Protection – Truthguard
Hakikat Kalkanı
Birçoğu Hakikat Kalkanı’nı kırmaya çalıştı. Vrykul savaş hamilleri, kudretli devler, hatta Eski Tanrılar’ın habis hizmetkârları. Bu kalkan hepsini geri çevirdi, ışık saçan yüzeyinde en ufak bir çizik bile olmadan.
Fakat Hakikat Kalkanı basit bir teçhizattan fazlasıdır. O adaletin, asaletin ve onurun vücut bulmuş hâlidir. Bu kalkanı karanlıkta bir meşale tutuyormuşçasına taşı. Umudu olmayanlara ışık götür ve dünyanı ölüm ve umutsuzluk içinde batırmaya çalışan gölgeleri yakarak uzaklaştır.
Hakikat Kalkanı, Bölüm Bir
Earthen şiirleri ve vrykul kahramanlık destanları, Hakikat Kalkanı’nın demirden dövülmüş ordular kuzeyde ilerlerken dağların bile titrediği bir savaş zamanı ortaya çıktığını anlatır.
Bu savaşın saldıran tarafı dehşet verici Winterskorn vrykullarıydı. Amaçları Ulduar’ı sarmalayan diyarları egemenlikleri altına almak ve karşı çıkan herkesi kılıçtan geçirmekti. Winterskornlar şiddetten haz duyan bir halktı; ancak çok azı Yrgrim’in duyduğundan daha fazla haz duyuyordu. Yrgrim, bölgede ikamet eden iyi huylu earthenlar üzerine yapılan vahşi baskınlara liderlik ederken klanının zalim öncülerinden biri oldu.
Adaletin ve onurun sembolü olan Hakikat Kalkanı’nın ahlaksızca can almaya bu kadar takıntılı olan biri tarafından kullanılacak olması tuhaftı. Fakat kaderin ördüğü yollar zaten çoğunlukla tuhaftır.
Hakikat Kalkanı, Bölüm İki
Winterskorn Savaşı başlıklı earthen tabletlerinden:“Kılıcın kalkana vurduğunda çıkan çınlama mağaranın duvarlarında bir gök gürültüsü gibi gürledi. Winterskorn’un efsunlu kılıçları, earthenların taştan derilerini kolaylıkla yarıyor, kaburgalarını parçalıyor ve kafalarını gövdelerinden ayırıyordu.
“Mağaranın arka tarafında hayatta kalan birkaç earthen, Winterskorn tarafından köşeye sıkıştırıldığı anda lider vrykul kendini önde doğru attı ve vurmak için pozisyon aldı. Daha avına ulaşamadan bedeni iki parçaya ayrıldı.
“Başka bir Winterskorn onu kesmişti. Bir şimşek gibi hızlı hareket etti ve kalan diğer savaşçı hısımlarını da kılıçtan geçirdi.
“’Beni takip edin ve hayatta kalın,’ dedi vrykul katliamını bitirdikten sonra. ‘Ya da burada kalın ve bu yer sizin mezarınız olsun.’
“Sonrasında earthenlar, Yrgrim’e onları neden kurtardıklarını sordular.
“’Savaş açlığı gözlerimden kalktı ve hakikati gördüm,’ dedi Yrgrim. ‘Sadece öldürmek amacıyla öldürmek… Sadece fethetmek amacıyla fethetmek… Bu gibi şeylerde hiçbir onur yok. Sadece utanç ve pişmanlık var.’”
Hakikat Kalkanı, Bölüm Üç
Yrgrim hayatta kalan earthenları, onları Winterskorn’dan koruyabileceğine inandığı Bekçi Tyr’e götürdü. Vrykul savaşçısı bu şekilde davranarak herhangi bir ödül beklentisinde değildi. Aksine Yrgrim, daha önce sayısızca masum earthenı katlettiği için bu aşırılığı yüzünden Tyr’in kendisini infaz edeceğini düşünüyordu.
Bir vrykul efsanesine göre Tyr’in Yrgrim’e söylediği sözler şunlardı: “Ben senin ellerindeki kanı yıkayamam. Hiç kimse yıkayamaz. Sana sunabileceğim tek şey ilerleyebileceğin bir yoldur. Yanımda yer al. Geçmişte earthenları avlamak için kullandığın hunharlıkla habisleri avla. Bunu yap; böylece kurtuluşa giden yolu bulmuş olacaksın.”
O gün Yrgrim, Tyr’e hizmet edeceğine ve onun asil ideallerinin vücut bulmuş hâli olacağına dair ikiz aylar üzerine yemin etti. Buna karşılık bekçi de vrykula eşi benzeri olmayan bir kalkan hediye etti.
Adı Hakikat Kalkanı’ydı.
Hakikat Kalkanı, Bölüm Dört
Hakikat Kalkanı’nın Dövülüşü isimli vrykul destanından:“Bekçi Archaedas’ın Hakikat Kalkanı’nı şekillendirmesi üç vuruş sürdü. Çekici ilk vurduğunda buzlu dağlardan lav nehirleri aktı. İkincisinde gökyüzü uludu ve şimşekler arşı aleve boğdu. Üçüncüsünde gün ışığından bir tek hüzme fırtına bulutlarını deldi ve Hakikat Kalkanı’nın yüzeyine fısıldadı.
“Çok uzaklardan Bekçi Tyr ve dişi dev Ironaya, yapılan çalışmayı izledi. Her ikisi de Hakikat Kalkanı’nın yaratılışı için kendilerinden bir parça vermişlerdi. Tyr, kalkana faziletli güç aşılamak adına gümüş elinden bir parçayı yontmuştu. Ironaya ise bedeninden bir kesme taş disk çıkarmış ve üzerine koruma rünleri oymuştu.”
Hakikat Kalkanı, Bölüm Beş
Hakikat Kalkanı, ilk çarpışmasını Winterskorn Savaşı’nın son günlerinde gördü.
Yrgrim, donmuş diyarlarda earthenların güvenli olabilecekleri bir yer bulmak için araştırma yaparken küçük bir Winterskorn istila birliği ile karşılaştı. Vrykullar bu ‘firari’yi tanıdılar. Yrgrim’in ismini lanetleyip kanı için uludular.
Yrgrim onlara sakince bir teklif sundu: Eğer herhangi bir vrykul elindeki kalkanı düşürebilirse teslim olacaktı. Fakat eğer Winterskorn başarısız olursa silahlarını bırakacaklar ve Yrgrim’in sözlerine kulak vereceklerdi.
Vrykullar birer birer Yrgrim’e saldırdılar fakat onların büyülü silahları üzerinden sekip dururken Hakikat Kalkanı’nda en ufak bir oyuk bile açılmadı.
“Başarısız oluyorsunuz çünkü zalimlik ve adaletsizlik için savaşıyorsunuz,” dedi Yrgrim sersemlemiş vrykullara doğru. “Kötü niyetli düşünceler elinize rehberlik ettiği sürece hiçbir zaman umduğunuz şampiyonlar olamayacaksınız.” Sonra onlara Tyr’den öğrendiklerini, hayatında yer eden adaletin asil öğretilerini anlattı.
Ve vrykullar efsunlu kılıçlarını bir kenara atarak bir bir Yrgrim’in davasına katıldılar.
Hakikat Kalkanı, Bölüm Altı
Winterskorn Savaşı sadece çok daha büyük bir problemin belirtisiydi: Bekçi Loken. Karanlığa gömülmüş ve diğer bekçileri Ulduar’ın kutsal koridorları içerisinde esir etmişti. Fakat neden bu kadar korkunç şeyler yapmıştı? Ne olmuştu da Loken gibi asil biri gücünü suistimal etmişti?
Hakikat Kalkanı cevapların bir kısmını buldu.
Tyr’in emriyle Yrgrim, kalkanı ile birlikte Ulduar’ın kenar yerleşimlerine giderek Loken’ın küçük bir grup hizmetkârı ile yüzleşti. Bazıları devasa ateş devleriydi. Bir kısmı da tek amaçları ölüm getirmek olan demir derili vrykullardı. Yrgrim hepsinin üstesinden geldi. Rakipleri diz çökmüşken Yrgrim, onları Hakikat Kalkanı’nın yüzeyinden kendi yansımalarına bakmaları için zorladı.
Kalkanın faziletli gücü, onların zihinlerini bulandıran yalanları ve yarı-doğruları ortadan kaldırdı. İlk defa Loken’ın onları piyonları olarak kullandığını gördüler. Yrgrim’in düşmanları, düşen bekçi hakkındaki birçok detayı aydınlığa kavuşturdular; fakat bir tanesi vardı ki diğerlerinden çok daha rahatsızlık vericiydi.
Loken, Ulduar’ın içinde zincirlenmiş kötü niyetli Eski Tanrı Yogg-Saron’a boyun eğmişti.
Hakikat Kalkanı, Bölüm Yedi
Kraliyet Tarihçisi Archesonus tarafından cücelerin kökeni hakkında yazılmış bitmemiş bir kitaptan alıntı:
“Tyr, Bekçi Loken’ı alt etmek için yemin etti fakat plan yapmak için zamana ihtiyacı vardı. Ayrıca Ulduar çevresinde ikamet eden masum earthenlar, mekagnomlar ve vrykullar içinde bir sığınak bulmaya da ihtiyacı vardı. Tyr, bu yaratıklara güneyde güvenli bir yer arama konusunda liderlik ederken sadık hizmetkârı Yrgrim’e geride kalması emrini verdi. Asil vrykul, Loken’ın kölelerinden firar etmeye çalışan mültecileri durdurmaya çalışacak olanlara geçit vermeyecekti.
“Elinde efsanevi Hakikat Kalkanı ile Yrgrim, efendisine itaat etti. Bu, Tyr’ı canlı olarak göreceği son andı.
“Mültecileri avlamak için üç ateş devi çıkageldi fakat Yrgrim önlerini kesti. Yalnız vrykulun üzerine çullandılar ve Hakikat Kalkanı’nı yumruklamaya başladılar. Devlerin yumrukları bile kalkanda bir tahribat yapamadı.
“Yrgrim, düşmanları Hakikat Kalkanı’na karşı güçlerini tüketene kadar bekledi ve sonra saldırıya geçti. Kalkanını, erimiş bedenleri un ufak oluncaya ve kanları toprağın üzerinde ateşten bir nehir oluşturuncaya kadar ardı ardına devlerin üzerlerine indirdi.”
Hakikat Kalkanı, Bölüm Sekiz
Yrgrim ateş devlerine karşı savaşırken Bekçi Loken, Ulduar’da kilit altında bulunan kadim korkuları açığa çıkardı. Bunlar, Eski Tanrılar’ın canavarlaşmış hizmetkarları C’thraxxiler idi. Kendi yer altı mahzenlerinden sürünerek ilerleyip Tyr ile beraberindeki türlü takipçisini ortadan kaldırma hevesiyle Yrgrim’i geçtiler.
Yrgrim, C’thraxxiler gizlice geçerken kerih varlıklarını hissetti ve bu yaratıkları takip etmek için güneye doğru hızla ilerledi. Fakat onlara yetiştiği anda artık çok geçti…
Tyr, tek başına C’thraxxilere karşı ayakta durmuş ve onları yenebilmek için en büyük bir bedeli ödemişti. Takipçileri Tyr’in kendini kahramanca feda ettiği yere vrykul dilindeki “Tirisfal” kelimesinin karşılığı olan Tyr’in Düşüşü adını verdiler.
Hakikat Kalkanı, Bölüm Dokuz
Yrgrim, Tyr’in ebedî istirahat yeri olarak hizmet edecek kabrin ilk taşını koydu. O ve yandaşları, sessizlik içinde ve kalplerinde acı-tatlı bir hürmetle inşayı bitirdiler. İş bittikten sonra mülteciler, kendilerine güvenli bir yurt bulmak adına güneye doğru yola çıktılar; fakat Yrgrim onları takip etmedi.
Hakikat Kalkanı’nı yere vurdu ve efendisinin mezarında nöbet tutmaya yemin etti. Tyr’ın yapmış olduğu fedakârlığı onurlandırmak adına yapabileceği en iyi şey buydu. Yrgrim’in bu kararından etkilenen diğer vrykullar da ona eşlik ettiler.
Hakikat Kalkanı, Bölüm On
Yrgrim, yanında Hakikat Kalkanı ile uzun yıllar boyunca Tirisfal’da kaldı. Aynı kendisi gibi yandaşlarının da kendilerini adaletin ve asaletin yoluna adamalarını önerdi. Bu yol ile birlikte Tyr’in idealleri yalnızca birer hikâye olarak anılmanın ötesine taşınacak, Yrgrim ve diğer vrykulların eylemleri ile hayat bulacaktı.
Yrgrim, Tirisfal vrykullarına öğretebileceği her şeyi aktardıktan sonra bölgeden ayrıldı. Savaşlar onun demir tenini ağır ağır tüketmişti ve Hakikat Kalkanı’nı alabilecek asil bir şampiyon bulmak istiyordu.
Yrgrim’in görevi, onu ve görkemli kalkanını Stormheim denilen bir diyara kadar sürükledi.
Hakikat Kalkanı, Bölüm On Bir
Stormheim, birçok güçlü vrykulun eviydi ve Yrgrim, Hakikat Kalkanı’nı taşıyabilecek kapasitede birilerini bulabileceğinden emindi. Yerel savaşçıların metanetini denemek için bir arena inşa etti. Tüm meydan okuyanlar bir bir Ygrim’in karşısına çıktılar fakat hiçbiri Yrgrim’in yüksek standartlarına ulaşamadı.
Zamanla Yrgrim’in sınamalarıyla yüzleşecek kimse kaImadı. Arenasını terk etti ama araştırmasını bitirmedi. Bir gün kendinden sonra Hakikat Kalkanı’nı taşıyabilecek birini bulacağının ümidiyle tutundu.
Yrgrim, geniş bir kabir inşa etti ve kendini içine kilitledi. Orada bir kahraman bekledi. Güçlü bir iradeye ve saf bir kalbe sahip olan birini. Tyr’in de isteyeceği gibi Hakikat Kalkanı’nı taşıyacak kadar değerli olacak birini.