Ayrılıklar Diyarı’nda bir süredir yalnız ve üzgün bir hayat süren Usta Eraqus ise Ven’i gördüğüne sevinse de onun sinirli tavrı ve bitmek bilmeyen sorularıyla karşılaştı. Neden yaratıldığını, χ-blade’in önemini ve kendisinin bu plandaki yerini soran Ven, Eraqus’un korkularını yeniden ortaya çıkardı. Eski dostu Xehanort’un hiçbir şekilde değişmediğini gören Eraqus, olacakları o an gördü. Gerçekleşebilecek tüm kıyametleri önlemek adına Ven orada ölmeliydi. Bunun yükünü de ustası Eraqus üstlenecekti.
Ancak Eraqus’un savurduğu Keyblade’in karşısında tanıdık bir yüz vardı ve Ven’i canı pahasına koruyordu. Xehanort’un sözleriyle tamamen kandırılan ve Eraqus’u durdurmak için kendisini karanlığa adayan Terra, Ayrılıklar Diyarı’nda belirmiş ve hocasının karşısına çıkmıştı. Ven’i korumak için bir geçit açarak onu Ayrılıklar Diyarı’ndan gönderen Terra, o gün Usta Eraqus ile çarpıştı. Ancak ilginçtir ki hem Usta Eraqus hem de çırağı Terra o an ne büyük bir hata yaptıklarını anlamışlardı. Son nefesini verirken Terra’ya güvenmesi ve Ven’i de olabilecek şeylerden koruması gerektiğini söyleyen Eraqus, Terra’nın küstahlığını o an yok etti. Xehanort tarafından bir piyon olduğunu fark eden Terra, Keyblade Mezarlığı’na doğru yola çıktı.
Ventus’un karşılaşma sırasında Kader Adaları’na ışınlandığından ve Vanitas ile karşılaştığından söz edilmekteydi. Bu karşılaşmada Vanitas, Xehanort’un nasıl ikisini ayırdığını anlatmış ve Ven’in hafızasının düzelmesine neden olmuştu. Bu savaşın artık sonlanması gerektiğini düşünen Ven Keyblade Mezarlığı’na doğru yola çıkarken Aqua ise Yen Sid ile karşılaşmış ve bizzat kudretli büyücüden Usta Eraqus’un öldüğünü öğrenmişti. Ayrılıklar Diyarı Usta Eraqus’un ölümü ile karanlığa gömülerek yok olmuş ve çok daha büyük bir tehdit Keyblade Mezarlığı’nda kendisini göstermişti.
Binlerce Keyblade’in bulunduğu mezarlıkta Xehanort ve Vanitas’ın karşısına çıkan Terra, Ventus ve Aqua bu savaşı bitirmeye niyetlilerdi. Ventus her ne kadar arkadaşlarına χ-blade’den ve Vanitas’tan bahsetse de ne Terra ne de Aqua bir an bile Ven’den şüphe duymuyorlardı.
Ventus ile Vanitas’ın birleşimiyle χ-blade’i yaratacağını ve böylelikle Kingdom Hearts’ı yeniden ortaya çıkartacağını söyleyen Usta Xehanort artık kaçınılmaz savaşı başlatmıştı. Terra, Ventus ve Aqua her ne kadar Xehanort ve Vanitas’a karşı savaşmaya çalışsalar da başarısız oldular. Ven yaralanırken Terra kendisini yeniden karanlığa adayarak ustası sandığı Xehanort’a karşı savaştı ve neredeyse galip geldi. Aqua ise Vanitas’a karşı savaşarak χ-blade’in yaratılmasını önlemeye çalıştı; ancak bu yeterli olamadı. Vanitas, Ventus ile birleşerek χ-blade’e dönüştü ve Xehanort’un avucuna yerleşti. χ-blade’i avucunda tutan Xehanort, Kingdom Hearts’ın ortaya çıkmasını sağlamak ve Terra’yı engellemek için χ-blade’i kendisine saplayarak kalbini yerinden çıkardı ve Terra’nın vücuduna yerleştirdi. Böylelikle Xehanort, karanlık kalbinin etkisinde kalan Terra’nın vücudunda yeniden doğdu ve kendisini Terra-Xehanort olarak adlandırdı. Ancak Xehanort’un yaşanacakları beklemiyordu. Terra’nın gücü ve inancı Keyblade zırhında beden buldu ve kendisini engellemek için savaşmaya başladı. İçinde bir beden bulunmayan bu zırh, Terra’nın benliği ile savaştı ve χ-blade’i parçalayarak oluşacak kıyameti engelledi.
Işık ile kutsanmış üç arkadaşın kaderi, Xehanort’un karanlığı altında boyun eğmişti. Terra’nın bedeni ve kalbi Xehanort’un karanlığı altında ezilmiş ve yok olmuştu. Ventus, χ-blade’in yok olması üzerine ciddi hasar görmüş ve Aqua ile karanlıklar diyarında kaybolmuştu. Gerçekleşen kıyameti sezen Kral Mickey ise boyutlar arasında sıkışıp kalan Aqua ve Ven’i kurtarıp Yen Sid’in kulesine götürdü. Ven’in χ-blade’e dönüşmesiyle birlikte kalbinin yeniden hasar gördüğünü belirten Yen Sid’in tavsiyesi üzerine Aqua, bir usta olarak yapması gerekeni bilerek harekete geçti.
Ayrılıklar Diyarı’nın kalan son parçasındaki tahta Ven’i yerleştiren Aqua, Usta Eraqus’un Keyblade’ini kullanarak bu bölgeyi Unutulmuşluk Kalesi’ne dönüştürdü. Böylelikle Ven, hiç kimsenin ayak basamayacağı bu kalede güvende kalacaktı. Daha sonrasında Aqua, Terra’yı kurtarmak için Işıldayan Bahçe’ye doğru yola çıktı. Ancak kendisinin bile bilmediği bir olay gerçekleşmişti. Ven’in kalbini iyileştiren o çocuk büyümüş ve kırılan kalbi sezmişti. Riku ile Kader Adaları’nda yaşayan Sora, Ventus’un zarar görmüş kalbi için bir kucak açtı ve kendi kalbinde Ven’in kırılan kalbini saklamayı teklif etti. Böylelikle farkında olmasa da Sora, Ventus tarafından işaretlendi.
Terra’yı Xehanort’un pençelerinden kurtarmak isteyen Aqua, Işıldayan Bahçe’de çocukluk arkadaşının değişmiş figürü ile karşılaştı. Kendisini Terranort olarak adlandıran bu varlık, yepyeni bir bedende amaçlarını gerçekleştirmek için harekete geçmiş ancak karşısına çıkan Aqua’yı görünce şaşırmıştı. Terranort’un bedeninde hâlâ Terra’ya ait bir şeylerin kaldığına inanan Aqua, Xehanort’un etkisini durdurmak için bu yeni tehdide karşı savaştı. Aqua’nın kendisi için savaştığını hissedebilen Terra ise vücudunu yeniden elde edebilmek için dirense de Terranort’un kendi keyblade’ini kullanması sebebiyle karanlığa yeniden gömülmeye başladı. Terranort bu sayede kendi hafızasını da silmiş olsa da karşısındaki tehditleri geçici olarak ortadan kaldırmıştı.
Terra’nın karanlığa gömüldüğünü hisseden Aqua, karşısındaki bu güce doğru atılarak çocukluk arkadaşını kurtarmayı denedi. Ancak karanlık çok güçlüydü ve Aqua’nın hem kendisini hem de Terra’yı kurtarmasının ne yazık ki imkânı yoktu. Bir usta olarak doğru kararı vermesi gerektiğini hisseden Aqua, sahip olduğu Keyblade’i ve zırhı feda ederek Terra’nın kaybedilmesini engelledi ve bedenin Işık Diyarı’na gitmesini sağladı. Ancak buna bedel olarak kendisi karanlığın hüküm sürdüğü diyarlarda sıkışıp kalmıştı.
Usta Eraqus’un yetiştirdiği, ışığı emanet ettiği üç Keyblade savaşçısı bu şekilde Xehanort’un planlarında piyon rolü oynamış ve karanlığa karşı direnmişlerdi. Ancak Terra, Ventus ve Aqua her ne kadar diyarlardan yitip gitmiş olsalar da miras olarak kendilerine varis seçtikleri Sora, Riku ve Kairi, yılların geçmesiyle birlikte tüm diyarlarda kendilerini gösterecek ve karanlığa karşı savaşacaklardı. En nihayetinde Kingdom Hearts, ışıktandı.