Bundan nesillerce önce kurulmuş olan Shimada ailesinde anlatılagelen kadim bir efsane vardır: Kuzey ve Güney Yeli Ejderleri’nin hikâyesi. Bu efsaneye göre beraber göklerde uyum ve ahenk içerisinde hüküm süren iki ejder, bir gün sahip oldukları toprakları kimin daha iyi yönetebileceği konusunda tartışmaya tutuştular. Tartışmaları çok geçmeden hiddet dolu bir savaşa dönüştü; öyle ki gök, ejderlerin öfkesiyle karardı ve yer de saldırılarının gazabı altında yarıldı. Bu anlamsız savaşta Kuzey Yeli Ejderi hayatını kaybederken galip gelen Güney Yeli Ejderi olmuştu.
Zamanla ne kadar yalnız kaldığını fark eden Güney Yeli Ejderi, yaptıklarından pişmanlık duydu. Artık tek bildiği acı ve hüzündü. Derken bir gün bir yabancı çıkageldi ve ejdere sordu: “Ah kadim ejder, nedendir sendeki bu keder?”
Ejder iç çekip cevap verdi: “Güç elde etmek için kardeşimi katlettim. O olmadan yolumu kaybettim.”
Yabancı, ejderin cevabını tarttı ve ona nasihatte bulundu: “Bu yarayı kendin açtın lakin şimdi iyileşmelisin. Dünyayı aynı benim gibi üzerinde yürüyerek görmelisin. Alçak gönüllülüğün değerini öğrenmelisin. Huzuru ancak o zaman bulabilirsin.”
Toprağın üstünde diz çöken ejder gerçeği o zaman gördü. Kendisine yaklaşan bu yabancı aslında kaybettiği kardeşiydi. Bu anlayışla birlikte o da insana dönüştü ve tekrar bir araya gelmiş iki kardeş, yok ettikleri toprakları yeniden inşa etmek üzere işe koyuldular…
Genji ve Hanzo, babalarından bu efsaneyi dinlerken kendilerini Kuzey ve Güney Yeli Ejderleri olarak hayal ederler miydi bilinmez; ancak başlarına gelenin efsaneyle oldukça paralel olduğu da bir gerçektir.
Tokyo’nun Hanamura şehrindeki bir suç imparatorluğu olan Shimada ailesinin lideri olan Sojiro Shimada öldüğünde ailedeki yaşlılar, Genji ve Hanzo’yu birbirlerine karşı dolduruşa getirdiler. Hanzo büyük olan kardeşti ve küçüklüğünden beri ailedeki sorumluluklarını bilerek yetiştirilmişti; Genji ise babası tarafından daima kollanmış ve şımartılmış, Shimada klanına dair sorumluluklarını asla umursamamış küçük kardeşti. İki kardeş, aynı efsanedeki ejderhalar gibi karşı karşıya geldiler ve yine aynı efsanelerdeki gibi bir kardeş galip gelirken diğeri hayatını kaybetti.
Güney Yeli Ejderi’nin hikâyesini bizzat yaşayan Hanzo’ydu. Öldüresiye dövdüğü kardeşinin kaybı omuzlarına bütün ağırlığıyla çöktüğünde babasının ona yüklediği görevleri bırakıp klanı terk etti. Lidersiz kalan Shimada klanı ise büyük bir karışıklığa sürüklendi ve hain olarak gördükleri Hanzo’yu öldürmek için peşine suikastçılar taktılar. Ancak okçuluk, suikastçılık ve dövüş sanatları açısından kendisi de iyi eğitimli olan Hanzo hepsini atlatmayı başardı. Dahası, kardeşini öldürüşünün her yıl dönümünde Shimada sunağına dönerek Genji’yi anmaya devam etti.
Ta ki Genji’nin “ölümünün” onuncu yıl dönümüne kadar. Yine her yıl olduğu gibi gizlice Shimada sunağına sızan Hanzo, kardeşinin onuruna bir tütsü yakıp onu onurlandırırken bir “yabancının” saldırısına uğradı. İki usta savaşçı dövüştü; fakat birbirlerine denk olduklarını fark ettiğinde Hanzo, Shimada ailesinin kadim tekniğini kullanarak rakibini ejderhanın gücüyle kül etmeye çalıştı. Ancak hiç beklemediği bir şey oldu ve rakibi yalnızca kendi ejderhasını çağırmakla kalmayıp bir de Hanzo’nunkini de kontrol ederek kendine doğru çevirdi. Yenilgiye uğrayıp dizleri üzerine çöken Hanzo, karşısındaki sibernetik ninjanın aslında öldüğünü sandığı kardeşi olduğunu anladığında büyük bir şaşkınlık yaşadı. Genji onu çoktan affettiğini, Hanzo’nun da artık kendi kendini affetmesi gerektiğini söyledi. Aynı Kuzey ve Güney Yeli Ejderhası efsanesinde olduğu gibi… Hanzo her ne kadar gerçek hayatın babalarının anlattığı hikâyelerdeki gibi olmadığını iddia etse de Genji ona inandığını ve ağabeyi için hâlâ umut olduğuna inandığını söyledi.
Geçmişiyle yüzleşip omuzlarındaki yükten kurtulan ve artık tekrar ileriye doğru bakabilmeye başlayan Hanzo ise yine efsanede olduğu gibi Dünya’yı gezmeye ve yaptıklarını telafi etmek için uğraşmaya başladı…