Xehanort’u bulmak ve içindeki karanlık hakkında bilgi almak isteyen Terra çoktan yola koyulmuş, Ventus ise en yakın dostunu uyarmak için onun peşinden Ayrılıklar Diyarı’nı terk etmişti. Olacaklardan korkan ve özellikle de Ventus’un yeterince hazır olmadığını düşünen Eraqus, onu geri çağırması ve Terra’yı da olabileceklerden koruması için Aqua’yı görevlendirdi. Üç genç Keyblade savaşçısı, Usta Xehanort’un planında piyon olduklarından habersizce Ayrılıklar Diyarı’nı terk edip birbirlerinden haberi olmayan uzak diyarlara yolculuk ettiler. Bu süreçte Terra, Ventus ve Aqua üçlüsü sırayla birbirinden farklı diyarları ziyaret ederek bu dünyalardaki Unversedlere karşı savaştılar.
Özellikle de Heartlessları diyarlara çağırarak karanlığa hizmet eden ve Uyuyan Güzel’in ışıktan oluşan kalbini kendi amacı için kullanmak isteyen Maleficent, Terra’nın karanlığa olan eğilimine yakından etki etmişti. Hatta bu noktada Maleficent’in Xehanort ile birlikte çalıştığından da şüphe edilmekle birlikte Ven’e Terra’nın Uyuyan Güzel’in kalbini mühürlediği de söylenmişti. Birbirleri ile iletişime geçemeyen ve bu yeni diyarlarda kimsesiz olan üç savaşçı, karşılaştıkları figürlerin sözlerinden dolayı şüphe duysalar da içten içe birbirlerine sonsuz bir güven duyuyorlardı. Ancak Terra, Ventus ve Aqua’nın tamamen iletişimden uzak olması Xehanort’un planlarını da kolaylaştırıyordu.
Terra, Xehanort ile ilk olarak Keyblade Mezarlığı’nda karşılaştı. Genç savaşçıya Vanitas’ın yarattığı tehlikeden bahseden Xehanort, Unversedlerin bu karanlık varlıktan oluştuğunu anlattı ve Terra’yı ‘Işıldayan Bahçe’ye gönderdi. Terra’nın yolculuğa çıkmasıyla birlikte Xehanort da planlarını devam ettirmek için Işıldayan Bahçe’ye doğru ilerledi. Bu sırada Vanitas ise Ventus’un karşısına çıktı ve olabilecekleri engelleyemeyeceğini söyleyerek Keyblade Mezarlığı’na ışınlandı. Vanitas’ı takip etmesiyle birlikte kendisini Keyblade Mezarlığı’nda bulan ve Terra’ya olacaklar hakkında bilgi edinmek isteyen Ventus, kendisinin karanlık yüzüyle çarpıştı ve neredeyse hayatını kaybetme noktasına geldi. Vanitas’ın bitmek bilmeyen nefreti karşısında ne yapacağını bilemeyen Ventus’u, o yıllarda Keyblade eğitimi gören Kral Mickey’nin kendisi kurtardı. Diyarlarda ortaya çıkan karanlık hakkında şüpheleri olduğunu belirten Mickey, bu olayların sebebini öğrenmek istediğini belirterek Ven’e Işıldayan Bahçe’ye gitmesini söyledi. Bir süredir birbirlerinden tamamen habersiz olan üç arkadaş, kendilerini Xehanort’un tuzağının tam ortasında bulacaklardı.
Işıldayan Bahçe’de Unversedlere karşı savaşan Aqua, görevi sırasında ufak bir kız çocuğu ile karşılaştı. Kendisinin Kairi olduğunu söyleyen bu kız, Aqua ile karşılaşmasında yanlışlıkla Keyblade’e dokunmuş ve kendisini işaretlemişti. Bu işaretlenme Keyblade ustaları tarafından ‘miras’ olarak isimlendirilmekle birlikte ustanın kendisine çırak seçmesi için kullanılmaktaydı. Aynı şekilde Terra da yolu Kader Adaları’na düştüğünde Riku ve Sora ile karşılaşacak ve Riku’yu kendisine varis olarak seçerek işaretleyecekti. Aynı kendisinde olduğu gibi Riku’nun içindeki ışık ile karanlığın çarpışmasını sezen ve küçük çocukta kendisini gören Terra, aslında farkında olmadan diyarların kaderini değiştirecek savaşçının ortaya çıkmasına da sebep olacaktı.
Ancak Işıldayan Bahçe’de yaşanan olaylar, üç arkadaşın da sonunun yaklaştığını işaret ediyordu. Xehanort’un Kale Kasabası’na gittiğini gören Terra, aklındakileri sormak için ilerlediğinde hem devasa bir Unversed tehdidi ile karşılaştı hem de Ven ve Aqua ile yeniden buluştu. Bu tehdide karşı etkili bir şekilde savaşan üçlü, dostluklarının yeniden yeşereceğinden ümitlenmiş olsalar da Aqua’nın kendisine göz kulak olması için gönderildiğini duyan Terra küstahlığına yenik düştü. Ustası Eraqus’a inanmak yerine Xehanort’u tercih eden ve içindeki karanlığın gizemini öğrenmek için yola koyulan Terra, Ven ve Aqua’yı geride bırakarak ilerledi.
Terra’yı karanlığa çekmek isteyen Xehanort ise Braig isimli ajan ile anlaşmıştı. Braig, Usta Xehanort’u sözde tutsak almıştı ve karşılığında da Terra’nın Keyblade’ini talep ediyordu. Bu söylenenler bir tiyatrodan ibaretti. Xehanort’un asıl isteği burada Terra’nın içindeki nefreti ve karanlığı çıkartarak onun duyguları ile oynamaktı. Braig’e karşı nefretle ve karanlıkla saldıran Terra, ajanı yaraladı ve Xehanort’u korudu. Genç Keyblade savaşçısının karanlığa hükmedebildiğini söyleyen Xehanort, Terra’yı çırağı olarak eğitmek istediğini ve karanlıkla ışığın tamamen dengede olması gerektiğini söyleyerek Eraqus’un hata yaptığını belirtmişti. ‘Eraqus senden, potansiyelinden ve içinde taşıdığın karanlıktan korkuyor Terra! Benim çırağım olarak eğitim gör, diyarları dolaş ve ışık ile karanlığa dengeyi getir! Senin kaderin bu…’
Xehanort’un kendisini çırak seçmesinin yanında Eraqus’un kendisinden korktuğunu da öğrenen Terra, gittikçe küstahlaştı ve değişti. Her ne kadar Ven’e karşı beslediği arkadaşlık hisleri ilk günkü gibi olsa da Terra’nın bu küstahlığı ve Eraqus’un yalnız başına kalması evreni derinden sarsmakla kalmayacak, daha birçok insanın kaderini de etkileyecekti. Yolculuklarına devam eden üçlü, Olympos Arenası’nda Zack ve Derin Uzay’da Stitch gibi yeni dostlar edinseler de Usta Xehanort’un Terra’yı, Eraqus’un da Ven’i çağırması kıyametin kopacağının işaretlerini vermişti.
Xehanort ve Vanitas, Ventus’u Keyblade Mezarlığı’na çekmek için Kral Mickey’i kaçırdılar. Kral Mickey’yi koruması gerektiğini düşünen Ven, mezarlığa adımını attığı vakit gerçekle yüzleşti. Vanitas ve Xehanort beraber çalışıyor, hatta Ven’i kullanarak χ-blade’i kullanmayı amaçlıyorlardı. Yaratılış amacı buydu; Usta Eraqus tüm hayatı boyunca Ven’e doğruları söylememiş, gerçekleri ondan saklamıştı. Hayatı boyunca Ayrılıklar Diyarı’nda kalmasının sebebi ise χ-blade’in yaratılmasını önlemekti. Ven’in aklı karışık bir durumda olduğunu fark eden Xehanort, genç savaşçıyı karanlık bir geçitle Ayrılıklar Diyarı’na göndermesinin ardından Terra’yı çağırdı. Ven’in Eraqus’a karşı savaşmaya gittiğini ve küçük çocuğun güvenliğinden korktuğunu söyleyen Xehanort, Terra’nın aklına hepten girmiş ve savaşı da nihayetinde başlatmıştı.