“Evrende ilk hayat kıpırtılarının baş göstermesiyle ortaya çıkan ve hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen Shadowlands, ölümden sonraki hayatın yargılandığı ve nihayetinde sonsuz hizmete adandığı, fânilerin algılarının ötesindeki bir varoluş düzlemiydi; dehşetin ve güzelliğin, karanlığın ve erdemin kol kola gezdiği uçsuz bucaksız bir boyuttu.” – Kimdir, Nedir: Shadowlands
Zaman kavramının herhangi bir anlam taşımadığı Shadowlands içerisindeki her bölgenin kendine has bir hikâyesi, konumu ve amacı bulunuyor. Ölen kişilerin ruhları öncelikle Oribos adındaki merkezi yerleşimde bulunan Arbiter adındaki kadim varlığın karşısına çıkıyor ve yargılanıyorlar. Bu ruhların hayatları boyunca yaptıkları eylemleri bir bir değerlendiren Arbiter, en nihayetinde bir karara varıp onları sahip oldukları erdemlere en uygun amaca sahip bölgeye gönderiyor.
İsim olarak “tabya”, “burç” ve “sığınak” benzeri anlamlar taşıyan Bastion da işte bu noktada Shadowlands’in en önemli kısımlarından birini oluşturuyor.
Azeroth ile bulunan bağımız sayesinde fâniler olarak içerisinde rahatlıkla seyahat edebileceğimiz Shadowlands’in lineer ilerleyecek olan hikâyesinde kısa bir Maw & Oribos macerasından sonra ayak basacağımız ilk bölge olan Bastion, kelimenin tam anlamıyla cenneti andıran havasıyla fiziksel boyutun çok ötesindeki bir diyarda olduğumuzu fark etmemizi sağlıyor.
Uçsuz bucaksız göğün altında uzanan çayırları, havada yankılanan çan sesleri, durmadan sakin bir akış hâlindeki görselliğiyle büyüleyen enerjisi ve arşa uzanan kuleleriyle huzurlu ancak bir o kadar da heybetli olan Bastion, ölümün aslında düşünüldüğü kadar kasvetli bir son olmadığı hissini veriyor… ta ki anima kıtlığının sonuçları ile karşılaşana kadar.
Bastion – Bölgenin Amacı ve Değerleri
Hayatları boyunca ulvi bir amaca hizmet etmiş, kendilerini hiçe sayarak fedakârlıkta bulunmuş disiplinli, saf ve erdemli ruhlar, Arbiter tarafından Kyrian ırkına ev sahipliği yapan bu bölgeye gönderiliyorlar. Böylece Shadowlands’in oluşumundan bu yana varlığını sürdüren ve Ebedî Olanlar olarak anılan Ölüm Panteonu’nun bir üyesi olan Archon tarafından bizzat belirlenmiş olan yolda ilerlemek üzere görev ve hizmet bilinciyle yoğrulmaya hazırlanıyorlar.
World of Warcraft Baş Hikâye Tasarımcısı Steve Danuser’ın aktarımıyla Bastion ve temsil ettiği değerlere dair genel bir fikir sahibi olmak mümkün.
“Bu bölge, Shadowlands’in temelini oluşturan amaç çerçevesinde oldukça önemli bir rol oynuyor.
Bastion’a varmak yüzyıllar, hatta çağlar boyu sürecek, titizlikle yönetilen bir sürecin başlangıcını oluşturuyor. Buraya yeni gelen bir ruh sıcak bir karşılamanın ardından fâni hayatının artık geride kaldığı gerçeğine ayak uydurabilme fırsatı yakalıyor. Bu geçişi kolaylaştırabilmek adına bölgedeki vahşi yaşam, ruhun daha aşina olduğu formlara bürünürken kendilerini Bastion ve halkına hizmet etmeye adamış olan yardımsever Steward’lar da her daim destek olabilecek şekilde hazır bekliyorlar.”
Bastion’a varan ruhlar, kendilerini ölümden sonraki bu yeni hayata hazırlamak için çeşitli süreçlerden geçiyorlar. İlk adım olarak fâni yaşamları boyunca aldıkları kararları ve bu kararların getirdiği yükü, hayallerini ve en nihayetinde anılarını geride bırakmalarını sağlayacak ritüellere maruz kalıyorlar. Aynı zamanda hangi dünyadan ve ırktan geldikleri fark etmeksizin bölgeye özgü, mavi tenli Kyrian bedenine kavuşuyorlar.
Bu bölgeye gönderilmek, sorgusuz sualsiz kabul edildiğiniz anlamına gelmiyor zira kendinizi kanıtlamanız gerekiyor. Bu sebeple Bastion sürecinin özgecil anlayışına hiçbir şekilde ayak uyduramayan, geçmişlerinden ve anılarından kopma düşüncesini kaldıramayan ruhlar, kendilerine daha uygun olabilecek farklı bir bölgeye gönderilmek üzere uzaklaştırılıyorlar.
Geçmişten arınma süreci içerisinde ilk adımlarını başarıyla atmış olan ruhlara “Aspirant” ismi veriliyor ve her biri bölgedeki beş erdem tapınağından birinde eğitim almak üzere yola çıkıyor. Saflık, Cesaret, Tevazu, Sadakat ve İrfan tapınaklarından birine gönderilen Aspirant’lar, burada ilgili tapınağın gözetmeni olan Paragon unvanına sahip üst düzey güçlü Kyrian’lardan eğitim almaya başlıyorlar. Karşılaştıkları tüm sınavları ve engelleri başarıyla geçip geçmişlerinden arınarak kendilerini kanıtlayan Aspirant’lar, Archon’un bizzat katıldığı özel bir törenle en büyük onura ulaşıp kanatlarına kavuşuyor ve “Ascended” unvanını alıyorlar.
Bastion özelindeki süreç, kanatlara kavuştuktan sonra da devam ediyor. Kendi yollarını çizmeleri beklenen Ascended Kyrian’ların Shadowlands’e nasıl daha iyi hizmet edebileceklerine karar vermeleri gerekiyor. Bu noktada önlerinde üç ana yol bulunuyor:
İlk seçenek olarak fiziksel evrendeki sayısız dünyayı gözlemleyip ölen ya da ölümün kıyısında beliren fânilerin yaşama dönüp dönmemeleri gerektiğine kanaat getiren “Watcher” görevini üstlenebiliyorlar. Azeroth halkı olarak biz bu Kyrian’ları “Spirit Healer” adıyla biliyoruz.
İkinci seçenek olarak artık yaşam ile bir bağı kalmamış olan ruhları Arbiter tarafından yargılanmak üzere Oribos’a ulaştıracak “Bearer” görevini üstlenebiliyorlar.
Son seçenek olarak ise Bastion bölgesinde kalıp diğer Kyrian’lara hizmet ve rehberlik edecek farklı görevler edinmeyi tercih edebiliyorlar.
“Bastion olmadan Shadowlands en kutsal görevini, yani ruhları kendilerini bekleyen ebediyete hazırlama işlevini yerine getiremez.” – Steve Danuser
Warcraft evrenini ve hikâyesini yakından takip edenler, kanatlı Kyrian’ların Azeroth üzerindeki val’kyr’ler ile görsel açıdan oldukça büyük benzerlikler taşıdıklarını fark etmişlerdir. Bunun sebebi titanların Azeroth’a gözcülük etmeleri için geride bıraktıkları bekçilerden Odyn’in çağlar öncesinde gerçekleştirdiği eylemlere dayanmaktadır.
En sevdiği ırk olan vrykul’lar arasından kendini kanıtlamış olan savaşçılar Shadowlands’e götürülmeden araya girip onları Valarjar unvanıyla “Halls of Valor”a taşımak isteyen Odyn, bunu yapabilecek varlıkları nasıl yaratabileceğini araştırırken Shadowlands’i incelemiş, bir gözünü feda ederek ölümün diyarına bakma şansı yakalamıştır. Burada Kyrian’ları gören Odyn onlardan oldukça etkilenmiş ve büyücü Helya’yı (onun rızası olmadan) ilk val’kyr’e dönüştürürken kanatlı Kyrian’ların beden yapısından esinlenmiştir. Diğer tüm val’kyr’ler de benzer görüntüye sahip olacak şekilde dönüştürülmüşlerdir.
Daha detaylı bilgi almak isteyenler, Warcraft Tarihçeleri – Bölüm 3 yazımızdaki ilgili kısma göz atabilirler.
Anima Kıtlığının Bastion Üzerindeki Etkisi
“Her ruh “anima” adı verilen bir öz barındırıyor. Bu anima, Shadowlands’i besleyen kaynağın ta kendisi ve bu düzlemdeki hayatın sürekliliğini sağlıyor. Ancak son yıllarda tüm ruhlar yalnızca Maw’u beslediğinden diğer bölgeler anima sıkıntısı çekmeye başlıyor ve çeşitli sorunlar baş gösteriyor.” – Ölümden Sonraki Hayat… Shadowlands
Shadowlands’i kasıp kavuran anima kıtlığı tabii ki Bastion gibi önemli bölgeleri ağır şekilde yaralıyor. Normal şartlar altında hiçbir sıkıntı olmadan gelen yeni ruhlar sayesinde serbestçe akan animanın bir anda kesintiye uğraması, bölgelerin doğal işlevlerini sekteye uğratıyor ve sonuç olarak hiç beklenmedik sorunların baş göstermesine sebep oluyor.
Söz konusu Bastion olduğunda ruhların arındırılmasından tutun da kendini kanıtlayanların kanatlarını kazanmasına, bölgede kullanılan Automaton (Centurion) adındaki robotumsu varlıkların (ki detaylı değineceğiz) harcadıkları enerjinin sağlanmasından zırh ve silah yapımına kadar birçok olağan işin anima kıtlığı yüzünden durma noktasına gelmiş olması, iç savaş çanlarının çalmasına yol açıyor.
Bölgede yeterli anima bulunmadığından arınma sürecindeki ruhlar, etkin bir işlemden geçemedikleri için karamsarlığa düşüp huzursuzlaşıyorlar; Ascended mertebesine ulaşması gereken Kyrian’ları kanatlarına kavuşturacak tören gerçekleştirilemediğinden, Automaton’lar animayla beslenemeyip tükendiklerinden ve yeni ruhlar gelmediğinden Bastion savunması zayıflamaya başlıyor. En nihayetinde saldırıya açık hâle gelen bölgede geçmişlerinden ve anılarından feragat etmenin doğru bir yaklaşım olmadığını düşünmeye başlayan ve Forsworn adıyla anılan bir grup yüzünden iç çatışmaya varacak olaylar yaşanıyor. Azeroth’un en bilinen karakterlerinden biri olan Uther ile de bu vesileyle karşılaşmış oluyoruz.
Bahsettiğimiz üzere lineer ilerleyecek olan hikâyede Bastion ardından gideceğimiz Maldraxxus ile de bölge görevleri sonunda gerçekleşen bir saldırı üzerinden bağlantı kuruluyor; ancak yaşanacakları ek paket çıkmadan öğrenmek istemeyen okuyucularımızı göz önünde bulundurarak bu olayların ince detaylarına inmemeyi tercih ediyoruz. (Merak eden takipçilerimiz, ilgili kısmın yer aldığı Bastion oynanış videomuza göz atabilirler.)
Bastion Sakinleri
Bölgenin yukarıda da kısaca bahsettiğimiz üzere birçok sakini bulunuyor ancak derinlemesine incelediğimizde kendi dünyamızdan alınan ilham kaynaklarını net bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle karakterlerin isim yapısı, unvanları ve görünümleri ile Kyrian’ların görevi ve Ahit hiyerarşik düzeni göz önünde bulundurulduğunda Yunan-Roma mitolojisi ile dinlerdeki melek anlayışından esinlenildiği rahatlıkla görülüyor.
Kyrian’ların lideri olan Archon, Bastion’ın en görkemli varlığı olarak ön plana çıkıyor. Aynı zamanda az evvel değindiğimiz üzere adıyla Yunan tarihine de göz kırpıyor zira “Archon” eski zamanlarda Atina’da görev yapan yüksek mahkeme yargıcına verilen bir unvan.
“Archon’u tasarlamak inanılmaz bir deneyimdi. İşin en zorlu yanı, tüm Bastion sakinlerinden bir adım ileride bir karakter yaratmaktaydı. Kyrian kültürü anlaşılması güç ve görkemli olduğundan bu özelliklerin zirve noktasını yansıtacak bir tasarım çıkacağından emin olmamız gerekiyordu. Archon’un her şeyi bu özellik göz önünde bulundurularak hazırlandı. Giydiği yarı-şeffaf büyülü kıyafetlerden tutun da saçı ile bedeninden akan enerjiye kadar her şeyiyle Kyrian olmanın en tepe noktasının vücut bulmuş hâli…” – Kelvin Tan, Karakter Sanat Denetmeni
Kyrian ırkının geri kalanına baktığımızda oldukça belirli bir çizgide ilerleyen hiyerarşik bir yapı barındırdığını görebiliyoruz. Saflık, Cesaret, Tevazu, Sadakat ve İrfan tapınaklarının liderleri olan ve Paragon unvanını taşıyanlar, bu yapıda Archon’dan sonra gelen basamağı oluşturuyorlar. Ascended olarak anılan kanatlı Kyrian’lar Bastion içerisinde üstlendikleri çeşitli görevler üzerinden rütbelendirilirken en son basamağı ise Aspirant adıyla anılan ve arınma sürecini henüz tamamlamamış Kyrian’lar oluşturuyor.
Kimi zaman bir Aspirant, aşması gereken engeller ve geçmesi gereken sınavlarda başarısız olabiliyor. Bu gibi durumlarda gittikçe karanlığa gömülen bu ruhlar, amaçlarından şaşıp kendilerini kaybediyorlar. Bastion’ın sakin kırlarında herhangi bir gayeleri olmadan düştükleri vaziyet için yas tutan bu Kyrian’lar, Forsworn ismiyle anılıyorlar. Halkın geri kalanına içlerindeki karamsarlığı yaymamaları için kontrol altında tutulması gereken Forsworn’lar, Bastion görev zincirinin önemli bir kısmını oluşturuyorlar.
Bastion bölgesinde sıklıkla karşılaşılan ve Stewards (Kâhyalar) olarak anılan varlıklar ise hem Kyrian’lara hizmet etme hem de Aspirant’lara yardımlarını sunma bilinciyle hareket ediyorlar. Görsel tasarım olarak bir çift kanat yerine kaslı kollar ile donatılmış olan bu baykuş görünümlü canlılar, bir yandan bakım ve onarım işleriyle de ilgilendikleri için Bastion’ın en önemli sakinleri arasında yer alıyorlar. Hatta beden yapıları o kadar göze çarpıyor ki topluluk içerisinde şakayla karışık olarak ne kadar kaslı olduklarını vurgulayan “swolekin” adıyla anılıyorlar.
“Yaşadığımız dünyadaki hayvanları fantastik ortamlara aktarma olayını her zaman sevmişimdir. Tıknaz ebatları ve tuhaf doğaları, Steward konsepti üzerinde çalışmayı çok keyifli hâle getirdi. Malzemeler açısından Kyrian altını ana unsur olduğundan bu maddeyi Steward tasarımına yedirmemiz gerektiğini biliyorduk. Bu da tüylerle altının iç içe geçtiği enteresan bir kombinasyon oluşturdu.” – Kelvin Tan, Karakter Sanat Denetmeni
Bastion’da Automaton (Centurion) olarak adlandırılan birtakım robotsu varlıklar olduğundan bahsetmiştik. Burada da tarihe bir göz kırptıklarından ve Centurion adının eski Roma’da bazı lejyon bölüğü komutanlarına verilen bir unvan olduğundan bahsetmeden geçmeyelim.
Savunma ve saldırı dışında Steward’lar tarafından yapılamayan bazı ağır işlerle de ilgilenen bu robotlar, anima kullanılarak aktifleştiriliyorlar – ki anima kıtlığının bölgede yarattığı en büyük sıkıntılardan biri olduğu gözden kaçmıyor.
“Bastion muhteşem mimarisi, uhrevi varlıkları ve gösterişli zarafetiyle oldukça güzel bir diyar. Böylesine ütopik bir manzaranın içerisine karışacak büyük ölçeklerde (robot) yapılar kurgulamak zorlu bir işti. Genel tasarım, üzerinde çalıştıkça gelişti. Kyrian Ahdi’nin ağır zırh setinden öğeler ekledim ve onları çevreleyecek ortama ait çalışmaları hem ilham almak hem de yol bulmak için kaynak olarak kullandım.” – Tom Yip, Kıdemli Karakter Sanatçısı
Automaton’lar yalnızca büyük robotlardan da oluşmuyorlar. Aynı zamanda aslan görünümlü tasarlanmış olanlar da var.
“Bu (görsel), bölgedeki yaratıkların genel biçimleriyle ilgili son karar verilmeden önce kedimsi Automaton’lar üzerinde yapılan ilk çalışmalardan biriydi. En nihayetinde bu modelin büyük bir kısmını kullandık ama mekân ve konsept ekiplerinin oluşturduğu mimari yapıyla kültürel tasarımdan daha fazla unsur katmaya karar verdik.” – Dan Pingston, Karakter Sanatçısı
Bölgede aynı zamanda tek boynuzlu atlar, kaplumbağalar, keçiler ve benzeri hayvanları barındıran geniş çeşitlilikte vahşi yaşam da bulunuyor – ki Larion adı verilen kanatlı aslanlar bunlar arasında en ön plana çıkanlardan diyebiliriz. Cesaret, kuvvet ve bilgeliğin kültürlerinde büyük bir yer taşıdığı Kyrian’lar söz konusu olduğunda tüm varoluşlarını simgeleyen bu yaratıkları binek olarak kullandıklarını görmek pek de şaşırtıcı olmasa gerek.