KİMDİR, NEDİR: KRATOS

Yaptıklarının kefaretini ödemeye çalışan Kratos, on yıllık bir süre boyunca Olimpos’un tanrılarına hizmet etti. Bu süreçte Attika ordusuna katıldı ve işgalde bulunan Pers ordusuna karşı savaştı. Pers kralını öldürdükten sonra bir basiliskle dövüştü ve bir anda güneşin gökyüzünden düştüğünü, göğü karanlığa boğduğunu gördü. Güneşin geride kalan son ışıklarını takip ederek Helios Tapınağı’na ulaştı. Athena’yla danıştıktan sonra Güneş Tanrısı Helios’un bilinmeyen bir güç tarafından kaçırıldığını ve Rüyalar Tanrısı Morpheus’un Olimposluları derin bir uykunun pençesine aldığını öğrendi. Helios’un kız kardeşi Eos tarafından kendisine söylendiği üzere Olimpos Tapınağı’nın altındaki mağaralara inip Helios’un savaş arabasını çeken Ateş Atları Euros, Notus ve Zephyros’u uyandırması gerekiyordu. Kratos tanrılara güvenmemesi gerektiğini öğrenmiş olsa da Eos’un onu geçmişine ait kâbuslardan kurtarabileceği vaadi geri çeviremeyeceği kadar büyük bir teklifti. Özellikle de kızı Calliope’nin küçükken ona sıklıkla çaldığı bir melodinin olur olmadık anlarda kulağına çalındığı düşünülürse…

Helios’un kardeşi Eos, Kratos’u Ateş Atları’nı bulmak için görevlendirir.

Helios’u kaçıranın titan Atlas olduğunu öğrenen Kratos, Eos’a söz verdiği üzere atları tekrar canlandırdı ve atlar onu Yeraltı’na, Hades’in krallığına götürdü. Burada ölülerin kayıkçısı Charon’la karşılaşan Kratos, kayıkçı Styx Nehri’ni geçmesi için kendisine yardım etmeyince ona saldırdı. Fakat işler pek beklediği gibi gelişmedi ve Charon Spartalı savaşçıyı bayıltıp Tartarus’a yolladı. Burada yolunu dövüşerek açan Kratos, Tartarus’tan dışarı çıkarak bir kez daha Charon’a meydan okudu. Kayıkçıyı bu sefer yenmeyi başardı ve kayığın kontrolünü ele alarak Yeraltı’nı aydınlatmakta olan Helios’un ışığını takip edip Persephone Tapınağı’na ulaştı. Sahilde kızı Calliope’yi görüp tapınağın içine doğru takip ettiyse de içeri girdiğinde Calliope yerine Yeraltı Kraliçesi Persephone’yle karşılaştı.

Persephone, Kratos’a Calliope’nin Elysion Çayırları’nda bulunduğunu ve onu görmenin tek yolunun bütün geçmiş günahlarını serbest bırakıp Elysion’a girmeye layık hâle gelmek olduğunu anlattı. Bütün geçmiş günahlarını serbest bırakmanın tanrılar tarafından verilmiş güçler ve hediyeleri de geride bırakmak olduğunu bilen Kratos, kızını görmek için hiç tereddüt bile etmeden sahip olduğu tüm silahlardan, büyülerden ve güçlerden birer birer vazgeçmeye başladı; tekrar sıradan, normal bir insan hâline geldi. Tam da bu noktada Persephone tekrar ortaya çıktı ve Kratos’u tahrik edip asıl planlarını ortaya dökmeye başladı: Atlas’ı serbest bırakan bizzat Persephone’ydi ve titan o an bile dünyayı tutmakta olan Dünya Sütunu’nu yok etmek üzere yola çıkmıştı. Böylece kendisini kandıran Zeus’tan, Hades’ten ve onu terk etmiş olan bütün tanrılardan intikamını almış olacaktı. Kratos eğer Persephone amacına ulaşırsa bunun herkes için bir son olacağını ve kızıyla bir araya gelemeyeceğini fark etti. Bütün gücünü ve iradesini toplayarak kendini ona sarılmış olan kızından kopardı ve Elysion’daki ruhlardan güçlerini ve silahlarını geri alıp bir kez daha Sparta’nın Hayaleti hâline gelerek Persephone’nin peşine düştü.

Kratos, kendini zorlukla kızı Calliope’den koparmaya çalışırken…

Sütunu yok etmeye hazırlanan Persephone’ye yetişen Kratos, burada kadının gerçek formu olan kanatlı, kara zırhlı hâlini gördü. Dövüştükleri sırada Persephone savaşçının aklını Elysion’a gidip Calliope’yle birlikte olmayla ilgili çelmeye çalıştı ancak Kratos direnince Atlas’a Spartalı’yı öldürmesini emretti. Kratos kendisine saldıran titanı Yeraltı’nın tavanına zincirledikten sonra Persephone’yle dövüşmeye geri döndü ve Zeus’un Zırh Eldiveni’ni kullanarak tanrıçayı öldürdü. Persephone’nin büyük bir patlamayla yok olan bedeninin artçı şoku zaten ağır hasar almış sütunu yok etti. Dünya, Yeraltı’na zincirlenmiş Atlas’ın omuzları üzerine düştü ve titan hareket edemediği için dünyanın ağırlığını omuzlarında taşımak zorunda kaldı. Kratos’u tanrıların onu kullandığı konusunda uyardı ve Mireler’in buyurduğu üzere tekrar görüşeceklerini öngördü.

Helios ve Güneş bir kez daha göklere dönmüştü; ancak savaşın ve yaşadığı duygusal travmanın ağırlığı Kratos’un omuzlarına en az Atlas’ınki kadar ağır bir yük bindirmişti. Kratos bir daha asla Elysion’a girip kızını görebilecek kadar arınmış ve saf olamayacaktı. Bu bilginin yüküyle bayıldı ve daha sonra Athena ile Helios tarafından Ege Denizi’ne bakan bir uçurumun tepesine taşındı. Tanrılar Kratos’tan Güneş Kalkanı ve Zeus’un Zırh Eldiveni’ni aldıktan sonra Olimpos’a geri döndüler.

Kategoriler
Yazarlardan İnciler
“Çünkü klasiklerin klasik olmasının bir sebebi vardır. Özellikle de üzerine tüm hasar modifikasyonlarını bastığınızda.”
-Burcu (Amansızca Horizon: Zero Dawn överken)