Yıllardır beklediğimiz BlizzCon sona ermişti. Hafif bir burukluk olsa da iki günden aldığımız keyif gerçekten paha biçilemezdi.
Ancak tatilimiz devam ediyordu. Artık sıra California’yı keşfetmeye gelmişti. BlizzCon’un ertesi günü yine Anaheim’daydık. Anaheim’da Disneyland dışında mutlaka görülmesi gereken birbirine yakın iki yer var: Knott’s Berry Farm ve Medieval Times.
Knott’s Berry Farm, ABD’nin en eski eğlence parkı ve Disneyland ile karşılaştırıldığında daha yetişkinlere yönelik. Onlarca çılgın roller coaster ve aynı çılgınlıkta parkurlar var. Sıralarda beklerken binenleri gördükçe “Binmesek mi acaba?” sorusu sürekli kafanızda dolanıyor. Bindiğinizde ise yüreğiniz ağzınıza geliyor. O gün Anaheim’ı gerçek anlamda tersten gördük diyebilirim. 🙂
Günü Knott’s Berry Farm’da geçirdikten sonra, akşam soluğu Medieval Times’ta aldık. Medieval Times, tam bir orta çağ LARP ve yemek şöleni. Görevliler misafirleri “lort” ve “leydi” diye hitap ederek karşılıyor. Ardından oturacağınız tribünün rengine göre sembolik kraliyet taçlarınız veriliyor. Yemek saatini beklerken yapılan fantastik bir tanıtımın ve alışverişin ardından tribünlerdeki masalarınıza gidiyorsunuz. Orta çağ atmosferinde sadece ellerinizle yemek yiyor ve muhteşem bir şövalye turnuvasına tanık oluyorsunuz.
Anaheim’ın tadını doya doya çıkarttıktan sonra tatilimizin kalan üç gününü Los Angeles’ta geçirdik. Los Angeles en az İstanbul kadar, belki daha fazla trafiğe sahip. Bu yüzden gidip dönmek biraz zor ve mutlaka tur otobüsü ile gitmek gerekiyor. Tur otobüsü ayarlamak için bir tura katılmanız şart değil, sadece gidiş/dönüş için de kullanabiliyorsunuz.
Los Angeles’taki ilk günümüzde Universal Studios’taydık. Buradaki en önemli aktiviteler: Universal filmlerinin çekildiği stüdyolar ile 360 derecelik üç boyutlu sinema ortamında muhteşem bir gezinti yapacağınız stüdyo turu, Waterworld şovu ve biz oradayken ne yazık ki henüz açılmamış olan The Wizarding World of Harry Potter. Yakında The Walking Dead Attraction da bu aktiviteler arasındaki yerini alacakmış. Bunlarla birlikte Jurassic Park, Indiana Jones, The Simpsons, Minions, Transformers gibi ünlü film konseptleriyle hazırlanmış Disneyland benzeri parkurlar, birlikte fotoğraf çektirebileceğiniz ünlü film karakterleri mevcut. Ayrıca Universal Studios’un dışında yemek yiyip alışveriş yapabileceğiniz mağazaların bulunduğu Universal CityWalk bulunuyor.
İkinci günümüzde Santa Monica sahili ile Hollywood’u gezdik. Santa Monica sahilinde GTA esintileri var ama GTA ortamını en iyi yansıtan sahil olan Venice Beach’i de tercih edebilirsiniz. Hollywood’da da gezilecek birçok ünlü mekan var. Ünlülerin balmumu heykelleriyle meşhur Madam Tussauds müzesi, Chinese Theater ve Walk of Fame bunlardan sadece birkaç tanesi.
Los Angeles’taki son günümüzde ise direkt bir tur olmayan Warner Bros. stüdyolarına gittik. Aslında stüdyo harita üstünde Universal Studios’un hemen yanında gibi gözüküyor ancak yürüyerek gitmek mümkün değil. Biz de Universal Studios’a tur otobüsüyle gidip 15 dakikalık bir taksi yolculuğundan sonra Warner Bros. stüdyolarına ulaştık. Universal Studios’tan farklı olarak Warner Bros. sadece V.I.P. tur olarak düzenleniyor. Birçok ünlü film ile dizinin çekildiği stüdyolarda, dış mekanlarda ve müzelerde bir rehber eşliğinde dolaşıyorsunuz. Turun sonunda yeşil ekran önünde Harry Potter, Dark Knight gibi film sahnelerinin içinde video ve fotoğraf çektirebiliyorsunuz.
Hazır ABD’deyken alışveriş yapmak ya da sinemaya gitmek isterseniz, Anaheim içinde şehir içi otobüsle gidebileceğiniz alışveriş merkezleri mevcut. Biz bir günümüzü alışverişe ayırmıştık.
Dönüş yolculuğumuz için hava alanına gitmek amacıyla otelden bir servis aracı (shuttle) ayarladık. Taksiye göre çok daha uygun oluyor. KLM ile Amsterdam üzerinden dönmek Air France kadar olmasa da konforluydu.
Böylece hayatımızın en güzel tatilinin sonuna geldik. Umarız gelecek BlizzCon planlarınız için sizlere bir yol haritası çizebilmişizdir. Bu benzersiz deneyimi herkesin yaşaması dileğiyle… 🙂