BRIGHTREST CANAVARI
[THE MONSTER OF BRIGHTREST]
Émile’in Durum Raporu
[Émile’s Status Report]
Resmi Ahit antetli kağıdına yazılmış bir rapor
En akıllı stratejilerimin hepsi yalnızca askerlerimi tekrar tekrar ölümlerine göndermeye yaradı. Sanki yaratık bizimle dalga geçiyor.
Brightwood halkı Ahit’e inanıyor. Sevdiklerinin mezarlarını ziyaret edemezlerse birçoğu umutsuzluğa düşecek. Kıvılcım’ın bizi koruduğu gibi biz de onları korumalıyız.
Lütfen Dördüncü Tabur’dan daha fazla asker gönderin. İhtiyacımız acildir.
Tapınak Şövalyesi Üsteğmeni d’Aquitane
TAPINAK ŞÖVALYESİ GENERALİNE
[TO THE TEMPLAR GENERAL]
Tapınak Şövalyesi Generaline
[To the Templar General]
Resmi Ahit antetli kağıdına yazılmış bir mesaj
Tapınak Şövalyesi Generali Carvalho’nun dikkatine,
Bu mektubun hamili, Yozlaşma ile mücadele etmek için fraksiyonlar arasında bir koalisyon kurmak istemektedir. Bu amaçla Ahit’in bir müzakereye katılmasını talep ettiler.
Katılmanın menfaatimize olduğuna inanıyorum.
Kutsal görevimiz Kaybedilmişler’i yok etmektir. Pragmatik ihtiyacımız, diğer fraksiyonlarla savaşmaktır. Ancak harekete geçmezsek Yozlaşma hepimizi bitirecek.
Hepimiz Ahit’ten önce insanız. Ahit adına müzakereye katılmama izin verin. Fraksiyonumuzu onurla temsil edeceğim.
Tapınak Şövalyesi Üsteğmeni d’Aquitane
TAPINAK ŞÖVALYESİ TEĞMENİ SATO’NUN GÜNLÜĞÜ
[TEMPLAR LIEUTENANT SATO’S LOG]
Araştırma
[Investigation]
Ahit gizli damgasını taşıyan bir günlük sayfası. Kusursuz bir el yazısına sahip.
Tuhaf ortadan kaybolma olaylarının izini takip ederek Dromgoole kasabasına geldik. Bizi kötü bir şeyin beklediğini biliyorduk ama tüm kasabayı Kaybedilmişler’e dönüşmüş olarak bulmayı beklemiyorduk.
General Carvalho bunu kaldıramıyor. Dromgoole onun büyüdüğü yerdi ve bu ayaklarını sürüyerek yürüyen cesetlerin yüzleri ona tanıdık geliyor olmalı. Ama hâlâ kayıp insanlardan bir iz yok.
Bir dakika. Kilisenin içinde şarkı söylendiğini duyuyorum. Belki hâlâ kurtarılacak birileri vardır.
Sığınak Olabilir Mi?
[Sanctuary?]
Ahit gizli damgasını taşıyan bir günlük sayfası. Kusursuz bir el yazısına sahip.
Kilisenin içine adımımızı atar atmaz şarkı kesildi. Ne kayıp insanlardan ne de başka birinden bir iz yok. Şarkıyı kim söylüyordu?
En azından Kaybedilmişler geri çekilmiş gibi görünüyor. Burada geçici bir komuta merkezi kurabiliriz.
Kafama Takılan Şarkı
[Earworm]
Ahit gizli damgasını taşıyan bir günlük sayfası. Titrek bir el yazısına sahip.
General Carvalho üç gündür uyumuyor. Öfkesi onu yönlendiren tek şey gibi görünüyor. Günde iki yüz Kaybedilmiş katlediyor ama daha cüretkâr bir şekilde geri gelmeye devam ediyorlar. Kapılara ve pencerelere barikat kurduk.
Ben de uyumadım ama başka bir sebepten ötürü. Gözlerimi her kapayışımda şarkı söylendiğini duyuyorum. Bizi bu kiliseye çeken melodinin aynısını söyleyen birçok ses var. Uyandığımda susuyorlar.
Bundan kimseye bahsetmedim. General Carvalho’nun desteğime ihtiyacı var, anlamsız endişelerime değil. Bir şekilde bu şarkıyı kafamdan atmalıyım.
Kâbuslar
[Nightmares]
Ahit gizli damgasını taşıyan bir günlük sayfası. Neredeyse okunamayan bir el yazısına sahip.
Ölüler barikatlarımızı tırmalıyorlar. Uyku yoksunluğu kararlılığımızı zayıflatıyor. Asla Kaybedilmiş olmayacağına yemin eden General Carvalho dışında hepimiz [bitkiniz].
Bugün nihayet kararlılığının gerçek boyutunu öğrendik. Kaybedilmiş olmaktan kurtulmak için ruhunu Yozlaşma’ya satmış. Bu son direniş için kaç yıl boyunca hazırlandı?
Kâbus artık burada bizimle birlikte; dışarıdaki Kaybedilmişler’e öfkeyle kükrüyor. Onlara ulaşmak için barikatlarımızı yıkıyor.
Düşünmek çok zor. Şarkı yeniden başladı, yerin altından yükseliyor. Uyuyor muyum, yoksa uyanık mıyım?
FENOMEN RAPORU: FIRTINA DUVARI
[PHENOMENON REPORT: STORMWALL]
Gözlem Raporu: 1. Gün
[Observation Report: Day 1]
Dr. Theo tarafından yazılmış bir Kartel araştırma raporu. Fırtınadan hasar almış gözüküyor.
Meslektaşlarım ve ben, Weaver’s Fen’deki harabelerde büyüleyici bir fenomen keşfettik. Buna “mikroiklim” demek yetersiz kalır. Küçük, daimi bir kasırga gibi görünüyor.
Bana Aeternum adasının tamamını çevreleyen devasa fırtına duvarını hatırlattı. Bu daha küçük olan [kasırga], aynı ilkelere göre hareket ediyor gibi görünüyor.
Bu araştırmanın potansiyel çıkarımları hayrete düşürücü. Diğer tüm şeyler bir kenara dursun, nihayet bu adadan kaçmanın bir yolunu bulabiliriz.
Gözlem Raporu: 5. Gün
[Observation Report: Day 5]
Dr. Theo tarafından yazılmış bir Kartel araştırma raporu. Fırtınadan hasar almış gözüküyor.
(Bizim fenomenimizi ‘kuzeni’ olan Büyük Fırtına Duvarı’ndan ayırt etmek için onu küçük fırtına duvarı ya da kısaca KFD olarak adlandırdık.)
KDF ile ilgili bazı gözlemler:
Girdap çemberi kabaca 150 yardadır ve zaman geçse bile oldukça sabit kalmaktadır. Rüzgâr hızı saatte yaklaşık 130 mildir. Biz onu gözlemlemeye başladığımızdan beri fırtınanın gözü bir inç bile kıpırdamadı.
KFD’nin gözünde ne bulunduğunu henüz bilmiyoruz. Rüzgâr bariyerini aşma girişimlerimizin hiçbiri henüz başarıya ulaşmadı. Belki bir tür sabitleme sistemi kurarsak…
Gözlem Raporu: 11. Gün
[Observation Report: Day 11]
Dr. Theo tarafından yazılmış bir Kartel araştırma raporu. Fırtınadan hasar almış gözüküyor.
Kamp alanımız, sabaha karşı birtakım vahşi hayvanlarla çevrelenmiş gibi görünüyor. Garip davranıyorlar ama henüz bize saldırmak için bir harekette bulunmadılar.
Bilim insanı dostlarımın Edengrove’daki Kızgın Toprak yaratıklarına bulaşan ‘Maraz’ adlı bir fenomenden bahsettiklerini duydum. Tanım, şu anda harabeleri sarmış olan yaratıklarla ilgili gözlemlerime uyuyor gibi görünüyor. Bulgular, Maraz’ın güneye doğru yayıldığını gösteriyor.
Dr. Fawn, kamp çevresini saldırılara karşı korumak için birkaç avcı tuttu. Birini benim için yaratıklardan doku örnekleri toplamaya ikna ettim. Mikroskopun bu ‘Maraz’ hakkında neler göstereceğini göreceğiz.
Gözlem Raporu: 13. Gün
[Observation Report: Day 13]
Dr. Theo tarafından yazılmış bir Kartel araştırma raporu. Fırtınadan hasar almış gözüküyor.
Bu Marazlı doku örneklerine daha yakından bakınca hem hayvansal hem de bitkisel özellikler barındırdığı ortaya çıktı. Kanda hem hemoglobin hem de klorofil bulunuyor. Yoksa öz su mu? Bir sürü sorum var.
Ayrıca muhtemelen Maraz’ın bir sonucu olarak yaratığı etkileyen kırmızı, mantar görünümlü urların biyopsisini aldım. Ne yazık ki doku örneği, analiz tamamlanamadan lamı aşındırdı. Bu büyülü hastalıklara lanet olsun…
Bu sırada küçük fırtına duvarı gittikçe daha dengesiz hâle geliyor. Çevresi şimdi 3 yarda kadar değişkenlik gösteriyor ve rüzgâr hızı arttı. Gözlem devam ediyor.
Gözlem Raporu: Son Gün
[Observation Report: Final Day]
Dr. Theo tarafından yazılmış bir Kartel araştırma raporu.
Lepus araştırma kampı dün gece harap oldu. Küçük fırtına duvarı, boyut ve kuvvet bakımından patlamasına neden olan ani bir enerji dalgalanmasına maruz kaldı. Neden: henüz bilinmiyor.
Çadırımın enkazı içinde uyandım ve üstümde pijamadan başka bir şey olmadan kaçtım. Çok değerli araştırma verileri yok oldu…
Anladığım kadarıyla fırtına duvarı patlamasında ölen Dr. Fawn, ‘güvenlik kaygıları’ sebebiyle kampın yeniden kurulmasına karşı çıkıyor. Meslektaşımın kararlılığını (veya cesaretini) sorgulamak için demiyorum ama birkaç ölüm, bu fenomenin ardındaki gerçeği açığa çıkarmak için ödenmesi gereken küçük bir bedel değil mi?
DAUGHTERWELL
[THE DAUGHTERWELL]
Bir Uyarı
[A Warning]
Bir okla duvara sabitlenmiş bir ihbar
İnsan:
Daughterwell’e dokunma.
Kızgın Toprak’ın işlerine karışma.
Rahat bırakırsan sen de rahat bırakılırsın.
Dengeyi bozarsan bunun sonuçları olacaktır.
THORPE’TAN GELEN BİLDİRİLER
[MISSIVES FROM THORPE]
Sevgili Çapulcu Serseriler
[Dear Marauder Lowlifes]
Yrsa’nın yük arabasının enkazında bulunan bir not
Sevgili Çapulcu serseriler,
Şampiyonunuzun ruhunu aldım. Kolay oldu. Yrsa artık benim.
Kutuyu bana getirin yoksa Aeternum’daki her Çapulcu’nun peşine düşeceğim.
Sabrımı sınamayın. Bende hiç [sabır] yoktur.
İmza,
Thorpe, Aeternum’un gelecekteki hükümdarı
Sana Meydan Okuyorum
[I Challenge You]
Sana hitaben yazılmış bir not. Daha önce hiç böyle bir kağıt görmedin.
Sen bir hain, hırsız ve korkaksın. Fırsatım varken seni boğmalıydım.
Bu oyun fazla uzadı. Adını duymaktan bıktım.
Bana gel de buna bir son verelim.
Kutumu getir ya da Ruhmuhafızı arkadaşlarına bırak. Onların cesetlerinden de gayet kolay alabilirim ne de olsa.
İmza,
Thorpe, Aeternum’un gelecekteki hükümdarı
YONAS’IN VEDASI
[YONAS’ GOODBYE]
Üzgünüm, Teşekkür Ederim, Hoşça Kal
[Sorry, Thank You, Goodbye]
Bir süre boyunca bir cebe sıkıştırılmış gibi görünen bir not.
Dostum,
Sen bunu okuduğunda ben gitmiş olacağım. Şu anda hepinizin Yozlaşma’ya karşı kazandığınız zaferi kutluyor olmanızı umuyorum. Benim için son bir kadeh doldurun.
Ruhmuhafızı olmakla ilgili sana söylemediğim bazı şeyler var. İlk başta sadece gitmeni istediğimden söylememiştim. Ama bir süre sonra gideceğinden korktuğum için söyleyemedim.
Bir Ruhmuhafızı, düşüşün ne zaman geleceğini asla bilemez. Birçoğundan daha uzun dayanabiliriz ama eninde sonunda Aeternum’daki her ruhu ele geçiren iki büyük güçten birine yenik düşeriz: Azoth ya da Yozlaşma. Ve bir Ruhmuhafızı düştüğünde bu düşüşü sert olur. Etraflarındaki herkesi tehlikeye atarlar. Benim gibi yaşlı bir Ruhmuhafızı her gün bunun korkusuyla yaşar.
Seni incitme ve birlikte inşa ettiğimiz şeyi mahvetme düşüncesine katlanamıyorum. Bir düzine kez sessizce çekip gitmeyi düşündüm. Ama ayrılma düşüncesini kaldıramadım. Bana gösterdiğin o umut… o cesaret ve önderlik… bu benim zayıflığımdı.
Bir kez daha böyle bir şeyin parçası olacağımı hiç düşünmemiştim. Ruhmuhafızları’nı yeniden oluşturduğumuz son aylarda, daha önce hatırlamadığım kadar mutlu oldum. Bu yüzden gitme vaktimin geldiğini biliyorum.
Seneca, “Hayat, iyi yaşandığında yeterince uzundur,” demişti. Gereğinden uzun yaşadım ve korkmuyorum. Kimseyi incitemeyeceğim uzak bir yere gideceğim ve Azoth’un ruhumdan kalanları almasına izin vereceğim. Dürüst olmak gerekirse iyi bir Kaybedilmiş olacağımı düşünüyorum. Belki balık tutmak için güzel bir nehri olan bir yere bile musallat olabilirim.
Ruhmuhafızları’nı koru.
Yonas
ISABELLA’NIN KUYRUKLU YALANLARI
[TALL TALES OF ISABELLA]
Émile’in Araştırması
[Émile’s Investigation]
Bir bar peçetesine yazılmıştır.
**Bar peçetesi karalamalarla kaplıdır. Bir bira bardağının yarattığı halka şeklindeki leke okumayı zorlaştırmaktadır.**
**Karmaşıklığın içinde birkaç kelime göze çarpmaktadır.**
Kağtan Isabella ve mürettebat
“Hayatta kalan yok, tutsak alınan yok”
Yüz, hayır, bin, hayır, ON BİN adam öldürdü
Şeytanla anlaşma? (Yozlaşma?)
ARCLIGHT CAVERNS
MOTHERWELL’E EDİLEN BİR DUA
[A PRAYER TO THE MOTHERWELL]
Bizi Kutsa
[Bless Us]
Kömür ve aşı boyası ile yazılmış bir dizi basit logogram
Ah, Motherwell
Lütfen köyümüze sağlık bahşet
Lütfen bize bir sürü şişman çocuk bahşet
Lütfen canavarları uzak tut
Lütfen bizi koruyup kolla
HAYVANLAR BAŞKALDIRIYOR
[THE ANIMALS REVOLT]
Yük Arabacıları ile Hamallara Yönelik Bir İhtar
[A Notice of Concern to Carters and Porters]
Dostane yerel doktorunuzdan
Yakın zamanda gerçekleşen çok sayıdaki sırt incinmelerini takiben Aeternum doktorları, yerleşimler arasında mal taşıyan herkese bu uyarıyı yapmak durumundadır:
Lütfen Aeternum’da HİÇ yük hayvanı olmadığını unutmayın. Hiçbir at ya da eşek arabanızı çekmeyecek, yükünüzü taşımayacak veya bir biniciye tahammül etmeyecektir. Bu hayvanları evcilleştirmeye veya [vahşileşenleri] yeniden ehlilleştirmeye yönelik tüm çabalar, yalnızca yaralanmalar ve edilen bir sürü küfürle sonuçlanmaktadır.
Bu nedenle SADECE sırtınızın kaldırabileceği kadar mal taşımak önemlidir. Çantalarınıza veya yük arabalarınıza taşıyabileceğinizden fazla yük koymayın. Burası Eski Dünya değil. Aeternum’da hepimiz kendi üzerimize düşeni yapmalıyız.
Eklemleriniz size teşekkür edecektir!
Bir Kedi Severin Günlüğü
[Diary of a Cat Lover]
First Light mezrasında bulunmaktadır. Sayfanın köşesini iki kedi yüzünden oluşan bir karalama süslemektedir.
Bu tuhaflıklar ülkesinde bile gördüğüm en tuhaf şeydi. Gemideki kedilerimiz Emmy ve Abby, tanıdığım en tatlı, en durgun yaratıklardır. Fırtınalar, isyanlar ve hatta gemi kazalarında bile yanımda oldular. Üçümüz de aynı gemi enkazı parçasına tutunarak Aeternum’a ulaştık. Onlar benim şans getiren kedilerimdi ve bağımızın bozulmaz olduğunu düşünüyordum.
Ama bu adada kıyıya vardığımız anda yüzleri nefretle buruştu. Yüzümü tırmıklarıyla kana buladılar. Emmy neredeyse gözümü çıkardı. Sonra sahile doğru koşup gittiler.
Bu yerdeki bir şey onları [adeta] iblise çevirdi. Buradaki tüm hayvanların başına geldiği söylendi bana. Eğitimlerini ve efendilerini unutup vahşileşiyorlar. Emmy ve Abby’m ne alemde olurlarsa olsunlar umarım uyumak için kuru ve sıcak bir yer bulmuşlardır…
Bir Oğlan ile Onun Atı
[A Boy and His Horse]
Windsward mezrasında bulunmaktadır. Sanki baskın olmayan elle yazılmış gibi beceriksizce karalanmıştır.
Baba,
Dün gece Peaches’ı tekrar gördüm. Bana inanmayacakssın ama yemin ederim ki doğru! Dışarıda bıraktığım küp şekerleri yiyordu. Ben yaklaşınca kaçtı ama onu nerede olsa tanırım.
Kolumu kırdığından beri kızgın olduğunu biliyorum ama bu onun hatası değildi. Bu adanın onu bir şekilde vahşileştirdiğine inanıyorum.
Ondan vazgeçmeyeceğim, baba. O bir at olabilir ve beni incitmiş de olabilir ama hâlâ benim en iyi arkadaşım. Onun da henüz benden vazgeçmediğini düşünüyorum. Sanırım eve gelmeyi düşünüyor.
Gece Yarısı Sürüsü
[The Midnight Herd]
Everfall mezrasında bulunmaktadır. Özenli, kıvrımlı bir el yazısına sahiptir.
Belki hikâyemi yazarsam kâbuslar sona erer. Hadi bakalım:
Ormanda kömür yakma işinden geç saatte eve geliyordum. Ay tepedeydi, etrafı görebilmeye yetecek kadar parlaktı. Doğudaki açıklıktan gelen tuhaf bir ses duydum, bu yüzden kontrol etmeye gittim.
Açıklık, sürü hâlindeki birçok eşekle doluydu. Otlamıyor veya dolanmıyorlardı. Sanki birini dinliyormuş gibi hareketsiz duruyorlardı. Bana en yakın olanın dizginleri vardı, [dizginin] derisi sanki yüz yıllıkmış gibi çürümüştü.
Bir dal kırmış gibi bir ses çıkarmış olmalıyım. Hepsi aynı anda dönüp bana baktılar. Ay ışığında gözlerinin parıldayan, yuvarlanan ve kudurmuş beyazlarını görebiliyordum. Ağızlarını açıp haykırdılar, şimdiye kadar duyduğum hiçbir dünyevi eşeğinkine benzemeyen bir sesti.
Kaçtım. Cehennemdeki tüm şeytanlar kovalasa bu kadar hızlı koşamazdım. Toynaklarının sesi beni ormanın içinden eve varana kadar izledi.
Arkadaşlarıma olanları asla anlatamam, yoksa benimle öyle dalga geçerler ki kasabayı terk etmek zorunda kalırım. Bir grup eşeğin gördüğüm en korkunç şey olduğunu hayal etsenize…
Tüccarın Ağıdı
[The Merchant’s Lament]
Monarch’s Bluff mezrasında bulunmaktadır. Ağır, eğik bir yazıyla yazılmıştır.
Sevgili kardeşim Paolo’ya,
Medeniyeti nasıl da özlüyorum. Rialto’nun her şeyi alıp satabileceğin pazarlarını nasıl da özlüyorum. Avrupalı prenslere azoth sattığımızı düşünsene. Yapacağımız kârı düşün, Paolo! Bu beni gözyaşlarına boğuyor.
Ancak bu korkunç adada iç ticaret bile zor. Fırtına duvarı, deniz taşımacılığını riskli hâle getiriyor. Ve elbette hepimiz atlara ne olduğunu biliyoruz. Yakın zamanda arabalarımızı çekiyor olmayacaklarını söylemek yeterli olacaktır.
Bu nedenle yürümeli, kervanlarımızı kendimiz çekmeliyiz. Ticaretin temposu, yüzüme hızıyla sınırlı. Bu resmen barbarca. Kolay, serbest ticaret olmadan bir toplum olarak nasıl ilerleyebiliriz ki? Cevap vermeye zahmet etme, Paolo. Yapamayız. Kârsız hayat nafiledir…