Garrosh Hellscream, özellikle dikkatsiz ve agresif oynayan oyuncuların kabusu olabilecek bir solo-savaşçı karakteridir. Canı azaldıkça zırh seviyesi artar ve saldırılardan aldığı hasar azalır...
Amiral Stukov, oldukça aktif ve savaşın ortasında yer alan bir destek karakteridir. Ana mekaniği olan patojenler dostlarını iyileştirirken düşmanlarına ise çıbanlarla hasar verip onları yavaşlatır; Bio-Kill Switch özelliğiyle bu özelliklerinin etkisini artırabilir.
Necromancer Xul, yakın mesafeliler başta olmak üzere birçok rakibi alt edebilecek kapasitede bir dövüşçüdür. Ayrıca harika bir koridor itme gücüne de sahiptir.
Malthael, yakın mesafe ve yüksek canlı düşmanlar başta olmak üzere birçok rakibi alt edebilecek kapasitede bir suikastçıdır. Fakat kontrol, ani hasar ve dürtme yeteneklerine sahip rakiplerine karşı da bir o kadar zayıftır.
Biz ilktik. Tanrıları ilk görenler, onların hayvanlarını ilk evcilleştirenler, ruhu kötülükten ilk koruyanlardık. Bu toprakları fethettik ve bir imparatorluk kurduk.
Bu sıralar kıyamet sonrası bilimkurgu - fantezi konseptli senaryolarda bir artış var sanki. İyi ki de var. Zira insanlığın neden yok olduğunun gizemlerini çözmek beni elflerle barış yapıp ejderha dövmeye gitmekten çok daha fazla kendine çekiyor son zamanlarda.
World of Warcraft’ta Işık’ı değil, karanlığı takip etmek isteyen Priest’lerin badireler atlatarak, Tirisfal Açıklıkları'nda Tyr’in Mezarı’nın derinliklerinde Alacakaranlığın Çekici tarikatının uyandırmaya çalıştığı Eski Tanrılar'ın hizmetkârı Zakajz’ın gücünü emerek sahip oldukları artefakt – Kara İmparatorluk’un Hançeri Xal’atath.
Mass Effect’in bendeki etkisi büyüktür. Bilim kurgu türündeki oyunlara çok da meraklı biri olmadığımdan o zamanki ev arkadaşım ilk Mass Effect oyununu oynarken açıkçası dikkatimi çekmemişti...