Batıyamaç’ın altından başlayıp Boğandiken Vadisi’nin kuzeybatısına kadar uzanan labirentimsi tünellerde bir hazine yatıyordu. İnsan topraklarındaki en muazzam altın rezervine sahip olan madenler, zaman içerisinde Deadmines adıyla bilinir olmuştu. İlk Savaş’ın öncesinde Stormwind krallığının en büyük geçim kaynaklarından birini sağlayan bu madenlerde toplam hazinenin üçte birine eş değer bir altın rezervi yattığı söylenirdi. Ancak krallık için fazlasıyla kıymetli olan bu maden ve civarındaki bölge, Orda’nın Azeroth’u istilası sırasında terk edilmek zorunda kalınmıştı.

Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer hâline gelen madenlereyse Orda ile birlikte Azeroth’a gelmiş ogreler yerleşmişti. Yeni meskenlerine yerleşen ve burayı çevre bölgelere yaptıkları yağmalar için bir üs olarak kullanan ogreler, daha sonraları İlahi Yazıt’ı bulmak için bu madenlere sefer düzenleyen efsanevi paladin Anduin Lothar ve onun şövalyeleri tarafından keşfedildiler. Hazırlıksız yakalanan paladin, herhangi bir yardım çağrısı yapamadan yakalandı ve ogrelerin şefi olan Turok’a esir düştü. Yirmi ay boyunca paladinden haber alamayan Stormwind Krallığı ise sonunda durumu araştırması için bir grup şövalyeyi görevlendirdi.

Şövalyeler bu sefer daha hazırlıklı oldukları için ogreleri madenlerden sürmüş olsalar da Turok kaçmayı başarmıştı. Ancak kaçışı çok da uzun sürmedi, zira Blackhand’in Orda yasalarından kaçmakta olan kızı Griselda’yı aramakta olan bir grup ork kurt binicisine yakalandı ve Blackhand’in kızına yardım etme suçundan Griselda’yla birlikte öldürüldü.

Böylece madenler bir kez daha terk edilmiş oldu. Ta ki Defias isyanının başlangıcına kadar… İlk Savaş’ın ardından yerle bir olmuş Stormwind’i yeniden inşa eden taş ustaları grubu, kendilerine vadedilen ödemeyi alamadıklarında başlattıkları isyanı, lanetli olduğu düşünüldüğü için uzak durulan bu madenden yönetti. Kendilerine Defias Kardeşliği adını veren bu isyancıların lideri aynı zamanda taş ustalarının da lideri olan Edwin VanCleef’ti. VanCleef, içinde bulunduğu madenin zengin kaynaklarını da kullanarak Stormwind’e karşı alacağı intikama dair planlar kurmaya başladı. Kiraladığı goblinlerin ve kendisine katılan diğer taş ustalarının yardımıyla madenlerin derinliklerindeki koyda devasa bir savaş gemisinin yapımına başladı. Bu sırada bir yandan da Batıyamaç’ta terör estiren Defias Kardeşliği, gemi henüz hazır olmadan İttifak güçlerinin topladığı milisin dikkatini çekti. Stormwind’den gelen emirle Defias Kardeşliği’ni durdurmak için çağrı yapan milise cevap veren bir grup maceracıysa VanCleef’in planlarını neredeyse tamamen alt üst etti ve Kardeşliği madenlere kadar geri çekilmeye zorladı. Sonrasında koordine bir saldırıyla madenleri de ele geçiren maceracılar, VanCleef’i de yakalayarak infaz ettiler.

Liderlerinin ölümüyle görünürde dağılmış olan Defias Kardeşliği tekrar gölgeler arasına çekildi. Nüfuzlarını ve kaynaklarını tekrar kazanmak için çabalayan Kardeşlik, bir yandan da madenleri tekrar işler hâle koydu. Köle olarak çalıştırdıkları maymunları gözetmesi ve madenlerin genel güvenliğini sağlaması için Glubtok adındaki bir ogre büyücüyle anlaştılar. Bir yandan da beyaztaş meşesi olarak bilinen ve çok nadir bulunan bir kereste türünü işlemesi için yine goblinlere ödeme yapmışlardı. VanCleef’in Deadmines’ın derinliklerinde gizlediği koca gemiyi tekrar inşa etmeye çalışan Defias, bu iş için Sintinesuyu Karteli’nden zanaatkar Helix Gearbreaker’la anlaştı. Helix’in Defias için çalışmasını tasvip etmeyen Kartel ve Orda ise Defias’a yardım eden bütün goblinleri hain ilan etti. Helix için önemli olansa bağlılıklar değil, aldığı paraydı; o yüzden aklı başında her goblin gibi hizmetlerinin karşılığını almaya baktı. Defias mühendislerinin üzerinde uzun vakit harcadığı golem Foe Reaper 5000’in Stormwind’e saldırı vakti geldiğinde askerlerin metal zırhlarını hasat biçer gibi biçmesi bekleniyordu; lakin Fore Reaper da kendinden öncekiler gibi kararlı bir grup maceracının önünde düştü.

Defias’ın Deadmines’taki kontrolü kayıp gidiyordu: Madenler, dökümhane, kereste fabrikası bölümlerindeki kontrolü yitirmişlerdi. Kararlı bir şekilde ilerleyen maceracıların geminin bulunduğu koya ulaşmasının yakın olduğu anlaşılınca Gözcü Tepesi’ndeki milisin elinden Defias tarafından kurtarılmış olan James Harrington araya girdi. James, worgen lanetine yakalanmıştı ve lanetin etkisiyle kendini kaybettiği bir sırada çok sevdiği ailesini katletmişti. Geçmişinden kaçmak adına Batıyamaç’a gelmiş ancak burada suçları ortaya çıkarak milis tarafından yakalanmıştı. Kendisini kurtaran Defias Kardeşliği’ne bir borcu vardı ve o borcu ödemek adına kendine Amiral Ripsnarl lakabını layık görmüştü. Ancak Ripsnarl da maceracıları durdurmakta başarılı olamadı ve pişmanlıklarla dolu bir şekilde savaş gemisinin üzerinde can verdi.

Geriye bir tek geminin kaptanı kalmıştı: “Captain” Cookie. Aslen geminin aşçısı olan bir murlok olsa da kendini kaptan ilan edişine karşı çıkan herkes feci şekilde zehirlenerek öldüğünden bir süre sonra Cookie’nin sözde “kaptanlığı” Defias içinde kabul edildi. Ancak tabii ki maceracılar murloklara karşı kendilerini çoktan bilemiş olduklarından onun direnişi de çok uzun sürmedi.

Böylece Defias’ın planları ve bütün emir komuta zinciri bir kez daha çöktü… Ya da en azından maceracılar bir an için öyle düşündü. Zira her şeyin arkasında kimsenin tahmin etmediği başka bir isim vardı: Vanessa VanCleef. Tam da maceracılar zaferlerini ilan etmişken kendini gösteren Vanessa, aslında beş yıl önce infaz edilen Edwin’in kızıydı ve babasının başına gelenlere bizzat şahitlik ettikten sonra intikam almaya yemin etmişti. Aradan geçen bu beş senede Defias Kardeşliği’nin liderliğini ele almış ve Stormwind ile babasını öldürenlerden intikamını almak için planlar yapmaya başlamıştı. Kısacası Edwin’in en başta ortaya çıkan intikam alma hırsı, yıllar sonra kızını da aynı yola sürüklemişti. Zehirler konusunda uzman olan Vanessa, kendisine karşı koyan maceracıları zehirleyerek onları en büyük korkularıyla yüzleşmeye zorlamış ancak başarısız olunca çareyi üzerinde savaştıkları gemiyi patlatarak kaçmakta bulmuştu.

Defias Kardeşliği’nin bir kez daha yenilişinin ardından bir kez daha ölüm sessizliğine gömülen Deadmines ise hayatta kalan son hobgoblin olan “Captain” Klutz dışında terk edilmiş durumda. Madenin derinliklerinde kalan hayvanları toplayarak kendine katan Klutz’un ne planladığını ise zaman gösterecek…