KİMDİR, NEDİR: JIM RAYNOR

James Eugene Raynor, savaş kahramanı ya da azılı bir suçlu olmadan önce Terran Konfederasyonu’nun sınır gezegenlerinden birindeki izbe Shiloh gezegeninde basit bir çiftçi çocuğuydu. Sert iklim değişiklikleri ve uç noktalardaki meteorolojik değişimler yüzünden Shiloh’ta yaşam zordu; çoğu yerleşim yeri yer altında ve korunaklı şekilde kurulmuştu. Büyürken bütün bu zorlukları ve yoklukları birinci elden tecrübe eden Jim, bu sırada dedesinden vahşi doğada hayatta kalıp avlanmayı ve nişan almayı, babasından ise dövüşmeyi ve kabadayılara karşı durmayı öğrendi. Kendi çabası ve mekanik becerisi sayesinde garajda kurcaladığı tarım araçları ve vulture motorları, Centerville’in vahşi yıkım yarışlarında profesyonel bir oyuncu olmasını sağladı. Ancak bütün bu öğrendikleri ve zorlu çiftlik hayatı onu sadece 18 sene boyunca Shiloh’ta tutabildi.

2485 yılında Terran Konfederasyonu ve Kel-Moria Birliği arasında Lonca Savaşları başladı. Savaşın patlak vermesinden üç yıl sonra zaten kıt kanaat geçinmekte olan Shiloh gibi sınır gezegenlerinde bile vergiler yükselmiş, erzak karneyle dağıtılır olmuştu. Bir yandan da Konfederasyon bu gibi gezegenlerdeki propagandalarını iyice agresifleştirmiş, orduya yazılacak gençlerin kendilerine ve ailelerine büyük zenginlikler sunacağını vadetmeye başlamıştı. Jim’in arkadaşlarından biri, Tom Omer de Konfederasyonun bu süslü yalanlarına kapılan gençlerden birisiydi. Arkadaşlarının orduya katılması, Jim’in de ailesine daha çok yardımcı olmak istemesi ve tabii ki Shiloh’tan ötesini görme arzusu onun da Konfederasyon Piyade Birliği’ne başvurmasına sebep oldu.

Temel eğitim için Turaxis II adındaki gezegene sevk edilen Raynor, burada daha önceden Shiloh’ta rakibi olarak gördüğü ve sıklıkla çatıştığı Hank Harnack ile de arkadaş olmaya başladı. Üçününün birlikte katıldıkları eğitim operasyonlarından birinde içinde bulundukları nakil gemisi vuruldu ve pilotları ölürken taburlarındaki bazı askerler de yaralandı. Jim bu umutsuz durumda sakin kalmayı başararak komutayı eline aldı ve ekibini yardım gelene kadar hayatta tutmayı başardı. Jim’in insiyatifi eline alışından ve verdiği doğru kararlardan etkilenen Başçavuş Hanson, Raynor’ın eğitimini kısa kesip onu terfi ettirdi. Harnack’ın da dâhil olduğu İkinci Müfreze’nin ilk takımı olan D Bölüğü’nü yönetmeye başlayan Raynor kendini ne gibi bir belaya bulaştırdığını merak etmeden de edemedi. Bir yandan Tarsonis’in yönetici ailelerinden birine mensup olan ve “Ryk Kydd” adı altında kaçırılıp orduya satılan Ark Bennet ile de arkadaş oldu. Hatta tam da askerî akademiden mezun olmalarından önceki gece Raynor, Harnack ve Kydd kaçamak yaparak körkütük sarhoş olup bir bar kavgasına karıştılar. Peşlerine düşen polisi bir vulture motoru çalıp atlatmaya çalışsalar da yakalandılar ve hapse atıldılar; lakin ertesi gün daha başka sorun yaşamadan serbest bırakıldılar.

Raynor, Harnack ve Kydd’in bar kavgası sonrası polislerden kaçışı

Akademiden mezun olduktan sonra ailesine ulaşan Raynor, ordudan aldığı askere yazılma parasına rağmen artan vergiler ve zorlu koşullar yüzünden ailesinin maddi durumunun çok da parlak olmadığını öğrendi. Görevlendirildiği bölgelerde de benzer koşullar gördüğünde yemek istihkakını zor durumdakilerle ve aç kalmış çocuklarla paylaşmaya başladı ancak bunun yeterli olmadığının da farkındaydı. Önce Boro Havaüssü’ne, daha sonra da Howe Hisarı’na atanan D Bölüğü’nün konvoyu bu sırada Kel-Moria’lıların saldırısına uğradı. Raynor tekrar komutayı ele alıp piyadeleri Topçuüssü Zulu’ya yönlendirdi. Zulu’dan yaptıkları karşı saldırıyla Kel-Moria zırhlı personel taşıyıcılarını ele geçirip geri püskürttüler. Ancak çatışmalar sırasında ağır şekilde yaralanmış olan Jim’in çocukluk arkadaşı Tom Omer, bu operasyonda hayatını kaybetti. Savaş alanındaki becerisi sayesinde Jim yine terfi alarak Birinci Sınıf Er rütbesine getirildi.

Jim, Howe Hisarı’ndaki sıkıcı ve sakin görevleri sırasında rütbesi düşürülmüş ve hapise atılmış iri kıyım bir askerle tanıştı: Tychus Findlay. İri yarı asker başta Jim’in gözünü korkutmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Ancak Findlay bir süre sonra Howe’un kumandanı Yüzbaşı Javier Vanderspool’un gözüne girmeyi başarınca “çavuş” olarak Raynor’ın birliğinin yönetimini ele aldı. Ancak tam bu atamanın duyurusunu yaptıkları sırada Kel-Moria’lıların bir kez daha saldırdığı haberi geldi. Raynor cephaneliğe gitmelerini önerdi ve cephaneliğin olduğu binaya vardıklarında çok kıymetli ikmallerin siviller tarafından sürülen kamyonlara yüklendiğini gördüler. Aslında Kel-Moria’lılarla gizliden iş birliği yapıp vurgun peşinde olan Vanderspool’un planları, Findlay’in Raynor ve diğerlerini ikna ederek ikmallerin bir kısmını kendileri için çalmalarıyla yerle bir oldu. Findlay ve Raynor’ın ekibi “düşmanı kovalama” bahanesiyle ikmalleri üssün dışına çıkarttılar; asıl iyi para edenlerini sattılar ve daha önemsiz bir kısmını geri getirerek çok fazla şüphe çekmemeyi umdular. Vanderspool, Findlay ve Raynor’ın yaptıklarına dair somut bir kanıt bulamadığı için kendini de yakmadan iki askere karşı bir girişimde bulunması imkânsızdı; en azından şimdilik.

Kel-Moria’lıların püskürtülmesinin üzerine Albay rütbesine yükselen Javier Vanderspool, 321. Koloni Korucuları Taburu içerisinde özel bir takım oluşturdu. “Özel Taktikler ve Görev Müfrezesi” adındaki bu takımın liderliğini başta Marcus Quigby almış olsa da Jim ve ekibinin oynadığı bazı oyunlar sayesinde liderlik Tychus’a geçti. Hank Harnack, Ryk Kydd, Jim Raynor, Connor Ward, Max Zander’dan oluşan ekibe sıhhiye Astsubay Lisa Cassidy ve mühendis Hiram Feek de katıldı. Çeşitli operasyonlarla ünlerini ve başarılarını pekiştiren ekip Kel-Moria Toplama Kampı-36’ya sızıp yakalanmış Konfederasyon askerlerini kurtardıktan sonra ekibin nakliye pilotu Clair Hobarth tarafından verilen partide gayriresmî olarak “Cennetin Şeytanları” adını aldı; hatta bunu vücutlarına birer ekip dövmesi yaptırarak kutladılar.

Cennetin Şeytanları
Soldan sağa: Hank Harnack, Max Zander, Jim Raynor, Tychus Findlay, Ryk Kydd, Lisa Cassidy
Arkada: Connor Ward, Hiram Feek

Cennetin Şeytanları müfrezesinin komutası bir kez daha el değiştirip Üst Teğmen Samantha Sanchez’e geçmişti. Albay Vanderspool, Turaxis II’nin ikinci en kalabalık şehri olan Polk’s Pride’ı stratejik konumu ve kaynakları nedeniyle ele geçirmek niyetindeydi. Paddick Nehri tarafından ikiye ayrılan şehrin kuzeyi Kel-Moria’nın elindeyken güneyini ise Konfederasyon kontrol ediyordu. Vanderspool’un emriyle nehri geçmesi için beyni yıkanmış bir grup eski mahkûm asker kullanıldı fakat askerlerin çoğu nehri geçmeye çalışırken öldürüldü. Ancak Cennetin Şeytanları bu karışıklıktan yararlanarak nehri geçtiler. Birliği yöneten Sanchez, bir keskin nişancı tarafından vurularak öldürüldü; Sanchez’den hoşlanan Kydd intikam yemini etti ve Raynor’ın yardımıyla Sanchez’i vuran keskin nişancıyı öldürdü. Operasyonun sonucunda Konfederasyon güçleri Polk’s Pride’ı ele geçirmeyi başardı. EHA (Evrensel Haber Ajansı) muhabiri Max Speer, Cennetin Şeytanları’nın birlikte fotoğrafını çekti ve onların bu zaferini haber yaptı. Bütün bu zafere, görkeme rağmen Kıdemli Astsubay Rockwell’in beyni yıkanıp ölümlerine gönderilmiş askerlerden işe yaramaz olarak bahsetmesi Jim’in fena hâlde damarına bastı. Kendini kaybedip Rockwell’e saldıran Jim, bu hareketi yüzünden er rütbesine düşürülerek tutuklandı. Raynor’ın bu geçici tutukluluğu sırasında Hiram Feek sıklıkla ziyaretine geldi. Bu ziyaretlerden birisi sırasında Albay Vanderspool’un ekiplerinin zırhlarını sabote ettiğinden bahsetti. Neyse ki Cassidy onları bu konuda uyarmış, Feek de zırhları onarmıştı; Raynor’a da tutukluluğu bittiğinde siyah, kafatası desenli yeni zırh sözü verdi.

Bu sırada Vanderspool yine büyük vurgun planları yapmaktaydı. Kel-Moria’lı Denetmen Aaron Pax ve Kydd’in babası Errol Bennet ile birlikte Kel-Moria’ya ait ardeon kristallerini taşıyan treni basıp kargosunu çalma planı yaptılar. Bu plana kulak misafiri olan Kydd ve Max Zander, durumu o sırada Lisa’yla takılmakta olan Tychus’la paylaştılar. Tychus durumdan yararlanıp kargoyu kendilerinin çalmaları gerektiğine karar verdi ancak aslında ekip içine Vanderspool’un ajanı olarak yerleştirilmiş Lisa Cassidy, Tychus’un planını Vanderspool’a aktardı. Vanderspool sözde operasyonunu başlattığında görevin başına Üst Teğmen Fitz’i getirdi. Korsy’nin küçük uzay istasyonuna inen Raynor ve ekibi buradaki sivilleri Kel-Moria’lılardan kurtardılar. Tren istasyonuna ulaştıklarında Üst Teğmen Fitz, ekibe platformun önünde durmalarını emretti. Tren durduğundaysa Pax ve korumaları Şeytanlar’ın üzerine çöktü. Hank Harnack alev makinesiyle, Connor Ward da roket atarıyla saldırıyı püskürtmeyi başardılar. Pax’ın kendisine de ihanet ettiğini anlayan Vanderspool ise çileden çıktı ve Cennetin Şeytanları’nın zırhlarını kilitleyerek onları öldürmeye çalıştı; neyse ki Feek’in zırhlara yaptığı düzeltme sayesinde bu taktik işe yaramadı. Çaresiz kalan ve açığa çıkan Vanderspool, Findlay’i yavaşlatmak için Cassidy’yi rehin aldı. Findlay’in moralini iyice kırmak için Cassidy’nin crab bağımlısı bir hain olduğunu ve başından beri kendisi için çalıştığını söyledi. Öfkeden küplere binen Tychus, Lisa’yı vurmaya çalıştı ancak Jim araya girip engel oldu. Böylece Vanderspool ve Cassidy kaçma şansı buldular; Raynor ve ekibiyse çaldıkları ekipman ve araçlarla istasyona doğru ilerlediler. Bu sırada hâlâ aktif olan çatışma alanına giren bir kadını korumak için aracından inen Max Zander, Vanderspool tarafından vurularak öldürüldü. Hank Harnack ve Connor Ward ise uzay istasyonuna giden yolu kapatan bir çift sloth tankını ortadan kaldırmaya çalışırken hayatlarını kaybettiler; Hank sırtındaki tank alev alıp kendisini de yaktığı için can çekişirken daha fazla acı çekmesin diye Kydd tarafından kafasından vuruldu, Ward da Raynor ve ekibine siper olmak için kendini tank ateşinin önüne attı.

Hiram’ın Raynor’a sözünü verdiği yeni zırh

Cennetin Şeytanları ani şekilde üç kayıp birden verirken Vanderspool bu fırsatı yararına kullanarak kaçmaya çalışıyordu. Vanderspool ve Cennetin Şeytanları arasındaki husumetten bihaber olan Pax bu sırada yolunu kesip Vanderspool ve Cassidy’yi ele geçirdi ancak durumu yanlış okuyarak Özel Taktikler ve Görev Müfrezesi’ne göz dağı verdi ve geri çekilmezlerse Vanderspool’u öldüreceğini söyledi. Ancak Vanderspool’a ne olacağı Cennetin Şeytanları’nın umrunda değildi; hâliyle tekrar çatışma patlak verdi. Çapraz ateşte kalan Cassidy vurularak öldü; iyi bir noktaya konum almış keskin nişancı Kydd ise Vanderspool’u da yaralayacak şekilde Pax’ı kafasından vurarak indirdi. Vanderspool yaralı bir şekilde kıvranıp yardım ve merhamet dilenirken Tychus ona yardım edebilecek tek sıhhiyenin ölmüş olduğunu soğuk tavırla hatırlattı. Vanderspool can havliyle Pax’ın silahına doğru atılırken Raynor ise albayın elini ezerek engel oldu; sonra da onu vurarak bütün bu karmaşaya son verdi. Ancak öldü sansalar da Vanderspool’un intikam hırsı onu hayatta tutmuştu; her ne kadar onu demirden ciğerlere mahkûm etmiş olsa da…

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)