Demonology – The Skull of the Man’ari
Man’ari Kafatası
Reddedilmiş Thal’kiel’in kafatasına bir bakın, o ki bir zamanlar eredarların yüce lideriydi. Büyük Karanlık’ın derinliklerine gözünü dikti ve bu bakışına karşılık vereni benimsedi. Fel alevi ile tükenen dünyaları, Çarpık Düzlem’in karanlık yaratıklarının ölümlü medeniyetleri istila edişini, yaratılışın fethini gördü. Şimdi ise ondan geriye kalan sadece bu kafatası ve onu taşıyana iblisleri yönetme gücünü veriyor.Pek çok kafatası gibi Thal’kiel’inkinin de eğitici bir öyküsü vardır. Kimsenin bunu önemsememesine aldırış etmemek lazım.
Man’ari Kafatası, Bölüm Bir
Sargeras’ın Argus’a gelmesinden önce eredar Thal’kiel, halkı için altın bir çağ başlatmıştı. Thal’kiel eşi benzeri olmayan güçte bir büyücüydü; o ve Uyananlar’ı, çağırma ve bağlama büyülerinin sınırlarını zorluyor, başkentin harikulade mimarisini inşa etmeye yardım etsinler diye mistik varlıklar getiriyorlardı. Thal’kiel ayrıca dünyasının gizli kalmış mistik enerjilerini odaklayarak Argus’u barış, uyum ve canlılıkla donatan makineler tasarladı. Genç çırağı Archimonde da dahil olmak üzere herkes yeteneklerinin önünde saygıyla eğiliyordu.
Archimonde’un Thal’kiel’in gücü ve mevkisine göz diktiğine dair söylentiler vardı ancak eredar lideri bunların tamamen uydurma olduğuna inandığından söylentileri göz ardı ediyordu; çırağı kendisine bağlılıktan başka bir şey göstermemişti. Hatta Archimonde, Thal’kiel’e özel bir taç yaptırmak için oldukça uğraşmıştı ve başının ölçüsünü bile kendisi almıştı.
Man’ari Kafatası, Bölüm İki
Thal’kiel, Uyananlar adı verilen çağırma ve bağlama büyülerinde uzmanlaşmış bir eredar büyücüler birliğini yönetiyordu. Dahiyane mistik konstrüksiyonları ve çağırma büyülerinde yeni sınırları keşfetmeleriyle ünlüydüler. Ancak Thal’kiel şöhretin rehavetine kapılacak birisi değildi. Daha fazlasına susamıştı. Birliğini hayal bile edilemeyen seviyelere çıkarma arayışında hiçbir eredarın daha önce gitmeye cesaret edemediği alanları araştırmaya başladı. Büyüleri daha derin bir güç kaynağı bulma arzusuyla Büyük Karanlık’ın enginliklerini dolaştı.
Bir gün bir cevap aldı.
Man’ari Kafatası, Bölüm Üç
Thal’kiel zekiydi ancak bilge değildi. Karanlık bir varlık ona fısıldadığında eredarın zihni, her rütbeden ölümcül uşakların bütün emirlerine amade olduğu ve en çılgın hayallerinin bile ötesindeki bir gücün imgeleriyle tükendi. Bu şeytani güçlerin yanında Thal’kiel’in mistik konstrüksiyonları bir çocuğun oyuncakları gibiydi. Bundan sonrasında mistik büyüleri hor görecek ve tutkusunu sadece fel büyüye saklayacaktı.
Thal’kiel’in gizemli dostu ona küçük iblisleri çağırma yeteneğini bahşedince eredar, bu bilgiyi hemen Uyananlar’a yaydı. İmpler, feltazılar, infernaller ve abisaller; hepsi Thal’kiel ve büyücülerinin emirlerini yerine getirdiler. Thal’kiel bunun yeni bir çağın başlangıcı olduğunu düşündüğünden harikulade evcil yaratıklarını Argus’un hükümdarları Velen ve Kil’jaeden’a sunmak için hararetli bir hazırlık içine girdi.
Zekice; ancak bilgece değil.
Man’ari Kafatası, Bölüm Dört
Büyücü Thal’kiel, Velen, Kil’jaeden ve diğer eredar hükümdarlarının yakın çevresinde sevgili fel yaratıklarının neler yapabileceğini gösterdi. Önce çok sayıda tanıdık mistik konstrüksiyonlarından çağırdı ve onları hizaya soktu. Sonra gökyüzü karardı, bulutlar göktaşlarının yere düşerken yarattığı fırtına ile dağıldı. Yerde oluşan kraterlerden -Thal’kiel’in konstrüksiyonlara doğru yönelttiği- bir infernal ordusu yükseldi. Bu, halkı için öngördüğü yeni çağın sembolik bir gösterişiydi. İblisler, bahtsız mistik varlıkları ezerek ve geriye sadece kül ve duman kalana dek yakarak yok ederken mest olmuş bir hâlde izledi. İblislerin öfkesi öylesine kuvvetliydi ki yakındaki kolon ve heykeller bile enkaza ve küle dönüşmüştü. Thal’kiel’in umursadığı kadarıyla gelişim sunağındaki kabul edilebilir bir bedeldi bu.
Ancak diğerlerinin yüzlerine baktığında beklediği onayı göremedi. Kil’jaeden’in ifadesi uzaktı, esrarlıydı; ancak Velen’in nasıl hissettiğine dair şüphe yoktu. Thal’kiel’in yeni oyuncaklarını kınadı ve bir daha onları asla çağırmamasını emretti.
Man’ari Kafatası, Bölüm Beş
Aşağıda Thal’kiel’in son günlerini anlatan bir rapordan alıntı yapılmıştır. Yazarı anonim bir Uyanan’dır ve Archimonde’un kişisel arşivinden kurtarılmıştır.
“Üstad Thal’kiel’in felaket gösterisinden sonra Velen ‘yeni çağının’ başarısız bir deney olduğunu açıklayarak onun yeniden iblis çağırmasını yasakladı. Thal’kiel haftalarca odasından çıkmadı. Ne yemek yedi ne de uyudu. Tek arkadaşları, çağırdıktan sonra öfke ile sürgün ettiği iblis müritleriydi ya da en azından biz öyle tahmin ediyorduk -tek duyabildiğimiz Çarpık Düzlem ve bu boyut arasında itilip çekilen implerin çığlıklarıydı. Bir de onun yanında başka daha büyük varlıkların, gölgeler içindeki kötü niyetli tayfların orada olduklarını hissedebiliyorduk ancak hizmetkârları özel odasına kimsenin girmediğine yemin ediyorlardı.
“Sonunda Thal’kiel odasından çıktığında değişmişti. Karanlıkta bir başına, düşüncelerinin esaretinde yüzyıllarca yaşlanmıştı. Sırtı eğilip kamburlaşmıştı ve gözünde tuhaf bir parıltı vardı. Uyananlar’ını çağırdı ve biz de onu bir baba gibi sevdiğimizden bu çağrıya karşılık verdik.
“Hepimize teker teker baktı ve tek bir şey söyledi ‘Yeni çağ başlıyor.’”
Man’ari Kafatası, Bölüm Altı
Thal’kiel, Uyananlar’ına fel yaratıkları çağırma deneylerine devam etmeleri emrini verdi.
O ve büyücüleri, gizlice artan vahamette iblisler çağırdılar ve saklı eğitim sahalarında güçlü büyüler yaparak müritlerini gizlediler. Thal’kiel, Velen ve Kil’jaeden’ın gözlerinden sakınarak yavaşça tek bir amaç için büyük bir iblis ordusu toparladı: Kendisini Argus’un diktatörü olarak atamak.
Uyananlar, Thal’kiel’in arkasında birleşmişlerdi; biri hariç: Çırağı Archimonde. Archimonde’un iblislere karşı bir nefreti olmasa da -hatta onlardan oldukça memnundu- gözünü hırs bürümüştü ve kendini Velen ile Kil’jaeden’a ispatlamak için sabırsızlanıyordu. Archimonde, Uyananlar’ın darbe yapmasından bir gece Thal’kiel’in planlarını eredar hükümdarlarına açıkladı.
“Bunun için onun kellesini almalısınız,” dedi Archimonde.
Man’ari Kafatası, Bölüm Yedi
Velen ve Kil’jaeden, Thal’kiel’in ihanetini öğrenince şaşkına döndüler. Kendi imparatorluğunu kurmak ve eredar liderlerini öldürtmek için lejyonlarca fel canavar çağırmıştı. Sınırları bilinmeyen yeni ve tuhaf bir güç kaynağına erişim sağlamıştı ve hızla, merhamet edilmeden durdurulması gerekiyordu. Sadakatini Velen ve Kil’jaeden’a ispatlamak isteyen Archimonde, Thal’kiel’in iblis ordusunun dizildiği yeri koruyan büyüleri bozdu ve saklı eğitim sahalarına bir grup büyücü ile saldırdı.
Savaş çok uzun sürmedi. Hazırlıksız yakalanan Uyananlar, baskın yapan büyücüler tarafından kolaylıkla alt edildiler ve onları yönetecek komutanları olmadığından katledildiler. Archimonde, destek güçler çağırmaya çağıran üstadıyla kendisi yüzleşti. Kılıcının tek darbesiyle Thal’kiel’in başını gövdesinden ayırdı.
Man’ari Kafatası, Bölüm Sekiz
Eredar Frenolojisi Üzerine Bir Tez’in birinci bölümünden:“Frenoloji bilimi -kafatası biçiminden zekâ kabiliyetini anlamaya yönelik bir çalışma- İkinci Eşbaşkanlık zamanında Argus’ta popüler hâle gelmiştir. Savunucuları, bir eredarın irade gücü, hafıza ve kavrayış gibi zihinsel yetilerinin o kişinin kafatasındaki çeşitli çıkıntıların şekli ve boyutu ile bağlantılı olduğuna inanmaktaydılar. Bazı teorilere göre ise bir eredarın kafatası büyü yapmak için yeterince orantılı bir şekle sahipse ölümden sonra bile büyülü enerjileri kanalize etmek için kullanılabilirdi. Bu uygulama çok barbarca bulunduğu için genel kullanıma açılmasa da hiç duyulmamış bir şey de değildi.
“Bu dönemin en ünlü frenolojistleri arasında Thel’kiel ve Archimonde da vardı. Özellikle Thal’kiel, ideal büyücü kafatasına örnek teşkil etmesiyle büyük hayranlık uyandırıyordu.”
Man’ari Kafatası, Bölüm Dokuz
Ereder liderlerinin büyücüleri, Thal’kiel’in isyanını bastırdıktan sonra üzerlerindeki fel leke yayılmasın diye Uyananlar’ın cesetlerini yakıp kokuşmuş sanatlarına ait bilgileri örtbas etmek adına asilerin yazılı eserlerini imha ettiler. Archimonde bu girişimi bizzat yönetti ve işleri bittiğinde bir kahraman olarak selamlandı.
Kısa bir süre sonra Archimonde, Argus’un en iyi kuyumcularından bir tanesini Thal’kiel’in kafatasını altın ile işlemesi için tuttu. Kafatasını Thal’kiel’in yolunun izlenmemesi için zalimce bir uyarı olarak sergilemek için hazırladığını iddia etti. Gerçekteyse onu büyülü enerjiyi daha iyi kanalize edebilecek metallerle donattırmıştı. Kusursuz bir büyücü kafatası için kusursuz süslemelerle, Archimonde’un konutunda gururla sergileyebilmesi için.
Man’ari Kafatası, Bölüm On
Archimonde sonunda Velen ve Kil’jaeden’in yanında eredar yönetimine yükseldi ve herkesin dediğine göre bilge ve anlayışlı bir lider hâline geldi. Hakikatte ise ne yazık ki şeytani bir varlık, habis tesirini yaymak için Thal’kiel’in kafatasını kullanıyor ve yavaşça Archimonde’un zihnini ele geçiriyordu. Archimonde uykusunda medeniyetlerin görkemli fel alevlerinde yandığını, karanlık bir tanrınınsa ihtişamlı bir ordunun başında durduğunu görüyordu. Varlık sıradan ölümlülerin kavrayışının ötesindeki güçlerin vaatlerini fısıldıyor ve Archimonde bu gizemli varlık ve yenilmez ordusu hakkında daha fazlasını öğrenme arzusuyla tadını çıkartarak dinliyordu.
Böylece Karanlık Titan Sargeras nihayet Argus’a gelip eredarlara kendi krallığında bir yer teklif ettiğinde ilk kabul eden kişi Archimonde oldu.
Man’ari Kafatası, Bölüm On Bir
Archimonde, Yakan Lejyon’un generallerinden birisi olduktan sonra Thal’kiel’in kafatasını değerlendirdi. Yaşarken Thal’kiel’in iblis müritleri kontrol etme yeteneği eşsizdi ve kafatasının da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Kafatası vasıtasıyla emirlerini aktardığı iblis yığınları Archimonde’a itaat etmeye mecburlardı ve ordusu ustaca kurgulanmış bir bale gösterisi gibi zarafet ve hassasiyet ile düşmanlarını yok ederken dünyalar ardı ardına önünde yıkıldı.
O zamandan beri Thal’kiel’in kafatası Sargeras’ın birkaç seçkin generali arasında el değiştirdi. Öncelik düşmüş titanın en çok rağbet ettiği dünyalara akınlar düzenleyenlere verilmişti. Dehşet efendisi Mephistroth, Lejyon’un Azeroth’taki öncü birliklerinin kumandanı, bu silahla en son görülen kişiydi.