Elizabeth Caledonia Ashe ya da bilinen takma adıyla “Calamity”, Amerika’nın güney doğusunda, Texas civarında varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Annesi ve babasının çok popüler işletme danışmanları olması ve dünya çapında geniş bir müşteri yelpazeleri olması sıklıkla seyahat etmelerini gerektirdiğinden Ashe çoğunlukla evin omnik kâhyası Bob ile haşır neşir olarak büyüdü. Her ne kadar ailesi Ashe’in hem en iyi eğitime hem de en iyi imkânlara sahip olmasını sağlayacak şekilde destek vermiş olsa da Ashe, onlardan göremediği ilgiyi farklı şekillerde aramaya başladı: Okulda diğer çocuklarla kavga etti, Bob’un gözetmenliğinde hayatını kendi kurallarına göre yaşadı ve birisi kendisine yeterince ilgi göstermediğinde küplere binmeye başladı. Özellikle de bu birisi onun büyük ilgi duyduğu, bölgenin yerel serserisi Jesse McCree olunca…
Jesse McCree’nin peşine takılıp işlediği küçük suçlar Ashe’in gözünü asıl çağrısına açtı ve rakiplerini kurnaz bir şekilde alt etmenin, kanundan kaçmanın heyecanını başka hiçbir şeyden alamadığını fark etti. Çeşitli suçlardan defalarca polis tarafından yakalandı ve her seferinde kâhyası Bob tarafından kefaleti ödendi. Ancak Ashe’in eksikliğini duyduğu, ihtiyacı olan şey bir aileydi. Bu yüzden de kendi ailesini kurmaya karar verdi ve McCree ile birlikte Deadlock Çetesi’nin dört kurucu üyesinden ikisi oldular. Yanından ayrılmayan Bob’u da bu kanun dışı yaşamı destekleyecek geliştirmelerle donatan Ashe, nihayetinde onu da çetenin bir üyesi hâline getirdi.
Her seferinde daha büyük ve abartılı soygunlar düzenlemeye başlayan Ashe’in namı da ufak ufak yayılmaya başladı. Hızla büyüyen Deadlock Çetesi, Güneybatı Amerika’daki diğer çetelerle sıkça çatışmaya başladı; zira diğer çeteler kendi bölgelerini de işgal etmeye çalışan bu yeni yetmelerden hiç de hoşnut değildi. Yıllar süren kanlı çatışmaların ardından Ashe bölgedeki bütün büyük çetelerin liderlerine çağrıda bulundu. Anne ve babasının iş dünyasındaki başarısını taklit ederek bu çetelere beraber çalışıp var olabileceklerini ve bunun aslında herkesin yararına olacağını gösterdi. Bu konuda benimsediği ve diğer çetelere önerdiği temel prensipler şunlardı: Sözünü tut, kanun adamlarıyla birlikte çalışma, birbirinin bölgesine saygı duy ve ihaneti her zaman ölümle cezalandır. Çeteler bu kuralları kabul etti ve birbirlerine ayıracakları enerjiyi kendi servetlerini büyütmeye, daha büyük soygunlar yapmaya harcadılar.
Diğer çeteleri sırtından atmış olan Ashe ise kendini aile yadigârı “Engerek” adındaki tüfeğiyle daha da büyük soygunlar gerçekleştirmeye ve “En Çok Arananlar” listesinin başına geçmeye adadı. Ancak bir noktada Overwatch, yasa dışı silah ve askerî ekipman kaçakçılığı yapan Deadlock Çetesi’nin peşine düştü. Dahası McCree yakalandı ve Overwatch liderlerinden Gabriel Reyes tarafından oluşumun gizli alt örgütünde çalışmaya ikna edildi. Duygusal olarak da McCree’ye karşı zayıf yanı olan Ashe, bu ihaneti kolay kolay sindiremedi.
Yıllar sonra 66. Güzergâh’ta yaptıkları bir soygunda Ashe ve McCree bir kez daha karşı karşıya geldiler. Ashe, ihaneti ölümle cezalandırmaya yönelik katı kurallarına rağmen McCree’ye oradan sakince uzaklaşması için şans verdi ancak McCree çalmayı planladıkları kutulardan birine ihtiyacı olduğunu söyleyerek bu teklifi geri çevirdi. Kutuyu açıp içindeki Echo adındaki omnik’i gören Ashe, çeteye McCree’ye saldırma emrini verdiyse de tecrübeli kovboy etrafa saçılmış olan patlayıcıları kullanarak dikkatlerini dağıttı ve bütün çeteyi alt etmeyi başardı. McCree, Ashe’i ve parçalara ayırdığı Bob’u bağlayıp etkisiz hâle getirerek onları çetenin çalıntı malları taşımak için kullandığı araca yükledi. Hem soygunun başarısız olması hem de McCree tarafından alt edilmiş olmanın öfkesiyle dolup taşan Ashe, hâlâ ilgi duyduğu adama onun diğer kolunu da koparttıracağını açıkça belirten tehditler savururken harekete geçen araçla birlikte gözden kayboldu.