Arthas Menethil’in dikkatini çekti. Büyücü Jaina Proudmoore ile birlikte vebanın kaynağını araştırdıkları sırada Liç Kral’a hizmet eden nekromans Kel’Thuzad’ın verdiği bilgiyle birlikte tüm saldırıların ve vebanın ardında Mal’Ganis olduğunu öğrenen Arthas, gittikçe derinleşen bir saplantıyla bu dehşet efendisinin peşine düştü. Halkını kurtaramayışını oldukça kişisel bir sorun hâline getiren, gücünün Lordaeron’u savunmaya yetmediğini görmeye başlayan ve onuru kırılan prensin Mal’Ganis’i öldürme planları adeta bir takıntı hâline geldi.

Mal’Ganis

Kel’Thuzad, Arthas ve Jaina’ya çok önemli bir detay daha söylemişti: Mal’Ganis, Stratholme şehrindeydi. Bu bilgiyle hareket eden Arthas, diriölülerin Yurtvadi yerleşimine yaptıkları saldırının ardından Stratholme’a doğru yola çıktı. Şehre vardığında nüfusun tamamen vebadan etkilendiğini gören Arthas, tüm şehri temizleyebilmek adına halkını öldürmeyi göze alarak harekete geçti. Mal’Ganis ise en başından bu şekilde ilerlemesini umduğu planlarının gerçekleşmesini keyifle izliyordu.

“Seni bekliyordum, genç prens. Ben, Mal’Ganis. Gördüğün gibi senin halkın artık bana ait. Şimdi bu şehrin tamamını, her evi tek tek [diriölülere] dönüştüreceğim; ta ki en son yaşam parıltısı sonsuza kadar sönene dek.”

Arthas, Stratholme halkı dehşet efendisinin eline düşmesin diye neredeyse hepsini öldürdükten sonra Mal’Ganis ile karşı karşıya geldi. Nathrezimi hemen orada öldürmeyi planlayan Arthas’ın aksine Mal’Ganis’in başka hedefleri vardı. Prensin yolculuğunun henüz yeni başladığını ifade eden dehşet efendisi, Arthas’a bir saldırı gücü toplayıp Kuzeyyarı’nın karlı topraklarına seyahat etmesini, yalnızca bu şekilde aralarındaki hesaplaşmayı gerçekleştirebileceklerini söyleyerek ortadan kayboldu.

Stratholme’da Arthas’a kendini gösteren Mal’Ganis

“Ancak orada gerçek yazgın gözler önüne serilecek.”

Arthas Menethil kendi kuvvetiyle birlikte Kuzeyyarı’na varıp Mal’Ganis’i aramaya başladı. Bu macerası sırasında cüce Muradin Bronzebeard ile karşılaşan ve ondan lanetli kılıç Frostmourne’un varlığını öğrenen Arthas, daha sonrasında babasının emriyle Lordaeron’a geri dönmek zorunda olan askerlerini durdurmak için gemileri yaktırdı. Arthas giderek daha karanlık bir yola saparken Mal’Ganis bu durumdan gayet memnundu; Liç Kral’ın istediği üzere genç prensin tam anlamıyla ele geçirilmesine az bir yol kalmıştı.

Mal’Ganis’in diriölü kuvvetleri genç prensin Kuzeyyarı’ndaki üssünü sarıp askerleriyle çatışmaya başladığında Arthas, Muradin’den Frostmourne’u bulmasına yardım etmesini istedi. Amacı bu güçlü silahı ele geçirerek dehşet efendisine karşı kullanmaktı ancak kılıcı eline aldığı andan itibaren iradesi Liç Kral’ın eline geçti ve gittikçe akıl sağlığını kaybetmeye başladı.

Arthas: “O bana intikam vaktimin geldiğini söylüyor.”
Mal’Ganis, Liç Kral’ın emriyle Arthas tarafından mağlup edilmeden hemen önce

Mal’Ganis, Arthas’ın kendisini takip eden kişilerin hayatları pahasına kılıcı ele geçirmeye çalışmasından etkilenmişti. Genç prensin tekrar karşısına çıkan dehşet efendisi, Arthas’ın artık Liç Kral’ın sesini duyduğunu söyledi ve Karanlık Efendi’nin ne istediğini sordu. Tüm planlarının etkili bir şekilde gerçekleşmesinden mutluydu ve belki de ödüllendirileceğini düşünüyordu; ancak Liç Kral’ın en büyük amaçlarından biri kendisini gözetmek için gönderilen nathrezimlerden kurtulmaktı ve Mal’Ganis’in bu savunmasız hâli büyük bir fırsattı. Arthas, Frostmourne’u kullanarak bir an şaşkınlığını gizleyemeyen Mal’Ganis’i kolaylıkla öldürdü. Bir nathrezim olduğundan ruhu kılıcın içerisine çekilmeyen Mal’Ganis, gün geldiğinde tekrar doğmak üzere Çarpık Düzlem’e geri döndü.

Arthas bizzat Liç Kral olduktan ve Buztacı Hisarı’na çekildikten seneler sonra uyanıp Azeroth üzerinde dehşet saçmaya başladığında bir grup kahraman onu durdurmak için harekete geçti. Bu sırada tarihî olayları değiştirmeyi amaçlayan Sonsuz Ejdersürüsü, geçmişteki bazı anlara gidip müdahale etmeye çalışıyordu. Zamanın akışının değişmemesi gerektiğini çok net bir şekilde belirten Bronz Ejdersürüsü’nün talebiyle Stratholme’da yaşanan katliam anına dönen kahramanlar, burada bizzat Arthas’a yardımcı olarak şehri vebalı insanlardan temizlediler ve Mal’Ganis’in Kuzeyyarı’na kaçtığı o ana şahit oldular.

Cesedi Mal’Ganis tarafıdnan ele geçirilen Barean Westwind

Mal’Ganis, Liç Kral’ın kendisine ihanet edişini unutmamış ve affetmemişti. İntikam planları yapan dehşet efendisi, kahramanlar Kuzeyyarı’na ilerlerken Kızıl Hücum oluşumunun lideri Barean Westwind’i öldürerek bedenini ele geçirdi. Kızıl Hücum, Kızıl Sefer birliğinin Kuzeyyarı topraklarına uzanan kanadıydı ve Barean da sadece liderleri değil, aynı zamanda Kızıl Donanma’nın da amiraliydi. Böylesine güçlü bir ismi kontrolü altında tutmak Mal’Ganis için kaçırılmayacak bir fırsattı fakat Azeroth kahramanlarının ne kadar güçlü olduklarını hesaba katmamıştı.

Kara Kılıç Şövalyeleri birliğinin Buztacı bölgesinde yaptıkları araştırmalar ve yönlendirmeler sayesinde Kara Hücum’un kontrolü altındaki Hücum Limanı’na giden Azeroth kahramanları, burada çeşitli söylentilerin peşine düştüler ve yobaz Kızıl Seferîler ile çarpışmaya başladılar. Bu sırada ele geçirdikleri bir mektup sayesinde Barean Westwind’in de limanda olduğunu öğrenen kahramanlar, onun yakınlarda bulunan ve sıkı koruma altında olan bir mağarada bulunduğunu Kara Kılıç Şövalyeleri’ne ilettiler. Kendilerinden talep edildiği üzere mağaraya giden kahramanlar, burada Westwind ile çarpışarak onun gerçek kimliğini ortaya çıkardılar. Böylece Mal’Ganis, planları suya düşürülmüş şekilde bir kez daha Çarpık Düzlem’e geri dönmek zorunda kaldı.

Gul’dan ve beraberindeki iblis ordusu
(Mal’Ganis sağ taraftaki nathrezimler arasındadır.)

Liç Kral Arthas’ın alt edilişinden yalnızca birkaç yıl sonra alternatif Draenor’dan günümüz Azeroth’una yollanan ve Yakan Lejyon’un gezegene gelişini hazırlayan ork fel büyücüsü Gul’dan’ı durdurmak isteyen Azeroth kuvvetleri, Parçalanmış Adalar’da bulunan ve Sargeras’ın Kabri’ne ev sahipliği yapan Parçalanmış Sahil’e çıkartma düzenlediler. Birçok iblisle çarpışan kuvvetler, en sonunda Gul’dan ile karşı karşıya kalıp mağlup edilmeden hemen önce fel büyücünün çağırdığı önemli isimler arasında Mal’Ganis de bulunuyordu. Parçalanmış Sahil’deki savaşta yer alan Mal’Ganis, bu andan sonra bir daha ortalarda görülmedi.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)