Marksmanship – Thas’dorah, Legacy of the Windrunners
Thas’dorah, Windrunnerların Mirası
Ah, Quel’Thalas’ı tüm görkemiyle bir kez daha görebilseydik… Thas’dorah Asildoğan krallığının korunmasına yardımcı olmak için yaratılmıştı; ancak zaman içinde hikâyesi ve silahın kendisi çok daha fazlasına evrildi. Azeroth’tan Çarpık Düzlem’in en karanlık köşelerine kadar gezdi ve Yakan Lejyon’un iblislerinin kanını kendi evlerinde akıttı.
Yayın asıl sahibi hâlâ kayıplarda. Ancak Alleria Windrunner korkusuz ve tecrübeli biridir; burada olsa o da silahının Lejyon’un kalbine korku salacak bir kahraman tarafından kullanılmasını isterdi.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Bir
Neredeyse 7000 yıl önce Asildoğanlar, Doğu Krallıkları‘nda kendilerine yeni bir yuva buldular. Yolculukları zorlu geçmişti ve topraklar çetindi. Ancak sonuç göz alıcıydı.
Elfler büyülü ley damarlarlarının kesiştiği bir noktada, saf mistik büyünün kaynağı olan Güneş Pınarı’nın yakınına Silvermoon şehrini kurdular. Quel’Thalas krallığı, bir zamanlar Ebediyet Pınarı’nın kıyılarında kurulan muhteşem medeniyetlerinin parlayan bir anıtı gibi yükseliyordu.
Güneş Pınarı’nın enerjisi Daimşarkı Ormanları’na yayılmaya başladığında, ormanın en yaşlı ağacı da bu enerjiyi emmeye başladı. Bu devasa ağacın adı Thas’alah, yani “Ormanın Işığı”ydı. Onun efsunlu dallarının altında sanki tüm bölge ebedî bir baharın ışığında yıkanıyordu.
Bu yay da Thas’alah’ın dalından yapılacaktı ve kahramanlıkları binyıllarca dillere destan olacak olan bir Asildoğan ailesinin mirası olacaktı.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm İki
Quel’Thalas’ın Asildoğan elfleri Amani trollerinden gelen sürekli saldırıları savuşturuyordu. Düşmanlarını uzakta tutmak için bir takım yekpare Rüntaşları inşa edip bunu hem davetsiz misafirlere karşı koruma hem de elflerin mistik büyü kullanımını Yakan Lejyon’dan gizleyecek bir önlem olarak kullandılar.
Korumalar, elf büyücülerinin rüntaşlarını Thas’alah’a bağlayıp doğal büyüyü mistikle güçlendirmesi sayesinde düşmanlarını Silvermoon’un dışında tutma konusunda işe yaradı.
Yine de ağacın gücü, Asildoğanlar şehirlerini terk ettiklerinde onları güvende tutmaktan uzaktı. Bunun için gerçekten yetenekli dövüşçülere ihtiyaçları vardı.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Üç
Amani trolleri, Silvermoon’a doğrudan saldırma konusunda temkinlilerdi. Elflerin büyüsü birkaç asır boyunca onları dışarıda tutmuş olsa da troller, eninde sonunda tekrar saldırdılar. Trol Savaşları olarak bilinecek çatışmalar sırasında ölü sayısı hızla yükseldi. Quel’Thalas’ı savunmak için “korucular” adındaki savaşçılardan oluşan bir birlik kuruldu.
Bu ilk korucular arasından en yeteneklisi Talanas Windrunner’dı; okçuluk ve uzaktan savaşmak konusunda bir uzmandı. Hızla rütbe atladı ve cesareti ile yiğitliği sayesinde Silvermoon’un ilk Korucu-Generali ünvanını kazandı. Silvermoon liderleri, bu terfiyle birlikte kahramanlarının yeni rütbesine layık bir silah verileceğini duyurarak olayı kutladılar.
Asildoğan silah ustaları hemen işe koyuldu.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Dört
Üç yetenekli silah ustası, Talanas’a layık bir yay yaratmak için bir araya geldi. Silahın gövdesini Thas’alah’ın kabuğundan oydular ve ahşabını Güneş Pınarı’nın sularıyla yıkadılar.
Mistik güçle dolup taşan yay değişime uğradı. Sertleşti, neredeyse yok edilemez hâle geldi ve buna rağmen Thas’alah’ın doğal büyüleriyle olan bağlantısını da sürdürdü.
Güneş Pınarı’ndan çıkarttıklarında yay, güçle ışıldıyordu. Bu hediye Talanas’ın beklediğinin çok ötesindeydi. Yayı “Ormanın Yiğitliği” anlamına gelen Thas’dorah olarak isimlendirdi.
Bu silah Asildoğan topraklarını koruduğu sürece Silvermoon’un asla düşmeyeceğinin de sözünü verdi.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Beş
Talanas sözünü tuttu. Thas’dorah’ın gücü o kadar büyüktü ki bir acemi bile yüzlerce metre öteden hedefini vurabilirdi. Talanas’ın ellerindeyse her ok hedefine doğru uçarken adeta şarkı söyler gibi şakıyordu.
Amani trolleri de bu yayın gücünden korkmayı öğrendiler; olur da göz ucuyla bile olsa yayı görecek olsalar hedef olabilecekleri mesafede olduklarını fark ettiler. Geri çekilmeye zorlandılar ve böylece Asildoğan elfleri, ormanın daha da içlerine kurulma fırsatı yakaladılar.
Talanas Windrunner ise Quel’Thalas topraklarını gelecek nesiller için güvenli bir yer kılmak adına yaptıklarıyla övgüyle anlatılan bir efsane hâline geldi.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Altı
Thas’dorah, binlerce yıl boyunca Windrunner hanedanlığında kaldı. Windrunnerlar yaşamlarını Quel’Thalas’ın savunmasına adamışlardı ve her nesilde bir kişi bu meşhur yayı kullanarak ormanlarına giren davetsiz misafirleri geri püskürtmekle görevlendiriliyordu.
Thas’dorah bölgeyi hiç terk etmemiş olduğu için Güneş Pınarı’nın parlak enerjilerinden ve civardaki ormanın büyüsünden beslenmeye devam etti. Yavaşça olsa da yay, bütün tahminlerin ötesinde bir güce kavuşmuştu.
Gücü daha da artmıştı ve şaşırtıcı şekillerde ortaya çıkıyordu. Bir ok attıktan sonra aynı hedefe büyülü başka oklar da saplanabiliyordu.
Trol Savaşları biterken bile Thas’dorah, sayısız düşman istilasını püskürtmeye yardım etti.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Yedi
Orda’nın Azeroth’u istilaya başlamasından birkaç sene öncesinde Korucu-General, Alleria, Sylvanas ve Vereesa adındaki üç kız çocuğuna sahip olan Lireesa Windrunner’dı.
En büyükleri olan Alleria’nın Korucu-General rütbesini devralması gerekiyordu ancak Alleria’nın beklentiler veya geleneklerle çok da büyük bir bağı yoktu. Eğitimini daha pratik şeylere yöneltmeye karar verdi ve Azeroth’un her köşesinde Asildoğanlar için savaşan korucu grubu Uzakgezerler’e katıldı. Aldığı hızlı ama etkili zaferlerle adını duyurdu. Onun almadığı rütbeye, bir gün ortanca kardeş olan Sylvanas yükselecekti.
Thas’dorah ise hâlâ Lireesa’nın himayesindeydi. Ancak büyük bir trajedi yaşandıktan sonra Alleria’nın ellerine geçebilecekti.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Sekiz
Orda istilasına başladığında Azeroth’taki çoğu krallık bunun gerçek bir tehdit olduğuna inanmamıştı. Orklar Stormwind’i yakıp yıktığında bazı krallıklar bu sorunu ciddiye almaya başladı. Silvermoon’un liderleri Lordaeron insanlarına yardıma gitmekte tereddütlüydü fakat Alleria, iblis etkisindeki orkların bütün dünya için korkunç bir tehlike olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden de kendisine verilen emirlere karşı gelerek bir grup korucuyla birlikte Lordaeron’un yardımına koştu ve İttifak‘ın yanında cesurca savaştı.
Asildoğanlar, orklar Amani trolleriyle müttefik olup dikkatlerini Quel’Thalas’a çevirdiğinde asıl tehlikenin farkına vardılar. Birçok elf korucu –ki aralarında Korucu-General Lireesa Windrunner da vardı- bu kanlı saldırılar sırasında öldü.
Sylvanas Windrunner ablasının reddettiği Korucu-General pozisyonunu devraldı ancak Thas’dorah’ı yine de Alleria’nın ellerine teslim etti. Sylvanas’ın Quel’Thalas’ı koruması gerekiyordu; Uzakgezerler’den Alleria’nın ise ön saflarda intikamlarını almak için daha çok fırsatı olacağına inanıyordu.
İçgüdüleri doğru çıktı. Alleria ork ya da trolü ayırt etmeden hepsinin kalbine korku saçtı ve sayısız düşman, Thas’dorah’dan atılan oklarla can verdi.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm Dokuz
İkinci Savaş sona erdiğinde orklar, ana gezegenleri olan Draenor’a geri çekildiler ve yeni bir Savaşşefi altında toplandılar. Gölgeay Klanı‘nın eski reisi Ner’zhul, henüz keşfedilmemiş ve yağmalanmayı bekleyen gezegenlere geçitler açacağına dair sözler verdi. İttifak’ın ise buna izin vermeye hiç niyeti yoktu. Alleria, İttifak seferine gözcü olarak katılmaya gönüllü oldu ve Thas’dorah’ı da beraberinde Draenor’a götürdü.
İntikam hissi kalbinde hâlâ yanıp tutuşuyordu. Bu savaşın ötesini düşünebilmesi ancak Turalyon isminde bir insanla yakınlaşmasının ardından gerçekleşti.
İttifak seferi bütün Draenor’da Orda’ya karşı savaştı; ancak buna rağmen Ner’zhul sayısız geçit açmayı başardı. Orkların ana gezegeninin üzerine binen büyüsel baskı o kadar fazlaydı ki gezegen parçalara ayrıldı.
İttifak seferinin Alleria ve Turalyon da dahil olmak üzere Kara Geçit’ten geri kaçamayan tüm üyeleriyse ölü kabul edildi.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm On
Thas’dorah, Lejyon dünyası Niskara’dan geri alındığında Alleria’nın Draenor’daki yıkımdan sağ kurtulduğu umudu da tekrar doğmuş oldu. Vereesa, ablasının Çarpık Düzlem’in en uç noktalarına kadar gidip Yakan Lejyon’u avlayarak kötülükle olan savaşına devam ettiğine inanıyordu.
Nasıl ki Thas’dorah kendi boyutunun gücünü özümsediyse Çarpık Düzlem’in kaotik büyülerini de aynı şekilde kana kana içmişti. Okları daha güçlü, daha kesin ve karanlığın hizmetkârları için daha ölümcül hâle gelmişti.
Thas’dorah, Lejyon’a karşı savaşın bir sembolü konumundaydı ve Azeroth’un en büyük avcılarını iblis güruhuna karşı birleştirebilecek bir güçtü aynı zamanda.
Thas’dorah, Windrunnerlar’ın Mirası, Bölüm On Bir
Quel’Thalas, mazisindeki krallık değil artık. Bir zamanlar bu efsanevi yayın hammaddesi olan ağaç Thas’alah, Arthas Menethil’in güçleri tarafından kesilmiş durumda. Kurumuş köklerinin tepesinde artık Ölümadası kalesi dikilmekte. Asildoğanlar Musibet’in elinde öyle büyük kayıplar verdiler; öyle ki sağ kalan elfler bu trajedinin hatırasını canlı tutmak adına kendilerine “kan elfleri” demeye başladılar.
Bu yay, masumları kötülüğün güçlerinden korumak için yapıldı. Bugüne kadar Azeroth’ta ve diğer başka birçok dünyada bu görevi başarıyla yerine getirdi.
Şimdiyse tekrar Azeroth’a döndü. Bu dünyanın en büyük kahramanlarından birinin elinden çıkan oklar bir kez daha kötülüğün güçlerine karşı savaşacak.