Peki oyunun genel havası ve ekiptekilerle iletişim nasıl?
Belki de ilk oyun olduğundan olabilir ancak ekip arkadaşlarımla güçlü bir bağ kuramadığımı hissettim. Hepsi için geçerli değil tabii. 1000 küsür yaşında olan krogan Drack, “Dede! Dedeciğim!!!” diyerek sarılmak istediğim bir karakterdi açıkçası; benzer şekilde Jaal da hassasiyeti ve düşünce yapısıyla hoşuma gitti; Vetra, turian olmasından ötürü zaten +1 ile başlamıştı gözümde; Peebee ise öyle orada burada bulunan yorumlardaki gibi uzaydaki Shrek filan değildi, deli dolu bir karakterdi. Yine de ilk üçlemeyi düşününce bir Liara, bir Tali, bir Garrus, bir Joker ve hatta bir EDI değiller; olabileceklerini de düşünmemiştim aslında.
Ekipteki insanlar -ki bunlar Cora ile Liam- olabildiğine vasat karakterler. Cora aklını bir zamanlar üyesi olduğu asari komandoları ve onun olması planlanırken bize geçen Pathfinder unvanıyla bozmuş durumda; Liam ise… “Loyalty Mission” denilen ve ekiptekilerin karakterinize tam anlamıyla bağlılık duymalarını sağlayan görevi yaparken Liam’ı gerçekten parçalamak istedim. En azından Shepard olsa çok pis azar kayardı. Görevin ne olduğunu anlatmayacağım elbette ancak yaptığı hatayı ben şahsen deneyimlesem ekipten atardım, çok net. Görevin kendi içerisindeki diyaloglar ve göndermeler eğlenceliydi ama; söylemeden edemeyeceğim. Doğruyu söylemek gerekirse yanınıza alamadığınız ancak Tempest’ta bulunan yan karakterler bazı açılardan çok daha ilgi çekici olabiliyorlardı.
Karakterlerle bağ oluşturulamamasının en büyük sebeplerinden biri de maalesef çokça dile getirilen animasyon eksikliği. Konuşurken dudakların oturmaması, gözlerin durmadan kayması, karakterinizin sürekli kaşını kaldırıp durması ve diğerlerinin de sürekli aynı vücut animasyonları ile konuşuyor olması bir noktadan sonra gözünüz alıştığından normal gelse de içten içe rahatsız ediyor açıkçası -ki bu saydıklarımın çoğu insanlar için geçerli, diğer ırklar daha iyilerdi. Ancak 1.05 yamasında bunları da iyileştireceklerinin sözünü verdi Bioware. Yine de o Addison denen karakterin tasarımını da diyaloglarını da kim yaptıysa ona buradan *insert sarcasm here* kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. (En azından ciddi ölçüde düzeltilmiş. – 6 Nisan güncellemesi)
Bir diğer eleştireceğim nokta ise ırk eksikliği. Yepyeni bir galaksinin yepyeni bir köşesine gitmişsiniz ama bir bakıyorsunuz ki elinizde bir robotik ırk (Remnant), bir muhteşem güzel gözleri olan duygusal ırk (Angara -gülmeyin), bir de önüne gelene saldıran kemik suratlı ırk (Kett) var; ki sonuncusu Heleus’un yerlisi bile değil! Tamam, belki galaksinin geri kalanında daha farklı ırklar olabilir ve bu bahsettiğim sadece Heleus’a özgü bir sorundur; ancak yine de birden çok defa “1-2 ırk daha koysalarmış da çeşitlilik olsaymış” derken buldum kendimi.
Remnantların tüm şifrelerinin aslen Sudoku olduğuna da değinmem lazım. (İyi ki normalde çok sevdiğim bir bilmece de sıkıntı çekmedim.) Sen yüzlerce yıl robot robot takıl, sonra Sudoku bilen insan evladı gelip tüm şifrelerini çözsün… Oldu mu şimdi?
Oyunun son kısımlarında ise yine işler başladığı hızla gelişiyor. SAM sağ olsun, Remnant dilini çözüyoruz ancak bunu birkaç defa dile getirselermiş de bir anda süper kahraman edasına bürünmeseymişiz daha iyi olurmuş. Son savaş ise açıkçası biraz hayal kırıklığı oldu. Daha enteresan bir şey bekliyordum. (Spoiler yok, Rocky. Spoiler yok!)