Maiev Shadowsong’un sesi buz gibiydi. “Bitirdin mi, Başbüyücü?” diye sordu.
“Neredeyse.” Zaman kısıtlıydı. Khadgar son elementali de basit talimatlarla yolladı: “Gul’dan’ı bul.” Damla şekilli ve tamamen mistik enerjiden oluşan yaratık süzülerek uzaklaştı. Onun gibi başka yaratılar da adayı karış karış geziyor ve gölgeleri araştırıyordu. Gerçek anlamda bir dövüş için yeterince güçlü olmamaları üzücüydü ancak en azından yok edildikleri anda Khadgar’ın haberi olacaktı.
Daha birkaç dakika önce Khadgar, karanlık yozlaşmışlığın izini sezmişti ancak bu his şu an geçmişti. Gul’dan yakınlarında bulunduysa bile muhtemelen geri çekilmişti. Yazık. “İşte, tamamdır. Kusura bakma, Gardiyan. Şimdi, arayışımız hakkında konuşalım.”
“Senin arayışın, bizim değil,” dedi.
“Ah, Gardiyanlar artık davetsiz misafirlerle uğraşmaya tenezzül etmiyorlar mı yani? Bildiğim iyi oldu.” Khadgar sesinin tonunu neşeli tuttu. “Gul’dan burada hoş karşılanıyorsa benim endişelenmem gereken bir şey yok demektir.”
Maiev’in hiç de neşeli bir hali yoktu. “Eğer Gul’dan gerçekten burada olsaydı—”
“Ki burada,” dedi Khadgar.
“Eğer öyleyse,” diye tekrar etti Maiev, “onunla ilgileniriz. Ama önce Draenor’daki başarısızlıklarını tartışalım.”
“Afedersin? Ne?”
“Sana bir Gardiyan emanet ettik. Sadık ve gözüpek, kendini defalarca kanıtlamış olan seçkin bir kardeşimizi üstelik,” diye başladı.
“Maiev—”
“Ancak senin yanında sadece birkaç ay geçirdikten sonra bir hain oldu. Neden dersin, Khadgar? Ne yaptın da onu doğrudan Yakan Lejyon’un kollarına ittin acaba?”
“Cordana’yı bir daha gördüğünde kendin sorarsın,” dedi Khadgar olabildiğince sakin şekilde. Maiev göğsüne bir bıçak saplasaydı daha iyiydi. “Tatlı dilinle ondan bunun cevabını koparacağına şüphem yok. Ancak benim burada oluş nedenim Cordana değil.”
“Bize raporlar gönderiyordu, Khadgar,” dedi Maiev. “Aldığın kararlarla ilgili endişeleri vardı. Ciddi endişeler hem de.”
“Bunun için vaktimiz—”
“’Pervasız. Küstah. Dikkatsiz. İnatçı. Önerileri kabul etmekte gönülsüz.’ Ve bunlar sadece ilk izlenimleriydi.” Maiev ve Gardiyanları hareketsiz şekilde duruyorlardı, onaylamayan bakışları dışında hiçbir duygunun okunamadığı bir duvar gibiydiler. “Yıllar içinde değişmiş olabilirsin Khadgar ama bu duyduklarım fazlasıyla tanıdıktı.”
“Eğer geçmiş hatalar üzerine konuşmak istiyorsan konuşabiliriz,” dedi Khadgar. “Benim hatalarımı tartışmak sadece birkaç ay alacaktır. Sonraki aylarda da seninkilerin üzerinden geçeriz.” Maiev’in gözleri kısıldı ancak Khadgar’ın durmaya niyeti yoktu. “Bunu daha sonra da yapabiliriz. Ama şimdi, güneye doğru bak.” Okyanusa doğru işaret etti. “Gardiyanlarının sudan yükselen dumanı gördüğüne şüphem yok. İşte o, Gul’dan’ın çaldığı gemiden geriye kalanlar. Gemiyi yaktı. İçindeki herkesle birlikte.” Sesindeki son mizah kırıntıları da kayboldu. “Gul’dan gerçekten burada. Çok yakında cesetler bulmaya başlayacaksınız.” Khadgar Gardiyanlar’ın birbirlerine attıkları bakışları yakaladı. “Ah. Çoktan bulmuşsunuz bile. Önemli birileri mi bari?”
Gardiyanın bakışları büyücüyü delip geçti. “Birkaç Geceye Düşen. Cordana’yı seninle birlikte bu tarz bir felaketi önlemesi için yollamıştık.”
“Asıl felaket hâlâ önlenebilir. Tarih tekerrür etmiyor,” dedi Khadgar. “Bu Gul’dan buraya nasıl gelineceğini bilmiyordu. Kara Kapı’dan geçmek onun seçimi bile değildi. Birileri onun her adımını yönlendiriyor.”
“Neden? Nereye? Sargeras’ın Kabri’ne mi? Orası zaten boş,” dedi Maiev. “Ner’zhul gücünün bir kısmını almıştı. Illidan da geriye kalanını…”
Khadgar başını iki yana salladı. “Maiev. Gul’dan’ın efendilerinin ne istediğini biliyorsun: Azeroth’a geçebilecekleri bir kapı açmak. Daha önce burada bir tane açmayı denediler. Belki de tekrar denemek istiyorlar.”
“Bu dediğin imkânsız.”
“Senin ya da benim için, evet,” dedi Khadgar. “Lejyon’un olmayacak bir iş için bu kadar çaba sarfediyor olma şansı yok. Gul’dan buraya mezarı onlar adına ele geçirmeye geldi. Bana yardım et, Maiev. Sen ve Gardiyanların, birlikte onu durdurabiliriz. Sorumlulukların da tam olarak bunu gerektirmiyor mu zaten?”
Maiev gözünü bile kırpmadan Khadgar’ı süzdü. Kısa bir süre geçti.
Ve kararını verdi.