Bir Kan Şövalyesi olmanın ne demek olduğunu, Lor’themar Theron’un koruma muhafızlığını yapmanın nasıl bir ciddiyet gerektirdiğini adım gibi biliyordum...
On binlerce yıl önce, evrenin uzak bir köşesinde hem büyü kullanımı konusunda oldukça maharetli hem de kendilerini bilgiye ve her zaman daha fazlasını öğrenmeye adamış bir ırk vardı...
15.000 yıldan uzun bir süre önce kendi ırklarının genelinin aksine toprak ve güç kavgası peşinde koşmayan, yer altındaki mağaralarda yaşayan ve güneş ışığından hiç hazzetmeyen bir grup kara trol, Ebediyet Pınarı’nı keşfettiklerinde geleceğin onlar için neler barındırdığından habersizlerdi.
Yakan Lejyon’un kumandanlarından Kil’jaeden’ın pençesine düşen orkların Azeroth’u işgal etme girişimleri İlk Savaş’la sonuçlanmış, Azeroth halkı büyük kayıplar vermiş ancak orkları Kara Geçit’e geri sürmeyi başarmışlardı...
Çağrı yapılmıştı. Gümüş Sefer bekliyordu. Azeroth'un kahramanları değerlerini kanıtlamaya, cesaretlerini test etmeye ve yaklaşan son savaş için layık olduklarını göstermeye davet edilmişlerdi...