İrlandalı Moira O’Deorain, genetik mühendislik konusunda oldukça uçlarda teorileri ve araştırmaları olan bir genetikçiydi...

Mütevazı kasabamıza hoş geldin. Çok görkemli değil, biliyorum...

Eveeet, yine geldik o malum döneme. Legion genel anlamda Warcraft tarihinin en başarılı ve heyecanlı ek paketlerinden biri olarak akıllara kazınırken bir sonraki ek pakete geçiş hazırlıkları da başladı bir yandan...

Talion ailesiyle birlikte Kara Kapı’yı gözetlemek için kurulmuş bir Gondor garnizonunda kolcu-yüzbaşıydı. Ta ki Sauron’un üç generali peşlerindeki uruklarla birlikte garnizonu basana kadar...

21. yüzyıl, insanlık için birçok problemi de beraberinde getirmişti. Nüfusun iyice artması, Dünya kaynaklarının tükenmeye başlaması, kirlilik ve küresel mevsim dengelerinin bozulması gibi tonla problem insan ırkının geleceği için büyük bir problem oluşturuyordu. Ancak bunların hepsi Gezgin’in gelişiyle değişti...

Herkesin hayatında bazı dönüm noktaları vardır. Starcraft benim için tam olarak o dönüm noktalarından birine denk gelmişti...

Garrosh Hellscream, özellikle dikkatsiz ve agresif oynayan oyuncuların kabusu olabilecek bir solo-savaşçı karakteridir. Canı azaldıkça zırh seviyesi artar ve saldırılardan aldığı hasar azalır...

Doomfist dendiğinde bugünlerde akla gelen ilk isim Akande Ogundimu olsa da bu titri bir zamanlar taşımış başka isimlerin de olduğunu ve her birinin çok farklı konumlarda bulunduğunu unutmamak gerekir.

Amiral Stukov, oldukça aktif ve savaşın ortasında yer alan bir destek karakteridir. Ana mekaniği olan patojenler dostlarını iyileştirirken düşmanlarına ise çıbanlarla hasar verip onları yavaşlatır; Bio-Kill Switch özelliğiyle bu özelliklerinin etkisini artırabilir.

Batıyamaç’ın altından başlayıp Boğandiken Vadisi’nin kuzeybatısına kadar uzanan labirentimsi tünellerde bir hazine yatıyordu...