Diğer ırkları çok uzun süre uzaktan izledim. Birbirleriyle didişmelerini, diğerlerine karşı acımasızlıklarını gözlemledim. Gereksiz savaşları, bu toprakları kana bulamaktan ve doğayı yok olmanın eşiğine getirmekten başka bir şey başarmış değil. Bir süredir Nexus denen bu garip diyarı da bir zamanlar Kalimdor’u ve Desolace’ı gözlemlediğim gibi izlemeye devam ediyorum. Sanırım asıl ailemle, yani hayvan yoldaşlarımla avlanmaya devam etmek benim için en iyisi olacak.
Rexxar, Mok’Nathal’ın Son Evladı, Stonemaul Klanının Şefi veya Horde’un Şampiyonu… Siz onu hangi kalıba sokmaya çalışırsanız çalışın, o kendini yarı-ogre yarı-ork bir avcı olarak tanımlamayı tercih edecektir. Draenor’da, Bıçak Sırtı Dağları’ndaki pasifist bir yarı-ogre klanının mensubu olarak doğan Rexxar, babası Leoroxx’un uyarı ve ısrarlarının aksine Kara Geçit açılıp da Gul’dan’ın güçleri İlk Savaş’a katılmak için Azeroth’a geçtiğinde klanını geride bırakmayı tercih etti. Daha o zamandan hayvanlarla büyük bir bağ kurmuş olan genç avcının yanında büyük, kara bir kurt olan Haratha da vardı.
Azeroth ve Draenor’un halkları arasında gerçekleşen iki büyük savaşta da yer alan Rexxar, İkinci Savaş’taki Horde yenilgisinin ardından kısa süreliğine Draenor’a döndü. Bir süre sonra ise Ner’zhul ipleri kendi eline alıp yeni bir saldırının hazırlığındayken bazı önemli nesneleri bulması için Grom Hellscream ve Warsong klanıyla birlikte geçidin Azeroth tarafında konuşlandırıldı. Ancak damarlarında pasifist bir yaşayışa sahip klanın kanı akıyordu ve en nihayetinde Draenor parçalandıktan sonra ork ırkının bu bitmek bilmez ihanet ve yıkım aşkından usandığına karar verdi. Bu hissiyatı, ork bir Warlock’ın kendini kurtarmak için kurdu Haratha’nın yaşam gücünü çekmesi ve böylece tek yoldaşının ölmesiyle daha da derinleşti. Horde’u terk eden Rexxar, sadece hayvanlara güvenebileceğine kanaat getirerek kendini Kalimdor’a sürgün etti. Tek başına yaşadığı sürgün hayatı, Rexxar ne zaman yardıma ihtiyacı olsa gelen kahverengi bir ayı tarafından bozuldu. Misha adını verdiği bu dişi ayıyı yanına alan Rexxar, böylece Haratha’nın ölümünden beri ilk defa tekrar sadık bir yoldaşın huzuruna erdi.
Derken bir gün Rexxar’ın Kalimdor’daki yalnız günleri başladığı gibi sessizce sona erdi. Mogrin adında bir orku quilboarların elinden kurtarmaya çalışan Rexxar, kollarında ölen orkun son isteğini yerine getirmek adına çok önemli bir mesajı ork Savaş Şefi Thrall’a iletmeyi kabul etti. Yeni ork krallığını Durotar adını verdiği bu bölgede kurmaya henüz karar vermiş olan Thrall, ölmekte olan bir orkun son arzusunu yerine getirerek onurunu kanıtlamış olan Rexxar’a kendileriyle kalmasını teklif etti. Orklarla daha önceden pek de hoş olmayan tecrübeleri olan Rexxar ise teklifi kibarca reddetse de bölgeye yerleşmeye niyetli bu ırka yardım eli uzatmayı esirgemedi.
Orkların Kalimdor’daki ana yerleşim birimi olması planlanan Orgrimmar’ın kuruluşu sırasında ufak tefek maceralara atılan Rexxar’a Nazgrel, Drek’Thar, Gazlowe ve hatta Chen Stormstout eşlik etti. Ancak asıl problem Kalimdor’un sahil bölgesine yerleşen insanların üssünü keşfettiğinde ortaya çıktı. Jaina Proudmoore ile yaptığı antlaşma gereği insanlara zarar vermek istemeyen Thrall, yine de Rexxar’a herhangi bir tehdit görmesi durumunda karşılık verme yetkisi verdi. İnsanların bir ork gözcü mevkisini yıkmasıyla desteğe ihtiyaç duyduklarına karar veren Thrall, Rexxar’ı müzakere etmesi için Echo Adaları’ndaki Darkspear trollerine yolladı. Kabilenin lideri Vol’jin’i kendilerine katılmaya ikna eden Rexxar, aynı zamanda trollere adalarını savunmada da yardım etti.
Orgrimmar’a döndüğünde Savaş Şefi Thrall’ı yakalamak için Amiral Daelin Proudmoore’un kurduğu tuzağı ön gören Rexxar, olayın ardındaki gerçekleri öğrenebilmek için Jaina Proudmoore’la görüşmek için Theramore’a gitti. Ancak Jaina’nın itirazlarına rağmen yarı-ogreyi tehdit olarak gören Amiral, Rexxar’ın yakalanmasını emretti. Böylece Rexxar ve grubu Theramore’dan aceleyle kaçarak Darkspear kasabasına sığınmak zorunda kaldılar. Daha fazla desteğe ihtiyaçları olacağına kanaat getiren Rexxar ve Vol’jin, taurenler ve Stonemaul ogre klanının desteğini kazanmak için önce Mulgore’a, sonra da Dustwallow Marsh’a gittiler. Cairne’in oğlu Baine’i centaurların elinden kurtardıktan sonra taurenlerin desteğini almak kolaydı; lakin kendi içlerinde çatışma yaşayan vahşi ogreleri ikna etmek daha zor oldu. Melez kanı yüzünden Rexxar’ı hor gören Stonemaul klanının desteğini almak için klanın lideri Kor’gall’a meydan okuyan Rexxar, ogreyi öldürerek klanın şefliğini almaya hak kazandı.
İleride Azeroth’taki Horde haline gelecek ırklar yavaş yavaş toplanırken, Savaş Şefi Thrall da gösterdiği üstün başarılardan dolayı Rexxar’a “Horde’un Şampiyonu” ünvanını verdi. Horde’u Amiral Proudmore’un güçlerine karşı yönetme şerefini kazanan Rexxar, zorlu bir savaşın ardından Amiral’i ve donanmasını yenmeyi başardı. Amiral ile bizzat dövüşmüş olan Rexxar, babasının cesedi başında yas tutmakta olan Jaina’yı teselli ettikten sonra ordusuna Theramore’dan çekilme emrini verdi.
Thrall her ne kadar Rexxar’ın kendileriyle birlikte Durotar’da yaşaması için ısrarcı olduysa da yarı-ogre avcı, kendi yerinin aslında vahşi doğada olduğunu söyleyerek teklifi bir kez daha reddetti. Mok’Morokk adında bir ogreyi de Stonemaul klanının yeni şefi ilan eden Rexxar, böylece bir kez daha Misha’yla birlikte yollara koyuldu. Bazı maceracıların, yanında sadık ayısıyla birlikte yolları arşınlayan Horde’un Şampiyonu’nu arada sırada Desolace civarında gördüğü söylenir. Hatta söylentilere inanacak olursanız, bir dönem Outland’e geçip de Bıçak Sırtı Dağları’ndaki evine uğradığı, klanının Bloodmaul ogrelerini yenmesine yardım ettikten sonra tekrar ortadan kaybolduğu söylenir.