Izual, Yüce Cennet‘in hizmetinde, Tyrael‘in en güvendiği meleklerden biriydi. Ebedî Çatışma boyunca Tyrael’in sağ kolu olarak ona hizmet ederken en yakın dostlarından da biri haline gelmişti. Rünkılıcı Azurewrath‘la katıldığı savaşlarda düşmanlarında açtığı yaralar ve yaptığı kahramanlıklarla kendine büyük bir ün edinmişti. Özellikle de Baş Habislerin Elmas Kapılar’a dayandığı ve daha sonra “Elmas Kapılar’ın Beşinci Savaşı” olarak anılacak savaşta iblisleri neredeyse tek başına püskürtüşüyle adını efsaneler arasına çoktan yazdırmıştı. 

Cennet için bir kahraman, Cehennem için ise büyük bir düşman haline gelen meleğin itibarını yitirişiyse Cehennem Ocağı‘na yapılan bir saldırıya liderlik edişine denk geliyordu. Tyrael’in bütün itirazlarına rağmen gerçekleşen bu saldırı, yeni bir iblis kılıcı olan Shadowfang’i yok etmek amacıyla gerçekleştirilmişti. Ancak Izual yolda iblisler tarafından zayıf düşürüldü ve Baş Habisler tarafından ele geçirildi. Aklını yozlaştıran fısıltılarla onu kendi ırkına ihanet etmeye ve Cennet’in en özenle korunmuş sırlarını vermeye zorladılar. Ve asil Izual, sayısız işkencenin nihayetinde düştü. Önceki halinin çarpık bir gölgesi gibi kalan ve ne Cennet ne de Cehennem tarafından kabul edilmeyen melek için en büyük darbe ise, ruhunun Kara Hiçlik‘ten çağrılan korkunç bir yaratığın bedenine bağlanmasıyla geldi.

Baş Habislerin işkenceleri sırasında Izual’ın ortaya döktüğü sırlardan birisi de ruhtaşlarının varlığı ve bu taşların nasıl etki altına alınabileceğiydi. Izual’ın anlattıkları, Baş Habislerin daha sonraları “Kara Sürgün” olarak bilinecek olan planlarını oluşturmalarına yardımcı oldu. Ve bu sayede zamanı geldiğinde Baş Habisler ruhtaşlarını ve hatta Dünyataşı‘nı yozlaştırabileceklerdi. Dünyataşı bozulduğundaysa insanlık Cehennem’in hakimiyeti altında ezilecekti. Rakanoth’un bekçiliğini yaptığı Izual’dan alabilecekleri bütün bilgiyi aldıklarına inanan Baş Habisler, kırılmış ve düşmüş meleği Pandemonyum’daki Umutsuzluğun Ovaları‘nda başı boş bir şekilde dolanması için terk ettiler.

Çok uzun bir süre Umutsuzluğun Ovaları’nda gezinen Izual, Tyrael’e yardım etmekte olan bir grup kahraman tarafından huzura kavuşturuldu. Kahramanlara Izual’ın durumundan bahseden Tyrael, eski dostunun acılarına son vermek adına kahramanlardan düşmüş meleği öldürmelerini istedi. Azurewrath’ın gücünden yoksun fakat yine de çetin bir rakip olan Izual, yozlaşmış bedeni öldüğünde gerçek ve asil ruhuyla ortaya çıktı. Kahramanlara Baş Habislerin elinde yaşadıklarını ve ihanetini anlattıktan sonraysa ortadan kayboldu.

Bu kayboluşundan sonra ruhu 21 yıl boyunca Cehennem’de sıkışmış kalarak işkence gören Izual’ın zihni daha da bozulup karardı. Ve Diablo‘nun Baş Habis olarak dirilip Cennet’e saldırmasıyla bir kez daha Cehennem’in ayak işlerini yapmaya zorlandı. Büyük güçlere sahip olan nefalem ve artık bir ölümlü haline gelmiş olan Tyrael ile çatışmak zorunda kaldı. Eski dostu Tyrael’a aynı kendisi gibi düşmüş bir melek olduğu gerçeğini hatırlatarak dalga geçti. Lakin tarih tekerrür etti ve Izual bir kez daha -bu sefer muhtemelen nihai olarak- yenilgiye uğradı…