KISA HİKÂYE – DIABLO: ATEŞ BÖCEĞİ

Sanıyorum ki Li-Ming yaptıklarının ne kadar tehlikeli olabileceğini ve başarısız olması durumunda gerçekleşebilecekleri ilk bu sırada fark etti. Onu son gördüğüm zamana dek bir daha Isendra’nın ölümünden bahsetmedik. Li-Ming Isendra’nın neden öldüğünü biliyor muydu? Ya da nasıl öldürüldüğünü?

Bildiğim tek şey Lut Bahadur’daki olayların Li-Ming’in bilgiye ve öğrenmeye olan açlığını azaltmadığıydı. Hatta Isendra’nın başarısızlığını tekrarlamamak adına daha fazlasını öğrenmek için daha bile saplantılı hale geldi. Zamanının çoğunu kütüphanede, yasak bölgede geçiriyordu ve onu yasak bölgeden uzak tutmadaki bütün çabalarıma rağmen bir şekilde yolunu buluyordu. Hayatlarını normal insan ömrünün çok ötesine uzatmış büyücülerin yazıtlarından zamana hükmeden büyüleri öğrendi ve ölüme bile meydan okuyacak şekilde kendini güçlendiren, damarlarındaki kanı zamanın kumlarıyla değiştiren deli büyücü Zoltun Kulle gibi öldürülemeyen ancak hapsedilebilen büyücülerin hikâyelerini okudu. Mistik büyünün görünmez ağları üzerindeki eşsiz kavrayışıyla kendi kendine bir yerden bir yere ışınlanmak için gereken büyüleri çözdü.  Canlı ilüzyonları yaratmakta ustalaşarak her hareketini tekrarlayan iki kusursuz kopya yaratabilmeye başladı. Evrenin görünmez güçlerini kendi emelleri için nasıl bükebileceğine ya da es geçebileceğine dair şemalar ve parşömenleri çalıştı. Gücü büyüdükçe büyüdü; benim endişelerim de beraberinde…

İlk karşılaştığımızda herhangi bir deliliğe karışması durumunda senden Isendra’yı izlemeni istemiştim. Yaptığın seçimi sorgulamıyorum.

Bundan kısa bir süre sonra Li-Ming de kendi seçimini yaptı.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)