Azeroth’u istila etmek isteyen orklarla İttifak kuvvetlerinin çarpıştıkları İkinci Savaş sonunda Kara Geçit’in kapatılmasıyla birlikte hayatta kalan orklar, gidecek bir yer bulamadıkları için Doğu Krallıkları topraklarına yayılmışlardı. Güçlerini ve morallerini kaybedip dağılan bu orkları avlamak yerine hayatları boyunca kontrol altında tutmaya karar veren İttifak birlikleri, çeşitli toplama kampları inşa etmişlerdi. Paladinler ve kıdemli askerler tarafından korunan bu kamplardan biri de Alterac Dağları’nın güneydoğu yamacında yer alan ve Aedelas Blackmoore tarafından yönetilen Durnholde idi.

Bir zamanlar acımasız, korkusuz ve yenilmez görünen orklar zaman içerisinde giderek bu özelliklerini kaybetmeye başladıklarında İttifak kuvvetleri durumu yakından gözlemliyorlardı. Orklar öylesine sakinleşmişlerdi ki hiçbiri kaçmaya çalışmıyor, hatta kendi aralarında bile kavga etmiyorlardı. Bu durum Başbüyücü Antonidas’ın bile ilgisini çekmişti; öyle ki orkların aslında iblis kanı sebebiyle vahşileştiklerini, o olmadan giderek kaderlerini kabullenip zayıf düştüklerini ve ancak ruhani bir aydınlanma ile kendilerine gelebileceklerini ilk fark eden o oldu. Orkların bu acınası hâli İttifak kuvvetlerinin işine geliyordu; hiçbir firar tehdidiyle karşılaşmadıkları için zaman içerisinde kamplara daha az sayıda muhafız atanmaya başlandı.

Durnholde’daki orklar arasında Azeroth takvimiyle 1 yılında dünyaya gelmiş ve suikasta kurban giden ebeveynlerinin bedenlerinin yanında bulunmuş olan Go’el de vardı. Gerçek ismini bilmeyen Go’el, henüz bir bebekken onu bulan Aedelas Blackmoore tarafından kendisine verilen ve “köle” anlamına gelen Thrall adıyla anılıyordu. Aedelas onu diğer orklardan farklı yetiştirmek istiyordu; öyle ki bir orkun vahşiliğine ancak aynı zamanda bir insanın keskin zekâsına sahip olmasını arzuluyordu. Bu yüzden ona sadece savaş ve dövüşme taktiklerini değil, aynı zamanda okumayı ve yazmayı, insan lisanını -ki Thrall oldukça uzun bir süre yalnızca bu dilde konuşmayı biliyordu- ve stratejik düşünebilme yollarını da öğretti. Thrall zaman içerisinde gladyatörlük konusunda öylesine ün saldı ki Lordaeron Prensi Arthas Menethil bile onu izlemek için Durnholde’u ziyaret etti.

Bebekliğinde bir insan kadının süt annelik yaptığı Thrall, yaşı ilerledikçe bu kadının kızı olan Taretha Foxton ile de arkadaşlık kurmaya başlamıştı. Kendisi her ne kadar Aedelas’ın en başarılı gladyatörü ve ana para kaynaklarından biri olsa da neredeyse her gün karşılaştığı muameleden ve hem fiziksel hem de ruhsal şiddet içeren saldırılardan bıkmıştı. Bu durumu gizlice mektuplaştığı Taretha’ya anlatan Thrall, kamptan kaçmak istediğini de yazınca arkadaşı olan genç kadın harekete geçti. Kamp içerisinde sahte bir karmaşa çıkartan Taretha, Thrall’ın fark edilmeden kaçmasına yardımcı oldu ve daha sonrasında onunla yakınlardaki bir mağarada buluşarak erzak temininde bulundu.

Thrall en sonunda özgürlüğüne kısmen de olsa kavuşmuştu. Yakalanıp farklı bir kampa götürülecek ancak oradan da kaçmayı başaracak, Grommash Hellscream ile tanışacak, Alterac Dağları’nda kökenlerini öğrenecek ve bir yandan şamanizm yolunda ilerlerken bir yandan da Orgrim Doomhammer ile birlikte diğer orkları esaretten kurtararak en sonunda yeni Orda’nın Savaşşefi olarak liderliğe yükselecekti.

Thrall’ın orkları Kalimdor’a götürüp Orda’nın başkenti olan Orgrimmar’ı kurmasından seneler sonra bronz ejdersürüsü, korumakla yükümlü oldukları zamanın içerisinde bir bozulma olduğunu hissetmeye başladılar. Geçmişteki olaylar üzerinde oynayıp tarihi değiştirmeye çalışan Sonsuz Ejdersürüsü, Thrall’ın Durnholde’dan kaçışını durdurmaya çalışıyordu ve bu amaçla geçmişe giderek orkun çocukluk arkadaşı Taretha’yı kaçırmışlardı. Böylece Taretha kamp içerisinde karmaşa yaratamayacak ve Thrall da kaçamayacaktı. Böyle bir değişikliğin olmasına izin vermek istemeyen Azeroth kahramanları, bronz ejderhaların yardımıyla geçmişteki bu zaman dilimine giderek olayların aslen gerçekleştiği gibi yaşanmasını sağlamak amacıyla harekete geçtiler.

Öncelikle toplama kampındaki ork yatakhanelerinin bulunduğu binaları ateşe veren kahramanlar, yaşanan karmaşayı kontrol etmek için olay yerine gelen Üsteğmen Drake ile çarpışmak zorunda kaldılar. Ardından Thrall’ı bulunduğu hücreden çıkartarak ona eşlik eden kurtarıcılar, Durnholde’un ana kapısına geldiklerinde onları durdurmaya çalışan Yüzbaşı Skarloc ile yüzleştiler. Tüm bunlar yaşanırken Taretha, Sonsuz Ejdersürüsü tarafından yerinden hareket edemeyeceği bir biçimde efsunlanmış bir şekilde kampın batısında bulunan Tarren Değirmeni isimli yerleşim bölgesinde esaret altında tutulmaktaydı. Durumu öğrenen ve vakit kaybetmek istemeyen Thrall ile birlikte Tarren Değirmeni’ne ilerleyen kahramanlar, Taretha’yı yerleşkedeki hanın içerisinde buldular. Sonsuz Ejdersürüsü’nün Durnholde üzerindeki planlarına bir son vermek isteyen savaşçılar tekrar dışarı çıkarak önce akın akın üzerlerine gelen ejdersürüsü üyelerini alt ettiler, sonrasında ise liderleri olan Çağ Avcısı ile savaşarak zafer kazandılar.

Thrall, Taretha ile tekrar bir araya geldiğinde kadına dostlarını yardıma gönderdiği için teşekkür etti; ancak Taretha doğal olarak kahramanların hiçbirini tanımıyordu. Tam da bu noktada araya giren bronz ejderha Erozion, kurtarıcıları kendi zaman dilimlerine dönmeleri gerektiği konusunda uyarırken Thrall ile Taretha’nın zihninde onlara ait olan kısımları silerek sanki her şey en başından beri planlandığı şekilde yaşanıyormuş izlenimi verdi. Böylece iki arkadaş hiç farkında olmasalar da bir grup kahramanın yardımıyla geçmiş kendi akışında ilerlemeye devam etti ve Sonsuz Ejdersürüsü’nün Durnholde üzerindeki tehdidine son verildi.