Chimer – Dunmer
“Chi” kelimesi, Aldmeri dilinde “değişmiş” anlamına gelir. Chimer de “Değişmiş Kavim” olarak tanımlanabilir ve günümüzdeki Dunmer halkının atasıdır. Diğer elflerde Aedrik inancı yaygın olmasına karşın Chimerler sadece Daedralara inanmaktadır ve haliyle dini açıdan çok sorun yaşamışlardır. Nitekim Veloth adında bir liderin önderliğinde göç etmişlerdir zira Chimerlerin değer verdiği Daedrik Prens Boethiah, Veloth’a vahiy yoluyla göç rotasını iletmiştir. Tamriel’a ayak bastıktan sonra kıtanın en kuzeydoğu kısmı olan Resdayn (günümüzde Morrowind olarak da bilinirt) bölgesine yerleşmişlerdir. Ancak yerleştikleri bölgede akrabaları Dwemerlerin de yaşaması ve bu halkın teknolojik olarak üstün olması, Chimerlerin ezilen kavim konumuna düşmesine sebebiyet vermiştir. Yapılan savaşlarda ve anlaşmazlıklarda her daim Dwemerler baskın çıkmıştır.
Genel olarak kökten dinci ve özellikle Boethiah, Mephala ve Azura başta olmak üzere Daedralara aşırı bağlı olmalarına rağmen zaman geçtikçe Veloth’un öğretileri unutulmuş ve halk din konusunda başıboş kalmıştır. Bu sırada ileride Mahkeme olarak adlandırılacak olan Vivec – Sotha Sil – Almalexia üçlüsü, Lorkhan’ın Kalbi‘yle kendilerini kutsayarak yarı-tanrılara dönüşmüşlerdir. Chimer halkına asıl kutsal şeyin kendileri olduğunu ve halkın kendilerine tapması gerektiği inancını yaymışlardır. Lakin halk arasında sevilen ünlü kumandan Indoril Nerevar, ölmeden önce Mahkeme üçlüsünden Lorkhan’ın Kalbi’nden uzak durmalarını ve kendi emelleri için kullanmayacaklarına dair yemin etmelerini istemiştir; ancak bu söz yerine getirilmemiştir. Bazı Dunmerler Nerevar’ın savaşta aldığı yaralarla öldüğüne inansa da Morrowind’in çorak arazilerinde göçebe yaşayan ve Veloth’un inancını sürdüren Ashlanderlara göre ise kumandan, Mahkeme tarafından öldürülmüştür. Gerçek tartışıla dursun, Indoril Nerevar’ı çok seven ve halkın Mahkeme’ye biat edip Daedra inancından uzaklaştıklarına inanan Azura, Mahkeme’nin bu ihaneti yüzünden Chimer halkına çok kızmış ve tüm bir ırkı lanetlemiştir: Altın sarısı olan ciltleri kül rengine, gözleri de kırmızıya böylece dönüşmüştür. Mahkeme’den sadece Almalexia eski Chimer formunu korurken Sotha Sil diğer Dunmerler gibi grileşmiş, Vivec ise yarı Chimer – yarı Dunmer görünümünde kalmıştır. Bu olay neticesinde Chimer ırkının görüntüsü değişmiş ve isimleri “Kara Elf” anlamına gelen Dunmer olarak anılmaya başlanmıştır.
Dwemer
İlk önce şu açıklamayı yapalım: Dwemerler kesinlikle cüce değillerdir. Hatta Elder Scrolls evreninde cüce yoktur.
“Dwe” kelimesi, Aldmeri dilinde “derin” anlamına gelir; Dwemer de “Derin Kavim” demektir. Elf soyunun anlaşılması en zor ve bilimde en uygar topluluğudur. Akraba kavimleri henüz mızrakla hayvan avlarken Dwemer toplumu uçan gemiler ve devasa robotlar üretmiş, buhar gücünü kullanarak dağların içine büyük şehirler inşa etmiştir. Aynı zamanda güneş sistemi gibi tanrısal konulara da el atmışlardır -zira Mundus’un içerisindeki gezegenler Aedraların bir nevi cesetleridir. Tanrı denilen şeylerin aslında miadı dolmuş yarı-ölü varlıklar olduğunu keşfetmişler ve onlara tapınmayı reddetmişlerdir. Dwemerler (deyim yerindeyse) ateist olarak tabir edilmektedir.
Dwemerler, Birinci Çağ’ın 700 senesinde Chimerler ile yapılan savaşta gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuşlardır. Ünlü mühendis Kagrenac, o dönemlerde Kızıl Dağ’ın derinliklerinde Lorkhan’ın Kalbi’ni keşfetmiş ve bunun üzerinde araştırmalar yapmıştır. Komşuları olan bağnaz Chimerler ise kutsal şeylerle oynanmaması gerektiğini tembihlemiş, sonucunda ihtilafa düşmüşlerdir. Çıkan Dwemer-Chimer savaşında Kagrenac, Lorkhan’ın Kalbi’ni kullandığı sırada bütün Dwemer toplumu esrarengiz bir biçimde yeryüzünden silinip gitmiştir; nereye ve nasıl gittikleri ise hâlâ bilinmemektedir.
Burada asıl sorulması gereken soru nereye kayboldukları değil, bu ırka dair neden diğer elf kavimlerinde yaptığımız gibi Yazbatımı’ndan ayrılış hikayesi anlatmadığımız olmalıdır. Cevap basittir: Çünkü böyle bir hikaye bulunmamaktadır. Tüm elf toplulukları bir sebepten ötürü ayrılıp göç ederken Dwemerlere dair tek bir ipucu bile yoktur ve nereden gelip nereye gittikleri gizemini korumaktadır. Bir rivayete göre belki de Dwemerler aslında gelecekte yaşayan bir kavimdir ve Kagrenac yine bir gün Lorkhan’ın Kalbi’yle oynarken geçmişe dönmüşlerdir; işler sarpa sardığında ise yine kalbi kullanarak zamanda yolculuk etmişlerdir. Dwemerlerin ayrılış hikayesinin olmayışı ve teknolojik olarak binlerce yıl ileride olmaları bu savı destekleyen noktalardır, ancak kesin bir bilgi bulunmadığı için sadece bir varsayımdan öteye geçmemektedir.
Falmer
“Fal” kelimesi, Aldmeri dilinde “kar” anlamına gelir, Falmer da “Kar Kavmi” demektir ve bu topluluğun üyelerine Kar Elfi de denir. Ancak zaman içerisinde “Falmer” ve “Kar Elfi” betimlemeleri değişime uğramıştır ve artık birbirinden farklı canlıları anlatmak için kullanılmaktadır. Kar elfi dendiğinde beyaz tenli bir elf tanımlanmış olurken Falmer dendiğinde ise Dwemer harabelerinde değişim geçirmiş goblinimsi yaratıklardan bahsedilmektedir. Bu ince farklılığa dikkat etmek gerekir çünkü bazı yerlerde kar elfi, bazı yerlerde ise Falmer olarak kullanılmaktadır; her iki kelime aynı anlama gelse de betimledikleri canlılar farklıdır.
Kar elflerinin ne zaman Yazbatımı’ndan ayrıldığı kesin değildir ancak Tamriel’in kuzey bölgesi olan Skyrim’e ilk yerleşenlerin kar elfleri olduğu bilinmektedir. Diğer elf akrabalarının aksine bu topluluk, Yazbatımı’nda edindikleri geleneklerini muhafaza etmişlerdir ve hatta daha da geliştirmişlerdir denebilir.
Atmora’dan Skyrim’e göç eden insan kavimleri burada kar elfleri ile anlaşmazlığa düşmüşlerdir. İnsanların hızlıca çoğalması kar elflerini azınlık durumuna düşürünce bu durumdan endişelenen elflerin ileri gelenleri, bir gece Saarthal şehrinde neredeyse tüm Atmoralıları katlederek büyük bir kıyıma imza atmışlardır. Gözyaşı Gecesi olarak tarihe geçen bu gecede kaçabilen şanslılar Atmora kıtasına geri dönmüşlerdir -ki aralarında günümüzde merkezi Akçay‘da bulunan Yoldaşlar fraksiyonunu kuran ve tüm Nord krallarının atası olduğu rivayet edilen Ysgramor da bulunmaktadır. Kendi topraklarında tekrar nüfuslanan insanlar geri dönüp intikamlarını almışlar ve kar elfleri, tüm ırklarının yok olma tehlikesiyle karşılaşarak bu rövanşın bedelini çok pahalıya ödemişlerdir. Hayatta kalanlar, başlarına neler geleceğinin farkında olmadan Dwemerlerin dağ şehirlerine sığınmışlardır ancak kar elfleri, bu durumdan oldukça hoşnut olan Dwemerlerin aslında kendilerini deneylerinde kobay olarak kullanmayı planladıklarını bilmemektedir. Son kalan kar elfleri, üzerilerinde yapılan deneyler ve çoğunlukla yedikleri zehirli mantarlar sonucunda biçim değiştirmişlerdir: Kör olup derileri buruşurken goblinimsi yaratıklara dönüşerek Falmer olarak anılmaya başlanmışlardır. Dwemerlerin aniden ortadan kaybolmasıyla boşalan yer altı şehirleri zaman içerisinde değişim geçirmiş Falmer halkıyla dolmuştur.
Maormer
Maor, Aldmeri dilinde “deniz” demektir, Maormer ise “Deniz Kavmi” anlamına gelir. Yazbatımı’nda yaşayan Orgnum adında çok zengin bir Aldmer büyü kullanıcısı, gücünü mevcut yönetimi devirmek için kullanıp da başarısız olunca beraberindekiler ile birlikte Pyandonea adındaki, etrafı yoğun bir sis tabakasıyla çevrili bir adaya sürgüne gönderilmiştir. Buraya sürgüne gönderilenler zamanla Maormer olmuştur. Adanın etrafındaki okyanusta yaşayan dev deniz yılanlarını evcilleştirmiş ve onları kullanmışlardır. Maormerlerin boş, bembeyaz gözleri vardır ve ciltleri renksizdir. Bu özellik onların deniz içinde gözükmemesini sağlamaktadır.
Maormerler en az nüfusa sahip elf kavmidir ve günümüzde de varlıklarını izole bir şekilde sürdürmektedirler. Yönetimlerinin başında ise ölümsüz olduğuna inanılan Orgnum bulunmaktadır.
Orsimer
“Orsi” kelimesi, Aldmeri dilinde “dışlanmış” demektir; Orsimer ise “Dışlanmış Kavim” anlamına gelir. Daedrik prenslerden Boethiah, kendisine tapan ve ileride Chimer olarak anılacak olan elfleri Veloth önderliğinde göç etmeye ikna etmişken mer inancında önemli bir yere sahip olan elf tanrısı Trinimac, bu hareketi engellemeye çalışmıştır. Sonucunda Trinimac ve Boethiah savaşa tutuşmuş ancak galip gelen Boethiah, Trinimac’ı deyim yerindeyse yiyip kusmuştur. Böylece Trinimac biçim değiştirip günümüzde Malacath adındaki Daedrik prense dönüşürken Trinimac’a canı gönülden tapan elf grubu ise tanrıları gibi değişime uğrayıp çirkin Orsimer halini almışlardır. Görünüşleri öylesine değişmiştir ki ada halkı bu toplulukla iletişime geçmeyi yasaklamıştır ve bu yüzden artık bulundukları yerde daha fazla kalamayan Orsimerler, Tamriel kıtasına ayak basıp o zamandan beri göçebe hayatı sürmeye başlamışlardır. Diğer elf kavimlerinin aksine belli bir yeri mesken edinmez ve Orsinium toprakları da dahil olmak üzere çeşitli kabilelere bölünüp farklı farklı coğrafyalara yerleşmeyi tercih ederler.
Yazının başında bahsetmediğimiz bir elf kavmi daha bulunmaktadır: Tamamen ayrı bir kıtada yaşayan Solak Elfler. Yokuda adındaki kıtada yaşamış olan bu elfler, aynı kıtada bulunan Yokudalılar (yani geleceğin Redguardları) ile yaptıkları büyük savaş sonucunda kıta denize battığında kıtayla birlikte yok olmuşlardır. Haklarında başka bir bilgi bulunmamaktadır.