KİMDİR, NEDİR: ALOTH

Aedyr İmparatorluğu’nun bir parçası olan Cythwood’da dünyaya gelen Aloth Corfiser problemli bir çocukluk geçirdi. Annesi Aedyr İmparatorluğu’na dahil elf ve insan kültürlerini kaynaştırmak için uygulanan haemneg adındaki bir gelenek için bir insanla evlendirilmişti. Haemneg antlaşmaları genellikle hem insan hem de elf taraflar için kaynaklarını bir araya getirmek anlamına geldiğinden aslında bu evlilik büyük ölçüde sadece kâğıt üzerinde bir formaliteden ibaretti ve bu sayede Corfiser ailesi lüks bir yaşam sürebiliyordu. Aloth’un babası başta bu antlaşmaya razı gelmiş ve lüks yaşam standartlarından bir hayli memnun kalmış olsa da antlaşma gereği karısının zamanının çoğunu yanında geçirmesi onu büyük bir paranoyanın içine itti. İçinde biriken öfke onu alkolizme yöneltti ve sarhoşken Aloth’a karşı sık sık şiddet uyguladı.

Yıllarca devam eden bu döngü Aloth’un içine kapanık ve kırılgan bir kişiliği olmasına sebep oldu. Babasının ısrarı üzerine bir mistik şövalye olmak için eğitime başlayan Aloth, yine babasının kendisine şiddet uyguladığı bir sırada “uyanış” yaşadı. Aloth’u tekmelediği sırada genç elf kendini korumak için cenin pozisyonuna geçip kendi içine kapandı; açılan boşluğa ise Iselmyr geçti ve Aloth’un bedeninin kontrolünü ele alarak babasının kolunu üç farklı yerden kırdı. Bu, babasının Aloth’a son şiddet uygulayışı oldu.

Iselmyr’le birlikte yaşamaya çalışmak Aloth için oldukça zordu. Ağzı bozuk, Aedyr’in artık çağ dışı kalan hyllisanını kullanan deli dolu Iselmyr her ne kadar babasının istismarını durdurmuş olsa da Aloth’un başını sıklıkla derde sokmaktan kaçınmıyordu. Aloth’un annesi ona içinde uyanmış bu ikinci kişiliği kontrol etmeyi öğrenmesi gerektiğini tavsiye etti; aksi takdirde Aloth’un durumuyla ilgili söylentiler yayılmasının ailenin sosyal durumuna da olumsuz etki yapacağından korkuyordu. Böylece Aloth hayatının her alanını kontrol etmek için hastalıklı sayılabilecek bir çaba göstermeye başladı. Mistik şövalye eğitimini asla bitiremedi; diğer öğrencilerin kalkıştığı ve birçoğunu öldürecek bir animansi deneyini öğretmenlerine haber verdiği için akademi genelinde gözden düşmüştü. Bu dışlanmışlık onu tanrıça Woedica’ya adanmış Kurşun Anahtar adındaki organizasyona yöneltti. Binlerce yıldır faal hâlde olan organizasyon, animansinin yayılışını engellemeye çalışıp kendi ideallerine ters düşen kişi ve grupları sessizce ortadan kaldırmaya odaklanıyordu. Eora tarihinin önemli anlarında ve savaşlarında yeterince dikkatli bakıldığında her daim bir Kurşun Anahtar parmağı bulmak mümkündü. Aloth organizasyona katıldığında da Kurşun Anahtar’ın odağı Dyrwood üzerindeydi. Akademide yaşadıkları yüzünden animansiye karşı zaten ön yargıyla dolmuş olan Aloth, liderleri Thaos ix Arkannon’un kith ırklarını kendi kendilerine zarar vermekten korumaya yönelik niyetlerine inandı ve onu fazlasıyla kontrol altında tutmaya çalışan ailesinden uzak kalmak için Dyrwood’da konuşlandırılmayı kabul etti.

Aloth’un Dyrwood’da Kurşun Anahtar üyesi olarak konuşlandırıldığı Gilded Vale kasabası.

Aloth, animansi konusunda araştırmalar yapıp bölgeyle ilgili bilgi toplamak için Dyrwood’a adım attığında kendini oldukça özgür hissediyordu zira ilk defa ailesinin baskı ve beklentileri olmadan kendi hâline bırakılmıştı. Kurşun Anahtar’ın kendisinden tek beklentisi birkaç ayda bir uğrayıp ondan rapor isteyecek ajanlara bulgularını iletmesiydi. Bir süre Dyrwood’un farklı kasabalarında gözlem ve araştırma yaptıktan sonra son konuşlandığı yer Gilded Vale oldu. Bölgenin lordu VII. Raedric tahtına layık bir varis bırakmak istiyordu ancak Dyrwood’u pençesine almış Kofdoğan laneti sağlıklı yeni doğumların önünü kesmişti. Bu yüzden Dyrwood’un dört bir yanından, hatta sınırların da ötesinden birçok animansi uzmanını çağırıp onlara bu problemi çözdürtmeye çalışan Raedric’i aylarca gözlem altında tuttu; lakin Kurşun Anahtar’dan rapor almak üzere ne gelen vardı ne de giden. Görevini yerine getirebilmesi için asgari seviyede bilgi verdikleri için dikkat çekmeden organizasyonla nasıl irtibat kuracağını da bilmiyordu. Böylece çaresiz bir şekilde Gilded Vale’da beklemeye devam etti.

Gilded Vale’da geçirdiği günler Aloth için ne kadar zorsa Iselmyr için daha da zordu. Sürekli olmadık zamanlarda ortaya çıkıp sağı solu karıştıran, kasabanın belalı tiplerine laf atan Iselmyr artık ciddi şekilde kontrolden çıkmaya başlamıştı. Derken kasabaya yeni gelen bir maceracıyı önce Kurşun Anahtar ajanlarından biri sandı; ancak daha sonra onu takip ederse organizasyonun izine ulaşabileceğini düşünerek “Gözcü” diye de bilinen maceracının ekibine katıldı.

Gözcü, Aloth’un da Iselmyr’in de beklediğinden daha farklı biriydi. Çok geçmeden Aloth yol arkadaşlarını kandırdığı için suçluluk hissetmeye başladı ve Defiance Bay’in lağımlarındaki gizli Woedica tapınağından çıktıkları sırada gerçeklerin (en azından bir kısmını) ekibe açıklamaya karar verdi. Gözcü’ye Iselmyr’den bahsetti ve birlikte Brackenbury’deki tımarhaneye giderek “uyanış”lar konusunda yardımcı olabilecek uzman bir animans bulmaya çalıştılar. Buradaki Bellasege adındaki animans, Aloth üzerinde bakır cihazlarla bir takım deneyler yaptı ve Iselmyr’i yüzeye çıkartmayı başardı. Ancak teşhis koyma konusunda ruhları görme yeteneğine sahip Gözcü daha başarılıydı; Iselmyr’in özellikle Aloth stres altındayken ortaya çıktığını ve aslen onunla çatışmaya niyeti olmadığını, kendi yoluyla Aloth’u korumaya çalıştığını çözdü. Bu bilgiyle birlikte Aloth da Iselmyr’i bastırmak yerine onunla uzlaşmaya çalışmaya başladı.

“Hayır Kana, sırf sen Hyllisanı öğrenebilesin diye Iselmyr’i çağıramam… Ama birkaç kelime karalayabilirim.”

Defiance Bay’de oldukları süre içerisinde Kurşun Anahtar’ın gerçek yüzünü yavaş yavaş fark eden Aloth, sonunda şehrin lordunun suikaste kurban gitmesi ve şehir çapında kundaklamaların başlamasıyla birlikte organizasyonla bağlarını tamamen kesmeye karar verdi. Gözcü ve ekibin kalanına Kurşun Anahtar’la olan bağlantısını anlatarak aflarını diledi. Bu noktadan sonra bütün gücüyle Thaos’un şeytani organizasyonuna karşı çıkmaya ve kendini onların planlarını bozmaya adadı.

En sonunda Gölgedeki Güneş’e indiklerinde Thaos’un ve Kurşun Anahtar’ın asıl planını öğrendi: Kadim Engwith makinelerini kullanarak Dyrwood genelinde topladıkları ruhları Woedica’ya aktarıp onu bir kez daha tahtına ve hakkı olduğuna inandıkları güce kavuşturmak.

Gözcü ve Aloth’un da dahil olduğu ekip planları başarıya ulaşamadan Thaos’la yüzleştiler ve Thaos her ne kadar Aloth’u tekrar kendi yanına çekmeye çalıştıysa da elf büyücünün aklını çelmeyi başaramadı.

Thaos yenilgiye uğradıktan sonra Aloth’un önünde zor bir seçim vardı: Lidersiz kalan organizasyonun kendi kendine dağılacağını ummak ya da Thaos’un cüppesini sırtlanıp Kurşun Anahtar’ın yeni lideri olup organizasyonun günahlarını temizlemeye çalışmak.

Seçimi ne olursa olsun, macerasının daha henüz başlıyor olduğunun farkında değildi…

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)